02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T IP H A F T A N I N G Ü N D E M İ Şeker hastaları için yeni bir ilaç! Kol ve bacaklardaki duyusal sinirlerin bozulmasını (periferik nöropati) önleyen ilacın sınırlı kullanımına izin verildi. Çeviri: Asım Baykan I " rlandalı profesorler, şu sıralar şeker hastalığırıın başlıca komplıkasyonlarından yakınanlara yenı bır ılaç önerıyorlar VVyeth Laboratuvarları, urettığı "tolrestat" ısımlı ılaçla, şeker hastalarında cıddı sorunlara yol açan sınır dokusunun ılerleyıcı bır bıçımde dejenere olmasının engellendığını ılerı suruyor 1922 yılında ensulının keşfıne kadar, şeker hastalarımn uçte ıkısı, kanlarındakı şekerın yuksek duzeylere ulaşması nedenıyle enmde sonunda komaya gırmekte ve hayatlarını kaybetmekteydıler Şımdılerde hastalar, kanlarındakı şeker duzeyını kontrol altına alabılıyorlar, dolayısıyla yaşam surelerı arttı Ne var kı bu kez uzun dönemde ortaya çıkan komplıkasyonlara maruz kalmaya başladılar. Bırçok şeker hastasının kol ve bacaklanndakı duyusal sinirlerin, yapısal bozulmaya uğradığı farkedıldı Şeker hastalığının bu en sık komplıkasyonlarından bırı "periferik nöropati" olarak adlandırılıyor Periferik nöropati bacaklarda ağrı, uyuşma ve aşırı duyarlılığa sebep oluyor Hastalarda refleksleıın azalmasıyla yaralanma eğılımı artıyor Ekstrem olgularda bacağın kesilmesi bıle gerekebılıyor 1967den bu yana "tolrestat" benzerı maddeler uzerınde çalışan Michael Dournik, ABD'de amelıyatla bacağı kesılmek zorunda kalan hastalardan yaklaşık yarısında nedenın periferik nöropati olduğunu one suruyor Doku gelişimini sağlıyor 1950'lerden berı şeker hastalarımn kırmızı kan hucrelerınde sorbitol denen maddenın yuksek duzeyde bulunduğu bılınıyor Sorbitol, glıkozun parçalanmasıyla ortaya çıkan bır tur alkol Kanında yuksek duzeyde sorbitol olan hastaların sınır dokusunda da aynı madde fazla mıktarda bulunuyor Ancak sınır dokusunda bu maddenın hangı mekanızmayla hasara yol açtığı tam olarak bılınmıyor Tolrestat, kırmızı kan hücrelerındekı sorbitol duzeyını duşuruyor. Aldoz reduktaz ınhibıtorlerı sınıfına sokulan ilacın benzerlerı ılk olarak 1967 yılında VVyeth Laboratuvarı'nda Duornık ve arkadaşlarınca sentezlenmış. Bu tür maddelerın sınır dokusundakı harabıyetı durdurarak yeni doku gelişimini sağladığı daha önce bazı araştırmalarla kanıtlanmıştı. Orneğın Kanada'da "sorbınıl" ısımlı aldoz reduktaz ınhıbıtorü ıle yapılan bır çalışmayla Patolog Anders Sima, söz konusu ılacı alan hastaların sınır dokularında, dığer gruba oranla yak'asık 4 kat fazla doku yenilen mesi oluştuğunu gosterdı Ayrıca araştırmacılar, söz konusu ılaçla tedavıden sonra hastaların sınır dokularının daha lyı ışlev gorduğunu ortaya koydular Dığer tum aldoz reduktaz ınhıbıtorlerınde olduğu gıbı sorbıtolun de piyasaya çıkması mumkun olmadı Cunku çok ciddi yan etkileri soz konusuydu Ancak Irlaııda Ulusal Ilaç Danışma Kurulu, Dublınde tolrestat ıçın kullanım ıznı verdı Boylece bu grup ılaçlardan bırı ılk kez ve Irlanda'da klınık kullanıma gırdı. Ne var kı, ıkı yıllık bır deneme suresı boyunca yalnızca bazı profesorler tarafından önerılebılecek Bu sınırlı uygulama başarılı olursa, tum hekımlerın reçetelerınde yer alabılecek Wyeth Laboratuvarları, şımdıden Ingıltere, Italya ve dığer bırçok ülkede lısans alabılmek ıçın başvuruda bulundu ABD'de tolrestat ıle 23 hasta uzerınde yapılan bır çalışmada gunde ıkı kez 100 mg'lık ılaçla ıkı hafta içerısınde kırmızı kan sorbitol duzeyının yaklaşık % 57 oranında azaldığı gösterıldı Şımdıye kadar ilacın yalnızca iki nadir yan etkisine rastlandı Hastaların bazılarında baş donmesı bazılarında da belırlı karacığer enzımlerınde yükselme belırlendı İlacın derhal kesılmesıyle bu yan etkıler ortadan kalktı Dublın Ilaç Danışma Kurulu'ndan Allene Scott, ilacın cıddı bır yan etkısı bulunmadığını belırtmekle bırlıkte bundan emın olmak ıçın ıkı yıllık surenın beklenmesı gerektığını vurguluyor Yıne de şımdıden bellı olan bır nokta varsa o da periferik noropatı komplıkasyonu oluşan şeker hastalarında tedavı ıçın şımdılık umut bağlanabılecek belkı de tek ılaç "tolrestat" (New Scientlst, 15.7.89) ilim ve teknoloji, dünya ekonomisine yepyeni bir altyapı hazırlamakta, yepyeni olanaklar sunmakladır. Değişim, baş döndürücü hızdadır; bugün bu değişimi yakalcıyabilen ülkeler, yarının önde gelen refah toplumlanm oluşturacaklar. Bugünkü teknolojınin sahiplerinden Amerika'da bile insanlar, "eyvah, geleceği yakalamakta geri kalıyoruz!" diye feryat ediyor ve geçen sayımızda da okuduğunuz gibi, bilim dünyası ile siyasi otorite arasmda yeniden eşgüdum kurulmasım istiyor. Amehka'mn, Amerika olarak kalmasına başka seçenek görülmüyor. Muazzam büyüklükte beton ve demir yığınları yaratan "büyük proje"ler donemi, sanayi ülkelerinde sona ermekledir. Yarın eskimeye ve atümaya mahkum yatınmlara niçin milyarlar akttılsın? örneğin Almanya'da, Türkiye'nin toplam dış borcu tutarında para harcanarak inşa edilen atom santrallarının bir kısmı yarım bırakıldı, ucube alametler olarak ortada kaldı. Gelişmiş ülkelerde, araştırma geliştirme fonları nerelere akıtılmalı ki ülke ekonomisi rekabet şansını yitirmesin sorusu tartışılmakta. Tayin edici sonuç, gen teknolojilerinin, yan iletken maddelerin, lazer tekniklerinin, bilgisayar yazıhmlarının vs. araştırıldığı küçük ve orîa boy laboratuvarlarda elde edilir görüşü güç kazanıyor. Yarının ekonomisinin dinamiğini bugünden yakalayamayan, kendi bilimini, teknolojisini, uzmanlannı buna göre örgütleyip yönlendiremeyen ülkeler, gelecekten fazla bir şey beklemesinler. Onların rekabet şansı olmayacaktır. Gene dış borçlarla çarklarım döndürmeye çalışacak, dışarının eskimiş teknolojilerine bel bağlayacaktır. Ülkemizde de sır olmayan bu tablonun, politikacılarımız ne kadar bilincindeler? Türkiye'de bilim dünyası ile siyasi iktidar arasmda verimli bağlar kuracak bir bilim ve teknoloji politikası öngören siyasi partilere ve politikacılara ihtiyaamız vardır.... Öyle ki hem yurtiçinde hem de yurtdışında yaşayan ve aslında Türkiye'nin çağdaş teknolojıyi yakalamasını sağlayabilecek duzeyde olan bilim ve teknik adaınlanmız, bu girişime katılabilsin, yönlendirilebilsin... Haftaya cumartesiye kadar, sağlıklt günler... B O K U R D A N BİZE fizik ve kımyayı soğuk görrr,ü) olabilir. Bize de o yıllarda soğuk olarak gösterilmek istenmisti. Ancak bence artık bu yanlıslığı aüzeltmek gerekir. Eğer aktarma teknolojıyi değil, gerçek bilimsel altyapıyı kurmak istiyonak, temel pozitif bilimleri Isalt olarak) öğrenciye sevdirmek zorundayız. Yani bır fizik dersinde öğrencı, öğretmenin bır fıkra on/o*ara(c soğulc/uğu (!) dağıtmasını değil, fiziğin kendi salt güzelliğini zihnınde aıgılayabilmelidir. Pozitif temel bilimlerin güzelliğini göremediğimiz, gösteremediğimiz sürece ve onları, soğuk ve sevimsiz görüp tanıtmakla çağdaş bilimi ve uyaarlığı yakalamamız olanaklı değildir. Emin Ali Akdoğan Çorum Cumhuriyet Blllm Teknlk • Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şırketı adına Nadlr Nadl • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal • Müessese Müdurü: Emlnc Usaklıgll • Yazı işlerı Mudüru: Okay Gon*nsln • Yayın Yönetmenı: Orhan Bursalı • Grafik Yönetmen Tüle« Hasdemlr • Cumhunyet Bilim Teknik Ekı'nin 7 Ekım 1989 taribli ?35. sayısında, "Okurdan Bize" kösesinde, Fr. öğretmeni Sayın Muitafa Yelkenli'nin kısa yazmnda, "1, 2, 3... Sonsuzı Bi/imın Gerçelc/erı ve Analizi" adlı kitap ile ilgili olarak J32. sayıda yapılan yanlışlığın düzeltilmesini ve bilimkurgu ile tıgili öneriyi ben de o/um/u karşıladım. Ancofc Sayın Yelkenli'nin; "...Çönkü, fizik ve kimya gibi denlerin soğukluğunu... şeklindeki ifadesini yadırgadığımı beliıimek istiyorum. Çunkü, fizik ve kimya, gercekte soğuk değildirler. Ancak, ner nedense öfeden beri matematik, fizik ve kimya biz/ere soğuk olarak tanıtılmak istenmiştir. Oysa, bı'roz ilgiii olan bir kimse için bir matematik denklem, formüle edilmiş bir fizik yasası kadar özlö, sade, anlamlı bir güzellik bence yoktur. Değerli Fransızca öğretmeni arkadaşımız da, öğrenim yıllarında Fizik ve kimya "soğuk" değildir!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle