Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Moleküller vuruşun etkısine orantılı olarak daha hızlı kenetlerımekte. Palmer, giysi malzemesıni dırseğini kuvvetli bır şekilde masaya vurarak denemiş. Çarpma veya vuruş sonrasında moleküller tekrar birbirlerinden ayrılıyor ve kumaş yeniden esnek hale geliyor. Üstelik bu süreç sadece saniyenin binde biri kadar kısa bir süre ıçinde tamamlankaplayarak duyarlı bır dokunma sensoru makta. geliştirdi. Palmer, Basınçla üretilen elektrik alanı böyyeni mallece transistorlar tarafından elektrik sinyalzemeyle lerine dönüşlürülmekle. Bu lür kaplamalaingiliz bilim adamları çarpma veya esnek olrın lıpkı kadife bir eldiven gibı robot eline vuruş anında sertleşerek kişiyi yaralanduğu kageçmlebilmesi ıçın transislorların zarar maktan koruyan bir gıysı malzemesi üretdar korugörmeden bükülebilecek şekilde geliştiril tiler. Normalde hafif ve esnek olan malzeyucu özelmeleri gerekiyor. meyi Hertfordshire Üniversitesi'nden Phil liği de Bu da bildik silisyum transistorla Green ile birlikte geliştiren d3o firması çaolan spor rıyla mümkün olmadığı için Japon bilim lışanı Richard Palmer, d3o olarak adlandıkıyafetler adamları "pentacene" moleküllerinden rılan yeni malzemenin yakında koruyucu üretmek üretilmiş organik transıstorlardan yararla giysılerde kullarıılabileceğini umuyor. ıstiyor. nıyorlar. Bu sayede lastık tabaka sadece iki Malzemenin içindeki hareketli moleküller Yeni teknıkle üretilen dız koruyucuları milimetre kalınlığında bir çubuk üzerine ani hareketlerde birbiriyle kenetlenerek geçirilirken transistorların işlevleri bozul kıımaşı sağlamlaştırarak sertleştiriyorlar. satılmaya başlandı bile. muyor. Araştırınacılar bundan sonrakı çalışmalarda robot derısıni sıcaklık oynamalarını ve havadaki nemı hısseden sensorlarla donatacaklar. ZümrüttenAkisler A.M. CelalŞengör Darbelerden sertleşerek koruyor insaf! Sayın Zeki Arıkan, CBT'nin 10 Temmuz 2004 tarih ve 903 numaralı sayısnın 20. saylasındaki" 'Din külturu' üzerine" başlıklı yazısında benim bu köşede din kültürü hakkında yazdıklanmı âdeta AKP hükümetinin eğitim politikasının bir tasvibi olarak ele alıp eleştirmiş. Buna verebileceğim tek cevap "el insaf" olacaktır. Orada benim gerçekten lasvibime hak kazanan iki iş vardır. Birincisi Sayın Başbakanın imamhatip okullan krizini (şimdilik için bile olsa) geri adım atarak ertelemiş olmasıdır. Yoksa Sayın Başbakanın vepartisinin imamhatip okullan konusundaki düşünce ve niyetlerinin değiştiğini ben de sanmıyorum. Ikinci iş de Sayın Millî Eğitim Bakanımızın okullarda adam gibi bir din kültürü verilmesi ve bunun fanatizmin önünü keseceği konusundaki sözleridir. Yazım bu sözlere hangi çerçevede katıldığımı belirtmek için yazılmıştı. Benim yazdığım çerçevede bir din kültürü eğitiminin aslında bir din sosyolojisi hatta antropoloji olduğunu ben de biliyorum, hattâ bunu yazımda, Dördüncü Zaman jeolojisini de katarak dile getirmiştim. Benim çizdiğim din kültürü çerçevesiyle AKP iktidannın düşündüğü din kültürü çerçevesinin birbirinden tamamen ayrı ikiyön olduğunu bilecek kadar bilgim ve aklım olduğunu sanıyorum. Yazımın maksadı, çizdiğim çerçeve dışında verilecek bir din kültürü dersinin tıem Anayasa'ya hem de günümüzde aklıselime uymayacağını vurgulamak içindi. Sayın Arıkan belki de benim Sayın Başbakan ve Sayın Millî Eğitim bakanımızla uyuşmuş görünmeme içerlemiştir. Bu konuda şunları söylemek zorundayım. Herşeyden önce ben politikacı değilim ve politikaya şiddetli alerjisi olan bir kişiyim. Bu nedenle politikaya ancak o bilime müdahle ettiği oranda karışırım. 0 da yalnızca bilimin sorunlarını çözebilmek için. ikincisi, ben aynı likirde olmadığım kişilere de saygıyla seslenmek zorundayım. Sayın Başbakan ve Sayın Millî Eğitim Bakanıyla dünya görüşlerimiz taban tabana zıttır ve kendilerinin bir an önce o mevkilerden uzaklaşmaları bir yurttaş olarak en içten arzumdur. Ancak o an gelene kadar Sayın Erdoğan benim de Başbakanım, Sayın Çelik benim de Millî Eğitim Bakanımdır. Maksadım kendileriyle kavga değil, kendilerine benim doğru bildiğim şeyleri yaptırtabilmektir. Bu nedenle kendileriyle olan tartışmalara uzlaştığımız; en azında uzlaştığımız intibaını verebilecek konularla başlamayı tercih ederim. Kör kadı misali doğruyu söylemek hele politik tartışmalarda her zaman yararlı değildir. Insan yarı yarıya dolu bir bardağın bazan dolu yarısını bazan da boş yarısını işaret ederek bir tartışmayı açabilir. Aslında ben, neyazıkki, Sayın Ankan'ın 159. hükümetin niyet ve icraatleri konusundaki tüm endişelerini paylaşıyorum. Sayın Başbakan'ın akılcılığı ve Sayın Millî Eğitim Bakanımızla aynı fikirde olmamız hakkında söylediklerim, tam bir gerçeği yansıtmaktan ziyade, olmasını arzuladıklarımın ifadeleridir. Bu inançlarımın yazımın içeriği nedeniyle açıkça anlaşıldığını sanıyordum. Yanılmışım. Sayın Arıkan yazısına benim yazılarımdan edindiği yararla başlayarak bana iltifat ediyor. Ancak bir de çekincesi var: Benim bazı kişi ve kurumları gerekli gereksiz yücelttiğim iddiası. Bu kişi ve kurumlar hangileridir, bunları gerekli gereksiz yüceltmemin somut verileri nelerdir? Bunları açıkça söylese, ben de görüşlerimi savunabilsem. Her tartışmada açıklık kadar yararlı birşey olamazl Dolmenlerin sahipleri bulundu Dolmen efsanesiyeni bir boyut kazandı: Biryıl önce bulunan yedi iskelet, son analiz sonuçlarına göre gizemli yapıları kuran insanlara ait. eçtiğimizyıl ingiltere'deki dolmenlerin (Stonehenges) yakııılarında süren inşaat sırasına bulunan yedi iskeletin, dolmenlerin kurucularınaait olduğu bıldirildi. Boscombe Down buluntu yerine göre "Boscombe Bowmen" olarak adlarıdırılan iskeletler yaklaşık olarak 4300 yıl çanak çömlek ve ok uçlarıyla birlikte gömülü kalmış ve dolmenlerin dikilmesinde yardımcı olanlara ait olduğu sanılıyor. Wessex Archaeology Araştırma Kurumu'ııdan yapılan açıklamaya göre bu tahmin diş analizleriyle önemli ölçüde kanıtlanmış. Dişler, gelişimi sırasında sahibinin yaşadığı çevrenin kimyasal parmak izini depolarlar. British Geological Survey araştırmacıları dört erkek kardeş ve üç çocuğa ait olan "Boscombe Bovvnıen" dişlerinde yoğurı miktarda radyoaktıl stronsiyum bulmuslar. Bilim adamları arasında dolmenlerin bir kült merkezi mi yoksa bir gözlemevi mi olduğu tartışması sürerken, 20 m yüksekliktekı taşların kaynağı bulundu. Renklerinden dolayı dikkat Son Stonhenge töreni için 20.000 kişi güney Ingiltere'de bir çekici bazı araya geldi. dolmenler sonucuna vardılar. ("Blue Stones") doğal radyoaktiviteYetişkin erkeklere ve çocuklara nin yoğun olduğu 250 km uzaklıktaki Wales bölgesindeki Preseli tepelerin ait dişler ayrıca anavatanlarını üç ila on üç yıl önce terk ettıklerini kanıtladen getirilmiş. Bu bilgilordon yola çı makta diyor British Geological Surkan araştırmacılar "Boscombe Bow vey'den Jane Evans. Böylece tarihönmen" insanlarının da ayrıı bölgeye ait olduklarını ve dolmenlerin dikilişi sı cesi göçlerie ilgili bir örnek çıkıyor karştrîiıza. rasında bu bölgeye gelmiş oldukları Boscombe Bowmen insanları yedi ila sekiz çömlekle birlikte gömülmüşler ve mezar armağanları Amesbury dövüşçüsününkine benzemekte. Boscombe Bowmen insanları gibi aynı dönemde yaşayan adamın iskeleti, Avrupa'daki eıı görkemli mezar içinde bulunmuştu. Ayrıca İngiltere'de metal işleyen ılk kişi olarak da bilinir Mezannda ingiltere'nin ilk altın objeleri bulunmuştur. Ancak diş analizleri Amesbury dövüşçüsünün orta Avrupalı olduğunu göstermişti. Analizler kafataslarından dördünün kardeşlere ait olduğunu gösterdl. İKİAYRIYÖN G ENDİŞELERİPAYLAŞIYORUM 905/5 24 Temmuz 2004