Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bilim Şenliği Karadenjz Ereğlisi'nde * Zümrüt'ten akisler A. M. C. Şengör 1 012 Mayıs 2001 tarihinde Ted Kdz Eregli Koleji Vakfi Özel Dkogretim Okulu Ve Iisesmde 3 Büım Şenlıgı yapüdı. 4. Sınıftan 11 .sınıfa ogrentilerin katılımı ile gerçekleşe Şenlikte; bilimın her alanından proje, deney, model, araştınna ve sunumlar vardı. Şenlikte ogrenciler dogada gerçekleşen olaylann fızıksel , kimyasal ve bıyolojik açıklamalannı deneylerle goz ile gorulebilir hale getırdi. çok olayı açıklarken, katı anklan degerlendirme projeleri, su, elektrik tasarrufu projeleri.. gibi projelerle çevre bilincinin gelıştınldigi etkinlikler, Gokyuzu haritaları, Işık ve ayna oyunlan, Matematiksel duşunme koşesi, Bılgısayar ve Internet gıbı teknolojik gelişmelerin gunluk hayat ve ogrenim hayatındaki yerini açıklayan standlar gıbı etkınlıkleri zevkle ızledi. 325 ogrenci ve 160 ayn etkinligin yer aldıgı 3. Büım Şenlıginde, ODTU ogretım gorevlısi Doç. Dr. Sn Mehmet Sancar "Fen Egitimının Genel Amaçlan ve Guncel Hayattakı Uygulamalan" konulu bildiri sundu BMAC kültürü ve Tunç Çağı'nın "Ipek Yolu" Rus ve Amerikalı arkeologlar bugünlerde Ruslann daha önce Türkmenlstan'ın başkenti Aşkabad'ın hemen doğusunda Annau'da buldukları bir kültürün verdiği heyecanı yaşıyorlar. Milâttan yaklaşık 2300 yıl önce Karakum Çölü güneyindeki vaha alanlarına yayılan bu kültürün mensupları kerpiç evlerden ve kalelerden oluşan muntazam yerleşim alanlan yapmışlar, koyun sürüleri otlatmışlar, iyi sulanan tarlalarda buğday ve yulaf yetiştirmişler. Tunç baltaları, narin seramikleri, alabaster ve kemik oymalan ve altın ve yarı değerli taşlardan yapılmış mücevherleri varmış. Elit sınıflarının mezarlarında lüks eşyalar bulunmuş. Fakat en önemlisi, bu insanlar bugüne kadar hlç bilinmeyen bir yazı sistemi de geliştirmifler. Arkeologların kültürün geliştiği, eski Yunanlıların Baktriya ve Margiyana adını verdikleri bölgelere atfen BaktriyaMargiyana (BMAC "biymek" okunuyor) kültürü adını verdikleri bu kültür tunç çağı dünyasının haritasında çok onemli bir boşluğu kapatmaktadır. Orta Doğunun büyük nehir kültürleriyle Orta Asya'ntn ve Çin'in kültürleri arasında çok onemli bir halka. Soğuk savaş gunlerinde yalnız Ruslann incelediği bu ilginç kültür soğuk savaşın son ermesiyle tüm dünya prehistoryaalarının dikkatini çekmiş. Ruslar da kendilerinden çok daha gelişmiş arstırma tekniklerine sahip yabana meslekdaşlarını hemen yardıma çağırmışlar. Pennsylvania Üniversitesinden Prof. Dr. Fredrik T. Hiebert BMAC kültürünün tamamen yeni bir "uygarlık" olduğunu söylüyor. Moskova'daki Arkeoloji Enstitüsünden Dr. Viktor Sarianidi BMAC kültürüne ait bulunan yerlerde belli bir yerlesme planının ve bina stilinin görüldüğünü, adeta tüm bu alanların tek bir mimarın planlamasıyla inşa edilmiş olduklarını anlatıyor. Yerleşim yerlerinde bulunan kömür kalıntıları üzrinde yapılan radyokarbon yaş tayinlerine göre BMAC kültürünün MÖ yaklaşık 2300 ile 1800 yılları arasında hüküm sürdüğü sanılıyor. BMAC yazısı ise en ilginci. Uzmanlar bu yazının ne Mezopotamya'da icat edilen (ve ilk yazı olduğu sanılan) çivi yazısına ne de Iran plâtosundan bilinen protoElamit yazısına benzediğini söylüyorlar. Pennsylvania Üniversitesi'nden Indus kültürleri uzmanı Prof. Dr. Cregory L Possehl, yazının uzerinde bulunduğu mühür benzeri nesnenin Indus tipi mühürlere benzemediğini, yazı karakterlerinden de yalnızca birinin bugüne kadar desifre edilememis olan Indus yazısını andırdığı kanaatinde. Prof. Possehl Şenlıgı ızleyenler; Kagıt tencerede su nasıl kaynar? Çelik kopru yapımında genleşmenin etkısı dıkkate alınmdzsa ne olur? Guneş enerjisinden nasd yararlanabiliriz? Deprem uyarı cıhazı nasıl geliştirılir? Sabun nasıl yapılır? Tavuk embriyosu gelışımi uzerinde rontgen ışınlarının etkisi nedir? Uyku makinesi yapıyorum. Eglence makinesi yapıyorum. Hayalımdekı ogretmen projesı, Ruzgar enerjısınden nasıl yararlanabilirim? Kristal buyutuyorum. Elektrik akımını oyuncak yapımında kullanma, Dans eden kukla, Elektrikli vinç modeli, Paralel ve seri devrelerle oluşturulan ışıkh derı, kulak, goz modelleri, Avucunuzdaki deük, .gibi bir Ekin Bilim Şenliği "Ekln'de bllglleri, bllgllerin Içlnekatarak yenlden üretlriz... Yaparak yaşayarak öğrenlriz... öğrendikçe özgiivenlmiz artar, merakımız ve cofkumuz çoğalır..." dlyen özel Ekln Useıl İlköğretlm Okulu öğrenclleri; hazıHadıklan projeleri velllere ve konuklara serglledller. Blllm Şenliği Sahnesl nde de matematik gösterilerinl sundular. Ekln'll oğrencilerin blllm ievglil ve proje Uretme cofkusu, etklnllklere damgasını vurdu. Kaifiyaka Beledlye Bafkanı Şebnem Tabak da, blr anne olarak çocuklanyla blrilkte, bu güzel gunlerinde Eklnll oğrencilerin konuğuydu.. 'Blllm Şenliği' kapsamında Ekln yeriefkesl, adeta blr üretlm ünlteslnl andınyor du. Kolonya yapımından sabun yapımına, bozadan tursuya kadar Ekln patentll ürünler, öğ rencllerin el emeğlgöz nuru olarak velllere sunuldu. Küresel ısınma glbl konularia standlarda gerçekleftlrilen llglnç deneyler de, şenllğe katılan konuklaria velllerin llgl alanındaydı. özel Ekln Llıesl Müdürti Flllz Çaparca; Blllm Şenliği ni geleneksel hale getlreceklerinl söy leyerek, şenllğe katılan oğrencllere, eğltlmdlere, velllere ve konuklara tesekktir ettl. Türkmenistan 'da bugüne kadar hiç bilinmeyen gelişkin bin kültürün saptanması, heyecan yarattı manlık alanı hukuktur; oy ve gorüşleri de hukuksal alandan olacaktır. Soruşturma konusu olayda, olgıüarla ügili teknik saptamalar yapmaya ne yethsı ne de bügısı soz konusudur, bu da dogaldır. Bu nedenle oncelikle bilirkişi olarak bir avukann da gorevlendırılmış olması, onun değer yargılarııun katkısıyla rapor duzenlenmesi yasanın(CMUK 66) buyruguyla bağdaşmaz. Savcı, hukuk adamıdır, DGM gibi bir uzmanlık mahkemesıne atandıgına gore ozel uzmanlıgı da soz konusudur; en az bilirkişi atanan avukat kadar Somut olayda soruşturmaya konu olan duzenin ışleyişi yeterınce anlaşümıyorsa. Savcının gorevi, teknik bilgilerle donatılmış olan kışılerı bılirkışı atamakla başlar. Savcı ve yargıçlar; biliıkişileri surekli ızleyerek, onlan gerektigınde hukuksal açıdan aydınlatarak, çahşmalanm yonlendirerek (CMUK.71) ortaya çıkan sorunlara, sorulara yanıt almaya çalışır. Onlan başına buyruk bırakarak raporu beklemez. Bilirkişi uygulamasmdaki bozuk düzen; sonuçta hem yargıyı hem de sıyaseh yıprattı. Kuşkusuz ulkemizde politik etik kadar yargı etiginin de güncelleşmemesi uzerinde durulması gereken onemli bir sorun. Diğer bir ömek, Mısır Çarşısı' ndaki pat lama olaymda guncelleşmıştır Sanık olarak yargılanan Pınar Selek'in tutukluluk durumu, 7. bıhrkışı raporunda "patlayan bomba değü tupgaz" açıklamasıyla, iki seneyi aşkın cezaevinde kaldıktan sonra kaldınldı. Ancak 7. rapor da yetersiz bulunarak 8. kez bilirkişi incelemesine gidildi Oysa yargüama hukukunun çagdaş nıtelıktekı yazılı olan ve olmayan kurallan uygulansaydı; sorun bir tek bilirkişi ıncelemesıyle çozulebüırdi. Sekız kez bilirkişi incelemesinin yapüdıgı bir yargılamaya hoşgoruyle bakmak usun (aklın) ışı degildır. Sorun yasalardan degil; yasalann uygulanmaması ve temelde fakulte ve sonrası hukuk egitimının yetersızliginden kaynaklanmaktadır. Bireyin dogru ve güvenli (adıl) yargüanma hakkını guvenceye alacak çagdaş bir yargı duzenini istiyorsak bu yozlaşmış bilirkişi uygulaması degişmeli; hukukun ve yasalann buyrugu egemen olmalı. Nasıl mı? Araştıran, sorgulayan, tarüşan bilgili, kültürlü yargıçlar, savcılar ve avukatlar yetştirecek bir duzenle. Ne zaman mı? Bu gidişle Tann büir! Ya Tann size us (akü) verdim derse?.. (x)Yargıtay Onursal Uyesı cetina@mail.koc.net yazının başka bir benzerinin bilinmediği görüşünde. Yazı karakteri resimyazı türunden ilkel bir sileber değil, gelişmiş bir yazı tekniğine benziyor. Çin yazısının atası olabilir mi? Çin yazısının en az birkaç yüzyıl daha genç olması bu ihtimali de zayıflatıyor. Ben mühür üzerindeki bir karakteri Orhun yazıtlarındaki Türk runlarındaki bir harfe benzettim. Ama Türk runlarının da Baktriya'daki alfabelerden türemiş olduğunun sanılması (ve en az 3000 yıl daha genç olmaları!) böyle bir ilişki ihtimalini de hemen hemen yok ediyor. Kültürün kökleri konusunda da uzmanlar arasında görüş birliği yok henüz. Dr. Sarianidi kültürün köklerinin Türkiye'de olduğu kanısında (mimari stil sanki bizim Çatal Höyük'ün "modernize" edilmiş şekli!). Buna karşılık Prof. Hiebert kültürün yerli olduğunu sanıyor. Bazı diğer prehistoryacılar ise kültürün köklerini kuzeyde, Orta Batı Asya'da arıyor. BMAC kültürünün âniden ortadan kalkması da bir başka muamma. Iklim? Komşu baskısı? Bilinmiyor. Bilinen bir şey, insanlığın sandığımızdan çok daha eski çağlarda birbirlehyle temasta olan kültür merkezleri oluşturmuş olduğu. Yıllar önce güneybatı Çin'in Yünnan eyaletindeki tunç müzesini gezerken gördüğüm boğa kültü ürünleri bana Girit'teki Minos kültürünün boğa kültünü hatırlattıydı. Benzerlik b'yle ki, arada bir temasın olmadığını düşünmek mümkün değil. Bunu 1992 yılında Arkeoloji ve Sanat Yaymlarının çıkardığı Taşlıklıoğlu Armağan Kitabında yayımladığım bir makalemde belirtmiştim. BMAC kültürünün keşfi insanın coğrafi ufuklarının ne denli erken açıldığının yeni bir isbatı. Not: Prof. Liepmann'in büyük diş hekimi Kantorowicz ile ilgili anısını naklederken kendisinden gündelik alışkanlığım nedeniyle dişçi olarak bahsettim. Okurum Dr. Kürşat Sezer'den Kantorovvicz'in dişçi değil diş hekimi olduğu konusunda derhal sert bir uyarı geldi. Bu terminolojik cehaletimi bertaraf ettiği için Dr. Sezer'e teşekkür eder, hem kendisinden hem de tüm diş hekimlerinden af dilerim. 744/5