Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aylak Bilgl TahirM. Ceylan Kar yağıyor Bugün sıcak bir pencerenin iç tarafında oturuyorum. Dışarıda enerjisi bitip tükenmez bir ressam, durmadan beyaz boya uçuşturuyor; çimenleri, ağaçlan, arabaları, binalan boyuyor boyuyor; bembeyaz bir tuvalin önünde, sapsarı bir odanın içindeyim. Ressamın eski resimden sıkıldığını, fonu beyazlaştırıp, yeni bir resme başlayacağını düşünüyorum. Paletinde turuncular, pembeler, maviler ve bir de sona sakladığı kırmızılar!... Kar sonrasında giderek daha sıcak bir dünya boyanacakmış gibi duruyor!. Yalnız astarı fazla kalın attı, yağan kar yanm metreyi buldu. Kann altından inlerinin en diplerine saklanmış solucanlar kertenkele ve yılanlar kendilerinde hangi gücü bulup yukanlara çıkacaklar da yeniden hayatı oldurmaya duracaklar. Ama binyıllardır oldurup duruyorlar, aynı yazbozun ilkbahar figüranları olarak onlara otuz kırk defa rastladım!. Demek en olmaz görünen şeyler, ressamın ruhu, boyanın rengi değiştiğinde birden oluveriyor. Büyük yanlışları, uzun ve zor yokulukların ortaya çıkartması gibi, kalın kar örtülerinin altında yanlış zamanda doğmuş yavrular, az beslenmiş kertenkeleler, tembelliğinden inini yüzeye kazmış yılanlar ölüp gidecek. Karın doğum zamanı aralık, ölüm zamanı nisandır. Mayısa en dirilerle çok üremişler kalacak hep. Haziransa güçlü zayıf herkesin ayıdır. Zayıflar, güçlülerin kendilerine ilişmeyecek kadar doygun olduğunu hissettiklerinde, yeryüzünü bir panayır yerine döndürmekte pek ustadırlar. Temmuz, ağustos hatta eylül panayırın en aımbüslü ayları, erkekle dişinin en kızışmış zamanlarıdır. Herkes ürer, ürer ve ürer. Yeni güçlülerle beraber yeni zayıflar dökülür ortaya. Eskiden insan Sonra ressam alıştıra alıştıra yeniden beyazlar sürmeye davranır tabloya. Herkesin sa kıymetliydi, onun vaşa, sağ kalacağı ve madalya kazanacağı öziçin bayramlar lemiyle razılanması gibi, herkes kışa sağ kalmak ktymetli, merhaümidiyle girer. Zorlu kış günlerinde zayıflar 6/eceklerinden işkillenirler, ama uçurumdan atlabalar özenli, dıktan sonra, hiç olmazsa yere çakılana kadar onur kırıklıklan mutlu kalmak isterler. Doğa, her turden mahlukatın dunyanın taşıyamayacağı kadar çok üre tehlikeliydi; şimdi diği zamanlarda astarı kalın atar, karı buzu neyin kıymetli uzun tutar. Böylece yeryüzünün her beş on yılolduğu da bir tekrarlanan en büyük kitlesel kıyımları gerçeklestirilmis, zayıflar bir daha çıkmamak kestirilemiyor üzere toprağa gömülmüş, kalanlara daha fazla yiyecek, daha az mücadele ve daha uzun ömür sağlanmış olur. Kar yağıyor, dünya kendinden bıkmış gibi kar yağıyor. Sanki yaşanan bunca çılgınlıklar, savaşlar yoksulluklardan utanmış ta herşeyin üzerine beyaz bir örtü çekmek istercesine kar yağıyor. Bundan sonra herşeyin doğru gideceğini bilsek, hadi eski hesapları karıştırmayalım; beyaz bir sayfaya hep beraber taze bir başlangıç yapalım. Ama öyle görünmüyor pek, bu zamana kadar olup bitenler, bundan sonra olacaklann yanında, pek hafif kalacak gibi duruyor. Eskiden gücümüz vardı gene. Işleri bırakınca işçiler, üretim durur, hayat solardı. Şimdi öyle mi ya, koskoca fabrikanın içinde bakıyorsunuz çalışan iki düzine adam yok, her şeyi robotlar yapıyor. Turkiye'nin bir grubun elindeki en büyük gazetelerini topu topu yüz kişi basıp dağıtıyor desem inanır mısınız?. Kar yağıyor ama, eski kötülüklerin üzerini örtmeye boşuna çabalıyor. Çünku örtülse de onların gübresinden inanın bu sartlarda ancak daha buyük kötülüklerin doğması için sozümona beyaz yeni sayfalar açılacak. Nasıl derseniz, onların düşüncelerinin aynen şöyle olduğunu sezinler gibiyim: Artık sermayenin işgücüne ve hatta kafa gücüne dahi gereksinimi kalmadı, en azından yakın gelecekte kalmayacak. Dolayısıyla Afnka'nın, Asya'nın içlerinde yaşayan milyarlarca insan, işgücü olarak kullanılmayacaksa anlamsız ve yiyip tüketici çekirge sürülerinden ibaret demektir. Bu sürüler sadece yiyip tüketmekle kalmamakta ama aynı zamanda modern dünyayı tehdit te etmektedir. Bugünden, batması pek muhtemel teknelerin içine onbeşerlik gruplar halinde doluşarak, Anadolu kıyılarından karşı sahile varmaya çalışanların, yarın ku?ey Afrika sahillerinden milyonlarca kara kafa halinde, buldukları en küçük tahta parçasına tutunarak Italya sahillerine varmayacağını kim garanti edebilir ve böyle bir süreç başlarsa bu nasıl önlenir?. Eskiden insan kıymetliydi, onun için bayramlar kıymetli, merhabalar özenli, onur kırıklıklan tehlikeliydi; şimdi neyin kıymetli olduğu kestirilemiyor henüz, ama neyin kıymetsiz olduğu biliniyor artık. Celecek önce insan ruhlanna yansır: insanlar kendilerinden vazgeçtiler artık!. Kar yağıyor, ressam beyazı çeker çekmez eline düşünmeden kırmızıyı alacak gibi görünüyor, bir süre aldatıa biçimde, pembede turkuazda dolaşsa bile, illâki sırayı kan kırmızısına getirecekl. 774/6 Oğrenmek için dikkat gerekir mi? Bilinçaltıyla algılanan görüntüler de beyni eğitiyor •• ğretmenlerımız oğrenmek ıçın dıkkdt etmemız gerektığını soylerler Şımdüerde Amerıkd Bırleşık Devletlerınde psıkologlar bunun pek de gerekmedığı uzerınde tartışıyorlar Fdikına vaımadıgımız goruntulerın beynımızde kalıcı ızler bırakabüdıgını soyluyorlaı Boston Unıversıtesınden Takeo Watanabe ve çalışma arkadaşlannın ortaya koyduguıid qore büınçdltı eğıtımı, haıeket eden noktalan gorme yeteneğımızı qelıştırebılıyor Watanabe, "Farkına varmadan, bılınçsızce oğrenıyoruz," dıyor "llgısız olduğumuz nesnelere tekrar tekrar bakmanın beynımızde çok buyuk etkısı olabıleceğını," soyluyor Harvard Unıversıtesınde büınçle ılgılı arastır malar yapan Robert Stickgold'a gore, temel qoıme sureçleıı aoz konusu oldugunda beynın hıç bir zaman dınlenme halinde olmadığı goruluı Stırkgold daha karmdşık şeyleıı fazla dikkat sdifatmeden oğrenıp oğrenmeyeceğımızı psıkologlar araştırmalıdır dıyor Bu arada, sınıf atlamaya çalışan ogrencılerı 'Kımse yabancı bir düı derslere devam etmeden ogıenemez" dıye uyarmayı da ıhmal etmıyor Harvdrdda qorme uzeııne ıncelemeleıde bulunan Ken Nakayama ınsdnların etrafta dolaşırken otomatık olauk ogrendıklennı soyluyor Şekıller devamlı olardk etrafımızdan tıpkı sokaktakı insanlar ve arabalar gıbı geçer gıdeı Bilinçaltıyla oğıenmo goruş alanımızın dışındakı ozellıklerı fazla ugrdşmdddiı elde etmemn otkılı bir yontemı olabılır Her şeye aynı dıkkatle bdkdmdzsımz," dıyoı Naka yama VVatanabe boyle bir ogrenme yontemının, çevıemızle ılgılı, tekrarlanan ve bu yuzden onemlı O Mayısa kalacak olanlar... olan bügılen hafızamızda depola maya yardımcı olmak uze re gelıştı ğını duşunuyoı Hay vanların hareketlerı bunun ıyı omeklerıdiı Araştırmaların so nuçları, konuyla ılgısı olmayan, ıstenmeyen bügıyı eleyemeyecegımızı de ortaya koyuyor Bugun, Tvlerın, neon ışıklannın, ve hatta cep telefonlannın ekranlarındakı hareketlı qoıuntuleıle bombaıdıman edıldığımız ıçın bu bızı endışeye duşuruyor Watanabe'nın ekıbı deneklerden ekrandakı harflere bakmaldiını ıstedı Harflerın Ptıannda geceleyın televızyon bıttığınde dika plandakı kaılı go runtude olduğu gıbı, noktalar seyrek olarak uçuşuyordu. Deneye katılanlar noktaların % G ının mutemadıyen aynı yone doğru hareket ettığının farkına varamadılar 25 gunluk bu bılınçaltı algılama eğıtımınden sonra bu insanlar tek yone doğıu haıeket eden, faı kedılecek kadar sayıda (°<>10) noktayı qoıme yete neklerı uzeıınde sınandılaı ve bunlaıın hareket o yonlendırmesmı goımekte noımalleıe gore o20 daha ıyı oldukları ortaya çıktı Bir nesnenın hareket ya da renk qıbı bellı nıtelıklerı beyındekı sınıı hucıelerım tetıkleı Aıaştıımdyı yapan ekıbm duşunduğuııe goıe bilinçaltıyla algılama eğıtımı bu hucrelerı ozellıkle bellı bir ha reket yonune duyaılı yaparak bu hurrelerın duyarlıhklarını drtmyor Şarbona çözüm aranıyor ıyolojık sdVdşa karşı duyuldiı koıku gıt tıkço artarken ıkı buluş olumcul şdrbotı hastalıgının dnüdotunun gelişmcsıne yaıdımcı olabılıı Boston'dakı Harvard Tıp Okulundan William Dietrich ve meslektaşlan olumcul şarbon toksınıne karşı koymayı sağldyan genın yerını farede belırledıler Bacıllus dnthracıs bakterısı tdidfmdan salındn bu toksın kandakı bagışıklık hucrelerını olduruyor ve cıdd: şoka bazen de olume neden oluyor Dıetrıch'e gore, bu mukdvemet qenı bıı proteın uretır Bu proteın ya toksını ya da bu zehıre vucuduıı tepkısıyle ügüenen molekullerı hucrenın dışma taşıyabıhr Bu aidda ıkıncı bıı Harvard ekıbı de şarbonun hucreye hıç gınnemesuıı sağlomdya çalışıyoı Toksının proteınlerının bırınden yedı tanesı hucrenın zannı delmek uzere etrafında bir halka oluşturur, daha sonra bir enzırn bu delıkten ıçen qınp taluıbata neden olur John Collier ve meslektaşldi ı peptıd denüen kuçuk pıoteın pdiçdlarını taradılar ve delıkten ıçen gırmpyı onleyen bir tane buldular Ekıbm bıkürdığıne gore, toksm verıldığınde normal olarak 90 gunde olen fareler bu peptıtten bir doz venldıgınde hastalığın hıç bir belırtısını gostermeden yaşamlarına devam ettıler Zamanımızda şarbon, daha çok, çıftlık hay B Kötülükleri örtmek zor vanlannın aşılanmasınırı yetersu ulduqu qelışmekte olan ulkeleıde, sığır koyun ve başka hdyvanlardd goruluyor Heı yıl bıı kaç tdne insan bunu hastalıklı hayvanlar ya da hayvan urunlprınderı alıyoı Bukaç hafta ıçınde de bunldiııı oo20 sı oluyoı Daha seyrek ama çok daha olumcul olan şeklı, şarbonun sporlar yoluyla geçen cınsı, hem çok dayanıklı hem de baktermın uykuya dalmış hdlı oluyoı Hdstdlığuı bu sporlar yoluyla dagılması seçeneğı ve oldurme hızı şarbonu potdnsıyel bir bıyo südh yapıyor Çımen Oner, kaynak Nature New Seı vıce