24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M KÜLTÜR Bilim ve teknoloji dünyasından Plaj temizleyen traktör, Doğal parklar nasıl kirleniyor? Çöl kumlarını yapıştırıp toprağa dönüştürme.Yeni bir tür elma... Vehbi Belgil Plaj tamlzleyen traktör Belediye, caddelerimizde blriken kâğıtları, çöpleri bol gürültü çıkaran özel yapılmış arabalarla temizliyor. Bunların fazla yararlı olduğu kanısında değilim. Buna karşılık, turistlk yerlerdeki kıyılar okul çccuklarına temizletiliyor. Büyüklerin yaptığı pislikleri neden çocuklar temizlesin? Emeklerinin karşılığı da verilmiyor bu çocuklara. Evvelleri, bayram günlerinde, çocuklara, Kızılay için, Çocuk Esirgeme Kurumu Için para toplatılırdı. Toplananların galiba % 20'si çocuklara verilirdi. Üstelik taşıtlara bedava binerdi küçükler. Güneydoğu illerimizde akrep getirene 25 kuruş verilirdi akrep başına. Böylece akreplerin kökü kazınmak istenirdi. Azin Nesin'in bir öyküsünün adı "It Kuyruğu" idi: Bir kaymakam, domuz kuyruğu getirenlere ödül dağıtıyor. Ama domuz yakalamak kolay mı? Üstelik, hayvan, dtnen haram hayvanlardan. Elin değse bilmem ne yapılması gerekiyor arınmak için. Bunun üzerine köylüler köpek kuyruklarının üzerini kazıyıp domuz kuyruğu diye yutturuyorlarmış. Plajlarımız için bunlar gibi bir çare düşünülemez mi diyeceğim geliyor. Ama, birçok kimsenin, evdeki çöplerini, "denizden topladık" diye götürmesinden korkuyorum. Ama her belediye, çöp arabası gibi, Plaj traktörü yaptırıp günde birkaç kez plailarını temizler. lyl ama çöp yalnız kağıt, kutu, şişe gibi karşımıza çıkmıyor ki? Istanbul'un burnunun dibindeki Iznik'te, Lefke kapısından çıkan bir dere, kenti geçerek göle akıyordu. Neler temizlenmiyordu bu derede: Seyyar satıcıların yemek tabakları, çocuk bezleri, ıslatılan temizlik bezleri... Şimdi hâlâ böyle mi bilmiyorum. 15 yıl öncesinde böyle idi. Hatta, piknik ve eğlence yerlerinde çöpünü getirip naylon torbada teslim edenlere kilo hesabı ile ücret de ödenebilir. Çöpçüler ordusu beslemekten daha kolay olur sanıyorum. Fransa'nın, Ispanya ile köşe oluşturan Aquitaine (Akiten) bölgesinde, 106 kilometre uzunluktaki bir kıyıyı traktörler sabah akşam temizlemekte, kumları âdeta elemekte Çöpler ya yakılıyor, ya da yeniden değerlendiriliyor. Kıyıdan toplanan çöp miktarı yılda 13,5 tonu buluyor. Çöpleri Atlantik Okyanusu da getiriyor. Temizleme masrafı kilometre başına 60 milyon Türk Lirası bir miktarı buluyor. Ancak, bu emeğe ve paraya rağmen kıyı temizlenemiyor. Çünkü, Gaskonya Körfezi'ne bakan kıyılar tam bir çöplük. Körfezde 100 metre genişlikte ve uzunlukta çöp adaları sürekli yüzüyor. Böylece, Akiten Körfezi'nin çöp sorunu bütün Gaskonya Körfezi'nin sorunu haline geliyor. Olaydan bizim için örnek altnacak çok şeyvar... Amerika'nın New Mexico körfezine bakan Teksas'ı kim tanımaz Dallas'ı, Houston'u, kovboyları ile, Austin'i ile. Türkiye'den 100 kilometre kare kadar küçük aşağı yukarı. Teksas adı "dostlar, arkadaşlar" anlamında bir kızılderili sözcüğünden geliyor. 17 milyon nüfuslu Teksas fazla kalabalık bir yer değil. Türkiye'ye yaklaşan bir arazl parçası üzerinde 17 milyon insan ne ki? Ama, hava kirliliği eyaletin kendisinden değil, bütün ABD'den geliyor. Kirlilik, sanayiden, Amerikan sanayiinden kaynaklanıyor ve doğal parklarda kendini daha çok gösteriyor. Hem de 1977'den bu yana alınmakta olan sıkı önlemlere rağmen... Görüş uzaklığı batıda 100 milden 60 mile düşmüş. Doğuda ise 20 mil. Nereye baksanız hep kirlilik, bütün dünyada. Ama, politikacılar, "her türlü kirlilik bizde var da başka yerde yok propagandası yapıyor." Amaç "O gitsin, ben gele •"" * yim." ... Işin kötüsü, birçok insanın buna kanması ve ona göre oykullanması. Sıradan bir adam, "o gitsin ben geleyim" politikası ile bir yere gelemez. Doğal parklar nasıl kirleniyor? 200 kilo hesabı ile serpilmesi ve kumların birbirine geçici olarak" yapışacağını ve kum tanelerinin su geçirmez bir tabaka meydana getireceğini ileri sürüyor. Ve bu "terrasorb", zamanla eriyerek gübreleşecek deniyor. "Terrasorb'un Mısır'da Natron vadisinde 40 hektarlık bir mısır alanında denendiğini ve iyi bir sonuç verdiği ekleniyor. Avustralya'da da rüzgâr aşındırması büyük. Denemeler ilgiyle izleniyor. Umman Sultanlığı ise işi benimsemiş. Bizde Orta Anadolu'nun çölleştiği biliniyor. Oeneme yoluna bizde de gidilebilir sokülmesinden ibaret olsaydı kolaydı. Ama, nükleer bir bombanın etkin kısmı bunlar değil, ışın çıkaran öldürücü, bulaşıcı kısmı. Fransızlar bunda herhalde daha deneyimli. Konu De Gaulle dönemine kadar uzanıyor. Üstad, 1967'de Fransa'yı NATO'dan çıkarmış, ülkesinin kendi atom silahları olmasını istemişti. Mesele sadece atom silahına sahip olmak meselesi değil, kullanma, kendi başına kullanma meselesi idiydi de. Vurucu Güç (Force de Frappe) denmişti buna. Fransa, atom silahını, Amerika'nın emrettiği zaman değil, kendi çıkarları gerektirdiği zaman kullanacaktı. Bu işlerle ilgili çalışmalar Bretagne yarımadası çevresindeki "İle Longue"da yapılıyordu. Dijon dolayındaki Valduc fabrikasında hazırlanan nükleer maddeler oradan buraya kaplar içinde taşınıyordu. Fransa'nın deneyimleri daha o zaman başlamıştı. Şimdi Rusya'ya yardımcı oluyor. Tabii parası ile... 1945den sonraki yıllarda nükleer denemeler her yerde almış yürümüştü. Rusya kendi ülkesinde yapıyordu denemelerini. Amerika da ingiltere Pasifik adalarında. Ingiltere o zaman Avustralya'da çölde yapmıştı bir kısım denemelerini. Avustralya hükümeti şimdi, çöllerinin temizlenmesi için Ingiltere'den 6 trilyon Türk Lirası karşılığı temizleme parası istiyor. Nükleer denemelerin ışın bulaşıkları yıllar boyu sürüyor. Kırk yıl sonra hesap soruyorlar adama... Batık tüccar, askl defterleri yoklar Halkı ve hükumetl uyarma yflksek konssyl Fransa Nükleer Güvenlik ve Bilgilendirme konularında halka ve hükümete uyarı görevi yapması için Yüksek bir Konsey kurmuştu. Konsey, zaman zaman toplanıp gündemindeki konuları görüşüyor. Son kez 1992 Şubat'ında toplanan kuruluş, bu yıl 8 mayısta yeniden toplanmıştır. Yenl tür bir slma: Baujade (Bojad) Hatta, sorun, kumları geçici olarak yapıştırmak olduğuna göre başka sistemler de bulunabilir. (Resim: Science et Vie, Haziran 93, sayfa 39'da). Bir zamanlar bütün ülkeler atom bombası peşinde idi: 23 milyonluklar bile. Bununla "millf" amaçlarına ulaşacaklardı. Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra durum değişti. Atomla, matomla bu işin yürümeyeceği anlaşıldı. Şimdi yapılan onca bomba imha edilecek "llerde belki lazım olur, neden imha ediliyor" denecek belki. Fakat, bir atom bombası durduğu yerde de para yiyor. Rusya ve Fransa 1992 Kasım'ında "atom silahı imha yardımlaşması" için sözleşme imzalamışlardı. Şimdi bunun uygulanmasına geçiliyor. Başka bir soru: "Ruslar kendi yaptıkları bombaları kendileri sökemiyorlar mı?" Konu demir, çelik, bilgisayar... gibi şeylerin Elma için uzun uzun övgü yazmaya gerek yok. Şairin dediği gibi "Gülü tarife ne hâcet, ne çiçektir biliriz"... Ancak, bizde sadece meyve şeklinde kullanılan elma, Fransa'da elma şarabı yapımında da kullanılıyor. Ama, bu şarap öyie insanı zil zurna sarhoş eden türden değil. Bilemediniz 2,53 asitli bir şarap. Çocuklara bile veriliyor. Elma yetiştirenler, bahçelerini her yıl 1520 kez ilaçlıyor. Büyük masraf tabii. Ayrıca, ilaç zerre halinde kabukların üzerinde kalıyor. İlaç, yararlı böcekleri de yok ediyor. Ama, uzmanların yetiştirdiği Baujade elmaları en çok 810 kez ilaçlanıyor. Az ilaçlama, az masraf ve az meyve kirliliği yanında az çevre kirliliği de yapıyor. Elmayı hücre mühendisliği yolu ile yaratan INRA (ınstitut national de la recherche agroromiqueTarımsal Araştırma Ulusal Enstitüsü) ilerdeki çalışmaları ile sadece beş kez ilaçlanabilecek Baujade elmaları üreteceklerini umuyor. Elma şarabına "le cidre" deniyor. Daha fazla bilgi için Institu'ye başvurulabilir sanıyorum. Adres "Angers" kentinde. Yani enstitünün adının altına "Angers, France" 35113 Afrika'nın tam ortasındaki Büyük Sahra büyük bir kum çölü. Kumları, güneydeki Nijer ve Mali'ye de rüzgârla gidiyor. Buralarda yıllık yağış 5 santimi (500 mm) aşmıyor. Ağaç az, odun az. Halk, mevcut ağaçları kesip yemek pişirmede ve temizlikte kullanıyor. Çölleşme daha da artıyor. Dikilen tohumlar biraz sonra rüzgârla uçuyor. Tohumlar yeşeremiyor. Ne yapmalı? Buna bugüne kadar çare bulunamamış, açlık, kıtlık sürüp gitmiş. "Ne Yapmalı" sorusuna ünlü Nestle fabrikası çözüm getirdiğini söylüyor. Şöyle: Fabrika, ürettiği "Terrasorb" adlı bir polimer'in (Üre + Asetaldehid) hektar başına Çöl kumlarını yapıştırıp toprağa dftnfiştürme Sökülmesl daha belâ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle