Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM MÜZELERİ Türkiye'de bir bilim müzesi: Zooloji Müzesi ziyaretçi bekliyor Istanbul Universitesi'ndeki müzede, Türkiye memeli hayvanları, kuşları, sürüngenleri, kurbağaları, balıkları ve omurgasızlarım izlemek mümkün ilim ve teknolojinin gelişmiş olduğu ülkelerde bilim müzeleri çok yaygındır. Bunlar sanat ve arkeoloji müzelerinden temel araçlarda farklılık göstermezler. Bütün müzelerdeki ortak amaç, seçkin ve çağına damgasını vurmuş eserlerle dolaylı ama temel bir eğitim vermektir. Aynı amaç bilim müzeleri için de kuşkusuz geçerlidir. Yurdumuzda bir bilim müzesinin kurulması gündemde bir sorun olarak sürerken bazı üniversitelerimizin ellerinde bulundurdukları koleksiyonlar, oldukça önemli bir birikim düzeyine ulaşmış durumdadır. Bir örnek olarak İ.Ü. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nü gösterebiliriz. Ellerindeki koleksiyonların zenginliği, sergileme düzeni, bina ve ışıklandırma sistemiyle ziyaretçilere açık Türkiye'nin tek bilim müzesi durumundadır. Müzenin kuruluşundaki aşamalara bak, tığımızda, Türkiye için köklü bir geleneği Yazı ve fotoğraflar: îrfan Unutmaz B olduğunu kabul ediyoruz. Müze ilk kez 1933'lerde küçük bir öğretim müzesi olarak kurulmuş. Ardından müzeye değişik yerlerden çeşitli materyaller gelmeye başlamış. Prof. Dr. Andre Naville'in yapmış olduğu bu ilk başlangıçtan sonra onun yerine 1937'de geçen Ord. Prof. Dr. Curt Kossvvig, Türkiye faunası ile ilgili çalışmaları başlatmıştır. Yaklaşık 15 yıl süren bu çalışmalar sonunda Türkiye memeli hayvanları, kuşlan, reptllleri (sürüngen), kurbağaları ve balıkları ile çok sayıda omurgasız hayvan sınıflarından örnekler toplanmış ve Zooloji Öğretim Müzesi zenginleştirilmiştir. Müzeyi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dinçer Gülen ile birlikte gezerek ilginç bilgiler alıyoruz: "Müze günümüzdeki en son durumu ile yalnızca eğitim, öğretim ve araştırma müzesi olmasının ötesinde bir kuruluş düzenine sahip. Bu saydıklarımı zın yanı sıra halkın günlük ziyaretlerine açık bir düzen oluşturduk. Fakat şimdilik yine öğrenciler ağırlıkta tabii" Müze gezi düzeni ve amaçları açısından dört ayrı kısma ayrılmış. 1 Gösteri Müzesi: Bu bölümde Türkiye'de ve dunyadakı tüm hayvan gruplarından çeşitli ve ilginç örnekler sergilenmekte.öyleki ınsanembriyosundan köpekbalığı asalağına, doldurulmuş ilginç hayvanlardan nadir geçiş örneklerine kadar uzanan bir çeşitlilik gözlenebilir. Bu arada ilginç bir iskeletten söz ediyor Sayın Dinçer Gülen: Hetteria Punctata. Bir vitrin içinde saklanıyor ve müzenin en kıymetlı gözdelerinden birisi. "Günümüzde nesli tükenmiş," diyor Oinçer Güten. "En önemli özelliği reptillerle (sürüngenler) kuşlar arasında bir geçiş hayvanı olması İskeletinde bunu görmek olası. Yani bu iskelet yarı sürüngen yarı kuş bir hayvana ait." Evrim teorisine göre canlıların evriminde, basit ve ilkel yapılı canlılardan başlayıp daha karmaşık yapılı canlılara doğru bir gidiş var. Bu gidişi gösteren çok sayıda bilimsel kanıtın yanı sıra böylesi geçiş hayvanlarının kanıt olarak önemleri daha da büyük. Prof Dr. Dınçer Güler bilimsel müzedek bir yarasa orneğı ile. Doğal ortamında sergılenen memeli turlerınden bir grup (solda). Üstte ıse yılan, kaplumbağa ve tımsah ıskeletlerınin görünümu. Bu örneklerın toplanması 75 yıl kadar bir çalışmanın ürünu. 2 Koleksiyonlar: Zengin bir kolek: yonlar bölümü var müzenin. Gezenlere * araştırmacılara kolaylık olması için düze leme bilimsel sınıflamaya göre yapılmı: a Böcekler: Çok zengin bir koleksiyo Özellikle 19'4'lerde toplanmış olan Türl ye'nin böceklerinin (Coleoptera'sı) öneı bir bölümünün bulunması koleksiyonu ginçleştiriyor. Boceklerde, tüm gruplara. örnekler, adaptasyon örnekleri ve tarım z rarlıları gibi örneklerin yanı sıra tropik k lebekleri de özellikle saymak gerek. Çü kü bunlar müzenin estetik ve renk çeşii liği açısından en güzel örnekleri. b Türkiye kuşları: Yurdumuza ait ç< sayıda kuşun görülebileceği müzede ku lar, sucul kuşlar, gece ve gündüz yırtıcıl rı ve ötücüler olarak ayrıca sınıflandırılm lar. c İskeletler: İskeletler müzenin en ginç köşesini oluşturuyor. Bunlar da yiı canlıların evrimindeki süreç göz önüne ı narak düzenlenmiş. Sırasıyla balık, s rüngen, kuş ve memeli iskeletleri gör lebilir. Bu sıra aynı zamanda omurgalıl rın evrimleşme sırası oluyor. Bilindiği gibi memelilerin de en sonu da insan var. İnsan evrimin şimdilik s < halkası. Ve doğal olarak süreç devam eı yor. Bu sürece bağlı olarak bu bölümde I başka ilginç koleksiyon var. Primatlar. \ ni ınsansı maymunlar. Bunların büti gruplarına ait gerçek iskelet örnekleriı sözünü ettiğimiz gibi evrimsel farklılıkl rıyla karşılaştırmalı olarak görebiliyoru; 3 Köşeler: Müzede, çağdaş müzeci anlayışına ve örneğine uygun olarak, h£ vanları doğal ortamları içinde gösteren d zenlenmiş Dioramas'lar bulunmaktac Bunlar gezenleri koleksiyonların bilgi yük yoğun havasından alıp daha bir rahatla cı ortama çekerek dikkatlerin konuyu d ğıtmadan değişik noktaya kaymasında yine öğretmeye devam edilmesinde öneı