24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İklim Araştırmaları Geçmişte yaşananların yanı sıra, yeryüzünde insan eliyle yaratılan enerji dengesizliği deniz düzeyindeki değişimle ilgili olarak iç karartıcı bir portre çiziyor. Antarktika'dan elde edilcn sıcaklıkla ilgili veriler dünyada son elli yılda meydana gelen ısınmanın neredeyse son buzul çağları arasında yaşanan noktaya ulaştığını gözler önüne seriyor. Asıl sorun buz kitlelerinin küresel ısınmaya ne kadar hızlı tepki verecekleri. B.M tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Iklim Değişim Paneli (IPCC) son 100 yılda buzullarda çok az bir değişiklik olduğunu belirtmekle birlikte, bu hesaplamalar yalnızca kar yağışı, buharlaşma ve erime düzeylerindeki değişimin zamanla yol açtığı etkileri kapsıyor. Oysa, gerçek yaşamda buz kitlelerinin parçalanmasında doğrusal olmayan süreç ve unsurlar etkili oluyor. bir vat olarak kalmasım hedefleyen alternatif senaryo iki bileşkenden oluşuyor: ilk olarak, havayı kirleten etmenlerin önüne geçilmesi ya da kısıtlanması gerekiyor; ikinci olarak, önümüzdeki 50 yılda fosil yakıtlara bağlı ortalama karbon dioksıt salınımının aşağı yukarı bugünkü duzeyinde tutulması gerekiyor. Hava kirliliği ele alındığında küresel ısınmaya en çok katkıda bulunan unsurların da altını çizmek gerekiyor. Bu açıdan metan büyük bir olanak sunuyor. Insanlar tarafından üretilen metan kaynaklannın azaltılması durumunda, atmosferdekı metan miktarı da düşürülerek karbon dioksit artışının yarattığı sıkıntıyı bir ölçüde giderecek bir serinleme bile sağlanabilir. Siyah karbon aerosollerindeki azalma sülfat aerosollerinin yarattığı ısınmaya karşı koyabilir. Enerjinin daha verirnli biçimlerde kullanılması ve yenilenebilir enerjilerden daha fazla yararlanılması kısa erimde karbon dioksit salınımlarını hellı bir düzeye indirebilir. Enerji kullammı gıderek artmaya devenı edeceğinden, uzun erimde karbon dioksidin azaltılması çok daha zorlu bir çabayı gerektirebilir. Son birkaç yıldır gözlenen karbon dioksit ve metanla ilgili eğılimler gerçek yaşamdaki salınım değerlerinın tüm IPCC senaryolarının öngördüğü sınırların altında kaldığını ortaya koyuyor. Kinıi alanlar Kongre Tıp DENİZ DÜZEYİ YÛKSELEBİLİR Zaten sıcak olan gezegenimızde şımdilerde yaşanan olağanüstü küresel ısınma hızı göz önüne alındığında, yazları buzların eridiği ve bol yağış alan bölgelerin Crönland ve Antarktika'nın çok daha geniş bir bölümüne yayılması beklenebilir. Denız düzeyınin yükselmesi denizdeki buzlann yerinden oynamasına, buna bağlı olarak da, karadaki buzlann daha büyük bir hızla okyanusa akın etmelerine neden olur. Buzullar çok ağır bir süreçle Kongre sekreteri Prof. Dr. Bülent Traş ve Hacettepe Üniversitesl Tıp Fak. Kadın Haslalıkları ve Doğum Anabilim dalı öğretim üyesl Prof. Dr. Liitfü Önderoğlu basın foplantısında kongrede ele alınan konulan özetlediler 4. Ulusal Jinekoloji Ve Obstetrik Kongresi'nden notlar Spermler azalıyor erkeklik tehlikede Son yapılan araştırmalarda, erkek sperminde geçen yüzyıla oranla % 50 oranında bir azalma olduğu görülüyor. Ayrıca sağlıklı sperm kalitesi de düştü. Tules Hasdemir hızının aşağı çekilmesi olduğunu belirterek, bir gebenin bakım standartlarının oluŞması gerektiğini vurguladı. Standartlar kaliteyı oluşturur ve bu kalite ise bir ülkenin gelişmış olup olmadığını ifade eder. T oluşsalar da, buz kitlesi bir kez çökmeye başladığında, göz açıp kapayıncaya dek kısa bir sürede ortalığı sılip süpürmesi işten değildir. Tüm bunlar önümüzdeki birkaç yıl içinde deniz duzeyinde çok büyük bir değişiklik beklendiği anlamına gelmiyor. Yine de, dünya üzerindeki enerji dengesizliğinin yükselmeye devam etmesi durumunda deniz duzeyinde çok kısa bir sürede belirgin bir artış meydana gelebilir. Belli bir sınırın üzerindeki küresel ısınmanın zamanla deniz yüzeyinde çarpıcı bir artışa neden olacağı kaçınılmazmış gibi görünüyor. da görülen ufak çapta gelişmelerin kısa sürede IPCC hızına dönüşecek bir rastlantı mı, yoksa kayda değer bir fark mı olduğunu ise zaman gösterecek. Iklim sanılığından çok daha ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya iken, iyimser olmak ne mümkün? Günümüzdeki durumu 1015 yıl öncesiyle kıyaslayacak olursak, iklimdekı değişimin durdurulması içın gereklı temel unsurların akılalmaz bir hızla ortaya çıktıklarına tanık oluruz. Sera gazı yoğunluklarını belli bir düzeyde tutmak hiç de kolay olmayabilir. Ne var ki, iklim değişimi ve bunun etkilerıyle ilgili deneyımsel kanıtların giderek artacağı ve bunların her geçen gün halkın ve yöneticilerin ilgisini daha çok çekeceği düşünüldüğünde, iyimser olmamak da elde değil. Asıl sorun bu konuda yeterince erken davranıp davranmayacağımız. James Hansen Türkçesi: Rita Urgan ürk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'nin 4. Ulusal kongresi Antalya Belekte yapıldı. 10 tanesi yabancı, 170 konuşmacı ve 1200 kadın doğum uzmanın kaülımı ile gerçekleşen kongrede Kadın Hastalıkları ve doğum alanındaki bütün gelişmeler ele alındı. Bunlar üreme endokrinolojisi ve İnfertilite (Kısırlık ve tüp bebek) Peritonoloji (Anne karnında bebek gelişimi), Jinekolojik onkoloji, Menopoz ve osteoporoz (Kemik erimesi), Jinekolojik endoskopi (Kameralar ile yapılan kapalı ameliyatlar), Ürojinekolojı ve pelvik taban sarkmaları (Kadınlarda gözlenen idrar kaçırma ve sarkmaları), Cinsel disfonksiyon (Cinsellik ve bozuklukları) Adolesan (Ergenlik sorunları) Kısırlık, Yardımla üreme tekniklerı, Meme, etık ve yasal sorunlar işlendi. Basın toplantısında konuşan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Traş ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fak. Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Lütfu önderoğlu kongrede ele alınan en önemli konunun anne ve bebek ölüm SPERM SAYISINDA AZALMA Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, erkek sperminde geçen yüzyıla oranla % 50 oranında bir azalma olduğu görülüyor. Hollanda'da yapılan bir araştırmada geçtiğimız yüzyılda milimetrede 100 milyon cıvarında olan sperm sayısının giderek duştüğü belirlenmiş. Bu yüzyılda Dünya Sağlık Örgütü normal sperm sayısını 40 milyon/ml olarak belirlemişken son sınıflamalarda normalin alt sınırı 20 milyon/ml olarak yarı yarıya bir düşüş göstermiş. Türkiye'de her 100 çiften yaklaşık 15'i kısırlık sorunu içinde. Bunların da yaklaşık % 4O'ı erkeğe bağlı. Menisinde sperm çıkmayan erkeklere testislerden biyopsi ile sperm aranıyor. % 40'ında hiç sperm çıkmıyor. Sperm oluşmamasının bir kısmı genetik. Ama tıbbın değiştireceği faktörler de var. Mesela çocuk yaşta geçirilen kabakulak veya inmemiş testis bunla DAHA PARLAK BİR GELECEK Büyük çapta buz kitlesi parçalanmaları başladığında da bunun önüne geçilmesi olanaksız olacak. Manhattan ve Hollanda gibi yerlerde setler felaketi bir ölçüde engellese bile, tüm dünyada kıyıların büyük bir bölümü sular altında kalacak. Önümüzdeki 50 yıl içinde iklimi zorlayıcı ek unsurların metrekarede yaklaşık Scientific Amcrican. Mart 04 894/14 8 Mayıs 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle