24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylak Bilgi M. Emin Ceylan \ ** t t Yüz'ün anlamı "Bir insan yüzüyle karşılaşmak, bir gizemin, bir bulmacanın karşısında kalakalmaktır aslında." Sanırım bu görkemli sözün büyüsünden kurtanp kendimizi, yüz nedir biraz düşünmemiz gerekiyor. Biz her karşılaştığımız insana cevap veririz. Bu çok seyrek olarak sözel, ama daima gorsel yani yüzsel olur. Yüzün binlerce hecesi, kelimesi vardır. Her iki kaşın ortaya toplanıp, alnın kırıştığı ya da ağzın ve gözlerin beraberce açılıp, çenenin hafifçe yukarı kaldırıldığı ya da dudakların ileri çıkıp, kafanın öne düştüğü yüzsel kelimeler. Düşündükçe anlam derinleşiyor. Cörerek, duyarak hatta dokunarak hissettiğimiz her insan ve olay hatta kendi içimizden gelen her hisse karşı mutlaka yuzümuzde bir ifadenin olması; etrafımız ve kendimizle her an ne kadar hızlanmış bir ilişkinin içinde olduğumuzu ve bu ilişkinin de aslında ne kadar otomatik bir süreç olduğunu göstermeye yeter. Işte tam da bu nedenle birisiyle karşılaşmak, bir gizemle Hişkiye başlamıktır. Çünkü yüz insanın upuzun tarihinin görünen bir özetidir sadece. Ve bu hızlı, devamlı ve bilinemeyecek kadar derinden gelen sürecin doğrudan kendisi bir bilinemezliktir. Üstelik bilinemezlik çift taraflıdır. Her bakanın kendisi bilinemezdir, hem de bakılan!. Tam bu noktada, bilinemezle karşılaşan her "iyi" insanın yaptığı gibi karşıdaki yüzü, bir labirenti karış karış gezer gibi çözümlemeye, çözümlediği her bilinmeze karşı saygılı olmaya ve karşıdaki yüzü keşfettikçe, sonunda kendini de anlamaya başlar ve giderek kendine karşı içten bir saygı süzer. Böylece ben ve karşıdaki beraberce anlar, varolur, birbirinin içine geçer. Bunu daha da ileri götürebiliriz. Karşıdakiyle sadece birbihni anlamakta mı beraber olunur?. Hayır, benim ve başkasının yüzü aynı zamanda birbirini oluşturur da. Nasıl mı?. Düşünmeye devam edelim... Benim yüzüm başkalannın eseridir. Eğer benim yüzüm, hep etrafta olup bitene göre, başkalarına verdiğim tepkinin bir özeti olarak şekillenmişse, onu "başkalarının sonucu" olarak görmem yanlış olmaz. Bu öyle bir sonuçtur ki, ta çocukluğumda, ilk sıcak kucaklamalara gülücükle cevap verdiğim, kaş çatmalara yüzümü kırıştırdığım günlerden beri yüzüm, oya gibi işlenmiş ve her olay ve duyguya ayrı bir ifadeyle cevap vermeyi öğrenmiştir. Sonuçta, benim yüzümün dantelasını başkalan çizmiştir. O nedenle, benim için başkası yüz olduğu kadar, ben de başkalannın işlediği yüzden daha fazla bir şey değilim. O halde yüzüm başkasıdır ve tabii ki aynı zamanda ben'dir. Çünkü aslında yüzümde olmayıp ta içimde olan çok az şey vardır. Hatta belki de yoktur. Yüz iyi okunabilirse, insana ait içsel olan her şeyi eleveren çok iyi bir ileticidir ve aslında son söylemde de bir dildir. llişki aracı ve sorumluluk yaratıcıdır. Eğer benim yuzüm, başka yüzlerin imzaları ve onlarla girdiğim ilişkilerin tarihi boyunca oluşmuşsa ben, sonuçta benim dışımdaki her şeyin incelikli bir özetiyim denebilir. O zaman beni yaratan bu her şeye karşı, içine sevgiyi ve bilgeliği katarak depderin bir sorumluluk taşımamı ne engeller ki? Yuzün bu derin anlamını yeni anlıyorum. Şimdiye kadar bunu niçin farketmemiş olduğumu düşünüp durdum kendi kendime gunboyu, Bunun tek bir nedeni olabilir. Biz o kadar çok yüzsel bir ilişkinin içindeyiz ve hatta tamamen o'yuz ki bunu farketmemiz, anlamamız o ölçude geri kalıyor. Suyun içindeki balığın denizi anlamaması gibi. Bir an olsun yüzümüzden sıynlıp, onu karşımıza alıp anlamamız olanaksız oluyor. Bütün benliği kapsamış bir yapının dışına çıkmak zorlaştıkça, ona alışıyor, onu anlayamıyoruz. tllMIII^CHIIHfllf İİMMİİMMIİIIII& EyUboğlu Usesl, Ulkemlzde blr öncülük yaptı ve blr çok okulda laboratuvar bile yokken, bahçeszlne blr gözlemevl kurdu. mevmın açılmasıyla bırlıkte Ay tutulmasından Mars gezegenıne dek çok sayıda goz leme dayalı proje gerçekleştırdıler Kıtap lardakı bügılerı kendı gozlerıyle gorerek derslere ılgılerı artıyor Muge Hanım "Gozlemevı kurulmaddn once oğrencıler yıldız harıtası kullanıyordu Ama artık gozlerıyle uzayı gozlemleyebılıyor" Ogrencılerın bılıme ılgısı, gozlemevı sayesınde artmış Fen ve cografya dersle rı sevılen dersler halıne gelmış Muge Genç, ' 'Oğrencıler artık uzay çağında olduğumuzu gozlerıyle goruyor Yenı kuşaklar uzay çağını artık yaşayarak oğrenecekler Gozlemevı sayesmde oğrencıler uzayı keşfedecek" dıyor Gozlemovmde çalışan ogrencilerden Mine Tektaş, sevıncını "Bu gozlemevı harıka bırşey Derslere ılgımızı arttırdı Bız çok şanslıyız, sadece bızım okulumuzda gozlemevı var En yenı bügılerı ınternet ve gozlemevı sayesınde ogrenıyoruz Matematık ve fızık derslerını artık çok sevıyorum" dıyerek dıle getınyor Başka bır ogrencı, Denız Gokmen ıse "Evren elımızın altında artık dersler gozlemevımn yardımıyla daha zevklı geçıyor Fen ve matematık derslerını sıkümadan ogrenıyorum" dıyor Geleceğı uzayda arayanlar bügi çagının onculerı olma yolunda üerlerken, Turkıye'dekı genç kuşaklar da evrenın bügısını uretmek ıstıyor Eyuboglu Lısesı Turkıye'de bır ılkı başlattı Umarız kendılerını başka lıseler de ızler Kişisel tarihimizin görünen bir özeti üzerine düşünceler... Ayhan Çavdar TÜBA Başkanı Türkıye Bılımler Akademısı'nin 29 Kasım 1997 Cumartesı gunu yapüan 9 Genel Kurul Tbplantısı'nda gorev surelerı sona eren Akademı Başkanı ıle Akademı Konseyı uyelerının seçimı yapüdı. Prof. Dr Ayhan O Çavdar'ın yenıden başkan seçıldıgı Genel Kurul Tbplantısında, Akademı Konseyı'nın suresı dolan beş uyesının yerıne yenı uyelerı de seçüdı Genel Kurul'da yanşan 2 adaydan Ayhan Çavdar 39, Namık Kemal Pak 33 oy aldı Gorevlerı arasında butçe teklıfi hazırlamak, çeşıtlı danışmanlık veya etud konuları ıçın Akademı ıçınden veya dısından komısyonlar kurmak boş uyelıklere atama yapmak ve Akaderru'ye üıskın faalıyetlerı duzen lemek, yurutmek gıbı gorevlerı olan TUBA Konseyı'nın beş yenı uyesı aşagıdakı ısımlerden oluşmaktadır Prof Dr Erdogan Şuhubı (TTU Fen Edebıyat Fakultesı) Prof Dr Arda Denkel (Bogazıçı Unıversıtesı, Felsefe Bolumu) Prof Dr Ersm Yurtsever (Koç Unıversıtesı, Temel Bılımler Fakultesı) Prof Dr Şevket Ruacan (Hacettepe Unıversıtesı, Tıp Fak) Prof Dr Ilhan Tekelı (ODTU, Mımarlık Fakultesı) Halbuki yüz, >nsanın kendini anlaması, kendi içsel yolculuğuna çıkması için çok iyi bir başlangıçtır. Yuz olmasaydı, belki insan için eller iyi bir başlangıç olabilirdi. Yaptığı onca şeyin, dokunduğu onca nesnenin izini taşıyan eller, "ben"in taihinin kuşkusuz iyi birer özetidirler. Amay üz oldukça eller onemsizleşmektedir doğal olarak. Evet yuz'den, hepimiz için müthiş birer özet durumundaki bu noktadan başlayıp, kendimin ve karşımdakinin derinliklerinde kaybolan bir serüvenin hepimizde gerçek bir devrim yaratacağından kuşku duymuyorum Türk insanının bu devrime şiddetle ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. 560/5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle