17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bırden yere duşer Ya da goremedıgı vucut kesımınm ornegın goruş alanı dışındakı elırun konumunu soyleyemez Sacks'ın vakası Chnstına bu duyumu yıtıren bır vaka Sacks vakasını anlatırken şunlan yazmış "Bır arüamda, bedensızdı ve hayalet gıbıydı Beden dlgısını yıümuştı Kımlıgının oıganık bagını, temelıru yıtırmıştı"(8) Benzer bır norolojık khnık duruma Damasıo da degınmış Kımı ınsanlar doguştan acı duyusundan yoksundurlar Bu kışıler sonradan hayatlan boyunca normal davranış stratejılen gehştıremezler (9) Sacks, "Mars'ta Bır Antroplog" adlı kıtabında ıse zıhın butunlugu konusuna şoyle degınır '"> Kuşkusuz zıhın, bır yetenekler toplamı degıldır Bugun birçok norologun ve psıkologun yapngı gıbı zıhnı salt moduler ya da karma bır yapı olarak gorursek, normal ınsanlarda derhal goze çarpan zıhnın o genel nıteligınıbuna kapsam, alan, boyut, hacim diyebılırsınız gozden kaçırmış oluruz Bu supramodal bır kapasıtedır ve butun kabılıyetlerden ustundur "Parlak bır zıhın" dedıgımızde kastetugımız budur Zıhnın moduler modelı de daha az onemlı degıldır, burada da kışılık merkezi, guç (Colendge'nın deyışıyle "esemplasuk" bır guç) zıhnın çeşıtlı melekelerını bır arada tutar, bunlan duygulanmız ve tecrubelenmızle bırleştırır ve bıze ozgun bır kışılık kazandınr Buglobalvebırleşurıcı guç, bıze genelleme yapma ve tefekkur yapma kabılıyetı kazandınr, oznel ve bılınçlı bır kışılık saglar"(10) Salt akıl, bıze bızı ve ıçınde yaşadıgımız evrenı açıklamak ıçm yeterlı olabılır mı 9 Ya da bır bılım adamı ıçın sağlam bılgı bırıkımı ıle donanlmış akıl tek başına yeterlı mıdır? Beyinde çakan bir şimşek, esin ürünü bir tahmin, bir sezgi alevinin ürünüdür. ındırgenebılır ve en olası olasılık seçılebılır Boyle bır ışlem o an bız büıncınde olmadan geçmış deneyımlerımız ve bu deneyımlenmızın sonucunda yaşadıgımız duygusal ve bedensel degışımlerımiz goz onunde rutularak ortabeyın ve onbeyın ışbirligı ıle çok çok hızlı bır şekılde yapüır Başka bır açıdan bakarsak, sadece bıreysel olarak degıl aslında toplumsal olarak da kulturel geçmışımıze ve kulturel bıhnçalrımıza hâlen sandıgımızdan daha fazla bagımlıyız Insanı anlamaya çalışırken genellıkle akıl dışındakı ogelerı yok sayıyoruz ve ınsanı yalruzca akıl ıle anlamaya çalışıyoruz Bunu yaparken doğal olarak hem ınsanı hem de aklı oluşturan dığer oge lerı, duygulan, hıslen ve sezgılen dışlıyoruz Sonuçta, gerçeklerden kopuk bır ınsan, akıl ve ınsanlık tanımı elde edıyoruz Buyuk olasıükla bır gun evrim yolunda ınsanlık şu salt akıl hayalıne bugun oldugundan çok daha fazla yaklaşabılecek ama bu ancak evnmın ve yaşamın kurallan geregınce bıçımlenen ınsan dogasının ızın verebıldıgı olçude gerçekleşebüecektır Feyerabend, "Ozgur Bır Tbplumda Bılım" adlı kıtabında, "Insan olmak, kofunun yanısıra ıyi, ussalın yanısıra usdışı, kusursuzun yanısıra ıgrenç olmak demektır, kotu olunurken ıyı ve ıyı olmaya çabalarken kotu olmak olanaklıdır Insan ırkı tum bır doga dunyası gıbıdır tek bır davranış bıçımı yoktur, kopyalar haknde çogalülamaz" (13) dıyeyazar Edgar Morin kendı çozum onerisını şu sanrlarla ozetlemış "Bıze gereken, aklı ınsanı (sapıens) delı ınsanla (demens) bırbırıne baglamaktır Bıze gereken, uretken ınsanı, teknısyen ınsanı, tedırgın ınsanı, zevk peşmde koşan ınsanı, coşkulu ınsanı, şarkı soyleyen ve dans eden ınsanı, hayal kuran ınsanı mıtolojık ınsanı, bunalımlı ınsanı, ubrıs ınsanını, nevronk ınsanı, eronk ınsanı, tahnpkâr ınsanı, buyusel ınsanı, rasyonel ınsanı, ınsansının ınsana donuşmesının çoklu yanlan halınde bıraraya getirmektır (14) * Norolojı Uzmanı eposta. [email protected] Kaynaklar 1Dınozorların Sessız Gecesı 4 Kıtap Hoımar Vbn Dıtfurth Çevıren Veysel Atayman Alan Yay Bınncı Basla Elaml995 Sayfa 1902Age Sayfa 200201 3Age Sayfa 202 4Aqe Sayfa 2295Age Sayfa 233 6Descartes ın Yarulgısı Duygu Akü ve Insan Beynı Antonıo R Damasıo Turkçesı Bahar Atlamaz Redaksıyon Osman Denıztekın Varlık Yay Bırıncı Basım 1999 Say fa 811 I A g e Sayfa, 248 8 Kansını Şapka Sanan Adam Olıver Sacks Çevıren Çıgdem Çalkılıç Yapı Kredı Yay Bırınn Basla lslanbul Agustos 1996 Sayfa 68 9 Descartes m Yanılgısı Duygu, Akıl ve Insan Beynı Antonıo R Damasıo 10 Maısta Bır Antropolog Olıver Sacks Çevıren Osman Yener Üetısım Yay Bınn cı baskı İMdiıbul 199/ Sayfa 2S8 11 Genç Bılımadamına Ogutler PBMpdawar Çevıren NermmAnk Tu bılak Yay 8 Basım Mayıs 1996 sayfa 100 12Akla Veda Paul Feyerabend Çevıren Ertugrul Başer Ayrıntı Yay 1 basım Şubat 1995, sayfa 169 13 Ozgur Bır Tbplum da Bılım Paul Feyerabend Çevıren Ahmet Kardam Aynntı Yay 1 basım Ekım 1991 sayfa 171 14 Kaybolmuş Paradıgma Insan ve Dogası Edgar Morın Çevın Mehmet Alı Kılıcbay Bııey ve Tbplum Yay Bırma Baskı Ocak 1985 Sayfa 122 Zümrütten akisler A. M. C Şengör En büyük bayram "Bugün Cumhuriyetlmizln onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu obun." O'nun heyecandan titreyen sesinin Ankara Hipodromundan goklere haykırdığı bu ifade, insan sesinin aklın sözcülüğünü yapmaya başladığından beri dile getirebildiği hakikatlann en yücesi, en asili ve en güzelidir. Niçin boyle oldugunu anlayabilmek için bir insan topluluğu gozunuzun onune getiriniz: Coğrafı olarak dunyanın en güzel, tarihi açıdan en onemli, ticâri açıdan en canlı ve politik açıdan en verimli köşesinin içine, aklının eleştirisine tâbi tutamadığı gelenekleri ve inançları yuzünden hapsedilerek, konumunun, zamanının ve ilişkilerinin hiçbırinden yararlanamaz bir duruma mahkum edilip, yüzyıllar boyunca yavas yavaş insan gelişmesinden koparılarak taş devri şartlarına sürüklenmiş olsun. Kendisinin sağlık, mutluluk ve emnıyetınden sonımlu olması gereken ıdarecileri onu yalnızca ekonomik olarak somurulecek ve askeri olarak suistımal edılecek bir kaynak olarak görsünler. Dünyaya ne bir ükrî ürünü, ne bir hissî eseri, ne de sızlanmaları ulasabılsın. Kendi içerisinde dahi her turlü karşılıklı teşvik, dayanışma ve yardımlasmayı ımkânsız kılacak sekilde ne haberlesmesi ne de ulaşımı mumkün olabilsin, Zekâyı parlatacak her türlu uyancı kendismden o veya bu nedenle esirgenmiş bulunsun Ve bir gun, gene kendisinin ne nedenini ne de sonuçlannı kestırebileceği bir nedenle evlâtlan dunyanın en uygar guçlerinın onune yem olarak atılsınlar. Bu fedâkârlık da her zamanki gibi hezimetle sonuçlanmakla kalmasın; malını, aklını, canını yitirmeye alışmış bu zavallı toplum, bu sefer uğruna en buyuk özverilere katlanmış olduklannca, kendisine yabancı efendilere düpeduz satılmaya kalkısılsın. Ve bu rezil alısverisin gafıl taraflan, kişiliği, aklı, ruhu olmadığına inandıklan bu topluluktan birdenbire "ya istlklâl, ya ölüm" çığlığını duysunlar. Alışık olmadıklan, beklemedikleri, inanamadıklan bu çığlığı, can çekişmekte olan zavallı bir bedenin son debelenmesi sansınlar..... Iste tarihın eşıne rastlamadığı bu korkunç sartlar altında, bu zavallı sanılan millet, toplumun yüceliğini bireyin yüceliğinde, bireyin yüceliğini aklının yüceliğinde, aklın yüceliğini de onun özgür olmasında goren bır aydınlanma onde TÜrkİye Cumhurİyetİ Vdtanrinin ışığı altında toplanarak insanlığın daşlan kadar OİUtnsuz şarttoplu belleğinin kaydetmediği bir deği,ardQ JQ k o n / o f T şıme soyunmuştur. Kendısını zıncırleye, , ' , .r . k a d a r üce b i r s rek yaşamın son değerini de elinden Y 'stem kapmak isteyenleri, onlardan tum zorkurmuş İnsan topluluğunu luk ve engellemelere rağmen oğrendıği, ben tarihte bİlmİyorum. ama bütün olumsuz şartlara rağmen onlardan daha iyi uyguladığı akıl ve bilim yontemlerıyle mağlup etmiş, sonra mağlupların elinden efendice tutup kaldırarak kulaklanna ınanamayan bu bedbahtlara herkesle eşit sartlar altında, insanca ve hür olarak yaşamaktan başka hiçbir arzusu olmadıgını söylemiştir. Daha birkaç yıl önce insanlığından bile şuphe ettikleri bir toplumun bu asîl hıslerını duymakla hayrete duşenler, onun uygarlığın her nimetine sahip olmak için duyulmamış bir hız, şevk ve fedukurlıkla kendisini eğitmeğe başladığını görünce de gozlerine inanamamışlardır. Ateşe atıp, son kalıntılannı da yok etmeğe uğraştıklan hasta adamın, kullennden yeni bir cengâver olarak değil, bil'akis bir akıl ve hesap adamı olarak yükselmeğe baslaması, once şaşkınlık, sonra saygılarını kazanmıştır. Yukarıda anlatılanlar bır destan değil, son şâhitlerinin hâlâ hayatta olduğu bir gerçektir. Türkiye Cumhurİyetİ vatandaşlan hlçblr tilkeye, hlçblr ulusa nasib olmamıs şerefli ve görkemli bir geçmifin vârisidirler. Aydınlanma idealleriyle yola çıkan Fransız Ihtilâlinin bu gelişmenın ılhamı olduğu soylenır. Bu doğru değildir. llham h'ıç kuşkusuz Aydınlanma'nın ideallerinden, hattâ Ihtilâl'in bazı sloganlarından gelmiştir. Ama bunlan romantik hulyalarla karıştırarak Fransa'yı kana bulayan Ihtilâl, Napolyon'un kendisini ımparator ılân etmesiyle ıflâs etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemâl ise kendisine yapılan hükümdarlık, hattâ halifelik tekliflerini tiksintiyle reddetmiş, ulkesini kanla sulanmış bır çole çeviren duşmanlarını bile affederek ellerini sıkmıştır. Türkiye Cumhurİyetİ aklın ve billmin üzerine insa edilmistir. Bu demek değildir ki O'nu kuranlar hıç yanlış yapmadılar; ama kurdukları sistem yanlışı kabul edip, onu akılcı eleştiri ve tartışmayla duzeltmeye imkân veren bir sistemdir. Türkiye Cumhuriyetı vatandaşlan kadar olumsuz şartlarda yola çıkıp, oniar kadar saygıdeğer ve yuce bır sistem kurmuş hıçbır insan topluluğunu ben tarihte bilmiyorum. Içinde yasadığım toplumun olumsuz yonlerini heryerde en acımasız sözlerle tekrar tekrar dile getirmemin tek nedeni, onun kendini düzeltme yeteneğine olan sarsılmaz inancımdır. Bu nedenle bana niçin Turkıye'de yaşadığımı soran bazı yabancı dostlarıma, "dunyada yaşanacak daha iyi bir yer bılmediğim için" diyorum. Sonra da kendi kendime "bir neden daha var" diye ekliyorum; "Mustafa Kemâl'in emanetini bırakıp da nereye gidebılirim?" 710/5 Beyinde çakan şimşek Nobel odullu bılım ınsanı, P.B.Medawar, "Genç Bılımadamına Ogutler" adlı kıtabında bu konuyla ılgüı olarak şunlan yazmış "Gerçek kendını ılan etmek ıçın dogada hazır beklemez ve hangı gozlemlerın tutarlı oldugunu, hangılennın olmadıgını a prıon bılemeyız Her keşıf, bılgımıze yapılan her ılave, gerçegın ne olabüecegı hakkında yaraücı bır onsezı ıle başlar Bu yaratıcı onsezı bır hıpotez beynm herhangı bır yaratıcı faalıyetı kadar kolaydır vaye zordur, beyinde çakan bır şimşek, esın urunu bır tahmın, bır sezgı alevınm urunudur Kısacası ıçerıden gelen bır şeydır, hıçbır keşıf kalkulusu uygulaması degıldır Hıpotez, dunyaran ya da onun ılgınç bır yonunun neye benzedıgı hakkında bır kanun tasarısıdır" (11) "Akla Veda" adlı kıtabının, Yaraücüık adlı bolumunde Feyerabend Eınstem'ın Yaraücılık Argumanı başlıkh alt bolumde, Eınstem üe Mach'ın nkırlerını hyaslarken şu cumleyı yazmış "Bılımın ıtıcı gucu ışte budur, çunku bır ınsanı buyuk bır bılımadamı yapan ancak yegın bır kavramsal guçle bırleşurılmış yegın bır ıçgududur"(12) Hıslerımız ve sezgılerımız olmadan mantıklıve tutarlı bır karar veremeyız Hısve sezgıler sayesınde bır problemın çozumunde var olan olası olasüıklar tutarlı bır sayıya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle