22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAYVANLAR DÜNYASI rindeki etkisi tam anlamıyla bir çevre felaketiydi: Vahşi hayvanlar, evcil hayvanlar ve hatta insaıılar akut organık fosfor zehirlenmesi nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Hatta bölgede ilaçlık tohumluk buğdaydan yapılan unların kullanımı sonucunda çocuklarda ortaya çıkan heksaklorobenzen zehirlenmesi binlerce porliri vakası görüldü. Ellili yıllarda kimyasal zehirlerle böylesine trajik bir şekılde karşılaşan bölgede çevre felaketinin faturasını ödeyenler arasında kelaynaklar da vardı: 600700 kadar kuş, yani koloninin % 70'i akut zehirlenme nedeniyle öldü. Zehirlerin uzun dönemdeki etkisi daha dramatiktt: Koloni 1972'ye kadar çoğalamadı. Muhtemelen zehirlenmenin kronik etkileri nedeniyle birçok kuş göç sırasında öldü. Sonuçta 1973'e gelindiğinde Birecik'te 23 çitt kelaynak kalmıştı. ları ile çok yakından llgileniyor ancak goç denemelerinde tek bir deneyımli kuş bile göçü bilmeyen yavruları nedense sahiplenmiyordu. Fas'ta hukümetin ilgisizliği yüzünden bu ülkede kelaynakları kurtarma projesı gerçekleşemedi. Kuzey Ispanya dakı doğa koruma bölgesinde şimdı yeni bir deneme yapılıyor. Ulkemızde ıse Bırecik kelaynak istasyonu eskı hareketli günlerini arıyor. Innsbruck (Avusturya) hayvanat bahçesinde kelaynak yavruları uçuş hocaları tarafından eğitiliyor Ancak hayvanat bahçesinde büyüyen yavruların göçü öğrenip öğrenemeyecekleri henüz bilinmiyor. Kanguru neden zıplar? eryüzundeki tek zıplayan keseli hayvan kangurular. Ayrıcak anguru, ağırlığı 5 Kg'ın uzerinde olup da zıplayan tek canlı. Yen Güney Galler Universitesi'nden Zoolog Prof Terry Davvson ve arkadaşları kanguruları treadmill (döner zemin) uzerinde koşturmuşlar. Araştırmacıların amacı kanguruların dört ayak üstüne koşmak yerine zıplarken nasıl olup da daha az enerji harcadıklarını bulmakmış. Kangurular zıplayarak saatte 1565 km hızaerişebiliyorlar. Araştırmanın sonuçlarına göre kangurular bir araba suspansiyonu gibı çalışan arka bacakları sayesinde enerji tasarrufu yapıyorlar Bir yaya benzeyen bacak kirişlerinde zıplama için gerekli potansiyel enerji depolanıyor. Zıplama sırasında akcığerlere havanın gırıp çıkması da kolaylaşıyor Zıplayarak az enerji harcayan kangurular az miktarda besinle yetinebiliyorlar Zoolog Avustralya'da besin kaynaklarının kıt olmasını zıplama gibı az enerji gerektiren hareketin evriminde rol oynadığını düşünüyorlar Y Son Kelaynaklar Koruma Çabaları 1973 yılında kelaynakların doğu grubunu kurtarmaya ve korumaya yönelik ilk adımlar atıldı Türkiye Doğal Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü ile Dünya Doğal Yaşam Vakfı'nın katılımıyla kelaynakların konakladığı alan duvarlarla çevrildi, kuluçkayı kolaylaştırıcı bir platform inşa edildi ve bolge koruma altına alındı 1977'de yakındakı bir vadide Birecik'teki vahşi populasyonu yerleştirmek ve istasyonda yetişen olgunlaşmamış kuşları doğal yaşama hazırlamak amacıyla yapay bir koloni oluşturuldu. İlk amaca 1982'de erişildi. Vahşi kuşlar artık tumüyle vadideki yeni kolonide toplanıyor ve buradaki kayalıklarda kuluçkaya yatıyorlardı. Ancak yeni yerleşim bölgesinde kuşların beslenmesı sorun yaratıyordu. Tek tip beslenme nedeniyle ilk yıllarda kuşların kemik gelişiminde bozukluklar ortaya çıktı. Ayrıca buradaki kafes 1214 kuş alacak büyüklükte iken kuş sayısı 1980'de 41 olmuştu. 1981'de yeni bir kafes yapıldı. Aynı yıl, kolonide yetişen yavrular ilk defa göç için bırakıldıklarında bunların göç edemediği görüldü. Yavruların büyük bölümü kışın Birecik'te öldu Ne yazık ki 1977 ile 1983 arasında uygulanan program, kuluçka ve beslenme konusunda gerekli uzman desteğinden yoksun olması nedeniyle kelaynakların zararı ile noktalandı. Böylece kelaynakların kurtarılrnasında çok önemli bir zaman dilimi yitirilmiş oldu. Bugün Birecik'te yaz kış burada kalan kelaynaklar yaşıyor. Merak edilen bir konu da sayıları gittikçe azalan kelaynakların Birecık'e tekrar gelipgelmeyecegi. Doğal Hayatı Koruma Derneği kuş alanları proje sorumlusu Murat Yarar'ın verdiği bilgilere göre bu yılın Şubat ayında Birecik kuş istasyonunda 30 kelaynak mevcuttu. Kuş sayısı 1991 de 60, 1990'da ise 49'du. özellikle son 7 yılda göçe gideh ve göçten dönen kelaynakların sayısında hızlı bir azalma göze çarpmakta (Bkz. Tablo). 1990 Nisan ayında Birecik'e sadece bir kuş geldi * Bu nedenle 1990 yılında kelaynakların doğal popülasyonlarının yok olduğu söylenebilir. Tablo1) 19851991 Yılları Arasında Göçe Giden ve Göçten Dönen Kelaynak Sayısı Yll 1985 1986 1987 1988 1989 1990 Göçe giden Göçten gelen 24 19 14 12 9 6 11 9 7 4 (Australıan Geogrnphlc. Nr 25, 199? s 9296) Liitfen baska burası boş! 1 1 Aile Bağları Son bilimsel araştırmalar kelaynaklarda aile bağlarının eskıden sanıldığından daha güçlü olduğunu ortaya koymakta. Yavrular, göç davranışını edinmede annebabalarına bağımlılar. Kışlama sırasında annebabalar, yavrulara "göç dersleri" vermeye devam ediyorlar. Böylece yeni kuluçka dönemine kadar anne baba ile yavrular arasındaki sıkı bağımlılık sürüyor. Bu durum doğal hayatta yetişmeyen yavruların göç davranışlarından yoksun oluşunu açıklıyor. Seksenli yıllardan itibaren kelaynakların özel alanlarda üretilmesine çalışıldı. Ne var ki hayvanat bahçesi gibi özel koşullarda doğan yavrular göç etme dürtüsünden yoksundu ve yavrular göçe başladıktan birkaç gün sonra ölüyorlardı. Innsbruck kenti hayvanat bahçesinde kelaynakların aile yapılarını araştıran Ellen Thaler, kolonide doğan yavruları inceledi. Kelaynak ailesinde annebaba, yavru Birecik'teki kuş sayısının azaımasıyla Doğu grubunun şoyunun tükenmeye yüz tuttuğuna inanılıyordu. Tam bu sırada Arabistan'dan gelen bir haber, doğal hayat dostlarını sevindirdi. 1990'dan berı ortalıkta görünmeyen kelaynak kuşları Almar kuşbilimciler taratından Batı Arabistan'da bulunmuştu Suudi Arabistan'ın Taif kentinde Ulusal Doğal Yaşamı Araştırma Merkezi'nde çalışan Maria ve Holger Schulz, yırmi kadar kelaynak keşfettiler. Ayaklarında işaret halkası bulunmadığından bu kuşların şimdiye kadar keşfedılmemiş bir koloni oldukları düşünülüyor Kuş gözlemcisi Dr. Sancar Barış'a göre Arabistan'daki kuşlar muhtemelen Etıyopya'dan göç ederken yollarını şaşıran, ancak burada uygun bir ortam bularak yerleşen kelaynaklar ya da gerçekten şimdiye kadar bilinmeyen yeni bir kelaynak kolonisi. ö n Asya'daki son kelaynakların hikâyesi kısaca böyle. Kelaynakların buruk öyküsünün "mutlu son"la bitmesi ise tüm çevre dostlarının ortak dileği. * Bu yazı, kuş gözlemcltl Dr. Sancar Barif ve Dogal Hayatı Kuruma DemeflTnln katkılanyla derlenmlştlr Derleyen: İsmail Murat şaltıldı" mesajını bırakarak diğer arıları uyarıyor ve onların çiçek uzerinde zaman kaybetmelerini önlüyor. Bu işaret aynı zamanda kendisine bir ikaz oluyor Dönüp dolaşıp aynı çiçeğin üzerine konarak hortumunu içeri daldırmasına hiç gerek kalmıyor. Çiçek üzerine bırakılan işaret kalıcı yalayıp yuttuğu, B alarıları,birnektarını üzerine, "yeni boemdığı çiçeğin olmayan bir koku. Arjantin Buenos Aires üniversitesinden araştırmacılar, arıların böyle bir özellik taşıdıklarını kanıtladılar Ayrıca arılar çok bol ve hoş nektarı olan çiçekler üzerine çok daha kalıcı bir koku bırakıyorlar Bu koku uzun süre çiçek uzerinde kalıyor ve arının bir dahaki seferınde çiçeği kolayca bulmasına yardımcı oluyor. 2877
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle