Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sını yadsıyacak denli aşınlıga kaçüdı. Bu da, bir olasılıkla, bilimın nitelikselden uzaklaşıp nıceliksele agırhk verildikçe "daha az tarnşmalı" oldugu göruşunden kaynaklaruyor. Insanogluyla ilgili araştirmalar, uygun olsun ya da olmasın, "kaü bikmlere" ozgü yöntemlere agırhk verildıgi oranda saygınhk kazanıyor. Günlük yafamınuzda, bilimael eğitlmden geçmis saglık uzmanları nu, insanlann cinsel sorunlanna çözüm getiriyor? Biri bir kadındogum ya da urolojı uzmanma bır soru soracak olsa, bu uzmanlar dürustçe, "Bu soruyu yanıtlayabuecek kısı ben degıhm, sıze yardımcı olabılecek birinin karünı verebilırim," demek yerine, konuyu degıştırıveriyorlar. Amenkalüar aşırı erdemlilik taslamakla suçlanırlar, ancak Ingiliz üp tarihine ve onun cınsellıkle olan ihşkısıne bır goz atacak olursaruz Ingilizlerin erdemlilik tasladıklan izlenımme kapılmanız işten degıldir. AIDS bunahmından sonra, ogretmenler ve başkalan, penismış, sokmakmış gibı şeylerden soz eder oldular, çunku HIV virusunün bulaşmasma neden olan yoUardan en kolay olanı penısin makattan sokulmasıydı. Yine de, halkm buyuk bir çogunlugunun bu tur konular konuşuldugunda bugun bile kızanp bozardıklannı sanıyorum. Günümüzde genç eşdnsel erkekler İnternet'ten aldıklan bilgiler sayesinde kadmlardan bir bakıma daha iyi durumdalar. Sizin dalda çahsanlann sayısı, artık daha m ı ç o k ? Bugun de bir avuç insanız. Aynca, cinsellikle ilgili araştırmalar yapanlann buyuk bir bolumu Viagra gibi apolitik alanlara el atmış durumda Benim araştırmam bu açıdan farkh, çunku pohtıka içeriyor. Keşke daha çok araşurma pohtika içerseydi. Çunku, salt daha ıyı bır sertleşme saglamaya yonehk çahş,malar buyuk bır kaynak ve enerjı yitiminden başka bir şey degil. Araştırmalannıza fon saglamak kolay oluyor ıtıu? Kalem oynattığınız konu cinsellik olunca insanlar sıze olukla para akrtüdıgı izlenimine kapıhyorlar. Oysa ki durum hiç de oyle degıl. Araştırmaya gereken parayı sağlamak için bir yıgın yatirım yapmak zorunda kaldım. Her kitap için beş yıl boyunca yıgınla geniş kapsamh araştırmalar yapmanın bedelinin ne olduğunu akademik çevrelerin çok iyi bildüderini sanıyorum. Oyle ki, arasürmalar benim açımdan ideahst bir çahşma oldu. Dilegim, en azından bunun böyle oldugunun bihnmesi. • Kadınlar bngttn de orgazma ulaşnuy gibi mi davraıuyorlar? Ingıhz kadınlann % 61 kadan yalnızca uyanlmış olsalar da, eşlerine orgazmı yaşadıklan izlenımını vermeyi yeghyorlar. Kadın dergilerine editorluk yapan Japonlar tammıştım. Bauh kadınlann da orgazma ulaşmıs gibi yapüklannı duyunca bunlann bunlann gözleri yuvalanndan urlamıştı, çunkü boylesi bir davraruşın yahuzca kendi toplumlanna özgü bir nezaket behrtisi olduğunu sanıyorlardı. Rita Urgon.New Scientist 10 Haziran 2000 A. M. C. Şengör Bilgibilim açısından idam cezası Bugünlerde gene idam cezası kalksın mı kalsın mı tartışması, bilhassa Sayın Cumhurbaşkanımızın "idam cezasını kaldmn" yönündeki sözlerinin gazetelerde yayımlanması üzerine alevlendi. Itiyadım oldugu üzere akşam haberlerini dinlerken bu konunun değişik cephelerden tartıştldığına tanık oluyonım. Kalmasını savunanlann kimisi "fehitlerin kanından" bahsederken kimisi de "şimdi kalkana, belli bir kişi için kalkmi} gibi oiur" diyerek güncel politikaya atıf yapıyor. Kaldınlması taraftarlannın en sık değindikleri konu Avrupa Birliği. Konu temelde hukukçuların olmakla beraber, biz bilimcileri ilgilendiren son derece ilginç bir yanı daha var Eplstemolojik, yani bilgibilimsel tarafı. Ben bugünkü yazımı idam cezasının bu tarafının irdelenmesine ayırdım. Hukuk, aynen matematik gibi aksiyomatik bir sistemdir. Yani bazı temel kurallan ("aksiyomlan") kabul eder; sonra bu kurallann birbirleriyle olan mantıksal ilişkileh üzerine bir düşünce sistemi kurar. Örneğin, "kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma" temel kuralını kabul edip, bundan hareket ederek neredeyse tüm modern ahlâk ve hukuku baştan kurmak mümkündür. Ama başka temel kurallar da kabul edilebilir. Örneğin, "(herhangi bir) kutsal kitabın emirlerinden çıkmak suçtur" tüm semâvi dinlere dayalı hukukun en temel kurahdır. Hukukta, hukuk kurallannın ihlâl edilip edilmediğinin tesbiti hukukçunun en temel görevlerinden biridir. Bunun için savalardan, polisten, özel detektiflerden özel donanımlı adlî laboratuvarlarları dolduran bilimcilere ve teknisyenlere kadar pek çok özel meslek erbabından oluşan koca bir ordu hukukçunun yardımasıdır. Hukukçu ekseri hallerde incelemek durumunda oldugu fıili bizzat gözleyemez. Fıil olup bitmiştir. Olup bitmiş bir fiilin baştan kurulup, ortaya çıkan kurgunun hukuk kurallan ile uyumlu olup olmadığı tesbit edilmek durumundadır. Demek hukukçu bir tarihçi, bir antropolog, bir arkeolog, hattâ birjeolog gibi çalışmak rinde bir terslik oldugu duygusuna kapılmıyorlar. Sapasaglam olduklannı, tersligin toplumdaki sakatlıklardan kaynaklandığını duşunüyorlar Bence kadınerkek ilisküeri de artık eskisınden iyi gidiyor. Yaerkekler? Erkekler de iki saat boyunca sertleşme durumunda kalma baskısından kurtulup rahatlamaya başladüar, Onlardan epey mektup aldım. Bunlardan bır tanesi altmış yaşlannda bir erkekten geldi. Mektubunda eşının orgazma ulaşması ıçın tek yolun elle uyarma oldugunu 20 yü once keşfettiklerını ve zamanla bu soruna birlikte çözüm getirdiklerüıı düe getınyordu. Ama bu arada kendi cinsel organında bir terslik oldugu duygusuna da kapılmıs.ü. Mektubunda, '"Iteşekkürler, sonsuz teşekkürler Artik kendimde bir sorun oldugu duygusundan da kurtuldum," diyordu. "Erkekler ve Erkek Cinselh'gi uzerine Hite Raporu"nda vardıgım en onemli sonuçlardan bir tanesi, erkeklerin çogunun, tutkuyla sevdiklen kadınla evlenmedıklen, bununla da kalmayıp bu durumdan onur da duyduklanydı. Yaşamlanna kendi elleriyle yon vermek istedikleri için bunun yerinde bir seçim olduğunu düe getiriyorlardı. Dahası, bir kadma tutkuyla bagh ıseler ve kadın da aynı tutkuyla yanıt veriyorsa evlenmenin hiç de sırası olmadıgını dusunuyorlardı. Bedensel tutkunun gerçek sevgi olabilecegine inanmıyorlardı. O halde, tnternet'te porno ve cinsellik üzerine yazılarla dolup taşan kadın dergileriyle, cinsellik ve aşk arasındaki sınır günümüzde de geçerli. Arastumanız basansızlıkla mı sonuçlandı? Hayır, ne kadar yol aldıgımıza bir baksanıza. Gelgelelım, daha epey yol almarruz gerektigini de kabul ediyorum. Internet'te eski moda bir yıgın porno sitesi var ve çogu erkekler tarafından yogun ilgı goruyor. Ama ben bunun kısmen erkeklere nelerden hoşlanmaları gerekügini anlatan toplumsal modelleri yansıttiklanna, kısmen de bir seçenek yoksunlugunun göstergesi olduguna inanıyorum. Tbplumumuzun "cinsellik" ve "tenselhk" ile ilgıli goruşleri öylesine yaygm ve cinsel birleşmeye öylesine odaklanmış ki, çogu kışinın gunumuzde bile daha farkh duşunebilmesi çok güç BUim ve cinseUik arasındaki Mşki konnsanda ne diiçünüyorsunuz? Günumüzde, cinsel davranıs biçemi de dahil, insana ozgu tüm davranıs bıçemlerinin kavranmasında çok daha dirimsel bir yaklaşıma agırhk veriliyor Bu yaklaşımda toplumsal sistemler ve inanısların davranıslar uzerindeki eüa veya bu sekilde yapılmış çalışmaları j d değerlendirmek zorundadır. Halbuki Hukuki olayların incelenmesi varsayıma dayanır. Varsayıma dayanan a m k a r a r i VanllŞtir. J T geçmlşte olmuş olayları inceleyen tüm bu tarihsel bilimlerin en büyük sorunu, incelenen olay, hattâ nesneler (kırık dökük kapkacak, bina harabeleri vs gibi kalıntılan düşünün) hakkındaki çalışmalarda gereken verinin bulunabilen (hattâ bulunabilecek) veriden kat kat fazla olmasıdır. Bu durumda tarihsel bilimci, incelenen nesne veya olayı kendi kafasında bir varsayım şeklinde yaratır ve sonra, varsayımını geçersiz kılabilecek verileri aramaya başlar. Bu şekilde hedefli olarak aranan verilerle varsayım sürekli gelişir, hattâ bazan âdeta kesinlik kazanırgibi olur; ama verilerin yüzde yüz tamamı bulunmadan asla emin o/unamaz. Pek istisnâî ve önemsiz haller dışında gerekli tüm veriler asla bulunamayacağına göre, tüm tarihsel bilim her zaman varsayımsal kalmağa mahkumdur. Cerçi biz bu tür nâtamam varsayımlanmıza dayanarak petrol aranz, kömür aranz, maden aranz, kendi soyumuzu sopumuzu araştınnz, ama tarihsel olayları tam bir kesinlikle asla baştan kuramayız. Yaptığımız kurgular ne denli kesine yakın olursa olsun hep bir "acaba?" sorusu kalır. 1894 depreminin büyüklüğü neydi? Daha geçenlere tarihsel depremselliğin en büyük uzmanlarından Prof. Nicholas Ambraseys, hepimizi hayrete düşüren bir iddia yayımladı: Istanbul'da 1894 depremi, 1509 depreminden büyüktüü! Cel de inan! Ama iddianın sahibi sıradan bir adam değil ki. Sorun tabiî ki daha pek çoğumuzun dedesinin hayatta oldugu bir dönem hakkında bile tarihsel verilerin eksikliğinde. Ama tarihsel veri heryerde, herzaman eksiktir. Isin doğası ne yazık ki böyledir. Tarihsel olayların yorumu varsayımsal olarak kalmak mecburiyetindedir. Hukuki vak'a incelemesi de nihayet bir tarihsel inceleme olduguna göre, demek suç tesbitleri mecburen varsayımsal olmak zorundadır. Nasıl varsayıma dayanarak mityonlarca doları riske edip petrol arıyorsak, gene varsayıma dayanarak çok büyük bir ihtimalle suçlu olan bir insanı cezalandırınztek istisna ile: varsayıma dayanarak kimsenin yaşamını elinden almamalıyız. Çünkü, varsayım bir yanlıs çıkarsa, o cezanın geri dönüsü yoktur. Başka her türiü haksızlık öyle veya böyle karşılanabilir. Ama ölüden özür dilemek mümkün değildir. Tüm modern hukuk sistemlerinde varsayıma dayanarak insan katietmek suçtur. Dolayısıyla, bizzat idam cezasının kendisi suçtur. Idamı infaz eden dnayetten suçlu olur, zira hukuk ancak kesin ve tamam delillere göre verilen karariar ışığında karar almayı öngörür. Bu ise, yukarıda gördüğümüz gibi, hukuksal inceleme sürecinin tarihsel karakteri dolayısıyla mümkün değildir. Hukuk tahsili blraz doğa bilimi ve epistemoloji içerse, bunu pek çok hukukçu hiç kuşkusuz bugünkünden daha büyük bir açıklıkla görecektir. 694/5