Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cönülden Bilime Ahmet Inam İnsan uçar mı? Nietzsche Zerdüst'ünde "ağırlığın ruhu"ndan söz eder. (3. Bölüm, Van Geist der Schwere!) "Ağırlık ruhu", sanılabileceğin aksine çağımızın ruhudur. Bakmayın siz "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliğine". Bu hafiflik, çekilmez, kaldırılamaz, bir anlamıyla duyanılmaz hafilliktir; kaldmlamaz bir ağırlık. PostModern gürültüyü Nietzsche'yle başlatanların yanılgısı buradadır Ondaki muthış ağırlığı "dayanılmaz" hafiflik sanmışlardır. Olümünden bir yüzyıldan fazla bir zaman geçtiği halde, hâlö onun sesinı duyacak kulaklarımız yok. Yok, çünkü çağımız giderek "ağırlığın" egemen olduğu bir çağ. Yardtm Çığlığı başlıklı metninde (Notschrei, Dördüncü Bölum) "Düşmanın için dans etmen gerekl"der. Dans, üzerimizdekl ağırlıktan kurtulmanın ilk yoludur: Yerin dibindeki diskoteklerde, güzellik ya da düğün salonlarındaki dans değil, kırlarda, doğayla kucaklasan bir dans! Dans, ruh da dans edebiliyorsa danstır. Ruhsa ağırlaşmıştır: Yaşanandan. Teknohjinin çarkından. İnsanın elini kolunu bağlayan ya}amdan. Hafif olmak, ağrlığı atabilmek kendlni sevmekle olanaklıdır. Sağlam ve sağlıklı bir sevgiyle. Hafiflik, kendi ağırlığı altında ezilen çağımızda, sığlık, haz düşkünlüğü, sorumsuzluk olarak anlasılıyor. Üstelik çağımızın kimi düşünürleri, iyiden iyiye hafiflemis çağda hepimizin zâten uçmakta olduğunu söylüyor. Hepimizin önünde ekran ve ekranda açılan ağlararası (internetl) ağlarda düşler, hayaller avlayan kuşlanz. Bakın özgürlüğümüzün keyfine! Hafıfliğimizin tadını çıkarınl Uçmak mı istiyorsunuz.: Oturun ekranınızın başına, bol bol uçun, Hatta, gerekli "simülasyon'larla, kendinizi uçakta, bulutlar arasmda sanabilirsiniz. Sanal gerçeklik teknolojisıne bindiniz mi kuş olur çıkarsınız goklerel Işte çağımızın ağırlığı buradadır: "Hafif, hafiflik arayışlannda! Ağırlığının bilincinde olmayan bir çağa hafifliğı nasıl anlatabilirsiniz? Sürunmeyen, yürurken tökezÖnemli olan lemeyen, çukurlara duşmeyen, tabanları yürümekten, dizleri surtünmekten yarlaninsanın, mamış bir çağa? Çağımızın hafifliği, ağırlıdıştaki değil, ğı tanımayan bir hafiflik olduğu için ağırdır. Teknoloji torpiliyle uçmak değil, Ni~ etzsche'nin kanatlarının aradığı formokolojik uçmak da, ilaçlaria. Nedensız, bilinçsiz intiharlarla aralanan yaşam kapısından çıkılıp, goğe süzülmeye çalışmak değil. Bir kaçış değil, uçmak. Bir haza çare değil. Sorunlanmızdan hedonistik kurtulma denemeleri. Uçma, tuhaf görünecek ama, "uçma ağırlığına" erişmekle gerçeklesir. Uçma ağırlığı, hayatın ağırlığını tanımak, kendinizin ağırlığını tasıyabilmekle soğlanır. Ne demişti Nietzsche: "Hafif olmuk, bir kuş olmak isteyen kendini sevmelidır". Sağlıklı ve sağlam sevgi ile! Kendimizin ağırlığını taşıya taşıya sevmek kendimizi: Insanlan, doğayı severek. Nefreti, çirkinliği duya duya sevmek. Ağırlığın sıkıntısını, kahrını doya doya uçmak. Uçmanın ağırlaşmayla, sürünmeyle basladığını unutmamalı: Ağıriığının ağırlığını yaşayabilen uçmayı hak ediyor! Zerdüşt bunu söylüyor. Çağımız Zerdüst'ün çağı değill Belki hâlâ gelmedi Zerdüşt'un çağı. Belki hiç gelmeyecek.lnsan uçamadığı için, teknolojiyle uçabilıyor. İnsan uçamadığı için ilaçlarla, cinsellıkle, esriklikle uçabilıyor. İnsan uçamadığı için, düşlerinde uçuyor. Yine, insan uçamadığı için samanca, mistik yönelimlerle gözlerini kapatıp, düsüncelerinde uçuyor] Teknolojinin getirdiğı rahatlıkla insan uçmuyor, kendini uçurtuyor. "Uçtu uçtu, insan uçtul" dediğimizde çağımızın çocuklan "insan uçmaz, uçaklar uçar" diyebiliyor. Peki uçaklann içindeki insan uçmaz mı? Uçmaz. Uçaklarm içinde insan oturur ve yürur. Isterse zıplayabilir. "Insanlara gunün birinde uçmayı oğretecek, kişi, butün sınır taşlarını yerlerinden oynatacaktır.." diyor. Nietzsche, "butun sınır taşlan havaya uçacaktır onunde bu kisınin". Sınır, dusuncemızın, duygulanmtzın, kendimize ve gerçekliğe bakışımızm sınındır. Henüz insan uçamadığı için sınırlar var. Kollarının içine gizlenmis kanatlarının ayırdında değil. Kandinin değil de, başka seylerin uzerine binerek uçabilıyor. Siyasal anlamda uluslararasınduki sınırlann kaldırılmuya çatışıldığı soyleniyor: Dünya sonunda kocaman bir koy olacak. Işte size aşılamaz bir sınır: İnsanın farklılığını, çesıtliliğini, çoğulluğunu önleyen sınır. İnsan, "binip" uçarak, dünyanın çok uzağındaki gezegenlere gitse de, gerçekte, kendı içindeki kanatlannı keşfedemediği için sürünmeyi sürdurecektır. Teknolojinın getirdıği olanaklar, ıç ozgurluğünu yaşayabilen, kendi kanatlannı açabılen ınsanı uçurabılir ancak. Kendı kanatlarımız, ancak kendimizle yaptığımız savaşın, kendimizle girıştiğımiz ıletişimin sonunda oluşabılir. İnsanın kendisi olmayı oğrenmesiyle, farketmediği kanatlannı kaşfetmesi birlikte gerçekleşir. 8S6/2 Zeolid, doğanın yarattığı harika ' Zeolit'in tıp'ta özelHkle kanser tedavisinde yeni ve oldukça geniş kullanım olanakları surmasının anlaşılması, 1987 yılında Avusturya sınırında yaşayan Slovak Tihomir Lelas'ın bir domuz ahınnda başlayan macerasma denk düşmektedir. 1 987 yılında bulunduıju yoreyı kokusuyla rahatsız eden bir domuz ahınnda ortaya çıkan kokunun gıderümesi ıçın çahşmaya başlayan Lelas, 1756 yılında tesaduf esen Isveçh Hobı Jeolog Baron Axel F. Cronstedt ın bulmuş olduğu bir mıneraü kulldnmdyı dener 1756 yıhnda en buyuk hobısı daglarda gezmek olan Baron Axel gunun bırınde, hiç o gune kadar kaışılaşmadıçjı. deÇpşık bıı kaya paıçası ıle kdişüaşu Bulmuş olduğu kaya paı çasını ısıtan Axel, parçanın kay namaya ve su buhan çıkarmaya başladıgnı gorunee, buna Latınce Zeo (kaynayan) ve Lıthos (tas) kelımeleriran birleşirrunden meydana gelen Zeolıte (Kaynayan Tas) adını verır Zeolıt, Alumınyum, Süısyum ve Oksıjen atomlannın bir araya gelerek, oluşturdugu hucrelenn birbırlenne ince kücal bonıcuklarla baglanması sonucunda, ortada boşluk kalacak şekilde krıstalleşmesı üe oluşnıaktadır (Şekıl. 1) Zeolıtınbudenlıılgınçhale gelmesı lamamen knstal yapısıyla ılıntılı olup, oriada oluşan boşluğa, ıyon çapı uygun yabancı katyonlann (uzennde elektron eksıkligi bulunan atomların), Zeolıt de bulunan Na+ Katyonlan üe yeı degıştırmesı ve Na+ katyonlarının serbest hale gelecek dığer yabancı katyonun knstal yapıya baglanabılmesı ozelhgınde gızhdır (Şekü 2) içindeki kanatları keşfetmesidir Şımdiye kadar 50 nınuzerınde degışık krıstal yapı ozellıgu olan Zeolit'in vaılıgı büınmektedır. Saf olarak Slovakya ve Kuba'da bulunan Zeolıtın 1900'luytllardansonra tespıt edılentumbu ozellıklerınden dolayı kullarum alanı her gun artmaktadır En çok kullanım alanlanm kısaca ozetlersek, akvaryum sulannın teıniz tutulmasını saglaınak (yosun oluşurnunu engellemek), atık 6«M sulann ve gollerın Şekll 1: Zeolit'in görünüfü antımını saglamak, yıkaına malzemelerınde su yumuşatıcı olarak, Nukleer Enerji Reaktorlerinde Radyoaktıv Cs ve Sr uzakldştınlması ve bunlann depolanmasında, tanm, fekll. 2: Zcolltde katyon değiflmi reakslyoau sanayı vs Domuz ahınnda oluşan amonyak kokusunu uzaklaştırmak için Zeolıt kullanmayı duşunen Lelas, bu maddeyı oguterek domuz ahınna atkmış, kısa surede kokunun tamamen ortadan kalktıgını ve hatta domuzlann buyuk bir ıştahla bu maddeyı yemeye başladıklarmın yanısıra, şaşkınlıkla, o bolgeyi kırıp geçıren domuz salgın hastabgının Zeolıtın kulldnıldıçp ahırda, 1 hafta gıbı kısa bir zamanda ortadan kalktıgını tespıt etmıştır Şekll. 3 te Na Zeolit'in ft£M (Taramalı Elektron Mlkroskoplsl) fotoğrafi göıiilmektedlr. Zagrep'te Pratısyen