Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nedir şu sanal gerçeklik? Timur Karaçay (*) azetelerde, dergüerde, TVlerde, günlük söyleşilerde; moda deyimiyle medyada sık sık "sanal gerçeklik" deyimiyle karşüaşıyoruz. Sanal'ı ve gerçek'i; yani iki karşıt kutbu bir araya getiren bu deyim neyi anlauyor? Aym zamanda hem sanal hem gerçek olan bir şey olabilir mi? Bu deyimi kelime bilimi, kökbügisi (etymology) açısından ele alacak degiliz. Bunun yerine, bununla ilgili olarak dilimıze yerleşen bazı temel kavramlan açıklamak istiyoruz. Evinize ya da ışyerinize bir bilgisayar aldınız. Satıcının önensine uyarak internet'e baglandınız. Avucunuzdaki farenin dügmelerine tıklayarak dünyanın en büyük bilgi hazınesine erişiyorsunuz. Istediginiz her konuda bilgi alabiliyorsunuz. Isterseniz bir bilim alanmdaki en son bilimsel makaleleri okuyabiliyorsunuz. Isterseniz oyun oynuyorsunuz, haber okuyorsunuz, müzik dinliyorsunuz, sinema seyrediyorsunuz. Isterseniz bırüeriyle mektuplaşıyorsunuz, hatta karşı karşıya söyleşiyorsunuz, tartışıyorsunuz. Mal alıp satabiliyorsunuz. Evlenıyorsunuz, boşanıyorsunuz. Evet, yanlış duymadınız, bazı akülı avukatlar Internet uzerinden boşanmanızı gerçekleştirebüiyormuş. {Time dergisındekı üanlar) G Isteyen her istedigini onda bulmaya başladı. Bilim, sanat, tarih, spor, müzik. , aklmıza ne gelirse orada var. Dünyanm en büyük kütüphanelerini bir araya koysanız bu kadar bilgiyi içeremez, Içerdigi bilgilere bu kadar kolay erişilemez. Web teknolojisınden, hani şu www kısaltmasıyla gösterilen World Wide Web teknolojisinden sözettigimiz apaçık... Türkiye Cölleri CDROM'u Editör: Prof. Dr. NUgttn Kazancı "TÜRKIYE GöL başhklı CDROM Tiırkiye'de bu konuda yapümış ilk elektronik yayın. Sucul ekosistemler, dogal ve ınsan kökenli etmenlerle hızla bozulmaktadır. Bu da biyolojik çeşitliligin düşmesi ile yenilenemeyen dogal kaynaldardan olan su kaynaklannın kalitelerinin bozulmasma ve sucul ekosıstemlerin hızla ortadan kalkmalarına neden olmaktadır. Türkiye'de sucul ekosistemlerin temel yapısını, su kalitelerini, bıyolojik çeşitliliklerini, karşüaşüklan çevresel baskalan ve korunmalannı belirlemeye iüşkin aynnulı özgün çalışmalar oldukça eksiktir. Türkiye'de bu eksikligl gıderme çabası olarak, edıtörlügü Prof. Dr Nilgüa Kazancı (Hacettepe Üniversitesi) tarafından yapılan ve özgün çalışmalann sonuçlannı içeren bu CDROM ile bügilerin sunumu, müzik ve görüntülerle bezenmiş böylece daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşması amaçlanmıştır. CDROM'da, Köycegiz, Beyşehir, Egirdir, Akşehir, Eber, Çorak, Kovada, Yanşlı, Bafa, Salda, Karataş, Çavuşçu Gölleri, Küçük ve Büyük Menderes Deltası, Güllük Sazlıgı, Karamuk Batakkgı'nın limnolojisi, çevre kalitesi ve biyolojik çeşiüilikleri incelenmektedir. email: nilgun@hacettepe.edu.tr; Tel. 0 312 297 80 33 Devrim yaratan soru 1989 yılında, CERN'de uzikçilerin bilimsel makalelerini bilgisayar dökümanı olarak hazırlamak ve isteyen bılım adamlanna bilgisayar ekranından okumasını saglamakla görevli bir genç vardır: Tlm BernersLee. Tim'ın görevi o gunku teknolojide çok kolayca gerçekleştirüebilen bir işti. Ama, Fizikçiler, CERN'deki makinede kayıtlı makaleleri okumakla yetinmediler. Çünku, bir makaleyi okurken, o makinede kayıtlı olmayan, çok uzaktaki bir başka bilim adamının makalesine anf yapümıssa, hemen o makalede aüf yapılan paragran okumak istıyorlardı. Tim'e sordular: "... dünyanın ötelri ucundaki bir bilgisayarda kayıtlı olan bir dokumanı CERN'deki bilgisayarda açıp okumak mümkun mü?" Bu basıt istek, aslında yalnızca bilgisayar programcüıgında yeni bir aşama yaratmakla kalmadı, önümüze tarihın en buyuk, en ucuz, en kolay iletişim servisini koydu. Bu servis, hemen hemen hiç ek para harcamadan, insanoğlunun yarattıgı en büyük bilgi hazinesini ortaya çıkardı. Bu hazineyi her isteyen, istedigi gibi kullanmaya başladı. Eğer uygarlıklar bügiyle kurulmuş iseler, bu yeni olgunun yeni bir uygarlık yaratacagını umabiliriz. Böyle bir olgunun başlayacagını ne CERN'dekifizikçilerne de Tim kestirebilirdı. Ama genç adam kendisinden isteneni başarmak için kollan sıvadı. Istenen iş bazı zorluklar içeriyordu. Tim'in aklına hemen taküan dort zorluk vardı: 1. Dünyanın öteki ucundaki bir bilgisayan CERN'deki bilgisayar nasıl bulacakü? Buna "adresleme sorunu" dıyelım. 2. Istemci ve sunucu bilgisayarlar farklı marka ve modelde olabüirdi. Ornegin, birisi büyük bir sistem, ötekisi kışisel bir Mac... Buna "markaları bağdaşurma sorunu" diyelim. 3. Istemci ile sunucu farklı ışletim sistemlenyle çalışıyor olabüirdi... Ornegin, birisi U D ötekisi DOS.. Buna "işletim NC sistemlerini bağdaştırma sorunu" diyelim 4. Istemci ile sunucunun kullandıklan dokumanlar farklı türde olabüirdi. Ornegin, birisi MacVVrite ötekisi U D altinNC da çalışan TEX dökümanı... Buna "dokumantiplerınibağdaştirma sorunu" diyelim. Bütun bunları bir bilgisayar ekranı karşısında yapıyorsunuz Sanal gerçeklik'in sanal yanı buradan geliyor olmah. Öte yandan, gerçek hayatta meslek olarak ya da hobi olarak ugraştıgınız bilim, sanat, kültür, spor, seks, ekononu,ticaretv.b. her şey gerçek yaşamdaki haliyle karşınızdadır. Sanal gerçeklik'in gerçek yanı da buradan geüyor olmalı. lyi ama, sanal gerçeklik ıçinde yaşarken, "...derya içre olup deryayı bilmeyen balıklar." gibi miyiz? Içinde yaşamaya başladığımız bu deryayı gerçekten biliyor muyuz? Birkaç yazıda bu deryayı açıklamaya çalışacağız. Bilim ve teknolojinin adım adım nasıl geliştigini ve nasıl insanlıgın hizmetine sunuldugunu ortaya koymak için, sanal gerçeklık'm doguşunu ve gelışıminı açıklamanın, gençlere iyı bir örnek oluşturacagını sanıyoruz. Bunu yaparken, çok teknik konulara gırmeden, konuyu, herkesin bilmesi gereken basit büeşkeleriyle ortaya koyacagız. Matematik Masalları Sayılar Evreninden Muhteşem Öyküler Jbrmand Hsncovici Yazar önsözünde diyor ki: Büinmeyenin gızemlerini sorgulama aklın en tutkulu serüvenlerinden birini oluşturur. Ve işte yeryüzü hankalannın ke$fi artık insanın önündedir.. Ey okuyucu, bir karaagacın, bir ıhlamur, erik, badem agacının dallanndaki yapraklann, veya bir ayçiçegindeki taneciklerin şaşırtıa ve görkemli düzenini biliyor musıuıuz? Bunun, salgangozun sarmal kabugundaki kıvnmla; çiçegin taç yapraklannın, sogan zannın salatahk veya çam yapraklannın düzeniyle gösterdigi inanümaz benzerligi hiç merak ediyor musunuz? Burada bir alün sayı bulacagınızı bekler misiniz?". Yazar, daglann, bulutlann, agaç kabuklannın... biçim ve yapüannda sonsuza uzanan geometrik düzenler taşıdıgını belirtmekte, düzen ve düzensizligin, derinlik ve karmaşanın birbirine kanştigı uyuma dikkat çekiyor. Dogadakı bu gizemli güzelligi, hoş tarihsel öykülerle anlatıyor. Dünyanın çeşitli bolgelerine gezüere çıkartiyor ve bu gezilerde okura çeşitli tarihsel figurler eşlik ediyor, Ercüment Akad'ın çevirisi Güncel yayıncüık'ta çıkü. Dil, dil, dil... Dil konuşma aracıdır, dil düşünme aracıdır, dil iletişim aracıdır.. Bilgisayar'a bir iş yapnrmak için, onunla iletişim kurmak gerekir. Aynı dili konuşanlar birbirleriyle iletişim kurabilir. Öyleyse, bilgisayarla iletişimi kurmanın yolu, bilgisayann anlayacagı dili konuşmaktır, Işte bilgisayar (programlama) dil(leri) bu gereksinimden doğmuştur. Bilgisayar dillerinin doguşu ve gelişimi giizel bir öyküdür. Önce tek bir makinayla iletişim kurmak için amansız bir ugraş verildi. Bu başarüınca, birden çok makinayla iletişim kurulması gerekti. Bu öykü de insan akhnın yarattıgı harika işlerden birisidir. Otuz yıl önce hayal bile edilemeyecek bu işler başanlınca, kendimizi hem sanal hem gerçek olan bir ortamın içinde bulduk. Taştaş üstüneL. Büim ve teknolojide gelişim, genellüde, sürekü bir grafik ızler. Bu grafikte büyük sıçramalar çok azdır. O tür sıçramalar ancak dâhi büginlerin bulgulanyla gerçekleşir. VVeb'in ortaya çüaşını böyle bir sıçrama olarak görmek yanlış olur. Gerçekten, onun dayandıgı bügileri duşunuısek, Web'e giden yolun, programlama kavramının başlangıandan beh, sürekli ama hızh yükselen bir gelişim grafigine sahip oldugunu gorürüz. Bügisayar programcüıgında koşe taşlannın ne zaman konuldugu belki dogru olarak soylenebüir; ama o taşlann ne zaman yontulmaya başlandıgını kesarmek zordur. VVeb'in bir çok koşe taşı vardır. Önceleri her bir köşe taşı ötekinden bagımsız olarak biçimlenmış, sonra bir araya getirilmiştir. Yukandaki dört sorun elbette tümüyle CERN'de başlayıp CERN'de bitmedi. Her bir sorun için akülı ve sabırh kişüer bazen bırbirlennden habersız, bazen birlikte ugraştüar. Onlann çakşmalannı destekleyen kuruluşlar oldu. Bu ugraşlann her bın, bügi ureten insanın o eşsız nıtelıgının güzel bırer oyküsüdür. Biz burada, bu öykülere girmeden, yukandaki sorunlara getirüen çözümleri açıklamakla yetinecegiz. (*) Başkent Üniversitesi, Ankara tkaracay@baskent.edu.tr Ah şu Fizikçiler! Her şey onlann başırun alündan çıkü... Aynen 1940 yılında ilk bilgisayann yapılmasına neden olduklan gibi... Isviçre'nin Cenova kenunde, adı CERN (Centre Europeen de Recherche Nucleaire Avrupa Çekirdek Fizigi Merkezi) olan bir araşurma merkezi vardır. Bu merkeze dünyanın her yanından bilim adamlan gelir. Gelenler atomun karmaşık yapısını konuşur, tartişırlar. Bunlann konuştuklan konular bir turizm bürosunda ya da bir akşam TV sohbetinde sunulacak bilgilerden degildir. 1989 yılında bu fizikçiler, hiç akülannda yokken, hiç niyet etmedikleri öyle bir iş yaptilar ki, sonunda ortaya çıkan ürün, her kişi ve kurumun "vazgeçilmez" iletişim aracı oluverdi. Dünya onunla gerçekten küçüldü. Farkh cografyadaki insanlar her istedikleri an karşı karşıya gelip konuşur oldular. 725/21