Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O, geri döner! Toplumların ortak zaman dilimlerini tarif eden simgelerden biri de oyuncaklardır. Mesela, son yılların en ortak oyuncaklanndan birinin bilgisayar olması gibi. Ya da KayKay'dan söz edildiği zaman sadece belirli bir zaman dilimini hatırlayacağımız gibi, Furby, ya da Pocemon gibi. Ama bir oyuncak var ki, bin yıllardır biliniyor. Hatta bilinmekle kalmıyor seviliyor, meraklıları hiç eksilmiyor. Bir zaman dilimine yerleştirmeye kalksanız eğer, hemen kafasını bir başka dönemden ve hatta, başka mekândan uzatıyor. Kimi günler caddelerde, ışıklar saçarak, satıcısına sadakatle geri dönduğunu gördüğümüz Yoyo bu. Sadakati ise, 2500 yıldan uzun süreyi kapsıyor. Dile kolay! Yoyo'nun Çin kökenli olduğu savunulmaktaysa da, ilk kayda geçtiği yer Yunanistan ve yıl Milattan Önce 500 civarı. Atina Ulusal Müzesi'nde, yoyo'suyla oynayan genci, bir vazoda resimlenmiş görmek mümkun. Oyuncağımız o zamanlar tahta, metal ya da kilden yapılıyor ve kayıtlara "Disc" olarak geçiyor. Bizim küçük, ama sadık oyuncağın tarihindeki en tartışmalı bölüm, Filipinliler ile olan ilişkisi. 16. Yüzyıl civarında, Filipinlilerin Yoyo'yu bir tür av silahı olarak kullandıkları biliniyor. Uzaktaki avını yakalayan Yoyo onu düşürüyor ya da kimseyi yakalamayazsa geri geliyor. Yoyo'nun, Filipinliler dilinde, "gelgel" ya da "geri gelmek" anlamında kullanıldığı sanılmakta. Bazıları Yoyo sözcüğünün kesinlikle Filipinlerden geldiğini iddia ederse de, bazıları (Ingiltere'de bir dönem anıldığı gibi) "joujou de Normandie" den geldiğinde ısrarlı. Filipinlere biraz daha yakın bir ülke, Hindistan'dan da bazı kayıtlar var. Tarih 1765. Küçük bir kutu üstüne resmedilmiş, kırmızı elbiseli kız, Yoyo'suyla oynuyor. Ve ardından; belki, bir baharat balyasının yanında, bir top ipeklinin içinde, ya da bir girişimci tüccarın cebinde Avrupa'nın yolunu tutuyor. Doğu'dan gelen her yenilik gibi önce kalbur üstü takımın ilgisini çekiyor. İlk kayıt Fransa'dan. Yıl 1789, Celeceğin kralı Louis XVII. daha dörtyaşında... Bugün Louvre Müzesi'nde sergilenen resminde elinde Yoyo'su ile poz veriyor. Ama Avrupa'da işler biraz karışık. Ihtilalin etkileri ve aristokratların yaşadığı değişim ortada. Dönemin etkisi olsa gerek, Fransızlar bu küçuk oyuncağa Temigrette" ismini veriyorlar. Yani, "Göçmen". Zaman, aristokratların göç mevsimi çünkü. Ünlü oyun yazarı Beaumarchais'nin, 1791 yılında yazdığı, Figaro'nun Düğunü'ndeyiz bu kez de. Figaro sahneye giriyor, sinirleri gergin, elinde Yoyo'su var ve oyuncakla ilgili sorulara şöyle cevap veriyor; "Bu, beyin yorgunluğunu gideren ulvi bir oyuncaktır." Bir söylenti ise, 1815 yılında, VVaterloo Savaşı'nın hemen öncesinde, Napol1 yon'un bir yoyo ile sakinleşmeye çalıştığına dair. Biraz geç de olsa, Ingiltere'ye geçiyor Yoyo. Ingilizler ise onu, Fransızca bir sözcük olan 'Bandalore' diye tanıyorlar önceleri. Bandalore, "Fransız züppesi" olarak çevrilebilir dilimize. Fakat girişimci bir reklamcının, Galler Prensi 4. Ceorge'u, elinde Bandalore'u ile gösteren el ilanları sayesinde, "Galler Prensi Oyuncağı" olarak da tanınıyor. Bir dönem de "Joujou de Normandie" diye. Amerika'da ise biraz daha geç, ancak 1866 yılında kayıtlara geçiyor. Bu da Ohio'lu iki ortağın, patent bürosuna, "Geliştirilmiş Bir Bandalore" başlıklı müracaatları sayesinde. Sadece bir yıl sonra, Charles Kirchof isimli Alman, "Donen Tekerlek" adı altında bir patent alıyor. 1916'da, Scientific America Supplement, "Filipinli Oyuncak" başlıklı makaleyi yayımlayarak, ilk kez, oyuncağı "Yoyo" olarak isimlendiriyor ve sözcüğün Filipinliler dilinden geldiğini savunuyor. Gerçekten de, Dünya'nın en usta Yoyo oyuncuları Filipinliler. Ve bir gün, bir Filipinli Amerika'ya çalışmaya geliyor. Üstelik yanında oyuncağıyla. Pedro Flores, ismindeki bu adam, 1928 yılında, "Yoyo" isimli şirketini kurarak uretime başlıyor. Ve nihayet sahneye, bizim oyuncağın parlak döneminin mucidi çıkıyor; Donald F. Duncan. Gördüğü oyuncakta müthiş bir satış kapasitesi olduğunu bir bakışta anlayan Duncan işe, Pedro Flores'den şirketini satın alarak başlıyor. Tum Amerika'yı kapsayan reklam kampanyaları, özel gösteriler ve öykülerle süslüyor oyuncağı. 1932 yılında ismin kullanım hakkını alıyor. 1946 yılında, saatte 3,600 Yoyo üretir hale geliyor. 1960'da plastik Yoyo'lar devri başlıyor. 1962'de ise, sadece Duncan Şirketi'nin sattığı Yoyo sayısı 45 milyon adet. Ne yazık ki, yaklaşık 3 yıl sonra, Federal Mahkeme,"Yoyo" sözcüğünün kötü niyetleri ifade ettiğini ve bir oyuncak ismi olarak son derece sakıncalı olduğunu açıklıyor ve Duncan şirketinin satışları düşmeye başlıyor. Iflasın eşiğine gelen Duncan'ın ekipmanlarını Flambeau Plastik isimli şirket satın alarak, üretime devam ediyor. Bugün de, Flambaeu Şirketi 'Duncan Yoyoları"nı üretip satmakta, hatta, Donald Duncan'ın doğum günü olan 6 Haziran'da Ulusal Yoyo Günü ilan edilmiş. Her yıl kutlanıyor. Büyük bir ihtimalle amaç, arada bir uyuklama dönemine giren Yoyo müşterisinin ilgisini ayakta tutmak. Sanmayın ki Yoyo'nun öyküsü burada bitiyor. Daha uzay yolculukları var. Nasıl olsa geri dönmüyor mu! 1985 yılında Uzay Mekiği Discovery ile ilk kez çıkıyor uzaya. Bazı oyuncakların uzaydaki durumları ile ilgili bir araştırmanın araçlarından olmak için. Ardından 1992 yılında, Atlantis ile bir kez daha. Ama bu kez, sadece eğitim amaçlı bir filme, ağır çekim bir yoyo gösterisi kaydı için. Bugün, milyonlarca meraklısı olan bu oyuncakla düya çapında tumuvalar düzenleniyor. Kullanıcıları/oyuncuları tarafından sürekli yeni numaralar, ve oynama biçimleri bulunuyor. Sadece iki disk ve ortasına sarılmış bir ip olarak gördüğümüz yoyo için, geliştirilen projeler ve alınan yeni patentler ardı arkası kesilecek gibi görünmüyor. Aslında bu yazının ana fikri; basit olanın haresi ya da ilkelin becerisi olmalıydı. Aklın yolu bir... Eğlence deseniz, bin yıllardır hep sevdik... Yoyo'nun da bu kadar meşhur olmaya hakkı var elbette! Peki, sizin evinizde Yoyo'nuz var mı? 1 ç1 738/24 Emel Eratlı eeratli@hotmail.com