Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J EOLOJ İ Çeviri: Murat Arın Akdeniz'in altındaki bilmece 1961'de, Chain oşinografi gemisi, yeni bir sismik sondaj gereciyle donanmış olarak incelemelere girişti. Sismik sondaj, gönderilen sinyallerin dönüşüne kadar geçen süreyi hesaplayarak tortuI yatakların belirlenmesini sağlar. Çukur ovalarda, kilometrelerce alana yayılan çapta ve çok yüksek yassı tepeler bulundu. Bunlar tuz tepecikleri miydi? Bu soruların yanıtını arayan yalnızca jeologlar değildi; bu tür yapılar çoğu zaman petrol bulunduğunu gösterirler. Buharçökelme öncesi koşullarda su aşırı tuzlanır. Hareketsiz, yoğun olduğundan ve çok az oksijen içerdiğinden, yaşam için uygun koşullar ortadan kalkmıştır. Organizmalar ölür ve suyun dibine düşerler. Bu organik madde çok az bozulmuştur. Böyle korunması durumunda, hidrokarbürlere dönüşebilir. Petrol arama projesi 1968'de başladı. Glomar Challenge adlı araştırma gemisi, 7000 m derinliğe kadar delebilen bir aygıtla donanmıştı. 1970'de gerçekleştirilen çalışmalar, anhidrit (CaSoJ, alçıtaşı (kalsiyum sülfat: CaSO42H O) ve kaya tuzu (sodyum klorür: Nacl) gibi evaporitik tortulların bulunduğunu doğruladı. Bu evaporitler, deniz suyu çok yoğun tuz içeriyorsa oluşur; örneğin, kaya tuzu, bir litre suda 350 gram bulunuyorsa dibe çöker. Boylece, 1000 metrelik bir deniz suyu sütununda, yaklaşık 20 m kalınlığında çeşitli sı. Baştaraf 11. sayfada ra yapılan çalışmalar, Akdeniz'in tarihini daha iyi anlamamızı sağladı. 50'lerde, okyanus diplerinin yapısı fazla bilinmiyordu. Modern oslnografl 18. yüzyılda başlamıştı, fakat denlzaltı Jeolojlsl ve özellikle tortulların Incelenmesl çalışmaları geçen yüzyılın sonunda başladı. Yirminci yüzyılın ilk yarısında, bu bilim dalı, genellikle çok az derin sulardan alınmış çok yüzeysel tortu yatakları ya da su yüzüne çıkmış topraklardaki deniz kökenli tortullaria ilgileniyordu. Bu üstünkörü yaklaşım sonucunda, yine de Slcilya, ispanya, Cezaylr ve Kıbrıs gibi Messlna döneminde su altında bulunan topraklarda kalın evaporit çökelleri bulundu. Bu sıralar, jeologlar çökellerin Akdeniz'i tümüyle etkilemiş bir jeolojik olayın sonucu Olabileceğini düşünmüyorlardı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, oşinografik araştırmalar, askerler ve petrol endüstrisi tarafından hızlandırıldı. Fransızlar, Italyanlar, Ruslar ve Amerıkalılar, kıyılar ve dip derinlikleri çok kesin olan haritalar çizdi. Araştırma olanakları, bu antik "iç deniz"in tarihini anlamak için henüz yeterli değildi, fakat topografisi konusunda bir fikir sahibi olunmaya başlandı: Kıta sahanlıklarının darlığı, eşiklerle birbirterinden ayrılmış çeşitli derınliklerde havzalar. Boylece Akdeniz'in birçok bölgeye ayrıldığı görüldü. Cebelitank ile Sardunya arasındaki batı havzası, bir merkezi bölge, sonra 'boğazlçl'ne kadar uzanan doğu havza Tuz mu, petrol mü? 20. yüzyılın çökeltileri A kdenız'e atılan torbalar, ambalajlar, plastik şışeler, alüminyum kutular ve diğerlerı ne oluyor? Ya suyun yüzeyinde oradan oraya sürükleniyorlar ya da denizin dibine çöküyorlar. Son birkaç yıldır plajlardan çöp toplama çalışmaları ve gözlemler, Akdeniz'in çöplerle kirlenmesinın önemlı boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Çöplerin çoğu doğada bozunmuyorlar (%6575'ı plastik). Malta ve İspanya kıyılarında yapılan çalışmalar, kilometre karede 2000 nesnenın yüzdüğünü ortaya çıkardı. Öyleyse 3 mılyon km a 'lik bir alan kaplayan bu denizde 6 milyar çöp yüzüyor olabilir. Kıyılara gelince, her metreye yılda bir çöp düşüyor. Aslında Sıcilya'da metreye 102 nesne, İsrail'de ıse 7 nesne düştüğü belirlendi. Bu fark yerel koşullardan ve turistlerden kaynaklanıyor Bu tür kirlenmenin Akdeniz'in ekosistemi üzerinde çok olumsuz etkileri var. özellikle kuşlan, kaplumbağalan ve balıkları tehdit ediyor. Bu hayvanlar ya bu çöpleri yiyerek ya da yüzen çöplere dolanarak ölüyorlar. Çöpler tarafından kirlenmenin karmaşık bir yapıya sahip olduğu ve coğrafi olarak değiştiği için somut olarak ortaya konulması zor. Fakat veriler acılen önlem âlınması gerektiğini gösteriyor. Akdeniz İçin Eylem Planı kapsamında, bu tür kirlenmeye karşı Akdeniz'in korunması programları da bulunuyor. Clbuti Cumhuriyeti'ndeki Asal gölü, daha önce Akdeniz'in başına geldiği gibi buharlaşıyor. Çok dar faylar kanalıyla bağlantı halinde olduğu Hint Okyanusu'ndan 155 m daha alçak. Sağdaki fotoğrafta, kristalleri küp biçiminde olan kayatuzu görülüyor. En sağda Akdeniz'de bulunmuş Messina döneminden kalma bir jips örneği tuzlar çöker. Bu tuzlar buharlaşma sırasına göre şoyle sıralanır: 4 cm karbonat, 56 cm alçıtaşı ya da 35 cm anhidrit, 11,7 m kaya tuzu ve 8.2 m çabuk çözülen tuzlar. Bu sert tuz yatağı, denizin dibini kaplamaktadır. Bir kilometreden daha kalın olan bu yatak, Pliosen döneminden (5 milyon yıl önce) kalma tortullaria örtülüdür. Bu, bu dönemde denizin açık olduğunu göstermektedir. öyleyse, 6 milyon yıl önce ne oldu? Glomar Challenger'ın ilk seferinin sonunda, Zürih Üniversitesi'nden Çinli araştırmacı K.J.Hsü, Columbia Üniversitesi'nden VV.B.F. Ryan ve Milan Üniversitesi'nden M.B. Cita bir varsayım ortaya attılar: 6 milyon yıl önce, Akdeniz batıda Atlas Okyanusu'yla bağlantı halindeydi, fakat doğuda Hint Okyanusu'yla ilişkisi kesilmişti. Bu arada, Afrika kıtası tablası kuzeye doğru çıkıyordu. iberik Yarımadası ve Fas'ın kuzeyinde dağlık bir arazfbluşuyordu. Kuzeybatı ucunda, Cebelitank Boğazı yakınında yavaş yavaş bir engel oluştu ve Atlas Okyanusu'yla su değlstokusunu kestl. Kuraklık, 3000 yıl içinde, Akdeniz'in içerdiği 4 milyon km 3 suyun buharlaşmasına yol actı. Tuzlar ve öteki bileşikler çöktü. Bir milyon yıl boyunca, Akdeniz, dibi Atlas Okyanusu'nun seviyesinden 3000 m alçak bir küvet olarak kaldı. Bu noktada akla şu soru geliyor: 3 km'lik bir deniz suyu sütunu 1.2 ile 3 km kalınlığında tortuI yataklarını nasıl bıraktı? Hsü, bu çökeltilerin devliğini açıklamak için, tabla tektoniğinin bir sonucu olarak havzanın birçok kez açılıp kapandığını, yani havzanın birçok kez suyla dolup sonra kuruduğunu ileri surdü. Atlas Okyanusu bağlantısının her açılışı, öncekilere eklenen bir tuz yatağı getirdi. Sonuçta, 5 milyon yıl öncesi ne doğru, Cebelitank düzeyindeki tektonik engel tamamen ortadan kalktı. Atlas Okyanusu'nun suları Akdenize boşaldL Bu muhtesem sel, denizi yeniden doldurdu. Basit bir şema, fakat tartışmaya açık. Yetmişli yıllarda, tartışmalar, Messina dönemde havzanın derinliği üzerinde yoğunlaşıyordu. Parls Üniversitesi'nden Wladlmlr D. Nesteroff'a göre, havzanın derinliği birkaç yüz metreyi geçmiyordu. Bologna Üniversitesi'nden R. Selli ise Akdeniz'in sürekli deniz suyuyla dolu olduğunu savunuyordu. önerilen modeller ne olursa olsun, Ak ;aıu şışe Bellı de<JII Plastik şışe 450 yıl Mümınyum kutu 200250 yıl (onserve kutusu 100 yıl loyalı ahşap 13 yıl \ün çorap 1 yı> Ip: 314 ay Pamuk kumaş: 15 ay Otobus bıletı: 24 hafta Ayrıca çöplerin toplanması çabaları da destekleniyor. Alınacak önlemler arasında, hidrokarbür ve kımyasal kırleticilerın yanı sıra dayanıklı sentetik maddeler ve plastıklerin de denize atılmasının yasaklanması bulunuyor. •