Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zümrütten akisler Yazının vatanı neresi? Yazı sanatı, Fırat ve Dicle kıyılannda mı, yoksa Nil ovasmda mı bulundu? Bir Alman araştırmaa konuyla ilgili kanıtları bir araya topladı. zmanlar arasmda kabul edılen bir teze gore, tarıhın ılk tohumları bundan 5000 yıl once Mezopotamya'da atılmıştı Geleneksel ogretılerde ınsanların ılk olaıak duşuncelerını yazıya aktarma çabaları, o zamanlar Fırat ve Dıcle arasındakı bolgede yaşa yan Sümer halkına uzanır Gerçı yazı ışaretlerının erken donemlerde, Mısır, Gırıt ve Endus ovasında da kullanüdığı bılınmekteydı, ama bunlar ancak yuzyülar sonra, Fırat ve Dıcle bolgelermdekı kulturel atı lımlardan sonra ortaya çıkmıştı Buyuk Ingılız tarıhçı Arnold Toynbee ve onunla bırlıkte tum kııltur fılozofları da aynı savdd bırleşmışlerdı A. M. C. Şengör Ismet Inönü, bilimsel eğitim ve demokrasi Bu yazıyı Ismet Inönü ile ilgili anma ve kutlamalara ufak bir katkı olarak hazırladım. Hazırlanmasına neden olan vesile de oğlu Prof. Dr. Erdal Inönü ile geçenlerde yaptığım bir konuşmadır. Turkiye Bilimler Akademisi'nin İTÜ'nun Maçka kampusundeki htanbul burosunda Erdal Hoca'ya HasanÂli Yücel ile ilgili kitabımı okuyup okumadığını sordum. "Şöyle bir baktım" dedi, "Zaten bir kısmını daha once ODTÜ Mustafa Parlar Vakfı'nın yayımladığı kitapçıkta ve TÜBlTAK'ın Bilim ve Teknik'inde okumuştum." "Bunda bazı ufak tefek ilâveler yaptım, Hocam" dedim, "Bilhassa kaynakları gentşletmeğe çalıştım." "Evet, evet, farkettim" diye cevap verdı. "Ben de seninle bir konuda aslmda konuşmak istiyordum: Sanınm babama biraz haksızlık etmişsin." Kitabımda Ismet Paşa'nın HasanÂli Yücel'i çok görkemli bir basanyla goturmekte oldugu Millî Eğitim Bakanlığından istifaya teşvik etmesini, O'nu sonra yalnız bırakmasını, Ulus gazetesındeki yazılanna sansur getirilmesıni eleştırmiştim'. Buna rağmen "Niçin Hocam?" diye sordum Erdal Bey'e. Erdal Bey, once babasının cumhurbaşkanlığı döneminde HasanÂli Yücel'in en buyuk destekçisi oldugunu soyledi. 1946'dan sonra ne olduğunu sorduğumda, "Demokrasi geldi" diye gulümseyerek cevap verdi. "Babam, demokrasiyi çok ciddiye alıyordu. Halka rağmen, dayatmayla değil, halkı ikna ederek, onların rızasıyla işlerin yurumesini ıstıyordu. Daha sonra, bazan kendı sahsına, hattâ hakarete varan hucumlar yapıldığında, kendi kendine 'bu demokrasi işini sen başlattın, şimdi ne olursa olsun bunlara cevap vermek zorundasın' diye telkin ederdı." "Peki, Hocam, HasanÂli Bey'den sonra Reşat Şemsettin Sirer'i getirerek Ataturk'ün o akılcı eğitim politıkasını pensan etmenin ne anlamı vardı?" Reşat Şemsettin Sirer, Kâzım Ozalpın damadı ve Inonulerin aile dostuydu. "Evet, o sessiz, efendı bir adamdı. HasanÂli Yücel'in de arkadaşıydı. Sonra bu Turancı akımlarıyla ilişkısı olduDemokrasi ğu goruldu, onların çok etkisinde kaldı. Ama diyorum ya, demokrasi. Halkın eğilimine uy çoğunluğun malı. Ben de buna çok ınanıyorum." "Ama Hocam, " diye itıraz ettim, "halk bılgısız, halk hadiktası mı bersiz ise bu olmaz. Demokrasi bence muhaolmalı? keme yapabilen, duşünebilen, tartısabilen insanların rejimidır. Iki seçenekten hangisinin ıyı olacağt bilgısiz, tartışmasız, elestirel duşuncesiz bilinemez, bulunamaz!" Erdal Hoca benim bu çıkışımı gulümseyerek dinledi: "Evet, evet, senın gıbı elitistlerin goruşu hep boyle olmuştur. Babam oyle duşunmuyordu. Babam demokrasinin çok zor bir rejim oldugunu biliyor, ama tum zorluklarına rağmen, Churchill'in dediği gibi, gene de en iyi rejim olduğundan hiç şuphe etmiyordu. Bu yüzden de dayatmacılığı seçmedi." Erdal Bey bunları söylerken, dostum, çok kıymetli siyasal bilimcimiz Prof. Dr. Metin Heper'ın bana yakınlarda armağan ettiği Ismet Inönu^ adlı guzel esennde okuduklarım gozumun onune geldi. Metın Bey de Erdal Bey'le aynı temel fikrı savunuyor Ismet Paşa hakkında. Paşa, halkın eğılımlerine saygı duyarak gelismeyi arzulayan, halkın eninde sonunda doğruyu bulacağına inanan bir politikaa, bir devlet adamıydı. 27 Mayıs darbesini yapanlar bu nedenle ona haber vermeden darbeyi yapmıslardı. Karsı çıkacağını kesın bıliyorlardı. Butun bunlar HasanÂli Yucel'e, daha doğrusu O'nun temsil ettiği aydınlanma eğitim polıtıkasına yapılanı haklı çıkarır mı? Her ıkı dedemın de taparcasına sevdiği Ismet Paşa'da, Erdal Bey de beni affetsinler (Metın Hoca esennde bu konuyu tartışmıyor), ama benim cevabım hâlâ hayırdır. Tarıh onumuzde: Bir Ataturk'ün eğitim devrimlerinin ve Yücel'in eğitim politikasının kazandığı başarılara bakın Türkiye'yi bugun hâlâ onların kalıntıları ayakta tutuyor bir de 1946'dan sonra olanlann ulkemizi getirdiği noktaya bakın. Demokrasiyi çoğunluğun diktası olarak anlamaya devam ettiğimız surece ne yazık ki bu sıkıntılardan kurtulamayacağız. Ataturk devrımlerı, hiçbir grubun buyuk veya küçuk bir diğerine tahakkum edememesini garanti etmek için yapılmıstı. Gerçek demokrasi ancak boyle bir temel üzerine oturabilir. Yücel bunun savunmasını da ancak bilimsel eğitimli, elestirel duşünebilen bir ulusun yapabileceğini biliyordu. Haksız mıydı? 'Ismet Inonü The Making of A Turkish Statesman: Brill, Leiden, x+270ss, 1998. 620/5 U edılmıştı Ancak Menı ve babası Narmer'e aıt ıdeogramlar, aslmda uzun bir gelışme donemının ardından ortaya çıkan yazı ışaretlerıydı Mjsır'ın erken tarıhı konusunda uzmanlaşmış olan Rainer Stadelmann da, yüldr once Narmer yazı ışaretlerının uzun bir geçmışe sahıp olduklarını savunmuştu* Menı ve dıger kralların mezarlarmda yapılan kazılarla, bu goruş artık somut verılerle açıklanmaya çalışılacak Yenı bulgulara gore, Mısır'da yazının başlangıç tarıhı bıraz daha oncesıne alınması gerekıyoı, tahmınen MO 3400 Abydos'takı kazüarda, Dreyer'ın en fazla ılgısını çeken "U ]" olarak sınıflandınlan kral Mısır ve Mezopotamya kökenli üçlü balık Işareti, altta arkeolog Dreyer görülüyor. "Insan zekâsının en buyuk başarısı, yanı yazınm bulunuşu Su merler tarafindan gerçekleştırılmıştı" Ne var kı, bu tez bundan boyle geçerhlıgmı yıtıreceğe benzıyor Günter Dreyer (Mısır tarıhı uzmanı) uzun araştır maldr sonucunda msanlar ara sındakı haberleşmeyı yazı bıçı mıne donuşturme fıkrının, ılk olarak Mısırlılar'da ortaya çıktıgı goruşune varmış Dreyer uzun suredır Mısır'dakı erken tarıh donemlerınde, devrım nıtelıgvn de kulturel atılımların oluştugunu ve tum Yakındogu'yu etkısı altına aldıgını tahmın etmektey dı Bu hukmun, şu anda Kahıre'dekı Alman Arkeolojısı Enstıtusu'ndekı büım adamları tarafindan da kabul gormesırun sebebı, araştırmalan nın Asuryolojı ve Mısır tarıhı uzerıne yapılan ın celemelere dayanması ve aynı zamanda da, Mezopotamya ve Nıl ovasındakı gelışmeler hakkında genış bir bılgıye salup olmasından kaynaklanmakta Enstıtunun yukarı Mısır'dakı (Abydos) kazılardan çıkardıgı onemlı verılere gore, MO 4 bın yılın başlarından ıtıbaren burada oldukça onemlı bir kult ve ıdare merkezı vardı Nıl kıyısından Batı'ya dogru yalnızca 90 km derdekı çollerde ve hatta kultur bolgesmm hemen smırında, kralların ve yonetıcılerın anıtsal mezarları yukselmekteydı Bunlarm arasında, MO 3000 yıllarında Yukarı ve Aşagı Mısır'ı bırleştıren ve Mısır hukumdarlarının ılk anıtsal mezarlarını ın şaa ettıren, efsanevı Kral Meni'mn mezarı da bulunmaktaydı Yunan ve Roma donemlerınde Menes ve Mın olarak adlandırüan Meru, tarıhe yalnızca buyuk bir uygarlıgrn kurucusu olarak geçmemış Kendısıne hıtaben yazılan, "Narmer paletlerı" arkeologlar taıafından, yıllaıca Mısır kulturunun ılk yazı orneklerı olarak kabul mezarı olmuş Bu mezarın hangı kıala aıt oldugu şımdıye dek bı lınmıyordu Genelde elenerek elde edılen kuçuk tablet parçaları uzerınde oldukça ıyı seçılebılen bazı ışaretleıı bulunmaktaydı ve bunldi hıç kuşkusuz hıyerog lıfleı ın ılk orneklerıydı Dreyer tam 150 tablet ve 200 ta ne de yazüı çomlek parçası topladı Gece gunduz çalışarak bu ışaretlerı sınıflandırdı ve mevcut dığer malzemelerle karşılaştırdı Kısa suıede bunların genelde yag testılerı ve tahıl kaplarmdan oluşan mezar armaganlarıyla ıl gılı ışaretler oldugunu çozdu Ya » • zı ışaretlerının ıncelenmesıyle bu mezarın harı gı krala aıt oldugu da ortaya çıkmıştı "Uj" mezarı 'Akrep' adını taşıyan bir krala aıttı Dreyer'ı en çok heyecanlandıran taraf, yazılarda unsuz harfler tekrarlandıgından, bunların fonetık ola rakda okunabılmesıydı Bu yazı ruru Mezopotamya'dakı hece yazısından farklıydı Abydos'ta surdurulen kazılaıdan elde edılen verılere goıe. şımdıye dek bulunan en eskı yazı ornekleıı MO 4 bın yılın başlarına kadar uzanmakta Daha eskılenne henuz rastlanmamış Yazının ılk olarak Mısır'da ortaya çık tıgı ve burdan Fırat bolgesıne yayıldıgını kanıt layan, dıger onemlı belge Abydos'ta bulunan vergı kayıtları Tabletler uzerıne stılıze edılmış ve "ınu" (haraç veya vergıj olarak okunan uç balık Mezopotamya'ya sadece gırıft yazısı olarak geçmış Çunku erken Mezopotamya metınlerınde ' ınu ' kelımesının hıçbır anlamı bulunmamakta Oysa burokrasının artık bılındıgı Mısır'da, bunlar yalnızca yazının değıl aynı zamanda bıı tur vergı sıstemının de bulundugunu kanıtlamakta Nilgun Özbaşaran Dede Kaynak Sp 51/98