24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TıpSağlık Otizmde 10 misli artışın nedenleri tartışılıyor. Bazı uzmanlar'bu salgındır" diyor. Ancak ayrıntılı raporlar bunu pek doğrulamıyor. Otizm, kişiden kişiye farklılıklar göstermekte. ichard Miles 1989 kışını asla belleğinden silemeyecek. 34 yaşındaki şirket yöneticisi o yıl Noel tatilini ailesiyle birlikte, doğup büyüdüğü Jersey Adası'nda geçirdi. 14 aylık oğlu Robert'te bir şeylerin ters gittiğini de o sırada fark etti. Zeki ve son derece dışa dönük bir çocuk olan Robert çoktan dile gelmişti. Ancak ayağa kalktiğında başı dönüyor, sendeliyordu. Derken, eşyalara çarpmaya başladı. Birkaç hafta içinde konuşmadan kesildi ve gözle iletişim kurmamaya başladı."Sanki bir anda her yer karanlığa gömülmüştü," diyordu Miles. Sonunda oğluna otizm tanısı kondu. Otizm: Salgın hastalık mı degi mi tartışması Otistik çocukların öfke ve dehşete kapılan ana babaları tarafından sürdürülen kampanyalarda besin alerjıleri, virüslere bağlı enfeksiyonlar, antibiyotikler ve kimi başka ilaçlara da dikkat çekiliyor. Ne var ki, asıl sorun öne sürülen bu olası nedenlerin tümünün de somut bilimsel kanıtlardan yoksun olmaları. R BELKÎ DE SALGIN YOK Olayın çok daha basit bir açıklaması da olabilir: belki de otizm salgını diye bir durum yok. Böyle bir açıklama ilk bakışta insana saçma gelse de, sayılara bir göz atın. Ancak araştirmacılara danışacak olduğunuzda, otistiklerin sayısındaki artışa her biri farklı bir açıklama getirmektedir. Kimileri bu sorunun henüz aydınlığa kavuşmadığına dikkat çekerken, kimileri otizm salgınının tümden bir söylence olduğunda ısrar etmekte. Son araşbrmalardan elde edilen bulgulara bakılacak olursa, pek de haksız sayılmazlar. Otizmin giderek yayıldığı savının doğru olup olmadığını anlamak amacıyla yapılan araştırmalar, otizm olaylarında gerçekte herhangi bir artış meydana gelmediği sonucuna varıyor. Londra University College uzmanlarından Brent Taylor,"Otizm salgını diye bir durum söz konusu değil," diyor. Şimdi otizmle ilgili araştırmalara yoğunluk kazandırılması için bir kampanya başlatan Miles, oğlunun otizm salgınının bir kurbanı olduğuna inanıyor. On yıl önce Jersey'de özel eğitime gereksinim duyan topu topu üç otistik çocuk olduğuna, şimdi bu sayının 69'a ulaştiğına dikkat çekiyor. Robert aşağı yukan aynı dönemde adada kendilerine otizm tanısı konan dokuz çocuktan biriydi. Avustralya'dan ABD'ye, Danimarka'dan Çin'e tüm dünyada otizmin giderek tırmandığına tanık olunuyor. 70'li yıllarda uzmanlar 10.000 kişide dört beş otizm olayına rastlamaktaydılar. Günümüzde bu sayının düzenli bir biçimde arttığı ve sonunda altmışa ulaştığı gö'rülüyor. Otizmin amansızca tırmanışının en belirgin göstergesini belki de Kaliforniya oluşturuyor. 2003 yılında bu eyalet tarafından yayımlanan ve son 16 yılda otizmle ilgili sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlananların sayısının altı katına katiandığını belirten rapor tüm dünyayı şaşırttı. Bu rapor üzerine kitle iletişim araçları da harekete geçti. Otizm, belirtileri kimi zaman birkaç aylıkken ortaya çıkan, ancak çocuk 3 4 yaşına geldiğinde tanısı konan gelişimsel bir bozukluk. Bu bozukluk kendisini iletişim sorunları, sosyalleşmede güçlükler ve imgelemden yoksunluk gibi belirtilerle belli ediyor. BAŞKA SORUNLAR DA VAR Otizm, başka bozukluklarla karışıp sonunda "normal" gelişmeyi engelleyen, çok çeşitli biçimlerde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Hastalığı ortaya koyan herhangi bir biyolojik ya da genetik test olmadığından, tanı koyarken davranışların gözlenmesi gerekmektedir. Otistik çocuklarda genellikle, hiperaktivite, Tourette sendromu, kaygı ve depresyon gibi, başka tıbbi bozukluklara da rastlanmaktadır. Minnesota Üniversitesi salgın hastalıklar uzmanı Jim Gurney'e göre, "Sonuç, otizmin kişiden kişiye farklılıklar gösterdiği yönündedir." Bu belirsizliğin ışığında otizm, "yayılımcı gelişimsel bozukluklar" (PDD) adı verilen ve çocuğun gelişme süreci içinde görülen herhangi bir ciddi anormalliği içeren, çok daha kapsamlı bir sınıfın üyesi olarak ele alınmaktadır. Otizm kendi içinde üç sınıfa ayrılır: otistik bozukluk, kimi zaman "yüksek işlevli otizm" adıyla da anılan Asperger sendromu ve hafıf ya da atipik otizm adı da verilen başka bir sınıfa girmeyen yayılımcı gelişimsel bozukluk (PDDNOS). Bu üçü hep birlikte otistik görünümlü bozuklukları oluşturur. Tüm bunlar kafanızı karıştırmış olabilir. Ancak kafası karışan yalnız siz değilsiniz. Gelişimsel bozuklukları olan çocukların bu ÇEVRESEL ETKİLER Mİ? Bu denli çok sayıda çocuğun normal gelişim sürecinden uzaklaşıp otizm gibi bir karabasanın tuzağına düşmelerinin nedeni ne olabilir? Değişimin ansızın meydana gelmesi bunun genetik kökenli olamayacağını gösterirken, birtakım çevresel etmenleri öne çıkartıyor. Kuşkulu unsurların çokluğuna karşın, bu olayda hangi unsurların etkili olduğu henüz tam olarak bilinmiyor. Britanya'da bunun kısaca MMR olarak bilinen (kabakulak, kızıl ve kızamıkçık) karma aşıdan kaynaklanabileceğine inanılıyor. ABD'de çocuklara uygulanan kimi aşılara eklenen cıvanın etkili olduğundan kuşku duyuluyor. 973/16 12 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle