21 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kar tanelerinin simetrisi Soru: Kar tanelerinin simetrik olmasının nedeni nedir? Asımetrik kar tanesi var mı? Yanıt: Kar taneleri birbirine gevşek bir şekilde bağlanmış minik kar kristalleridir. Bu kar kristalleri simetrik alngenlerdir ve son derece zarif, tüy gibı yüdız şekülerı oluştururlar. Ancak kar tanelerinin kendileri simetrik degildir. Ne var ki bu konuda genel bir anlam karmaşası söz konusudur, çünkü kar kristalleri kar taneleriyle kanştınlır. Kar kristalleri altıgendir, çünkü bunlann içindeki su molekülleri başlangıçta, su donarken birbirine kilitlenen 6 molekül çemberinden oluşur (Bkz. şekil, sol alt) Bir kar kristali milyonlarca su molekülünden oluşur. Ve bu kristallerin meydana getiren başlangıçtaki şekil, simetrik ve altıgen oldugu için nihai yapı da simetrik ve altıgendir. Bu altıgen simetrik yapıda kar kristalleri degişik şekiller oluşturur. Başlangıç noktası basit, 6 kenarlı bir prizmadır (Bkz. şekil, sağ alt). Ancak atmosferde karşılaşhgı koşullara baglı olarak prizma farklı Sayısal çapraz bulmaca2 A B C D E A B C D E F SOLDAN SAĞA: A: Ardışık 6 rakamdan oluşan, yan yana yazılmış ıkı ASAL sayı B: Yan yana iki ardışık ASAL sayı... Bu ASAL sayıların her birinin rakamlannın toplamını veren iki sayı da ardışık iki ASAL sayıdır. C: SOLDAN SAĞA A'daki tanıma uyan başka bir sayı D: Bir sayının tam kaıesı E: SOLDAN SAGA A: dakı tanıma uyan bir başka sayı TUBJUUDAN AŞAĞI: A: Basamaklan inişli sayı Hamilelerde sabah bulantısı neden oluşur? Soru. Hamilelerdeh sabah bulantılannm evrimsel açklaması nedir? Başka hayvanlann da mıdesı bulanır mı? Yanıt: Bu sorunun kısa yanıu şudur: Istatiksel olarak sabah bulantılan düşük riskini azalür, embriyonun normalin altmda bir hızla büyüdügünü ve dogumdan önce ölümü haber verir. Ancak daha da ilginç olan bu avantajın nasü ortaya çıktıgı ile ilgilidir. Ancak bunu bugüne dek kimse bilemiyor. Klasik varsayıma göre mide bulantısı ve kusma, hamile kadına yedigı yiyeceklerin içindeki kımyasal maddelerin bebege zarar verıp vermedigıni haber verir. Hamüeligin ilk dönemleri fetüsün gelışımı açısından çok krıtık oldugu ıçın, bu donemde bebegın zarar gormemesi çok önemlıdır. Bu varsayımı destekleyen pek çok kanıt mevcuttur, Hamileliğin 6 ile 18 haftası arası embriyonık gen gelişımının kımyasal koşullardan en çok etküendıgı donemdir ve bu dönemde mıde bulantılan çok şiddetlıdır. Sabah bulantılaıının soz konusu oldugu kadmlarda duşük olayı, midesi bulanmayan kadınlardan daha az görülür. Mide bulantısı sonucu kusan kadınlarda düşük tehlikesı yalnızca mıdesı bulanan ancak kusmayan kadınlara oranla daha düşuktür. Pek çok kadın hamilelıginın ilk üç ayında, alkollü içküerden, kafeinli içeceklerden, tadı degişik sebzelerden dogal olarak hoşlanmaz. Ve bunlardan uzak durur. Ancak kadınlann çogunlukla bahk, tavuk eti ve yumurtadan uzak durduguna bakarsak, sabah bulantılarının bir yarannın da kadınları gıda zehirlenmesine karşı korudugu varsayımı öne çıkar, Çünkü hamileligin ilk aylannda kadınlarda bagışıklık sistemi büyük ölçüde zayıflar Son yıllarda ortaya atüan bir başka varsayım da kadınların ilk aylarda aç kalmasının plasentanın daha hızlı gelişmesine yol açmasıyla ilgili. Bunun sonucunda fetüs daha iyı gelişir ve düşük tehlikesi ortadan kalkar.Ancak sabah bulantılarının hamileliğin ileri aşamalannda devam etmesi, duşük kilolu dogumlara yol açabüir. Bazı çiftçiler koyunlarda da buna benzer rahatsızhklann ortaya çıktıgına ilişkin gözlemlerini dile getiriyorlar. •• B: Karışık sırada beş ardışık rakamlı sayı C: Kendi de rakamlannın toplamı da 4'üh kaü D: Basamaklan çüaşlı bir ASAL sayı E: Rakamlannın toplamı bir ASAL sayının karesi F: YUKARIDAN ASAĞI D:'nin tanımına uygun bir sayı Hazırlayan: Necah BüyUkdura 742.sayıdaki "Sağlamalı Çarpım" isimli bilmecenin yanıtı: Üç haneli 2 sayı 534 ve 216'dır. Bilmeceyi dogru çözen okuyuculanmız: Necah BüyükduraAnkara, Aydın BingölAnkara, Atatürkçü Düşünce DernegiTkşköprü Şubesi uyuru/aevam "EEG ve Sinirbilim" Uydu Toplantısı ECNS (EEG and Clınical Neuroscience Sodety) Uydu Tbplantısı, 27 29 Hazıran 2001 tarihinde Istanbul'da yapüacak Merkezi ABD'de ve üyelerinin çogunlugu Amerikan Üniversıtelerinde çalışaıı bir bilimsel dernek olan ECNS'ın amacı; psikiyatriyi subjeküviteden arındırmak. Bunun ancak objektıf test yontemleriyle mümkün olacagını ve kullanılacak yontemin etik ilkelere uygun, insana zarar vermeyen, ucuz ve tekrarlanabüir olması gerektığını savunan ECNS; EEG ve Uyandınlmış Potansiyel'ın (evoked potantıals) bu amaca hızmet edebüecegını kanıtlamaya, yontemin uluslararası düzeyde kabulunü sağlamaya çalışıyor. ECNS uluslararası platforma ilk kez Türkiye'de çıkmış olacak. Kongrenın Istanbul'da yapılmasından ülkemiz için beklenen yarar ıse, yakm gelecekte psıkiyatn büirrünın gıreceğı objektıvıteye ağulık veren, onu gerçekten ölçülebilır, anlaşılabilıı bu büırn olma noktasına taşıyacak olan bu tür aktıvıtelere Tuıkıye'nin vakit geçumeden entegre olarak surecın onculen arasında yer alması Türk bıüm adamları ıçm, bıı yandan bagımsız bilimsel yapılanmayı gerçekleştirmeye, yani materyal, bilgi ve teknoloji konusunda dışa bagımlı olmamaya dikkat ederken, öte yandan başkalanyla dostane bagları kurmak ve sürdurmek yararh ve geıekli gorülüyor. Kongre'nin açılıs töreni, 28 Haziran saat 8;309'30 arasında The Marmara Otelde yapılacak. Toplantı hakkuıda aynntüı bilgi icin' wwwAcnAAAtsll şekülerde geüşir, Eğer havadakı su molekülleri büyuk ölçüde prızmanın 6 yuzüne yapışırlarsa, kar kristalleri altıgen bir düzlem şekline bürünür (orta, üst). Ancak yogun bir şekilde alt ve üst yüzeylere yapışırlarsa igne veya kolon şeklinde ortaya çıkarlar (sağ, üst). Sıcaklık ve nem üe ilgili koşullara baglı olarak kristallerin şekü değiştirmesinı anlıyoruz, ancak bunun altındaki fiziksel süreci tam olarak bilemiyoruz. Bazı spesifik sıcaklıklarda ve havanın suya aşın oranda doymuş olması durumunda, kristalin geüşmesi su buhanrun yayılma ve krıstal yüzeye yapışma hızına baghdır. Bu durumda kristalin alacagı şekil sabit degildir, Daha sonra havaya dogru uzanan çıkmtıların üzerine yapışan su molekülleri yeni yıl kartlarının üzerinde yer alan tipik "kar tanesi" görüntüsünü oluşturur (sol, üst) Atmosferdeki koşullara olan duyarlılıklanndan otürü ıkı kar tanesi birbirine benzemez. Istisna olarak, atmosferik koşullann sabit oldugu durumlarda kar kristalleri birbirine benzer şekilleıe bürunür. Örnegin, Antarktika'da kar, basit alügen prizmalar şeklmde yagar. 20 yıldır tatışüan yasa Baştarafı 17. sayfada '•' bu yontemdir. Doçentlik ve profesörlük jüri tayinlerı, fakülte, yönetim kurullan devreden çıkarıldıgı için, rektörlerce ya da adayı hıç tanımayan, uzmanlık alarunı hiç bilmeyen rektörlere yardımcı kurullarca yapılmaktadır 4 EJltlmöğTetim ile Uglli kararlar: Fakültelerde egıtım ve oğretimın ozgurce yapıldığı varsayılır Aslında durum boyle degildir. Bu konuda da ilgili faküllenin akademık kurullarının aksi gorüşüne ragmen, ogretim sısteminin tamamen degiştiren bir yönetmelıgın relctorce senatodan geçırümesi mürnkundür ve birçok üniversitede uygulanan bir yontemdir. Rektor, yasadan aldıgı yetkı ile bir ogretim üyesini başka bir birimde ve şehirde görevlendırebüır Çok defa cezalandırmak için başvurulan bu yöntem, ogretim üyelerı ıçın demoklesin küıcı durumundadır 5 Ünivenltaye ba}lı birinücrin açılıpkapatalnuuı: Bölum, araştırma merkezi, anabilim dalının açılması ya da kapaülması da rektorun onerisi ile senatoca kararlaştınlır. Karar YÖK onayı üe kesinleşır. Dgili bırimin goruşunu almaya bile gerek yoktur Böyle tepeden inme kararların ogretim elemanlarmda yaratacagı şok uzennde durulmaya gerek dahi görülmemektedır. 6 Vakıf ttnlvenitelerinde görevlandiırma: Bu tür gorevlendırmelerde rektorler tek başına yetkıüdır Bazı rektörlerin ayruncüık yaparak kendilerine yakm olanlara izin verdıgi halde, dığerlerınden esırgedikleri bilinmektedir. 7 Mekantal s o n u l a r : Fakültelerin kullandıklan butun mekânlar, tüzel kişüiğe sahip tek kurum olan universıteye ve onun temsilcisi rektöre aittir, Bu konuda düşmanca yaklaşımlann hükum surdügü bilinmektedir. Yukanda aynntılanna ve dogurduju sonuçlara inmeden açıkladıgımız olaganustü yetküer, nektörleri her konuda imparator haline getinniştir. Başta dekanlar olmak üzere ogretim üyeleri sistemle bütünleşmek zorunda kalmışlardır. Köklü ünivörsitelerin ve fakültelerin yerleşik akademık geleneklenni ortadan kaldıran, kanhmcı göruşlere ve eleştıriye yer vermeyen bu sistem; keyfılıge, ayınmcüıga, universite içinde bölücülüge yol açmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle