Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURDAN BİZE H AFTANIN GÜNDE Mİ Kanser Araştırma Enstitüsü'nrien gözlemler 1 Mayıs 1993 tarihli Bilim ve Teknikte, Sayın Nadir Paksoy'un "Bir Iskadinav Kanser Hastanesi'nden Gözlemler" yazısını ilgiyle okudum. okumamla beraber insan saygısının ve sevgisinin eğitimle kültürlü bir toplumda nerelere ulaştığını ve sadece hastanenin kesitlerinden verdiği görüntülerle hangl noktalara ulaştığını görmekteyiz Sekreterinln hastane direktörüne 'Hey John 'diye seslenebildiği, streç pantolonlu elemanların, at kuyruklu saçlı elemanların çalışabildiği, çalışanıyla beraber aynı ölçüde ve doğrultuda yemek yiyebilen birim amirinin bulundugu sosyal bir yaşam düzenini sonsuz bir erkle özlemekteyim. Fakat bunun bir eğitim ve kültür sorunu olduğunun bilincindeyim verilen örnekteki gibi Norveç'in sosyo kültür ve sosyo ekonomik yapısına baktığımızda bundan daha farklı bir görüntü ortaya çıkmayacağı gibi. Ne var ki çalışmakta olduğum kamu kuruluşunda iş önlüğümu giymediğim ve giydiğim zaman önümü kapatmadığım için arkadaşlarımca çok eleştirilmekteyim. Bunun nedeni de hiyerarşik düzenin çalışma koşulları ve toplumumuzun değer yargılarıdır. Bu vesileyle sayın Nadir PAKSOY'a bu yazısından dolayı teşekkür ederlm. Yazınızı bir gerçek örnek olarak arkadaşlarıma gösterdiğim halde, yaşadığımız değer yargılarımızın standart kalıplarından çıkamadıkları için bu örneği geçerli saymadılar. Gazetenin yanlı tutum içerisinde yanlış yazdığı kanısına vardılar. Arkadaşlarımı ikna edebilmem için Nadir PAKSOy'la ıletişim kurmak istiyorum. Ayrıca çalıştığım iş konumu olarak Norveç Kanser ve Radium Araştırma Merkezi'yle ortak özelliğimiz var. Bölgemizdeki birçok hastanemizin tıbbi cihaz ve motorlu araçlarının onarımlarını bizler yapmaktayız. Kabuk değişiminin sancılan Vlkemizin kalp cerrahisinde Avrııpa ülkclcn (irasııula S. dunmuia olduğunu saplayan Sayın Altan Onat'ın geçen hajta dergimizde yaytmlanan güzel arastırması, Türkiye'de bilim konıısımun çok yönlii ve baska açılardan tartısılmasmı gerekli kılıyor. Türkiye biliminin karsı karsıya olduğu sonmlar oldukça karmasık yapılı. Ama bilimin bugünkü konuımuıun ve durumunun daha çok devlel ve hükümetlerin bilim anlavıs ve polilikalanndan kaynakltmdığım söyleyebiliriz. Ülkemizin bir bilim politikası bugüne kadar olmadığı için, potansiyel bilim güçleri de dağınık ve hedefsiz kaldılar. Üniversitelerimizde, elcstirel düşünceli ve yaralıcı bitimcilerin çoğu barınamadı ve yaşayamadı. Üniversileler politikaetlarm ve hazen de kıslamn bilim dışı amaçlan için kullanılmaya çalısıldı. Ütüversite yönelimleri de dolayısıyla icranm bu amaçlan doğrullusunda olustu. Ancak bir süredir bu yapı çatırdıyor. Evreıısel bilimin gerekleri üniversitelerin geleneksel yapısını zorluyor, yer yer parçalıyor ve hem yönetimde hem de tahanda değişimleri dayatıyor. Başka türlü de olamazdı. Bu değifimin ivmesi artatakiır. *** Soru. bu ivmenin nasıl hızlanacağı, luzlandtrdubileeeğidir. Soru, Türkiye yi bilimde ileri ülkelerle yarışır komıma getirmek için, e.sas olarak ne yapdması gerektiğidir: Devletin yönlendirici sonuçta parusal destekli polilikasına mı hel bağlamalı. yoksa bilim güçleri özellikle üniversitelerde kendi özgüçlerini mi derleyip toparlamalı? ' *** Birincisi bugüne kadar yapdan ve sonuç alınamayan yoldu. Belki de bilimin bugüne kadarki sözcü ve yöneiieîleri, politikaedarm önüne doğru dürüst ve inandırıcı bir plan program koyamamalarımn sonueu olarak ba$arısızlığı vaşaddar ve yaşattdar. Kimse kimseden "yahu biz bilim yapmak istiyoruz" diyerek para ve destek beklcmemeli. Veya bilimin ekonomik kalkmmanın ve toplumsal refuhın çok önemli bir girdisi olduğunu vurgulamak da destek sağlamak için yelerli ofduğuna inanmamalı. Türkiye gibi parasal kaynakları kıt ve politikaasımn bilinç düzeyi belli doğrularda seyreden bir ülke için önemli olan, yapılmak istenen somul iş, alınmak istenen somut sonuç ve bunlarm getireceği maddi ve maııevi kalkılardır. Politikacıya, bürokrata bunlarm bugüne kadar anlaldabildiğini sövlemek mümkün mü? Bilimi. sürekli gündemde tutarak, halkın desteğini de alan bir baskı unsuruna dönüstürınek için Türkiye'de bilim adumlan yelerli bir çaba harcamamıstır. Hayat, sorunun üstten çözümü bekleyisi içinde ve uınudunda geçmistir. *** Kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde Türkiye'nin 8. sıraya yükselmesi, devletin ve hükümetlerin bu alanda amaçlı politikalarmın sonueu mııdıır? Yoksa bu alandaki güçlerin sabırlı, örgütlü ve çağı izleyen tutumlarmm mı ürünüdür? *** Devletin ve siyasi partilerin bir bilim politikası olusturarak, ülke bilimine hüyük destek vermelerinin yolu, üniversitelerde bilimin alt yapısımn oluşturıdmasından geçecektir. Akacak suyu toplayabilmeniz için bir kovanızın, bir kabınızın olması gerekir. Sadeee avueunuzu açarsanız, ırmaktan alueağınız pay da ancak o kadar olur. Bu nedenle üniversitelerde birimden rektörlüğe kadar, her yönetim kademesinin ülkemizde giderek yeşeren bilim üretimi isteğini destekleyici, geliştirici bir tutum alması zorunludur. Dalıası, yönetimler bu isteğe sahip çıkmalı ve politikalar olusturmuhdır. Altan Onat 'ın belirttiğî gibi yarattcı ve eleştirel düşünüceli bUimciler el üslünde tutulmalı, korunmah ve hızla yüksellilmelidir. Bu niletikteki bilim adamlarma araştırma ekibi oluşturmaları için her türlü destek verilmelidir. Eldeki araç gereç. onlara devredilmelidir. Çeşitli bilim disiplinleri ve kurumları arasında işbirliği artUrılmahdır. *** Gelişen bilim güçleri ve bilim üretme isteği karsısında, üniversite yönetimlerinin önünde başka bir seçenek var mı? *** Gelecek Cumartesi yeniden birlikte olmak iizere, güneşli gürtler dileriz.. Orhan Varcı Bilim Teknik'leri ciltli olarak bulabilir miyim? Cumartesi günleri BİLİM TEKNİK dergisini yutarak okuduğumu söyleyebilirim. llk yayınlandığı günden beri takip ediyorum. Fakat arada bazı sayıları alamadığımdan dolayı dergileri ciltletemedim. Sizden ricam şu olacak. Şimdiye kadar yayımladığınız dergileri ciltli olarak bana gönderebilirseniz çok memnun olacağım. Ücretinı posta çeki aracılığı ile size gönderirim. Oergiden en iyi şekilde faydalanabilmem için bu gerekli. llginiz için şimdiden teşekkür ederim. Nuran Bekâr Biyoloji öğretmeni, SİVAS YANIT: Bilim Teknikleri ciltli olarak edinmek mümkün değil Ciltlenip satışa sunulmadılar Siz elinizdeki sayıları ciltletin lütfen. Cumhurlyet BİLİMTEKNİK • N o . 324, 5Hazıran 1993 •Basan ve Yayın. Yenı Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.. •Genel Yayın Yonetmenı özgenAcar #Genel Yayın Koordınatoru HlkmotÇeUnkaya •Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç • Yazı Işlerı Muduru Başlangıç •Yayın Yonetmenı Orhan Bursalı •Grafık Yonetmenı Tüles Hasdemir •Reklam: Reha Işrtman Celal 3243