22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uzay Araştırmaları GönüldenBilime m,. Orta Odayı Açma! Kızgın kılıfın büyüleyici güzelliği Sönmekte olan yıldızlar içlerine çöktüklerinde kılıflarını kızgın bir bulut şeklinde uzaya savururlar. Hubble teleskopu bu güne değin gö'zlemlenen en nefes kesici bulutsu görüntülerini yakaladı. edigözü bulutsusu "Yüzüklerin Efendisi"ndeki bedensiz büyücü Sauron'un etkileyici gözünü andırtnakta deniyor Esa uzay ajansının bir açıklamasında. Daha çok NGC 6543 olarak bilinen gökcismi en az J.R.R Tolkien'in fantomu kadar gizemli bir oluşum. Yeni görüntüler soıı derece estetik olmanın dışında bilimsel açıdan da büyük bir önem taşımakta. Fotoğraflar bulutsuyu on bir veya daha fazla halkadan oluşan kızgın bir bululun içinde yanan bir göz biçiminde gösteriyorlar. Biüm adamlarının görüşüne göre bu durum, kısa bir süre önce ortaya atılan ve bulutsular etrafındaki madde halkalarıııın istisna değil kural olduğuna dayanan teoriyi kanıtlamakta. Kedigözü bulutsusunun merkezinde sönmekte olan yıldız. Yıldız, yaşaınmın soıı evresinde en dıştaki labakalannı atarak, ışıyan ilmuş. Bu kılıflar llubble görüııtülcriııde lunı kuginç biçimleri yani uzayın en güzel oluşumları hukları görünen kesik bir suğan biçiminde yansıolan bulutsuları üretmekte. Kedigözü bulutsusu yor. türünün ilk örneği olmasının dışında bilimin aşiBilim adamları kısa bir süre öncesine kadar ııa olduğu en karmaşık yapılardan biri. bulutsular etrafındaki bu lıalkaların ender fenoSoıı gözlemler ESA'ya göre kedigözü bulutmenler olduğunu sanıyorlardı. Ancak geçtığimiz susunun merkezindeki yıldızın dıştaki tabakalarıNisan ayında Romano Corradi başkaıılığmdaki nı 1500 yıllık arayla savurduğunu göstermekte. bir araştırma ekibi halkalarm olağan okışuınlar Bu şekilde her biri güneş sistemimizdeki tüm geolabileceğini tahmin etmişti. zegenlerin toplam kütlesıne eşıt toz kılıfları olıışAstronomlar için bu durum sürpriz oldıı Ahmet Inam İYaralıKuşVar! K Dağ tepe, sessiz orman içlerinden geçerek, yorgun argın döndiiğüm bir bisiklet gezisinden sonra, evde, masanın üstüne bırakılmış bir nolunu buldum karımın: "Orta odayı açma! Yaralı bir kuş var!" Önce sözlerin bir şaka olduğunu düşündiim, bir anlam verememiştim çünkü; "orta oda" diye, bir odamız var mıydı? Varsa, yaralı kuşun, o odada işi neydi? Sorular beni aldı götürdü. Orta oda, insanın binlerce yıllık yaşam serüveninde keşfini bekliyor. Yanındaki iki oda arasında, kapısı pek sıkça açılmayan, açılsa da içini görmekte zortandığımız bir oda. Oysa, önemli bir oda, insan evinin kararlarını, yaşamını belirleyen gücü var. Orta odamda, nice geceler çığlıklar duydum. Büyük patlamalarla sarsıldım. Güzel sesler de ışittim: Kapısından eve yayılan nâmeler sıcak, hafif kıpırtılı, dingin heyecanlar yaşattı bana. Kimizaman odanın kapısını parçalayan çok iyi tanımlayamadığım güçler, evimi altüst et//. Yaratıkları dehşetin izlerini aylarca yaşadım evimin her köşesinde Sıkı sıkıya kapattım kapısını, üzerine tahtalar çaktım. Içinden o bilmediğim güçler çıkmasın da, evimde beni perişan etmesin diye. Sol odamdan (arkamı dönünce sağıma düşüyor!) çelik levhalar alıp, mühendislik hünerleriyle örttüm kapının tümünü Çelik sol odamdandı, sol odam güven odamdı. Öyle biliyordum. Sonra? Orta odamdan, kalın kalkanlarla gizlenmiş kapısının boğuculuğunda, hiç ses gelmemeye başladı. Ev, sessiz, cansız, ölü evine döndü. Dayanamadım bu sessizliğe: Sessizliği dinleyemediğim için değil, sessizliğin sesini duyabilmek için orta odadan alacağım kulaklara gerek vardı. Çocukluğumda farketmıştim: Orta odada, müzikyayını olduğu gıbi, dinleme aygıtları vardı. Sılahlar da vardı, çelik yelekler, miğferler: Masanın üstünde çiçekler, açılmamış şaraplar, odanın bir kenannda ucunu bacağını göremediğim bir bahçeye açılan bir kapı daha vardı. Oda sanki, kendi içinde diğer odalara, bahçeye, bahçelere açılan kapılarla doluydu. Peki azını açabilmiş içerlerine bakabilmiştim. Kimi kapılardan gördüklerimden ırkilmış, kımilerinden utanmış, kimilerini açar açmaz kapamıştım. Yaşlandıkça anlamaya başladım: Orta oda kapalı tutulmazdı. Kapalı tutulmazdı ama, içeriye gırip, sol odadan aldığım planlarla düzenlemeler de yapılamazdı. Oda, her türlü düzenlemeye direniyordu. Her insan bireyi bir evdir. Evin bir tarafında üç oda yan yana bulunur. Sağdaki oda bedenimizin işletildiği, beden işletim odasıdır 0 odanın kapısını pek açmadım. Evimin o odadan gelen enerjiyle yaşadığını biliyorum. Işıklarım onunla yanıyor, onunla ısınıyorum. Odamın havalandırması da onunla çalışıyoı. Sağ odamın sağlak odam olduğunu görüyorum. Beden odam. Sol odam, akıl odam. Gözlem evim bu odada, laboratuvarlanm, kütüphanem, bılgisayarım. Orta odam, can odam. Duygu odam. Evimin kalbi. Orada fırtınalar yaşıyorum, sarsılıyorum, üzülüyorum, seviyorum, nefret ediyorum. Kapısına çelik kalkanlar çakıp, sonra vazgeçiyorum. Yaşama sevincini oradan duyuyorum. Acılarım onun karanlığında yaşanıyor. Orta odamda bir yaralı kuş var. Karımın notundan anlamış değilim bunu: Kimin orta odasında yaralı kuş yok ki? Orta odasında giivercinleri, bülbüileri, serçeleri, giderek kartalları, akbabaları olmayanların yaralı kuşları da olmaz. Orta odamın kocaman penceresinden göküzüne saldığım kuşlar, umut kuşları, beklenti kuşları, sevgi bülbülleri, aşk güvercinleri, dostluk serçeleri bilmediğim evlerin odalarına süzülüyorlar. Kimisi yollarda telel olup gidiyor, kimisi hiç bir eve ulaşamadan çöllerde ölüp yok oluyor, kimileri gagalarında haberlerle orta odama, solya da sağ odama dönüp geliyor, kimileriyse güç bela ulaşabildikleri orta odamın penceresinden içeriye kendilerini zor atıyor yaralı olarak. Yıkıntılarımın, incinmişliklerimin, düşkırıklıklarımın yaralı kuşları. Okşayıp severek, bakıyorum onlara. Sol odamın gereçleriyle iyileştirmeye çabalıyorum. Tuhaftır, orta odamda, her an bir yaralı kuşum oluyor artık. (Okura not: Karımın notu, meğer bizim evin bahçesinde bir kedinin avladığı kuşla ilgiliymiş. Karım, kuşu kedinin ağzından zorla almış. Yaralarına merhem sürüp evdeki kedilerin zarar vermemesi için, evimizin orta odasına koymuş. Yanlışlıkla açıp da kuşa zarar vermeyeyım diye bana o notu bırakmış!) ORTA ODA'DA GÖRDÜKLERİM çünku sömnekte olan yıldızların dış kılıflarını aralıklarla savurduklarını beklemiyorlardı. Açıklayıcı modeller döngüsel nıaııyetik etkinlikten, uyduların etkisi ve alımlı yıldıza kadar uzanmakta. Diğer bir tez ise ınaddenin peş peşe atıldıktan soııra dıştaki etkenlerle karakteristik biçimine kavuştuğuna dayanmakta. Fakat kesin olan bir şey var ki o da yıldızlardaki madde kaybıyla meydana gelen motif bin yıl önce çok değişmişti. Kedigözü bulutsusu kızgın madde kılıflarının merkezine oluşınuş ve 1994, 1997, 2000 ve 2002 llubble fotoğraflarında görüldüğü gibi o zamandan bu yana genleşmeye devam ediyor. Bu genleşmeye neyin sebep olduğunu bilim adamları hâlâ bilemiyorlar. Kedigözü bulutsusunun etKedigözü bulutsusunun etrafındaki 3 ışık yılı çapındaki dev gaz ve rafındaki 3 ışık yılı çapındaki dev gaz ve toz halkaları. toz halkaları 915/112 Ekim 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle