02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEYİN ARAŞTIRMALARI TIP Solaklık ilacla değistirilebilir Üner Tan ve arkadaşlarının kedller üzerinde yaptıkları deneyler bu soruya "evet" yanıtını veriyor. Üner Tan* ağlaklık sadece insana özgü bir özellik olarak düşünülüyor birçok hatırı sayılır bilim adamı tarafından. Bense buna inanmıyorum sezgisel olarak... Ayrıca evrim teorisine inanıyorsak, evrim toorisi birçok bilimsel gelişmenin temeli olmuşsa, insandaki bu garip özelliğin de evrimsel temeli olmalıdır. Yani diğer hayvanlarda da el tercihi bakımından sağa kayma olmalı; insanda sağlaklığın mutlak prekürsörü bulunmalı. Diğer hayvan olarak biz kedllerl inceledik. Ve insana yakın bir dağılım bulduk (bkz daha önceki yazılarım). İnsanda olduğu gibi kedilerde de dişiler daha sağlak olarak bulundu. Zekâ düzeylerini ölçemedık ama... Fakat bu önemli ve basitbulgu kadınlardaki göreceli olarak sağa kaymanın nedeninin tamamen blyolo|lk olduğunu gösteriyor, toplumsal değil... Köpeklerde de buna benzer bulgular elde etmiştik Şimdi hararetle bu konular tartışılıyor sağlaklıksolaklık dünyasında... Insan ve hayvanda bulunan beyin asimetrisinin biyolojik temeli olması gereklidir. Böyle bir asimetrı psikiyatrik hastalıklarda ve onların sağaltımında önemlidir. Psikiyatrik hastalıklarda kullanılan ilaçlar beyni bu biyokimyasal asimetri prensibine göre etkilemelidirler. Beyindeki biyokimyasal asimetri hayvanda pençe tercihinin ve insanda el tercihinin biyolojik temeli olabilir. Bu hipotezi denemek için, psikiyatride kullanılan lltyum ve imlpramin'in kedilerde pençe tercihine olan etkisini araştırdık. Bu araştırmayı Farmakoloji dalı öğretim üyesi Yr. Doç. Dr. Ismail Kara ve Farmakoloji bölümü araştırma görevlisi Dr. Şule Gök ile birlikte yürüttük. Fizyoloji bölümü doktora öğrencisi Necip Kutlu da önemli katkılarda bulundu. Lityum, psikiyatride manikdepressif hastahkların ve imipramin depresyon sağaltımında ve ayrıca çocuklarda gece yatağa işeme durumlarında kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu ilaçların asimetrik beyne olan etkilerinın anlaşılması, bu ilaçların etki mekanizmalarının anlaşılmasına da katkıda bulunacaktır Psikoaktif ilaçların etki mekanizmaları araştırılırken, beynin fonksiyon ve yapı bakımından asimetrik olduğu unutulmamalı ve bu ilaçların asimetrik beyne etkileri ayrı ayrı incelenmelidir Psikomotor hipotezime göre, psikolojik bozuklukların sağaltımında kullanılan ilaçların tümü motor sistemi de etkilemelıdirler Deneyler erişkin kedilerde yapıldı. Pençe tercihi besine uzanma testi ile belırlendı. Hayvan biraz aç bırakıldıktan sonra bir kafese konuldu ve önüne bir parça ciğer uzatıldı. Kedinin kaç defa sağ ve kaç defa sol pençesini uzattığını, toplam pençe sayısı yüz olana kadar sayıldı Sağ ve sol pençe uzanmaları arasında Kedilerde yapılan bu deneylerden elde edilen bu önemli bulgular insanlara da uygulanabilir. Bu deneyler her şeyyimle, sağlaklık ya da solaklığı oluşturan beyindeki biyokimyasal asimetrinin ilaçlarla gene biyokimyasal olarak değiştirilebileceğini gösteriyor. Insan konusunda bir önemli soru daha var. Sağlaklık, konuşma gibi insana özgü bir özellik ise solak insanlar neden vardır? Herkesin bildiği şey, solakların göreceli olarak çok az sayıda olmasıdır. Fakat bunlar vardır. Öyleyse solaklık normal midir? Yoksa patolojik bir durum mudur? Yani bir beyin özürü müdür? Bu sorunun yanıtını daha sonraki yazılarımda vermeye çalışacağım. den önce bize el tercihinin farmakolojik olarak değiştlrlleblleceğlnl, diğer bir de Meme kanseri ve ruhsal durum S farka göre sağlaklıksolaklık derecesı belirlendi. Böyle bir kontrol devresi 10 gün sürdü. On günlük besine uzanmaların ortalaması alındı. Bundan sonra aynı kedilere günde 1 meq/Kg lityum ve daha da sonra 1 mg/Kg imipramin enjekte edildi. llaçtan sonra 40 gün süre ile bu testlere devam edildi. llaçtan önceki ve sonraki besine uzanma sayılar istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Kullanılan iki ilaçla iki önemli sonuç bulundu. Depresyon sağaltımında kullanılan imipraminden sonra ambidekster (iki eli eşit kullanan) kediler sağlak oluyordu. Yanl slmetrik beyin asimetrik beyne dönüşüyordu. Manikdepressif hastahkların sağaltımında kullanılan lityumdan sonra ise sağlak kedilerdeki el tercihi ortadan kalkıyor ve bu hayvanlar ambidekster oluyorlardı. Bu etki imipraminden sonra tersine dönüyor ve ambidekster kediler sağlak oluyordu. Bu yazının orijinal başlığı"Kedilerde el tercihine psikoaktH ilaçlardan lityum ve imipramin'in etkileri" Tan. Ü. Kara, /..ve Tan, Ş.(1990). Lithiun and imipramin effects on paw prelerence in cats. Internatıonal Journal ol Neuroscience, 52, 2528. * Prof. Dr., Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji ABD Başkanı, Erzurum Beyinde yarıküre farkı Beyinin sağ ve sol yarıküreleri dıştan bakıldığında birbirinin aynadaki görüntüsüne benzer. Gerçekte ise iki yarıküre arasında çok sayıda asimetri örneği vardır. Harvard Üniversitesi'nde radyolog Marjorie LeMay tarafından yapılan ve Amerikan Nöroradyoloji Dergisi'nde yayımlanan bir çalışmada dokuz ayrı görüntüleme yöntemiyle yapılan araştırmalar iki beyin yarıküresi arasındaki farkları ortayaçıkardı. simetrik Altmışlı yılların sonuna doğru beynin şakak lobunun üst arka bölümünün sol tarafta sağa göre çoğunlukla 2 cm daha uzun olduğu bulunmuştu. Sol yarıkürenin bu bölgesinde işitilenleri anlama yeteneğiyle ilgili VVernicke merkezı bulunuyordu. Beynin orta atardamarı şakak lobundan yan loblara doğru ilerlerken birçok kıvrım yapar. Nöroradyolojinin bulgularına göre sağ elini kullananlarda bu açılar sol yankürede daha dar. Sağ elini kullananlarda sol beyin yanküresinin arka ucu daha uzun. Buna karşın sağ yarıküre ön tarafta daha öne doğru uzanıyor. Solaklarda ise bu durum belirgin değil ya da tam tersi. öğrenme ve okuma güçlüklerl olan kişilerde ve bunların yakınlarında da normal asimetrinin tersine döndüğü görülüyor. Kmldehliler ve zenc/ferde bey/n yarıküreleri daha Beyindeki asimetrilerin büyük bölümü çocuk anne karnındayken ortaya çıkıyor. Bilgisayarlı tomografi ile yapılan incelemeler kızılderili ve zencilerde yarıkürelerin daha simetrik olduğunu ve sağ arka bölümün daha büyük olduğunu gösteriyor. özel entellektüel yetenekleri olan kişiler çoğunlukla solak olduğunda onlarda da benzeri bir durum görülmekte. Beyin yarıkürelerinin oranları sürekli alkol kullanımıyla değişebiliyor. Hatta son bulgular meme kanseri hastalarında da beyin asimetrisinin ve solaklığa daha az rastlandığını göstermekte. Bazı araştırmacılar gebelikte anormal cinsiyet hormonu yoğunluğunun sağ veya sol el kullanımı ile kansere eğilimi etkileyebileceğini düşünüyorlar. eme kanseri tanısı birçok kadın I için ameliyat anlamına geliyor löperasyonda tümörün veya kanserlı doku ile birlikte tüm memenin çıkarılması gerekiyor. Zürih Üniversitesi Psikososyal Tıp bölümünden Prof. Claus Buddeberg ve arkadaşları meme kanserli 100'den fazla hastada ameliyatın kadınları ruhsal yönden nasıl etkilediğini araştırdılar. Ruhsal durumları incelenen hastaların üçte ikisınin aktif ve kanserle savaşmaya istekli oldukları görüldü. Buna karşın operasyondan sonra kadınların üçte birinin hastalıkları nedeniyle depresyona girdiklerl saptandı. Bu hastaların ruhsal dengeleri hızla bozuldpğu gibi günlük sorunlarıyla başa çıkmada güçlük çekiyorlardı. Ancak hastalarda depresyon ile meme kanserinin ilerlemesi arasında bir bağlantı saptanamadı. ABD'li araştırmacı David Spiegel tarafından birkaç yıl önce yapılan benzeri bir çalışmada ise meme kanseri operasyonundan sonra psikolojik destek tedavisi gören ve otohipnoz yöntemi ile ağrılarını kontrol etmeyi öğrenen hastaların, psikolojik yardım görmeyenlerden iki kat daha uzun yaşadığı öne sürülmüştü. Prof. Buddenberg, ABD'li meslektaşının sonuçlarına güvenmediğini belirtirken Spıegel'in çalışmasında hastaların koltukaltı lenf bezlerinin kanserli hucreler tarafından tutulup tutulmadığının bilinmediğini söylüyor. Kanserin koltukaltındaki bezlere yayılması hastalığın seyrini etkileyen önemli bir faktör. Buddenberg, ruhsal durum ve kanser arasında başka bir bağlantıyı savunuyor: buna göre ışın tedavisi ve kemoterapide yan etkilerin görülmesi, hastanın psikolojik durumu ile yakından ilgili Hastalığa karşı iyimser ve mücadeleci tutum takınan hastalarda tedavinin bulantı ve kusma gibi yan etkileri hemen hiç görülmezken depresyonlu hastalarda kusma sık görülüyor. Isviçreli araştırmacılar psikoterapinin meme kanserinde yaşam kalitesini iyileştirdiğini ancak yaşam süresini uzatmadığını belirtiyorlar. 2904
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle