Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aylak Bilgi Tahir M. Ceylan Yükseköğretimde burs sistemimiz Yükseköğretimde burs sistemi, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın ötesinde bilim, teknoloji ve inovasyonda yetkinleşmeyi ve bu yetkinliği sürdürebilmeyi sağlayacak ulusal inovasyon sisteminin de bir araadır. Bilim, teknoloji ve inovasyonda yetkinleşmek, her seyden önce, çağın gerektirdiği bilgilerle donanmış insan sayısına ve donanım düzeylerine bağlıdır. Bu yetkinliğin istenilen düzey ve toplumsal genişlikte olması için iyi işleyen bir burs sistemine ihtiyaç vardır. ABD Başkanı Roosevelt'in, 1944 Kasım'ındaki isteği üzerine, o tarihteki Bilimsel Araştırma ve Celiştirme Ofisi Direktörü Dr. Vannevar Bush'un hazırlayıp kendisine sunduğu; bilim ve teknoloji politikaları tarihinde önemli bir yeri olan, "Science The Endless Frontier" başlıklı raporda şöyle deniyordu: "... Bilim insanını yetiştirmek uzun vepahalı birsüreçtir. Yapılan incelemeler göstermistir ki, nüfusun her kesiminde yetenekli bireyler vardır; ama, bunlann içinde, gerekli maddî imkâna sahip bulunmayanlar, birkaç istisna dışında, yüksek öğrenime gidememektedir. Eğer bilimde kimin yüksek öğrenim göreceğini ailenin kaderi değil de kişinin yeteneği belirlerse, iste o zaman bilimsel faaliyetin her kademesinde kalitenin yükselmesini güvence altına alabiliriz. Amerikan gençliğinde bilimsel yetkinliği geliştirmek için, devlet, çok sayıda gence lisans ve lisans üstü öğrenim bursu sağlamalıdır. Ulusal ihtiyaçlara yanıt verecek yetenekteki gençleri bilim alanına çekebilmek için gerekli plânlar yapılmahdır. "... Yeni bilimsel bilgi akışını teşvik etmek ve gençlerimizin bilimsel yeteneklerini geliştirmek için Devlet yeni sorumluluklar yüklenmelidir. Bu sorumlulukların devletçe üstlenilmesi doğrudur; çunkü, bunlar sağlığımız, işimiz ve ulusal güvenliğimiz açısından yaşamsaldır. Yine bunlar, Birleşik Devletler'in, devletin yeni ufuklar açma arayısını güçlendirmesi yonündeki temel politikası ile de uyumludur. Devlet, yıllardır tanm kolejlerindeki arastırmalan akıllıca desteklemektedir ve bunun yaran büyük olmuştur. Bu desteği başka alanları da kapsayacak biçimde genisletmenin zamanı gelmiştir..." Çam ağaçlarının ateşle kaçınılmaz dansı Tuncay Neyisçi (*) osü kayıtlan ilk ağaçların ve doğal olarak ormanların yaklaşık 400 mılyon yıl once ortaya çıkmış olduklan ru belgelemektedır Insaran ateşi kullarumınırı taı ihi ıse 400 bırı yıl oncesıne bir Homo erectus olan Pekin lnsanı'na kadar gerı surulebılmektedır Ateşin ken dısı ıse, bir ateş yumagının soğumasıyla vucut bulan dunyamızla, en azuıdarı, aynı yaşta, 4 6 milyar, olmalıdır. Bir başka anlatımla, hem agaçlar ve ormarüar ve hem de ınsan soyu, yanı turnuyle yaşam ateşin ıçıne dogmuşlardır Aslında yaşam gokyuzunde gurıeş ve yeryuzu dennliklorındekı kızgm magmanm aıasmda 9 sıkışıp kalmış degil mıdır Bu ateşten (guneş) odunç alınan yaşam gunu geldıgınde bu başka ateşle (aynşma) ile gerı verilmiyor mu 9 r Anadolu'nun Ege ve Akdeniz bölgesi jık bir bileşeni halme gelmiştıı dağlarını susleyen ve kurak yaz aylarında kıvrak alevlerle dans eden kızılOrman yangını çamlar, dinozorlarla eş zamanlı ola zorunlu rak dunya sahnesindeki yerlerinı aldı. Bu saptamanm pek çok kışıye şaşırtıcı ve bir o İnsan tarafından arttırılarak süren Kıkadaı da inanılmaz gelecezılçamların alevlerle dansı, kızılçam tahmın etmek guç degıru ile ateş arasında vazgeçilemez ba ğü. Bunun nedeni, yılan oığımlılıklar yarattı; belirli aralıklarla yi negmde oldugu gıbı, or bıze hep nelenen yangınlar kızılçam orman marı yangmlaıınınyonlerıyle koru ve olumsuz ekosistemlehnin, tıpkı toprak nemi,tamtüıp oğıetılnıış olrrıasıdır. rüzgâr, besin maddesi, vb., ekolojik Oysa yangın kuşabir bileşeni haline geldi. gındakı bıtkı ve hayvan turlerı, tıpkı kuıaklıga karşı ol Bu saptama pek çok kişiye şaşırtıcı dugu gıbı bılırlı aralıklarla yinelenen yangınlaıa katşı ve inanılmaz gelebilir. Oysa yangın da ekolojık uyum ozelhklekuşağmdaki bitki ve hayvan türleri, gelıştırmışler, geliştirrı tıpkı kuraklığa karşı olduğu gibi be zorunda kalmışlardır mek Bıtkılerın kuıaklıkla baş lirli aralıklarla yinelenen yangınlaedebılmek ıçırı derıne gıra karşı da ekolojik uyum özellikleri kok sistemi geliştü raeden geliştirdiler. lerı, yapraklarını kuçultmeleri, yaprak yuzeylerını sertieştırmelerı herkes ıçın Şimdi bu olguyu iyi öğrenip, orman olağan ve anlaşılabilıı bu yangınlarıyla mücadele stratejisin olgudur besin maddesi, vb., ekolo Cençlerimiz sıkmtıda Raporunda, "toplumsal refah için", sadece temel araştırmaların [dolayısıyla da doğa bilimleri alanında öğretim gören gençlerin] Federal Hükumet'çe desteklenmesinin yeterli olacağını; yeni teknolojiler ve yeni ürünler geliştirme meselesini ise, temel araştırmalarla ortaya konacak bulgulardan yararlanarak özel sektörün kendisinin hâlledebileceğini ileri süren V. Bush'un bu yaklaşımının doğru olmadığı; temel araştırmaların desteklenmesi yanında, özel sektörün de, teknoloji ve ürün gelistirmede kamu fonlarından desteklenmesi gerektiği, daha sonra, ABD başta olmak üzere her yerde anlasıldı; ama, V. Bush'un maddl imkâna sahip olmayan genç beyinlerle ilgili bu destek uyarısı doğruluğunu bütün ülkeler için hâlâ koruyor. Üniversiteli pek çok gencimizin, harçlar bir yana, barınma, beslenme, yol ve ders araçlarını edinme giderlerini karşılamada sıkıntı çektiğini biliyoruz. Çekilen sıkıntıya, elbette, aileleri de ortak. Evet, bazı burs imkânlan var; ama, bu imkânlardan yararlanabilmek çoğu zaman, gencin, oldukça yıpratıa bir sureçten geçmesini gerektiriyor; sonuçta bulunabilen imkân da, çoğu zaman son derece kısıtlı oluyor. Yanıt aranacak sorular Burs sorununa mutlaka çözüm getirmeliyiz. Ama, yükseköğretim ve sonrasına yönelik burs sistemimizi V. Bush'un işaret ettiği noktadan hareketle de sorgulamamızda yarar var. Şu sorulara yanıt aramalıyız: Burs veren kamu kurumlan, bilim, teknoloji ve mühendislik disiplinleri açısından ulusal önceliklerimiz nedir sorusunu, hiç kendilerine soruyorlar mı? Orneğin, Vizyon 2023 çalışması ile ortaya konan öncelikli teknoloji alanlarına ilişkin öngörüleri, burs verilecek alanların belirlenmesinde de bir rehber olarak kullanmayı düşünüyorlar mı? Burs vererek okuttukları gençlerimizin yüzde kaçını beyin göçüyle kaybediyoruz? Burs veren bütün kamu kurumları seçimlerini şeffaf ve bilimsel esaslara göre yapabiliyorlar mı? Yükseköğretim ve sonrasına yönelik yurtiçiyurtdışı burs sistemini bir bütün olarak ele alıp bu sorulara yanıt arayacak ve burs veren kamu kurumlarını izleyip gerekli yönlendirmeleri yapacak, bir eşgüdüm mekanizmamız var mı? Bu sorulardan herhangi biri için yanıt olumsuzsa yapmamız gereken çok şey var demektir; hem de bir an önce... http://www. inovasyon. org den, yangınlardan yararlanabilmeyi Aynı bıtkının eşdeKfesh bılge Herakleitos (MO 540480) her de içeren "orman yangınlan yöneti gerlı bir başka ekolojik faktor olan yanguüaıla baş şeyın kendi yasasına goıe mi" stratejisine geçilmesi zorunluluğu edebılmek ıçın ekolojık tutuşan bir ateşten oluşruvardır uyum ozelkklen gelıştu mış Çfunu ve sonuçta yine ateşe olabıleceğını anlamaMa ve donuşecegını soylerken kabul etmekie zoılanırız bu gerçegi dıle getırmeye Kenduu, yaşarrıa ortamının çalışıyoıdu kuşkusuz Bir kıt su imkânlanna göre tasarlamış bir kakrusun het alevi andıran bıçımiyle servi ağacının pek çok kulturgun sulanması durumunda çurumesı gıbı, belirli sıkde "Hayat Agacı" olarak kabul gormesı ve mezarların lıktakı yangınlan dıkkate alarak evıınıleşmış kızüçanı başucunda nobete durması aynı gerçekligin uzantısı ormanlannın, yanguılaım turnuyle ortadan kalduıldeÇfil mıdiı? ması durumunda nesıllerını surdurebilme şanslaıınuı azalması kaçınılmazdır. Dinozorlarla yaşıt Anadolu'nun Ege ve Akdeniz bolgesi dağlannı susleyen ve kurak yaz aylarmda kıvrak alevlerle dans eden kızılçamlar, diger çam turleriyle birlikte, yakla şık olarak 185130 mılyon yıl once, dinozorlarla eş zamanlı olarak dunya sahnesindeki yerlerinı alddar. Dınozorlar artlannda heyecan verı hıkayeler bırakarak yaklaşık 65 mılyon yıl once "Nesli Tukenmış Hayvan Tuılen lastesı"ındekı yerlerinı alarak sahneden çekümek zorunda kaldılaı Kızüçamların alevlerle dansı, son 400 bın yılda insan taraftndan giderek arttırüan sıklıklarla surup gitrrıektedır. En azından 135 mılyon yıllık bir geçmışı olan ve her yaz yuzlerce kez yinelenen bu dans kızü çam ile ateş arasında vazgeçilemez baÇımlılıklar yaratmış, belirli aralıklarla yinelenen yangınlar hzılçam orman ekosıstemlerıntn, tıpkı toprak nemı, ruzgâr, Kızüçam ormanlannın milyonlarca yüdan beı ı suregelen varlıgı bu ekolojik başandır ve geüştırılen bu uyum ozellıklennin dofijal bir sonucudur. Nesluı sürdürulebümesi olgusu, dogrudan dogruya, sureklı degişım ıçuıde olan çevre koşullarma uyumda geıçekleştirilebilen başarı performansı ile ılgılıdır Uyum nedenleri Ateş ile kızılçamm uzun surmuş dansının kızıl çam turunde neden oldugu ekolojik uyum ozellıklerını şoyle sıralanabıür • Kızüçamı diğeı çam turlerınden ayırabılmenın en kolay yolu nedir 9 Işe bu sorusunun yarutmı aıa yarak başlayakn. Kızılçam tepe çaüsmda geçmış yıllarm kozalaklarını taşıyan, yani üzerınde sureklı kozalak (eska, yeni) goıulebden tek çam tuıurrıuzduı. Pekı,