17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÖZYAŞAM Bilimsel serüvenimden kısa notlar Modern, lüks ve pahalı laboratuvardan çok, araştırıcının yaratıcı beyin gücü önemlidir. Prof. Dr. Üner Tan S evçjıli Orhan Bursalı'ya söz verdim Bilimsel yazılarımı sürdureceğım önce bılım bılım adamı ve toplum ılışkılerı uzerıne duşuncelerımı belırttım (1) Okurlardan ılgınç sorular ve eleştirıleraldım Buna çok sevındım ilgıçekmeyen bır yazının ya da konuşmanın hıçbır önemı yoktur kanımca Bır bılım adamının araştırmalarını öğrenmek kadar kendısını tanımak da önemlidir Bu nedenle bu yazımda bilimsel seruvenime kısaca degıneceğım Bunun herkes ıçın yararlı olacağını umuyorum Okul Öncesi Çocukluk Dönemim (19371945) Babam sağlık memuru ıdı Köyde kentte Atatürk devnmlerı ıçın harcadığı çabaları unutamam Erken yaşta bana alfabeyı öğrettı Genelde köylerde geçtı çocukluğum Kardeşımın aksıne oynamayı sevmezdım Köy çocukları ıle çelıkçomak oynamak ıçın babam para ile onları kandırırdı Anımsayamadığım duşunceler ıçındeydım Gök kuşağının altından geçenın kız olacağını söylerlerdı Bu deneyı yapmak ıçın çok uğraştım Yüksek dağlar gökyuzu ıle butunleşmış görünürdu Tepelere çıkarak gökyuzunü yakından görmek ısterdım Bu ısteğım de gerçekleşmedı Doğaya hayrandım Çocuklarla sadece ormanlara çılek toplamaya, soymuk yemeye gıderdım pekmez vermısti Aslında pekmezı çok severdım ilkokul bırde ıken babaanneme sormuştum Acaba çok pekmez yemek zararlı mıdır dıye Oğlum pekmez yıyen akıllı olur dedı Beynın sadece uzum şekerı ıle beslendığını yenı öğrenıyorum Atatürk ıle olan pekmez öykumu yazdım Edebıyat öğretmenım bana sıfır vermıştı Nedenını soramadım Çok üzülmüştum Babama soyledım Odaöğretmenle konuştu Meğer Ataturk'ün kendısıni görmeyen, ruyasında da göremezmış Ben kopya çekmışım Hıçbir zaman kopya çekmedım Kımseye de kopya vermedım Oğretmenımin bu kanısı benı çok uzun sure üzdü Izmır Atatürk Lısesı'nde edebıyat öğretmenımız benı sınava almazdı Daıma pekıyı verırdi Bu lısede fızık öğretmenımız Halit Olalı bende ayrıca derın ızler bıraktı Formul ezberletmıyordu Fızık formullerıne nasıl varıldığını öğretıyordu Bugünkü robot öğretım sıstemımızde ben de bulunduğum içın çok uzgünüm Yükseköğrenim Dönemi (19561965) Tarıhler yanlış değıl Üniversıte eğitlmım dokuz yıl surdu Hem hırslı hem de hırslı olmayan bır yapımvar Lısede felsefe ve muzık çalıştım Ünıversıtede felsefe, keman ve kompozısyon öğrenımı yapmak ıstıyordum Girış sınavlarını başaramadım Aılemın ısteğı doğrultusunda Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı gırış sınavlarını kazandım(1956) Felsefeler oluşturuyordum, deneyler yapıyordum Bol bol felsefe okuyordum Sokağı gene sevmıyordum Solucanlarla araştırmalar yapıyordum ve bunları çok ılgınç buluyordum Bu arada yenı kurulmuş olan Fılarmonı orkestrasına da sınavla gırmeyı başardım Her gün ıkı saat keman çalışıyordum Tıp fakültesının dörduncu sınıfına kadar geldım Bır de yenı bır refleks buldum Bu refleksı hocalarım ve asıstanlar üzerınde denemeye başladım Kendılerine saygı ve sevgı duyuyorum Benı hıçbır zaman kuçumsemedıler Fakultenın ağır derslerı, keman, orkestra, solucanlar, refleksler, felsefe, edebıyat Ölesıye çalışıyordum Hastanede nöbetçı kalırdım Hafta sonları dahılıye klınığınde saatlerce hastaların dışkılarını ıncelerdım Hıçbır zaman kız peşınde koşmadım Platonık aşkı çok severdım Kıme âşık olduğumu kımse anlamazdı Okul Çağı (19451955) Ayancık'ta ıken şehre kamyon gelecek söylentısı yayıldı Yıl 1945 Butün çocuklar ve buyukler gıbı ben de görmeye gıttım Bırkaç saatlık beklemeden sonra arkası boş bır kamyon, tozu toprağa katarak buyük bır hızla caddeden geldı geçtı Çok heyecanlanmıştım Orta ıkıde (Çorum) keman derslerı almaya başladım öğrenmesı guç olduğundan Batı teknığıne çalışıyordum Kolayı herkes başarır dıye düşunüyordum Izmır Ataturk Lısesı'nde muzık yuzunden sınıfta kaldım Okul değıştırdım Çok başarılı oldum Hıç butunlemeye kalmadım Dığerlerınden daha başarılı olmak ısterdım Onlarla yarışırdım Neden yarıştığımı bılmıyorum Felsefe derslerını ve fızığı severdım Tatıllbıde halkevıne gıder, fızık, din ve felsefe kıtapları okurdum Çorum'un Ovasaray köyunde babam ılk radyoyu köye getırdı Yıl 1951'dı Hemen kapağını açarak ınceledım ve bozdum Radyo ıkıdebır bozulurdu Babam bıkmadan tamır ettırırdı Sonra kocaman pıllerını kendim yapmayı öğrendım Tamır gıderlerını bu şekılde karşılamış oldum Çocuk saatıne bır soru gönderdım Hepsı ağaç olduğu halde neden yaprakları farklı? Yanıt beklıyorum Okulda en başarılı olduğum dersler Türkçe ve kompozısyondu Hep pekıyı alırdım Lise bırde öğretmenımız bır düşümüzü yazmamızı istedı Bır gece rüyamda Atatürk'ü görmüştüm Bana Değişim Dönemi: Almanya (19601969) 1959 Karanmı verdim Bılim adamı olmak ıstiyordum Kendı kendımı keşfetmıştım Bır bılım adamı olabılırdım Aslında bunun çok önceden belırlenmesı gerekırdı Almanya'ya gıtmeye karar verdim Almanca oğrenmeye başladım Orta öğretımde okutulan Fransızcadan eser yoktu Bu dersten nasıl başarılı olduğum bır mucıze olsa gerek 1960 yılında sadece uçakla yurtdışına çıkış ıznı verılıyordu Annemın göz yaşları arasında tek motorlu bır uçakla izmır'den ayrıldım Hastabakıcı yardımcısı oiarak çalışacağım Göttlngen Unlversita hastanesıne bır elimde keman, bır elımde küçuk bır bavul ıle bır geoe yarısı vardım Yirmı markım vardı Param yok sayılırdı Sekız ay depresyon klınığınde çalıştım Tıp fakultesine gırebılmek ıçın dört hafta ve ucretsız oiarak hasta bakıcı yardımcısı stajı yapmak gerekıyordu Bunun fazlasını yerıne gelırmıştım Sekız aylık para kazanma ve dıl oğrenme dönemınden sonra Göttıngen Unrversıtesı'ne kaydoldum Yabancı dıl sınavı yapmadılar Sınav komısyonu başkanı Prof. Lendle unıversıteye kaydolmadan önce benımle bır ön göruşme yaptı Ne ıstedığımı, neden geldığımı sordu Bılım adamı olmak ıstediğımı soyledım Bunu kanıtlamamı istedı Soluc^n ve refleks deneylerımı gösterdım Bu ulkede söylenen her şeyın kanıtlanması gerektığını anladım Hobılerım soruldu Orada da elimde kemanım vardı Ilgınç bir şekılde Göttıngen'de unıversıtenın dışında sadece araştırma yapılan MaxPlanck Araştırma Enstltüsü'nun bulunduğunu öğrendım Bu olayın çok ılgınç olan ayrıntısına gırmek ıstemıyorum Aynı yıl bu enstıtüde sınır sıstemı laboratuvarlarında doktora çalışmama başladım Derslerden çok laboratuvarda bulunuyordum Felsefe ve muzık derslerıne de kaydolmuştum Doktora yönetıcısı Prof.Dr. Joachim Haase buna karşı çıktı Uzun bır tartışmadan sonra kabul ettim Kendısıni çok sevdım Aşırı sert ve tıtızdi Hıçbır zaman bravo demezdi Her gelen onu terkediyordu Sadece ben kalmıştım Bugünkü tıtız çalışma yöntemımi ona borçluyum Fakülteyı bıtirdıkten sonra aynı yerde asıstan kaldım Mutlu değıldım Bır teorısı vardı Onun desteklenmesinı ısterdı Ben de o teorıye ınanmazdım Bir yıl sonra kendısıni terk ederek ingıltere'ye lısan öğrenmeye gıttım Göttingen'i çok sevdim iklnci vatanım oiarak gorüyordum bu şirin üniversıte şeh rini Londra'da altı ay Ingılızce kurslarına gıttım Tasarruflarım bıttıkten sonra gene Göttıngen'e, fakat bu sefer Fızyolojı Enstitüsü'ne döndüm ikı yıl depresyon sağaltımında kullanılan ılaçların etkı mekanızmaları üzerınde çalıştım Depresyon un ılaçsız oiarak sadece motor (hareket) sıstemı etkıleyerek tedavı edılebıleceğine ilışkın bır hıpotez gelıştırdım Ancak enstıtü dırektörü Prof. Henatsch bu hıpotezı çok ılgınç bulduğu halde yayınlardan çıkardı Benım ıçın en güç olan soru, hıpotezlerımı nasıl gelıştırdığımdır Bu soruları doğrusu yanıtlamıyorum Sezgl ve içe doğuş bilimsel seruvenımın ana özellıklerıdır Bır bılım adamında bu yeteneklerın mutlaka bulunmasına ınanıyorum Bunun ıçın de bellı bır coşkulu yapının yanında beynın süreklı beslenmesı gerekır Boşu boşuna kımse beynıne çakacak olan ımpulsu beklemesın Göttıngen'de guneşlı günler nadır görülürdü Gene karanlık laboratuvarları yeğlerdim Hıç tatil yapmadım Bilimsel serüvenım benım dınamık yaşamımın bır parçasıdır Akademık orkdstrada gene çaldım Atom bombasına karşı olan yürüyüşlere katıldım Bıraz daha sosyal bın oldum Dans öğrendim Türkiye (1969...) Dışarıda kalanlara karşıyım Bır ulke çok zengın olabılır, ancak billm ve sanat yoksa bır hıçtır Ulkeme dönmeden önce çeşitli unıversıtelerle yazıştım Sayın Prof Dr ihsan Doğramacı'nın bana daha iyı olanaklar sağlaması nedenı ıle Hacettepe Ünıversıtesı'nı tercıh ettim TÜBİTAK özerktı Bilimsel projeler yansız oiarak değerlendirilıyordu Bu kuruluşun Türkıye'ye adaptasyonumda unutamıyacağım katkıları, oldu Bana en sık sorulan sorulardan bin neden Erzunım'da olduğumdur Göttingen'de solucan deneylerımı Prof. Dr. Ochvvadt ile aylar boyu tartıştık (1960), anlaşamadık Sadece şunu söyledi Herr Tan, sızın gıbı bırçokları gelıyor, kolayca anlaşıyoruz, bır daha uğramıyorlar, ancak ben sızin kadar ınatçı bırıne daha rastlamadım 1975 Atatürk Unrversıtesı'ne bugün olduğu gibi gene öğretım üyesi aranıyor Atamalar yapıldığı halde (ve atama yöntemı yanlış olduğu halde) kabul edılmıyor Üner Tan bu ünıversiteye gıtmek ve her yerde her koşulda ılerı düzeyde araştırmalar yapılabıleceğını göstermek ıstıyor Yukarıdaki sorunun ya nıtı budur Modern, luks ve pahalı laboratuvarlardan çok araştırıcının yaratıcı beyin gücu önemlidir Motıvasyonu önemlidir Araştırıcının kımseye zararı yoktur Yararı çoktur herkese ilerı toplumlar bu bılım çocuklarını iyı kullanırlar Sevgıli okurlarım, bana da ılgınç gelen bilimsel serüvenımı çok kısa oiarak sızlere sundum Daha öncekı yazımda bılımın halka ındırtlmesi gerektıgını savunmuştum Bundan sonrakı yazılarımda bu güç görevı kendı araştırmalarımın ışığı altında yerine getırmeye çalışacağım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle