02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DİŞ HEKİMLİÖİ DİL Bip öncü bilimci ye Türkiye'de ağız mikrobiyolojisi Ağız mikrobiyolojisi dünya diş hekimliğlnde yerlni yüzyıl önce almış olmasına rağmen, Türkiye'de bir bilim dalı bile değildir. Güven Külekçi .;* ir kişinin bir bilimi tek başına, salt ler ünlü bilgin Koch'un laboratuvarıkendi çabaları ile yarattığı söylenebina bitişik ufak laboratuvarında yaptılir mi? Protozooloji ve Bakteriyoloğı çalışmalarla 1890 yılında diş çürüji'nin babası sayılan Hollandalı Antony van ğünün bugün de geçerliliğini sürdü Leeuvvenhoek içın evet. aslında bir manifaren ilk bilimsel açıklamasını yaptı. turacı olan Leeuvvenhoek, işi gereği, mercekleri kumaşl&:ı incelemek için kullanıAğız Mikrobiyolojisinin yordu. Daha sonra büyük gözlem gücü, aklı Gellşmesl ve becerlsl ile mikroskobu oluşturdu. 41 yaDr. Miller'in ardından ağız mikroşındaydı. O zamanın önde gelen bilimsel biyolojisi çalışmaları, mikrobiyoloji kurulu Roal Society of London'a kabul edilve immunoloji dergilerinde özel bödi. Yaptığı tek lensli mikroskobu ile kendi lümler oluşturacak denli arttı ve 1986 vücudundan aldığı çeşitli örnekleri inceleKasım'ında ORAL MICROBIOLOGY di. AND IMMUNOLOGY adlı bir dergi Royal Society'e yaşamı boyunca yaklayayın hayatına girdi. şık 200 mektup gönderdi ve binlerce örneGünümüzde diş hekimliğinin, ğin mikroskop sonuçlarını açıkladı. Bu esas olarak, ağız infeksiyonları ile ilmektuplardan 17 Eylül 1683 tarihli olanı, gili bir disiplin olarak tanımlanması ağız mikroflorasının bulunuşu konusunda uygun görülmektedir. Uygar toplumtartışmasız bir sav ve insanların yerleşik ların en yaygın infeksiyon hastalıkla(endojen) mikroorganizmaları (mikroflorarı, diş çürüğü ve periodontal hastalıkları) hakkında ilk kesin bilgidir (1, 2). lar olarak ağız infeksiyonlarıdır. Diş Leeuvvenhoek, sabah alışkanlığı olarak hekimliği bu iki büyük hastalık üzerine kudişlerini bir parça kumaş ve tuz ile ovar ve ruludur. ağzını çalkalardı Buna karşın dişlerini pek Mikrobiyolojinin genç bir dalı olan temiz bulmuyordu. Bir başka alışkanlığı da AĞIZ MİKROBİYOLOJİSİ VE İMMUNOLOilgisini çeken her şeyi incelemesi idi. BüJİSİ, özellikle son yirmi yıl içinde büyük yüten bir ayna ile baktığında dişlerinin babir ilerleme göstermiştir. Bunun başlıca zılarının aralarında nedeni anaerop teknik gördüğü yapışkan beve yöntemlerdeki geyazımsı madde çok illişmedir. Böylece ağız gisini çekti. Bunları mikroflorasının çobir kürdan İle toplayıp ğunluğunu oluşturan temiz yağmur suyunanaerop (oksijensiz da karıştırarak mikyaşayan) ve kapnofil roskobunçja inceledi. (CO2İİ ortamda yaşaÇok sayıda ve çeyan) bakterilerin külşitli ufak yaratıklar türleri yapılmıştır. gördü ve hareket ettikHem diş çürüğü hem lerini büyük bir şaşperiodontal hastalıklakınlıkla izledi. "Erişkin rın başlangıç ve ilerlebir bitin gözünden bin mesinde en önemli kere daha küçük" diye rolü oynayan diş plağı tanımladığı ve hayran veya bakteri plağı dekaldığı bu yaratıklara Leeuwenhoek'un 17 Eylül 1683'de Royal nilen yapı tüm Incelik"hayvancıklar" adını Society of London'a gönderdiği mektu leri ile araştırılmıştır. verdi. Bu hayvancıkla bunda tanımladığı Insan ağzındaki bakteAğız boşluğundaki rın şekillerini ve hare rilerlnfekllleri. mikroorganızmalar ile ketlerini çizdi (Resim vücut arasındaki etki1). Işte tüm bu bilgileri ve o klasik resmi 17 leşimlerin düzenekleri ve sonuçları, vücuEylül 1683 tarihli mektubu ile açıklandı. dun diğer bölgelerinden çok farklıdır. Bu Leeuwenhoek'un "hayvancıklarının", nedenle ağız infeksiyonlarının incelenme"bakteriler" olduğu ve bunların üç morfolosinde tanısı, tedavisi ve önlenmesinede jik tipini kofc, çomak ve spiroketlerl tanımlaağız mikrobiyolojisi ve immunolojisi bilgidığı mfkrobiyologlarca iki yüzyıl sonra ansi gerekmektedir. laşıldı. Ağız mikroorganizmaları üzerine bilimsel araştırmalar, Leeuwenhoek'dan iki yüzyıl sonra bir diş hekiml olan Vtfllloughby Dayton Mlller tarafından başlatıldı. Dr. Mil28712 Anlamanın iki boyutu Tolgct Yarman* I nsanoğlu karşı karşıya olduğu her karmaşaya. elinde mevcut terimlerden hareketle meydana getirdiği "blrieaimlar" cinsinden, açıklamalarda bulunmak, kısıtındadır Tıpkı bir çocuğun oyuncak legolarıyla, ancak belirli kombinezonlar meydana getirebileceği gibi... Elimizde yalnızca "bir" lego parçası varsa, bununla işte tek, bu legodan ibaret bir şekil, koyabiliriz ortaya. Elimizde iki lego parçası varsa.. Bunlarla A ve B diyelim.. Bu kez, bunları yalnızca "doflrusal" dizebileceğimiz varsayımıyla, ortaya, hepsi hepsi dört şekil koyabiliriz: A, B, AB ve BA. A'yı ve B'yl tam doğrusal değil de. başka biçimlerde, söz gelişi bırbırlennı çeşitli derecelerde görecek biçimde dizebileceğimizi varsayarsak Bunların, o takttirde. birbirlerinden meydana getirebiliriz. Elimizde üç nesne varsa.. Şimdi de, bunlara A, B, C diyelim.. Bunları ylne, ancak "do0rusal" olarak dizebileceğimizi varsayarak.. meydana getlrebileceğımiz şekiller şunlardır: A, B, C, AB, BA, AC, CA, BC, CB, ABC, ACB, BAC, BCA, CAB, CBA. Işte A. B, C'den İbaret üç lego parçasına sahipsek, kurabileceğimiz birleşimler, saydıklanmızdan ibarettir Örneğin, elimizde "All", "top" ve "tut" sözcüklerinden oluşan bir lügatimiz varsa; diyelim kl "top" sözcüğünü, (ne kadar eksik, hatta yanlış olursa olsun) "AH" ve "lut" sözcüklerine başvurarak açıklamak zorundayızdır. Bu lügatte "top" sözcüğüne karşılık, o halde ya "Ali", ya "tut" ya "All tut" ya da "tut All" diyebileceğizdir. O vakit de tabii, "All"ye. bir türlü anlatamayacağızdı r Oerçekten de belli bir karmaşa karşısında, yapacağımız açıklamaların, bugüne kadar bilinen, ortaya konulmuş terimler cinsinden yapılmasından başka şansımız, yoktur. O halde, açıklamalarımız. bu terımlerin bahşedeceği "blrieşlm olanaklanyla", ister istemez, sınırlıdır. Böyle bir çerçevede diyebiliriz ki "anlamanın", iki boyutu vardır Anlamanın blrincl boyutu, lügatlmlzde bulunan hertıangl bir sozcuğe karşı, lügatamlzdekl ötekl kavramlardan harakatto, bir blrtoflm karfi gatlrmeyl, Içerlr. Anlamanın Iklnci boyutu Ise, lügatimlze yenl kavramlar. Oyun ömeglmlz süniüraoak olursak.. Yanl lago parçalan llave etmeyl, kaptar. "açmal olarak tarklı komblnezoolannı" da dalıdır. Anabilim dalı olma istekleri YÖK tarafından uygun görülmemiştir. Birim gibi bir adla anılmaktadırlar. Oysa YÖK yasasında böyle bir adlandırma yoktur. YÖK düzeni öncesinde Istanbul Üniversitesi'nde tüm dallarda ve Ankara Üniversitesi'nde bazı dallarda diğer diş hekimliği dalları gibi mikrobiyoloji, anatomi, histoloji, fizyoloji, biyokimya, farmakoloji, patolojl ve koruyucu hekimlik de birer kürefl iken sayın Doğramacı'nın temel tıp bilimlerini bir çatı altında toplama görüşü ile kâğıt üzerinde silinmiştir. Bugün Istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde salt doçent ve profesörlerden oluşan bir temel tıp bilimleri bölümü vardır, aynı zamanda yoktur! Araç gereç ve malzemeden yoksun, araştırma görevlilerinden ve doktora öğrencilerinden yoksundurlar. Diş hekimliğinin temel tıp bilim dalları nda maddi ve manevi büyük yoklara karşı hâlâ direnen ve üreten bir avuç doçent ve profesör bu gücü neredert alıyorlar dersiniz? Bu insanlar zaten öncü olarak geldikleri bu dalları yoktan var ederlerken önleri kesildi ve yok sayıldılar. ancak gene de çalıştılar ve üstelik uluslararası düzeye eriştiler. Kim bilir belki Leeuwenhqpk'dan tam 309 yıl sonra bu en büyük gözlem ustasının mirası olan bilimsel coşkudan hız alıyorlar. Peki... bu insanlardan sonra ne olacak? 1 Bibel, J 0 : The discovery ol the oral flora a 300 year retrospective, JADA 107: 569570. 1983. 2 Burnstt. G W.. and Scherp. H W : Oral Mlcroblology and Infectious Dlsease, 3rd ed . pp 17, 27, The VVıllıams and vvllkins Co , Baltimore, 1968. Antony Van Leeuwenhoek Ağız Mikrobiyolojisinin Babası Türkiye'de Ağız Mikrobiyolojisi Ağız mikrobiyolojisi dünya diş hekimliğinde yerini yüzyıl önce almış olmasına karşın Türkiye'de diş hekimliği fakültelerinde diğer diş hekimliği temel tıp bilim dalları gibi ne anabilim dalı ne de bilim * Doç. Dr.1.0. Diş Hekimliği Fakultesi Mikrobiyololi Birimi Sınırlı terimlerle, sınırlı ölçüde anlarız.. Terimlerln sayısı azaldıkça anlam deforme olur, bozulur. Bu durumda yanlışa düşmemiz, kaçınılmazdır. O açıdan "belli bir olayı" doğru anlayabllmemiz için, "mlnlmumtayıdakavrama" ihtiyaç vardır. Söz konusu olayı, daha az kavramla anlamaya çalışmak bizi, kaçınılmaz olarak, yanılgıya düşürecektir. Belirlemiş olduğumuz "kavramlar", "ri«rokane" oranla ne kadar az sayıda ise, olayları algılamamız, o kadar "çarpık" olur. Asırlar boyunca, insan duşııncesının habire "burkuk" olmasının ve "gerçekton uzak dOameslnln" sebebi, işte budur Bırbırımızi anlamamaktaysak, sebebi ylne budur. Karşılıklı kullandığımız kavramların "torklı", bir de tabii "«ktlk" oluşu... Bu olguyu ise, bir türlü kavrayamayışımız... Konfiçyüs, daha yüzyıllar öncesinden: Öğrenmeden düşünmek tehlikelidir, dıyor. Şunu da ekliyor: Düşünmeden öğrenmekae yararsızdırl * Prol. Dr., BİLTES
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle