13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dörtköşe P/ref. H. Ökkes Richard Feynman 1918 yüında ABD'nın New York eyaletade Far Rockaway adb denize nazır küçük bir kasabada dunyaya geldi. 17 yaşına dek orada yaşadı. Iisans derecesıra MTT'de yaptı 1939 yüında Princeton Üruversitesi'nde yüksek lisansını yaparken Manhattan Projesı'nde (atom bombası projesi) çalışmaya başladı 1941 '1e evlendi. Doktora tezini 1942 yılrnda Princeton Üruversitesi'nde tamamladı. Tezi ters bır çahşmaydı: FJektromanyetik dalgalann zamanda "ters" yayılımlan uzerineydi. 1943 ile 1946arasındaLosAlamos'tabulundu. Eşi Arlene tuberkulozdan öldü. Cornell Universitesi'nde çahşmaya başladı. 1949 ve 1951 yıllannda kısa aralıklarla Brazilya'da bulundu. 1951 yüında Japonya'ya da gitü. Cornell Üniversıtesı'ne geçti. 1953'te yeniden evlendi. Caltech'te çalışmaya başladı 1965 yılında fizik dahnda Nobel ödülünu (üa bilimadamıyla bırlıkte) aldı. 1988 yılında oldü. Rivayete gore, olumünden öncekı son sözunun "ikd kez ölmekten nefret edenm; ikincisi çok sıkıcı geüyor bana" olduğudur Feynman eskaza yaşadıgı yerler yerine örnegin memleketımizde yaşamış olsaydı, başına gelmedik kalmazdı herhalde. Mudürleri, büyük olasılıkla, atarlaı, tutarlar, şekere büe katarlardı Feynman'ı Richard Feynman'a ait çok sayıda anektod anlatılır. Bunlardan bella de en ilginci Murray Slotnıck adlı bır fizıkçi ile ilgili olandır. (Bakınız: Anthony ]. G. Hey "Memorıes of Richard Feynman," Physıcs Today, sayfa 48 49, sayı 49, 1996.) "Kuram en iyi tahmindir" Yıl 1949, Amerika Fizık Toplulugu'nun kurultayı New York'ta toplanmaktadır. Slotnick bu toplantıda bir sunuş yapar. Sunuşunun sonuna dogru atom bombasının babası olarak bılınen efsanevı Robert Oppenheımer kalkar ve Slotnıck'in hesaplannın yarüış olması gerektigini çünkü bılınen bir başka kuramı (Case's theorem) ıhlal ettıgım söyler. Zavallı Slotnıck penşan olur. Çünkü böyle bır kuramdan hiç haberi yoktur Oppenheımer, Slotnıck'ı ertesı gun sunus yapacak olan Kenneth Case'ın konuşmasım ızlemesiru tavsıye eder. Orada bulunan Feynman o gece bir türlü uyuyamaz. Bu konuyu düşünür. Ertesı gun Slotnıck'ı gordügünde ona: Dün gece bıraz uğraştım, başka bır yöntemle senin ulaştığın sonuçlara ulaştım. Fakat bazı aynnülan seninle tartışsak ıyı olur, der. Slotnıck Feynman'a kuşkuyla bakar: Ne demek, dün gece uğraşüm? Ben bu sonuçlara varmak için altı ay çahştım, dıye yanıt verir. Çözumlerı karşılaştınrlar. Ortaya şaşırtıcı bir sonuç çıkar Feynman, Slotnick'in geliştırmiş oldugu özel çozum yerine çok daha genel bir çözum elde etmıştır. Feynman ve Slotnick, Robert Oppenheimer'in bir gun önce sozunu ettiği Kenneth Case'ın sunuşunu ızler. Sunuş bıttıgınde, Feynman kalkar: Dün gece Slotnick'in hesaplamalannı gözden geçırdim. Benım bulduklanmla onunhler çakışu. Bence senın kuramının doğru değıl, der. Gerçekte de Feynman'ın ve Slotnick'in çozümleri dogrudur. Richard Feynman'ın TUBİTAK Popüler Bilim Kitaplan dizisınden yayımlanmış olan "Fizık Yasalan Uzerıne" adlı kitabını okurlanma onererek kapatıyorum yîzımı. [email protected] 836/14 Research And Publıshıng in Neurosurgery ACTA NEUROCHIRURGICA, SUPPLEMENT 83, Yucel KANPOLAT (ed.) Springer Wien NewYork 2002, 135 sayfa, 20 resim, ISBN 321183821X Ulkemizdeki büımsel aktıvıtelerin dünya büimine katkısmdakı artış yalnızca kongre duzenlemek veya yurtdışı dergüere yazı gondermenin dışında yeni bir boyuta ulaşü. Avrupa Nöroşırurjı Dernekleri FederasyonuAraşürma Komitesi, 'European Associatıon of Neurosurgical Socıetıes (EANS) Research Commıttee' başkanlıgına getirüen Ankara Unıversıtesi Tıp Fakültesı Noroşirürji Anabüım Dalı Başkanı Prof. Dr. Yucel Kanpolat'ın edıtorlugunde Ingüızce hazulanan bu kıtapta toplam 10'u yabancı olmak uzere 26 yazar tarafından hazırlanan 21 konu başlıgı bulunmaktadır. Kitap Avrupa Beyın Cerrahisi Bırlıgı'nın beyın cerrahisi egıtımının yanı sıra araştırma ve yayın konusunda bügı sahıbi olmak isteyenlere kaynak kitap olarak hazırlandı Böyle bır hazırlıgın mutfagında çok sayıda Türk bUımadamının yer alması ulkemızin nörobüimdekı ıddiasının ve performansının çok önemli bir boyutudur. Bu kitap, Sinirbilim (Neuroscience) üe ügüenen araştrmacüarın yanısıra tıp doktorlannın, nörolog ve beyın cerrahlannm yanı sıra diğer bılimcüerin de önemli bir başvuru kaynagı olacak. Not: Kitabın Optronık fırması tarafından Türkiyedeki nöroşirurjı uzmanlık egitimi veren klıruklere egitim amacıyla ucretsiz dagıtümış olması da uygulamanm bır başka boyutudur. Aylak Bilgi Tahir M. Ceylan Övgü Eleftirmek kolay, övmek zordur, Içimizde, başkalarına karşı öbek öbek eleştiri vardır. Bunlar sanalı bir şişlik yaratır, fırsat bulduğunda da dışan çkmak için can atarlar. 0nun İçin dedikodunun, bofo/t/cı olarak, sanılanın ötesinde bir tedavi etkisi vardır. Dimel ayinlerin ruhsal bir yıkanma yaratması gibi, dedikodu da gerginlik giderir, zevk verir. Din ile dedikodu çok ayrı durmakla beraber, nasıl insanda ortak bir temizlenme duygusu yaratıyorlarsa, kendini övmekle karşıdakini eleştirmek de tek bir ruhsal ihtiyaca cevap verir biricik ve üstün olmak. Buna kar}ilık başkasına yapılan elestiri ve övgünün ilki zevk, ikincisi ıstırap verir, Örneğin arkadaşınız bir basarıya imza atmıs olsun, siz onu ancak şöyle bir dil ucuyla över geçersiniz. Övgünün kendini çoğaltmasını bırakın, git gide azaltan bir yapısı bile vardır. Dil ucuyla översiniz, sonra da, sivri dilinizle adamı sokarsınız:" iyi güzel ama, ah bir de su cimriliğin olmasa" diyerek insanlara övgüyü, ancak elestiriyle bedelini alacaksanız yapabileceğinizi kanıtlarsınız. Hesap kapatmak Yaşamda bedel almak esastır, hesap açık kalırsa, başkasının size ödemediği bedeli, yasam alacaklı duruma geçip sizden alır ve hesabı iki katryla ödemis olursunuz! Iki alver den sonra tek hesap 6demeyi hâlâ öğrenemeyen olursa, kendini tüketen negatif bilançolu olarak yaşamdan çekilir. Buna rağmen tükenmeden övgü yapanlar, eğer bunu güce ortak olmak ya da çıkar sağlamak için yapmamışlarsa, gerçekten askın insanlardır ve herhalde beslenecek zengin bir pınar bulmuslardır. Erişilebilirse, insanın derininde besleyici yataklar vardır; eğer ulasılamazsa onlara, ölümle onca enerjiye de yazık olmaktadır. Tanrı, hepimizin içine bir yanşma duygusu koymuştur. Bu yarışta gözümüz, rakibin eksiğini görmeye programlıdır. Biz onun eksiğini görür, aynı zamanda eksiğini gördüğümüzü ona hissettirir, beraberinde de kendi fazlamızı sergilersek, maraton kurallarını harfiyen yerine getirmiş oluruz. 0 yüzden ortalarda şişinip dolaşan, hırslanıp herkesi eksik, yanlış, budala bulan insanlar, bunu kötü olduklan için değil, aksine bir yansta olduklan için yaparlar. Ara sıra televizyonda, maratoncuların kosu anındaki yüzlerini görüyoruz. 0 hırslı yüzün, insana elestiri değil, övgü yapacak, sövgü değil, sevgi gönderecek bir hali var mı? 0 yüzde, hoşgörü, ancak maraton bittikten sonra belirebilir. Ama yasamın maratonu ne yazık ki ölümle bitmektedir ve gerçekte de ölülerin yüzüne her seyi hoşgören, bitmis bir maratonun mesut ifadesi yansır. Çünkü biten bir sey, maraton olsun hayat olsun, ferahlık yaratır. Yanşçılar nasıl birbirlerini ölümüne geride bırakmaya çalısırsa, yasamda da herkes gizli, açık birbirinin üstüne çıkmaya çalısır. Bu durumda kim kime övgü yapabilir ve kıskanmadan kalabilir ki? Hatta kıskanç olmayanları ya Mevlana gibi uhrevi tarafa ya da hasta yatağına ayırmak gerekir kanımca. Bize kıskançlık gereklidir; "kan yapar", enerji verir, kendimize iyi gelir. Kes, Korkak Alıştırma Elini Yaşanmışlıgın, haberın ve oykunun harmanlanıp yeniden yaratüdıgı, ınsanı ve insana daıı olanın anlatüdıgı 43 ayrı ropörtaj. Marmara Unıversıtesi Üetışım Fakultesi ögrencüerının ogrendüderını pratige doktukleri ve gazetecüigi yaşayarak ogrendüderi haber ajanslan MIHA'daki çalışmalannı ve basında yayımlanmış yazılarını banndıran 3 kitap da Inküap Yayınevinden çıkü. Bine yakm ropörtaj aıasından özenle seçüeıek oluşturulan kitap genç beyinlerın yaratıcüüdannı kanıtlıyor. tletişim adresi: eposta: posta@ınküap. com Başkentimizin 'Anıtsal' Ağaçl AhmetDemiıta, Bu araştuma kıtabında karasal iklim özelliklerinin egemen oldugu Ankara koşullannda seçkin, gor kemli, yaşlı ve şaşırtıcı nıtelıklere sahip ve anıtsal deger taşıdıklan yargısına vanlan agaçlann başlıcalan tanıtılmaktadır. "Anıt ağaç" olarak belirlenenlerin öncelikle ve titizlıkle korunması gerekmektedır. Herhangi bir yerini bozabilecek, degıştırebılecek ve onlara dolaylı büe olsa zarar verecek gırişimlerden (ışıgını, suyunu, topragını bozmak, zararlı atıkları yoneltmek gıbı) kaçınmak gerekmektedır. Bu ağaçlar gorunuşlen, ışlevlerı ve anlamlanyla Ankara'nın ozgurı ogelerinden bınsını oluşturmaktadır. Bu nedenle egitim alanında da yarar sağlayabılir. Anıtsal özelliklere sahıp 53 ağaç ve onlann • Kendi türünün en kalın çaplı, en uzun boylu, en iyi gelışmış ve en yaşlı uyesi olması • Ankara koşullannda 'iyi' gelışmış olması bir yana, bu denU yetişebilmesi büe şaşnücı ve olagan dışı olması, • Yaşlan dolayısıyla belırlı bır tarüıi, bır olayı, bır donemi ya da önemli bır kışıyi ammsatması vb. gıbi olçütler kullanümıştır. Başkasını övmeye evet, ama Baskasına övgü düzemeyeni anlanm, fakat her fırsatta kendini övmeye başlarsa kızanm. Hem karsıdakini övme borcunu yerine getirme hem konuşma alanını kendini överek doldur, hem de birisinin öbürünü övme fırsatını yok et, iste bu olmaz. Kendini takdir etmekte değil, herkesin hakkını yok ederek bunu yapmakta bir sakatlık vardır. Birisini övebilmek için, kendini ölçülü ve sessiz biçimde takdir etmek, yanı sıra da, karsıdan gelecek övgüyü alçakgönüllülükle kabul edip, bunu o kadar da önemsemeyebilmek gerekir. Herkesin övgüye değer bir tarafı vardır. Ama sadece bir tarafı vardır. Kimsenin her tarafı övgüye değer değildir. Her tarafının övülmesini istemek, bütün gövdeye birisi tarafından habire bedava masaj yapılmasını istemek gibidir. Size her gün karsılıksız masaj yapılırsa, kendinizi beğenmekte bir sorununuz tabi ki kalmayacaktır. Ama çözüm masör bulmak mıdır, yoksa masaja ihtiyaç duymayacak bir beden yaratmakta mı? Bazılannın çevresinde masajcı olarak dalkavuk vardır. Dalkavuktan sonra yaşam onlara boş gelir. Hep çocuklarıyla yatmıs dul anneler de, çocuklar evden uçunca, büyük yatağın boşluğuna alısamayıp, koltukta uyurlar. Bosluk dayanılamazdır çünkü. Ote yandan insan kendini sever görünse de, bazen farkındc olmadan kendinden nefret eder. Onun için bazısı gizli değil, açık övgü bekler. Kendinin duymadığı övgü isine yaramaz çünkü. Övgüyt açlık daima nefret çeker. Bunca insani bir duygunun nefret çekmesi, bizim de övgüye ihtiyaamızdan ve o alandaki yarışın büyüklüğün dendir tabiiki. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle