25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dİ Î Marmara'da Tsunaml yaklaşık 90.000 kişi hayatını kaybetti. Lizbon'un o tarihteki nüfusunun 250.000 civarında olduğu düşünüldüğünde felaketin boyutları daha iyi anlaşılıyor. Neredeyse bütün Avrupa'da hissedilen söz konusu büyük deprem St Vincent Burnu'nun 200 kilometre güneybatısında (hatta belki daha da uzakta) Atlantik Okyanusu'nda olmuştu ve Fas'ta da 10.000 kişinin ölümüne neden olmuştu. Bu bölgede 1969'da bir deprem daha oldu ama depremin mekaniması ve büyüklüğü farklıydı, sadece küçük Tsunami dalgalarına neden oldu. Havvaii ve Japonya, konumları nedeniyle Tsunamiler yönünden en şanssız yerler arasındadır, Havvaii 20. yüzyılda biri Alüsyen Adalan'nda (1949) ve diğeri de Şili'de (1960) olan iki depremin yarattığı Tsunamilerin hedefi olmuştur. Dalgaların Şili'den Hawaii'ye varması 13 saatten fazla sürmüş ve Havvaii'nin Hilo sahilleri 10 metreyi aşan dalgalarla dövülmüştü. Alüsyen Adaları depreminin yarattığı dalgalar kaynak bölgesine yakın sığlıklarda 3035 metreye yükselmiş, Havvaii'de de 810 metrelik dalgalar 160 kişinin ö'lümüne neden olmuştu. tehlikesi önceden kestirmek çok zor, ancak deniz tabanınm topografyası (batimetri) ve sedimantoloji bize kuzey ve güney sahiller için böyle bir riskin gözardı edilemeyeceğini gösteriyor (Alpar ve diğerleri (2001), Yalçıner ve diğerleri (2001)). Derin su için İTÜ'de geliştirdiğimiz bir matematiksel modelleme programı ile hem dispersif dalga alanını, hem de batimetreden olan saçılmayı hesapladığımızda, sığlaşma etkilerini de hesaba katarsak, 5 metre hatta daha yüksek dalgaların sahile ulaşmasının imkânsız olmadığı görüldü. Bu çalışmaya başlamamızda Hava Harp Okulu Komutanlığfnın konuya gösterdiği yakın ilgi önemli rol oynadı. Marmara Denizi'nde normal bileşeni yüksek bir doğrultu atım mekanizmasına sahip büyük bir deprem de olabilir, zira denizin doğusuna doğru Ege'ye hakim kuzeygüney gerilme rejimi daha çok hissediliyor. Böyle bir deprem yerkayması yaratmaksızın sadece faylanma yoluyla da su yüzeyinde gravite dalgaları tetikleyebilir. Tsunami riski konusunda olasılık modelleri yapmak mümkün (örneğin Geist (1999), ama bunlar daha çok faylanma üzerine geliştirilen stokastik argümanlara dayanıyor ; yerkayması kaynaklı Tsunami riski için kuramsal olmanın ötesinde pratik yönden işe yarayacak bir olasılık modeli geliştirmek en azından şimdilik çok zor gözüküyor. (*) Dr., İTÜ Kaynaklar: Alpar, B, Yalciner. A. C. Imamura, F . and Synolakis C. E., 2001, "Determınatıon of Probable Undervvater Faılures and Modelıng of Tsunami Propagation in the Sea of Marmara" International Tsunami Symposıum Seattlc, August 79, 2001, 535544 Yalciner A. C, Ozbay, I., Imamura F., (2001) "A Comparıson of The Tsunami Setup wıth Relation to the Dimensions of Underwater Landslide" NATO A V , Underwater Cround Faılure.s on RV Tsunamı Generation, Modelıng, Rısk and Mıügatıon Vol :1, Advanced Research VVorkshop, NATO Science Program, ISBN: 9759345501 (Edıtor Alımet Cevdet Yalciner), May 2326, 2001, Istanbul. Turkey pp: 6066. Geist, E. L, 1999, A stochastıc source model for estimating local tsunami hazards: Seısmol. Res. Lett., v. 70, p. 221 rılar yapılabilmekte ve kamuoyunun Tsunami uyarılarına güveni azalmaktadır. Japonya şu sıralar depremin olmasından 1520 dakika sonra çok detaylı bir uyarı sistemini devreye sokacak bir algoritma üzerinde çalışıyor. MARMARA VE TSUNAMİ Marmara Denizi, ortasından geçen doğrultu atımlı fay nedeniyle bu fay boyunca (doğubatı doğrultusunda) çok derin bir kanal içeriyor, denizin geri kalan kısımlarında derinlik hemen hemen hiçbir yerde 300 metreye ulaşmazken kanalın içinde 10001150 metredir. Bu keskin derinlik farkı, kanal olarak adlandırdığımız bu bölgenin kuzeyinde ve güneyinde dik yamaçlar olduğu anlamına geliyor. Bu yamaçlardaki çökeller denizin bir ucundan diğerine uzanan bu fayın (Kuzey Anadolu Fayı'nın asal uzantısı) üzerinde meydana gelebilecek büyük bir depremle aniden kararsız hale gelebilir ve çok büyük ölçekli bir sualtı heyelanı oluşabilir. Marmara Denizi'nde daha önce de bu tür sualtı heyelanları olduğu biliniyor, bunlardan biri Bostancı açıklarında güneye doğru bir akım şeklinde gelismiş dev bir heyelan. Eni 1213 kilometreye ulaşan bir kütle düşey olarak yaklaşık 700800 metre yer değiştirmiş. Sedimantologlar bu olayı henüz kesin olarak tarihlendirmediler, ancak bunun çok büyük Tsunami dalgaları oluşturduğu sanılıyor. Dalgalar büyük olasılıkla karşıdaki güney sahilini vurdu, ama bazı daha küçük dalgalar da heyelanın yönünün tersine yayılarak kuzey sahilini (Bostancı sahilini) vurdu. Sualtı heyelanları her ne kadar büyük hacimlerin yer değiştirmesine neden olan olaylar olsa da faylanmalara göre daha küçük ölçekli olaylardır, dolayısıyia yukarıda sözünü ettiğimiz 'sığ su' varsayımı heyelanlar tarafından tetiklenen Tsunamiler için biraz daha az geçerlidir. Derin suda dispersiyon, yani farklı dalgaboylarının farklı hızlarda yayılması durutnu mümkündür. TSUNAMİ UYARISI esiyle dalga yayılım hızının çarpımıyla rantılıdır. Deniz sığlaşükça dalga yavaşır, ufak tefek geri yansımalar ihmal edilire enerji korunumu nedeniyle genlik artlak zorundadır, işte bu şekilde sahile aklaşan dalgalar gitgide yükselir ve tehlieli olmaya başlar. Sahile ulaşan on metı yüksekliğinde bir dalganın yaratacağı asar korkunç olur, özellikle sahil bölgesi igebeli değilse su çok içlere kadar ilerle;bilir (geçen hafta televizyonda gördüklemiz daha çok bir su baskınını andırıyorj). Yerel olarak dalğa yüksekliğinin sa1de 3035 metreye yükseldiği durumlar linmektedir. Tsunamilerin yukarıda saydığımız özelliklerine bakacak olursak bir Tsunami uyarı sistemi kurmanın o kadar da zor olmaması gerektiği izlenimine kapılıyor insan. Ne yazık ki durum bu kadar basit değil, geçen hafta, Güneydoğu Asya ülkelerinin çok daha ciddi bir uyarı sistemine ihtiyaç olduğu acı bir tecrübeyle anlaşıldı. Pasifik kıyılarında modern anlamda ilk Tsunami uyarı sistemi 1968'de Havvaii'de kuruldu. Günümüzde küresel koordinatlarda dalga hareketini sığ su denklemleriyle modelleyen (okyanusları geçen uzun dalgaları betimleyen denklemler sığ su denklemleridir) bilgisayar programlarının da gelişmesiyle uyarı sistemleri iyiden ıyiye sofıstike bir hal aldı. Bu sistemler hem sismolojik analizlere hem de su derinliği ölçümlerine dayanırlar. Risk yaratabilecek bölgelerdeki sismik aktivite sürekli olarak analiz edilir ve depremlerin büyüklükleri, derinlikleri, mekanizmaları ve dolayısıyia Tsunami dalgaları oluşturup oluşturmayacakları otomatik olarak devrede olan algoritmalarla belirlenir. Bunlara paralel olarak bir çok yerde sahillere yerleştirilmiş su seviyesi ölçen cihaz su yüzeyindeki değişimleri ölçulür, işin problemü olan kısmı genellikle bu su seviyesi ölçümleridir. Su seviyesi ölçümleri bir çok yerde ve iyi bir koordinasyonla yapılmalı ve sinyallerden Tsunami ile ilgili olmayan dalgalar ayıklanmalıdır. Bu ayıklama işi hatalı olduğunda yanlış uya [EGA TSUNAMİLER Sumatra'daki deprem bir dalmabata zonu depremiydi. Dalmabatma bölgen okyanus kabuğunun kendisinden daaz yoğun olan kıta kabuğunun altına ldığı bölgelerdir ve buralarda çok bük depremler oluşabilir (dalmabatma lgelerinde, dalan levha, altına daldığı 'hayı hafif kıvırdığı için su derinliği de k fazladır). Pasifik Okyanusu'nda oluşan megaunamilerin çoğuna bu türden depremneden olmuştur. Atlantikte Tsunamiçok daha enderdir, Avrupa sahillerini ran son şiddetli Tsunami 1755 yılında ;bon'u vuran Tsunamidir. 18. yüzyılda rtekiz halen önemli bir deniz gücüydü Lizbon Avrupa'nın en prestijli şehirleırasındaydı. Depremin kendisi, Tsunami gaları ve bunlann sonucunda çıkan ; büyük bir yangın nedeniyle Lizbon'da KESTİRMEK ZOR, AMA Beklenen Marmara depreminin büyük bir heyelan olup oluşturmayacağını Yer kayması nedeniyle oluşan Tsunaminin şematik gösterlmi 929/138 Ocak 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle