Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 Değerlendirme Mıllı Eğıtım Bakanlığı lıse duzeyınde de bır atılım başlatmıştır Butun bu olumlu gelişmeler yeterlı değüdır Eğıtım sıstemımızde araştırıcıhk, şuphecüık, sureklı oğrenme, kendı kendıne oğrenebılme becerüen verılmemektedır Gelecekte daha da çok yaşamımıza gırecek makınelerle ıletışım konusunda hıçbır hazırlığımız yoktur Bügının aranıp bulunacağı bılgı kuruphanesı olan Internet konusunda yapüan çahşma lar yok denecek kadar azdır Internet uzerınde Turkçe ıçerık konusunda bir master plan yok rur Eğıtım sistemı bugun ışgucu olarak gerek duyulan bılgı ve becerüen saglayamamaktadır Bu nedenle ozel sektor ışbaşı egıtım, kurslar gıbı yollarla kendı ıçınde eleman egıtımi yapmaktadır Bu olumsuz tabloya karşın olumlu gelışmeler vardır. Sıvıl toplum kuruluşları egıtım konusunda katbda bulunmaktadır Turk Bılışım Vakfi, yenı oğrenme modellerı ve bilışım teknolojılen konusunda bır rapor hazırlamıştır (2) Egıtım Gonullulen Vıkfı Fatıh Beledıyesı ıle ornek çalışmalar yapmaktadır 7 Öneriler Butun bu olumlu ve olumsuz gerçeklerı goz onune alarak, bunları bırer fırsat olarak değerlendırmek gerekır Aşagıda bır onerı paketı oluşturulmaya çalışılmıştır "Reengineering" Egıtım sıstemmın baştan aşağıya yepyenı bır yaklaşımla sorgulanması, hedeflen, ış yapış şekıllerı, sonuçlan olarak yenıden eleştırel olarak değerlendırılmesı gerekmektedır Vizyon Geliştiıme Mufredat, yenıden ele alınırken bır vizyon çalışması yapmak gerekır "Nasü bır gelecek beklıyoruz?" ve bu gelecek ıçın "Nasıl ınsan yetıştırmelıyız7" sorulanna doğru cevapları bulrnak başlangıç noktası olacaktır Bu vizyon gelıştırme çalışması sadece Mıllı Egıtım Bakanlıgı, ya da unıversıtelerımızm egıtım fakultelerının yapması gereken bır çahşma degıldır Egıtım sıstemının son urunu olan yetışmış ınsan gucunu kullananlardan da gelecek gerıbesleme çok onemlıdır Bu nedenle ozel sektor, kamu kurumlan ve uçuncu sektor kabul edüen sıvıl toplum kuruluşlarının da aktıf katılımlan sağlanmalıdır Bu seferberlıkte farklı dısıphnlerden gelen ınsanların beraber çalışması, çok seslüıgın olması en onemlı krıter olmalıdır Bır vizyon denemesı olarak "değişen dünya koşullanna uyum sağlayabılecek, eleştirel düşunmeyi reüeks haline getirmiş, bilgi gereksiniminı behrlemesmı, bilgiye ulaşmasını, bılgıyı kullanmasını bilen, bilgi üretebilen, süreklı öğrenmeyı ılke edmmış, problem çözucu, yaratıcı, toplum ile uyumlu, ekip olarak çalışabilen bıreyler yetiştirmek" verüebılınır Müfıedat Geliştirme. Vızyonda çızılen çerçevede bugun degıl, yarın duşunulerek, ılk ve orta oğreüm mufredatında cesur adımlaı atılmalıdıı Program gelıştırılırken, teknolojı dıkkate alınmalıdır Öğrenmeyi öğrenme, problem çözme, kendini ifade edebilme yeteneklenmn gelıştirümesi, dili doğru kullanma, topluluk içinde uyumlu çalışabilme, ekip çalışmasma yatkın olma yanında makine insan iletışimi, bılgı teknolojilerinin etkin kullanımı müfredatta öne çıkmalıdır. Iş ve sosyal hayatta aranan ozellıkler bu ve benzerı ozellıklerdır Egıtım o.stemı de buna uygun bırey yetiştirmeyı başarmalıdır Program gelıştırırken bır başka krıter de bılgıyı ogrenmek degıl, oğrenmeyı ogrenmek, bılgıyı kullanmasını ogrenmek, bılgı uretmek olmalıdır Otomaüze edılebılır bügüerın ogrenılmesı yerıne otomasyonun kullanılmasının oğrenümesı prerısıbınden hareket edılmelıdır Dil ve Kültür Bugun ulkemızde ılgınç bır gerçek yaşanmaktadır Yabancı dü ogrenmek ıçın bır suru kaynak vardır Buna karşın, "duzgun bır Turkçe" ogretmek ıçın kaynak yok denecek kadar azdır Ana düımız olan Turkçe'yı doğru kullanmak, yabancı kelımelere kaçmadan, Turkçe olarak kendını ıfade edebılmek, bunu yazılı yapabümek, egıtım sıstemının uzerınde ozellıkle durması gereken bır konudur Globalleşmek, dılımızı ve kulturumuzu yok etmek anlamına gelmemelıdır Bu sadece Turkıye'de degıl butun dunyada yaşanan bır sorundur Gelecegm bılgı bankası olarak duşunulen Internet'te bırıken bılgının %90 dan fazlasının Ingüızce olması, bılenler ıçın yeter derecede uyancıdır tnternet'te Turkçe içerik geliştirme seferberliği zamam gelmişür Teknoloji Kullanınu Turkçe ıle ınsanınsan ıletışımı saglandıktan sonra sıra ınsanmakıne ileüşimıne gelecektir. Vizyon ıçınde bılgı toplumu ıçın bırey yetiştirmek olacagına gore bıreylerin erken yaşlarda bügısayar ıle ta nışması sağlanmalıdır Bu, ınsanmakıne ıletışımı açısından da onemlı bır başlangıçtır Sonuç ta gelecekte "konuşacağımız" makıneler bır çeşıt bügısayar olacaktır Okul Sonraaı Öğrenme ve Uzaktan ö ğ r e n m e Bügının "yarüanma omru" nedenıyle alınan bügüerın bellı aralıklarla guncellemesı gereku Bıreylerin meslek değıştırebümelerını sağlayacak egıtım sıstemlerıne de gereksınım olduğu açıktır Bu durumda heryaştaki insan ıçın sürekli öğrenım uzerınde odaklanılmahdır. Bu bıreylerı sınıfta toplamak mumkun olmadığma gore uzaktan egıtım mekanızmaları gelıştırmek gerekecektır Zümrütten akisler A. M. C. Şengör Televizyon ve eğitim Yazı ve kitap, eğitimde yapılan en büyük devrimlerdir. Ikisinin de amaa bilgiyi bir yerden diğehne taşınır hale getirmektir. 0 koca Mısır piramitlerini, evrenin milyarlarca ışık yılı çapındaki yapısmı ve milyarlarca yıllık evrimini, benden binlerce yıl önce ölmüş gitmiş kişilerin yaşam oykulerini, Amerika'da oturan bir yazann fikirlerini ben Istanbul'daki evimde koltuğumda oturarak bir kitabın sahifelerinden öğrenebilirim. Hem sadece yazıları okuyarak da değil. Kitaplarda şekiller, fotoğraflar da bulunur. Benim öğrenmek istediğim nesneyi en iyi bana ne öğretebilecekse onun kitaplara konmasına gayret edilir. Hareket hariç! Karton kollarla veya hologramlarla hareketlendirilen bazı basit sahneleri içeren çocuk kitapları hariç, kitaplarda hareketli nesne bulunmaz. Ama olayları aynen olduğu gibi hareketlendirerek oturma odamıza kadar getiren bir başka gereç yüzyılımızda icat edilmiştir: Televizyon. Üstelik televizyon sanki yazıyı bile gereksiz kılmıştır. Kitaplarda metinlerin sunduğu bilgi televizyonda ses olarak duyulabilir. Video kasetleri kanalıyla veya CD'lerle 'kitaplıklarda" bile biriktirilebilir televizyon programlan. Televizyon kitaptan çok daha güçlü bir iletişim araadır; ustelik pek çok insan için kitaptan daha çekicidir. Dolayısıyla beklenirdi ki bu yeni ve güçlü eğitim silâhı, insanlann eğitim ve kültür düzeylerinde bir sıçrama oluşturmuş olsun. Fakat bakın liberal dünya görüşünün güçlü savunucusu, büyük bilim felsefecisi Sir Karl Popper bu konuda gazeteci Ciancarlo Bosetti'nin sorularına ne cevaplar veriyor*: P. "Savaşın neden olduğu şiddeti yaşamak pek fed etkiler yaratır. Zamanımızda, batı dünyası durumu geliştirmek için muazzam ve başanlı işler yaptı. Fakat simdi bir kötüleşme gorülüyor gene. Gözleri olan herkesin görebileceği gibi bunun nedeni de önümüze sürekli getirilen şiddettir. * C.B. "Bu kadar büyük bir kötüleşmenin nedeninin yalnızca televizyon olabileceğine inanmak guç. Abartılı gelmiyor mu bu?" P. Cerçek olan, başka herhangi bir nedenin olmadığıdır. Savaşlar topluma şiddet sokar. Ama son büyük savaş elli yıl önceydi." Bundan sonra C.B., Popper'in televizyon hakkmdaki fikirlerine yapılan itirazları sıralıyor. Bunlardan ilki insanlann büyük bir çevreye uyma kapasitelerinin olduğu, dolayısıyla bu yeni şartlara da uyum gösterecekleri: P. "Evet, çocuklar sürekli uç şartlara maruz bırakılırlarsa uyum sağlarI lar. Ama şiddete uyum sağlamak şu anda tartıştığımız sorunun kendisidir. Şimdiki duruma uyum sağlamanın en mantıkî sonucu, çocuğun gidip silâh satın alacağı bir gelecektir. Ikinci düşünülmesi gereken şey şiddete karşı ne sunulduğudur. Ebeveyn? Kaç ebeveyn bunu yapar? Oğretmenler? Öğretmenlerin televizyon karşısında en ufak bir şansları yoktur. Televizyon hep daha ilginçtir, daha elektriklidir, küçük beyinleri tavlama becerisi daha yüksektir... Televizyonun yenılmesi imkânsız bir formülü var: Aksiyon, daha çok aksiyon bu TV yapımcılannın tüm felsefesidir. Buna karşı bir öğretmen ne koyabilir? Yalnızca aklm sesini. Televizyon çok uzun bir zaman suresinde geliş • ti ve en etkili halini son ononbeş yılda aldı. Sonra da bir çığ gibi geldi ustümüze. Öğretmenlerin buna direnme şansları yoktur." Televizyon basit hislere ve "etin" arzulanna cevap verdiği sürece kazancı garantidir. Birikisi dışında, Türkiye'deki tüm kanallar bu yoldan hızla giderek kötü olmanın ötesine geçmlş, Iğrenç ve zararlı olmaya baslamışlardır. Bunlarda insanı insan yapan güncel bilim (kuru bilim değil tabiî, bilimsel macera veya iyi bilimkurgu filmleri, National Ceographic veya Discovery gibi kanallarda pek çoğumuzun zevkle seyrettiği hoş ve eğitici bilim, gezi, tarih vb programlar), san'at konularında, düzeyli "yaşamın içinden" türünden programlar yerine, düzeysiz argoyu komedi, basit his sömürücülüğünü veya şehveti san'at, yobazlık propagandasını din bilgisi, tarih ve san'atla ilglsi olmayan, ucuz mllliyetçilik hissi sömürülerini tarihsel film, sürekli vahşet sahnelerini haber, canavarlar, falcılar vb. gibi zırvalıklan toplumsal bir hastalık değil de ciddî olay diye sunan, her bilgili ve görgülü insanın midesini bulandıran programlar sürekli toplumun karşısına getirilmektedir. Bu negatif eğitime, liberal görüşun en büyuk düşünurlerinden birinin bile tavsiye ettiği gibi dur denmesinin zamanı gelmiştir hattâ geçiyordur. Ancak bu el atma işinin gene kendilerinden yakındığımız televizyoncularla birlikte ve mutlaka tartışma ve ikna yoluyla yapılması şarttır. Onlar eğitilmeden, yalnızca yasaklama ve sansür yöntemiyle alınacak tedbirlerin ne denli kısa ömürlü olacağını geçmiş tecrübeler göstermiştir. 'Popper, K R., 1997, The Leuon of Thls Century Routledge, Lonthn, a. 58, 5960. 8 İnsan faktörü Bu degışımlerın yapüabılmesındekı en onemlı sorun ınsan kaynagı sonmudur "Reengineering" yapan fırmalarda da en zor aşılan, bıreylerin degışıme gosterdıklerı tepkıdır Bu konuda yapüabılecek bır şey ınsanların dogru zdmanlama ıle dogru bır şekılde bılgüendırılmesını saglamakur Bu da ancak teknolojı, ozellıkle Internet teknolojısı kullanılarak yapüabürr 9 Bilgi teknolojileri kullanımı Bunların gerçekleştırümesmde teknolojıden, ozellıkle bügı teknolojüerınden yararlanılması kaçınümazdır Etkıleşımsız, tek yonlu bügüendırmede televızyon en yaygın kullanüacak araçdır Televızyonda sorun bıreyın yayın programına uyma zorunluluğudur Etküeşımlı televızyon üe bırey dıledığı zamanda düedığını seyredebdecektır Tam etküeşım ıçın Internet tartışmasız tek seçenektır 10 Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) Egıtım konusunda en umut verıcı olan gelışme bügısdyarlarddkı çokluortam uygula malarıdır Bu teknolojı üe konular sanal ortamda anlatümakta, sanal deneyler yapümakta, tahtada gosterüemeyecek gorselleştırmeler mumkun olmaktadır Bu anlamda BDE en YAZININ DEVAMI 21. SAYFADADIR 640/5