Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
. 5 ••?;•., Havadan suaan Mlkdat Kadıoğlu "Dur, Yat, Yuvarlan!" 24 Mart 2001 Cumartesi, Açık Öğretim Sınavında Bina Sınav Sorumlusu olarak bir lisede görev yaparken Marmara Denizinde küçük bir deprem oldu. Çok şükür, üst katlarda sınıfı terk etmek için bir anlığına ayağa kalkan öğrenciler, depremin kısa sürmesi sonucu yerine oturdu. Yoksa bu deprem, tüm afetlere yönelik 7 aya yayılmış, uzun olduğu kadarda yoğun ve çok verimli gecen FEMAİTÜ ACHIEVE Afet Yönetimi Eğitim Projesi (http://atlas.cc.itu.edu.tr/~achieve/) kapsamında eğitim almış 31 İTÜ öğretim elemanından biri olarak, karşılaşacağım ilk afet olacaktı. 0 andan itibaren de beynimde bir fırtına koptu: ya deprem daha şiddetli olsaydı!.. Zaten lise sıralanna normal sınav düzeninde bile sığamayan ve bazıları benden de yaşlı olan Açık Öğretim öğrencileh, sıralann altına mı girecekti, yoksa sıralann arasındaki koridorlarda bir hayat üçgeni oluşturabilmek için kendilerine bir yer bulma mücadelesi mi vereceklerdi? Doğduktan sonra hayatında hiç bunu denememiş olan insanlar, soğukkanlı bir şekilde tekrar cenin pozisyonu alabilir miydi? Deprem biraz daha devam etseydi büyük ihtimalle panik içinde bir kaçışma yaşanacak, sınıfların tek olan kapılannda ve merdivenlerde ezilenler olacaktı. Okul idaresi tüm sınıf kapılarını sınıfın dışına doğru açılır şekilde yeniden yaptırmıs ama zannedersem depremle beraber olası bir yangın vb. durumlarda kullanılması için her sınıfa acil çıkış kapısı olarak kullanılabilecek yeni bir kapı yaptırmak onları aşan bir olay. Benzer şekilde yüzlerce kişinin tahliye edebileceği yangın merdivenleri de gerekiyor. Yangın söndürme tüpleri her köşede mevcut ama onlan kimler kullanacaktı? Bu işi bilen birkaç personel istese de her yere yetişebilecek miydi? Ya yaralılara ilk yardım? İlk yardım dolaplannda genellikle bir kutu aspirin, bir tutam gazlı bez ve pamuk varl.. Afetlere hazırlıklı olmak için genelgeler göndermek gerçekte pek bir ise yaramıyor. Anlaşılan iş gelip birazda para ve eğitime dayanıyor. Özetle bu depremin bir afete dönüşmesi durumunda ne benim ne de okul idaresinin fazla bir şey yapması olası değildi. Orada bir kişinin uzmanlık seviyesinde afet eğitimi almış olmasının 23 sınıfı doldurmus olan öğrenciler ve görevlilerden oluşan topluluğun problemi için bir çözüm olamayacaktı. Son günlerin moda deyişi ile bu 'müşterek sonun bireysel çözümü olamazdı'. Acı derslerden sonra bir çok sivil toplum örgütü, özel ve kamu kurum ve kuruluşları afetlere hazırlık eğitimleri almaya ve/veya vermeye basladı. Bu arada bazı eğitim programlarının süresine göre verdikleri derslerin yetersiz, unvanların da abartılı ve fazla iddialı olduğunu söylemek zorundayım... Bazı rivayetlere göre de okullara afet dersi veya dersleh konulacak. Bu eğitim programlannın ve derslerin isminde her ne kadar "afet" kelimesi geçiyor ise de genellikle kastedilen deprem oluyor. Böylece, bir depremin bile tek başına yangın, seller ve su baskınlanna da neden olabileceği gözden kaçınlıyor. Afet eğitim çalışmalarının hedef kitleleri arasında öğretmenler ve öğrenciler en ön sırada yer alıyor ve alması da gerekir. Fakat öğretmenlerimize, örneğin, bir saralı öğrenciye nasıl müdahale etmesi gerektiği dahi öğretilmiyor. Velilerimiz de çocuklannın bu ve benzeri rahatsızlıklannı öğretmenlerden saklıyor, çocuklanna sara hastası olduklanna dair kolye, künye vb. bir işaret koymayarak toplumdan gizliyorlar. Birkaç yıl önce üniversitede dersten çıkmış ofisime doğru giderken, öğrencilerin karga tulumba taşıdıklan sara nöbeti geçiren arkadaşlan için benden yardım istemelerini hiç unutamıyorum. Aynca o an donup kaldığım için de kendimden utanmıştım. Sonra sorup soruşturduğumda, sara nöbeti geçirenlere soğan ya da yanık kağıt koklatılması gerektiği gibi çok ilkel ve yanlış tavsiyeler dinledim. Sadece doğal bir afette değil, terörist saldırı gibi insan ve trafık kazası gibi teknoloji kaynaklı afetlerde de pek çok insan üzerindeki elbiselerin meşale gibi yanmasından dolayı çırpınarak hayatını kaybetmektedir. ABD'de doktora yaparken büyük kızım da anaokuluna gidiyordu. Öğrenci babakız, akşamları yaptığımız "bugün ne öğrendik" sohbetlerinin birinde kızımın daha okulun ilk aylarında "Stop, Drop, Roll" nakaratlı bir okul şarkısı öğrendiğinigördüm. Yani çocuklara elbisen tutuştuğunda "Dur, Yat, Yuvarlan" diye bir öğretiyi sınavlan olan bir afet dersi vb. zorlamalar olmaksızın da güle oynaya öğretiliyordu. Şimdi ABD'de ilköğretim öğrencileri için afet dersleri bulunmakta. Afet dersleri, anaokulu2. sınıflar, 3.5. sınıflar ve 6.8. sınıflar için ayn ayrı hazırlanmış. Örneğin, 6.8. sınıflar öğrencilerine sırasıyla tayfunlar, seller, hortumlar, yıldırım ve deprem konulan ve onlardan korunma yolları öğretiliyor. Deprem ünitesinde, 17 Ağusto^ 1999 Türkiye depremi de anlatılıyor. Benzer şekilde bizim de deprem ve yangın ile beraber, doğal, teknik ve insan kaynaklı tüm afet ve tehlikelerin oluşturduğu risklere karşı dirençli bir toplum oluşturabilmemiz için olaya daha geniş bir açı ile bakmalıyız. "Evde yalnız çocuklar yabancılann telefonuna nasıl cevap vermeli?" sorusundan "Yıldınm çarpma tehlikesi nedeniyle saçları dikleşen bir insan yıldınmdan nasıl korunur?" sorusuna kadar çocuklanmızın ve bizim öğrenmemiz gereken bir çok şey daha var. Aynca hatırlatmak gerekirse, Mustafa Kemal Atatürk "Felaket başa gelmeden evvel önleyid ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra. dövünmenin yaran yoktur" diyor... 734/18 Anadolu Teknoloji Tarihi bir an önce yazılmalı... eknolojı tanhi d i § e r tarih dalları yanında oldukça genç bir uğraş alanı. Ülkemizde ise hâlen Unıversıtelerarası Kurul'un kabul ettıği bilim dallan arasında yer almıyor. Ulkemızin endustrıleşme surecıne gırdığı son yıllaıda eskıye ait teknolojik verilerin hızla yok olduğu bir ortamda Anadolu'nun teknolojı tanhının bir an once hazırlanması onem kazandı. Endustn arkeolojisi yontemlerı, etnografik ıncelemeler ve belgesel kaynakların arastınlması ile bu çaİLşmanın çok yonlu yapılması gerekmekte. Boylece etkılı bir Anadolu Teknoloji Taıihi'nin yazüabilecegi bir ortama ulaşılabıür Insanoğlunun alet yapımına başladığı 2,000,000 yıl sonrası dönemden bu yana Anadolu uygarlıklan hemen her türlü teknolojik gelişmenin ön saflarmda bulunmuştur. Sanayileşmenin ve kentleşmenin hızla arttığı ülkemizde giderek kaybolan Anadolu'nun antik teknoloji tarihine sahip çıkılmalı ve bir Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kurulmalıdır T Teknoloji Tarihi nedir? Tarih bilimcileri 19. yyın ikinci yansında daha çok sıyasal ve anayasal tarih ile ugraştılar 20. yyın başlannda sosyal ve ekonomik faktorler de tarihçılerin ılgısini çekmeye başladı ve boylece ta olaydan sonraki devrenin ayn ayn incelenmesı gereksinimidir. Boylece yaklaşık 1000 yılı, araştirmacılar ıçın bir aynm noktası oluyor. Bat ıçın ise bu aynm noktası Roma Impartorlugu'nun çoktugu yaklaşık 500 yüı olarak kabul edilir. Roma'nın çokuşunden sonra Baü Avrupa teknolojik açıdan tam bir boşluk olan 300 ila 400 yıllık bir "Karanlık Devir" geçirmiştir Buna karşılık Anadolu'nun da ıçmde bulundugu Dogu Akderaz yoresınde ise Konstantin tarafindan kurulan Bızans Imparatorlugu'nun hakunıyeunde daha oncekı Klasik Yunan ve Roma'nın teknolojik geleneklen aynen surmuştur Bu durumda Anadolu ıçın daha doğal ayınm noktası Turkler'in 11. yuzyılda sahneye çıkıslan olmaktadır. Alet yapımı zamanı "Jbttik Devirler Teknoloji Tarihi" dıye tanımlanabilecek olan ilk bolum insan oğhmun alet rih bılimı daha liberal bir kımlik kazandı. 2. Dünya Savaşmdan sonra ise teknolojik faktörlere ilgi artmaya başlamakla beraber, teknolojı tanhi bir bilim dalı olarak hâlen tam olarak yerleşmedi. "Tteknolojı" sözcugü ile, ınsanoğlunun dogal çevresine giderek ustunluk kurabilmesi için urettiğı tum alet ve gereçler ile bunlara aıt bilgı bırikiminı anhyoruz "Bilim" ise ınsanın doğal çevresinde istediğı olgulan (fenomenleri) anlıyabilmek ve açıklayabılmek ıçın gosterdiği uğraş. Bu durumda denilebilir ki, 18 yuzyılda Bau Avrupa külturlerinin gerçekleştırdığı "Bılımsel Devrıme" kadar teknoloji genellikle bilimin gelişmesini hazırlamış, bu tarıhten sonra ise bılımsel gelış.meler teknolojik aühmlann yapılmasına yol açmışur. yapımına başladığı ilk andan, başka bir deyisle yaklaşık 2,000,000 yü öncesinden sonraki gelişmeyi kapsıyan ve avcüık ve toplayıcüıkla geçınen yan goçebe toplumlu Eski Taç (Palaeolitik) Devrini, bıtküerin ve hayvanlann evcilleşnnlmesı ile yerleşik toplumlann ortaya çıkuğı Teni Taş (Neolitik) Devnni, bakınn ve daha sonra tuncun alet yapımında kullanılmaya başlandığı ve şehırleşme olgusunun ortaya çıkhğı ilk Maden Çağlannı, ve Klasık Yunan ve Roma Devırlennı kapsıyan Dezniz Çağım içermektedir Butun bu zaman sureci içinde Anadolu uygarlıklan hem her turlü teknolojik gelişmenin on saflannda, hem de ulkenin ustun doğal zengınlıkleri ve çok olumlu iklim ve topografik şartlan sonucu bırçok alanda, örneğin tanmsal devnmın gerçekleşmesinde veya madenlerin uretilmesinde, Yakın Doğu'da ilk teknolojik sıçramalan yapan yoreler arasında yer almıstır Şimdiye kadar kaleme alınmış Annk Devirler ile ügüı tarih araştırmalannda, Yakın Doğu'nun Mezapotamya veya Mısır gibi Kronolojik yaklaşım Anadolu'nun teknolojı tarihınin hazırlanmasında kronolojik açıdan en onemli unsur Anadolu'nun Turk egemenlığı altına gırdıği devre ile bu