Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M İ N Ö N C Ü L E R İ Bİ Lİ M Y A Y I N Kritik uzay tüneli Eskı zamanlarda kâşiflerin bulunduğu yenı yerlere kımin sahip olacağı konusunda savaşlar çıkatdı Hatta zamanımızda bile belli toprakları kimin denetleyeceği sorusu, insanlar arasında ciddi çatışmalara yol açmaktadır. Uzay çağı, insanlığa yeni yeni çatışma alanları açıyor... Bunlardan ılkı, ekvatorun 22 bın mıl üstündekı tamamıyla boş kritik uzay tünelidır. Freud'dan Lacan'a psikanaliz Yankı Yazgan (S.M.Tura, Ayrıntı y., 1989) azı yazarları okurken, "birisi elimizden tutsa da, kocaman ve bildik olmayan bır şehri nasıl, neresinden başlayıp gezeceğimizi aniatsa hiç olmazsa!' türünden duygulara kapılır mısınız? Bir yandan da, "o birisi"nin "şehir"e tüm hâkimiyetine rağmen, sizi kolunuzdan tutup sürüklemesindense, nerelerde neler bulacağınızı ve oralara hangi yollardan ulaşacağımızı anlatmasını tercih etmez misiniz? Ben bu tür duygulara Foucault okurken kapılmış ve tercih ettiğim tipte birisi olan M.Sheridan ve kitabı "The Will to Trath"a rastladığımda bayram etmiştim. ... Bu sayede tek bır uydu ıçınde 20 bin kadar ayrı telelon kanalı ya da yüzlerce TV kanalı iş görebilmektedir. Buradaki önemli faktör, bu uyduların her zaman dünyanın üzerinde aynı noktada sanki "uzaya asılı" ımışler gibi kalmalarını sağlayabılmek için özel bır yörüngede gitmelerı zorunluğudur. Bu yörünge, tam ekvatorun üzerinde, 22 bın mil yükseklıktedir. B Uzay çağı, insana devrımci bir iler leme olanağı açmıştır: lletlçlm Uydusu... Durağan yörüngedekı bir iletişim uydusu tıpkı bir jiroskop gibi, hızla kendi etrafında döndürülür kı devrilmesın. Anteni, aynı hızda "antı dönüş" yapar ve böylece her zaman aynı böleyi "ışınlar." Uzayın uçsuz bucaksızlığına rağmen durağan uydu yörüngesi öylesine ince bir tünel oluşturur ki birden kalabalıklaşıvermesi işten bile değildir... Ve işte bu tüneli kimin : denetleyeceği konusunda şimdi. ıden uluslararası bır tartışma baş| ıştır bile. Uydu hızı P noktasındakınin aynı. Ayrıca önemli bir nokta da bu tünelin oluşturacağı yayın aynı zamanda hem Kanada'ya, ABD'ye hem de Güney Amerıka ülkelerine hizmet vermesı gerekiığı olgusudur. İletişim Uydusu Konsorsiyumu (COMSAT), 1969'da ABD'de evlere hizmet vermeyi öngörmüştür... Bunun ıçin ABD'nin sırf batıl kısmına hizmet verecek iki durağan uydu" dan yararlanılmaktadır... Bunları pek çok uy| du izlemiştır. Buradaki kritik soru, bu durağan yörüngenın verili bir yayı içerisine ne kadar çok sayıda uydu sığdırılabileceğidir... ki ıstenen sayıda telefon ve TV kanalı bu uydular aracılığıyla hizmete sokulsun. COMSAT, muhtemel parazitleri önlemek ıçın bu uyduların birbırlerinden bin mılden daha fazla uzaklıkta bulunmaları gerektiğıni saptamıştır... Lacan ise başka bir âlem. Çünkü, kitaplarının ve makalelerinin, (Ecrlts [Yazılar] harlclndekl) hemen hepsi sözel olarak onun ürünü olmakla birlikte, yazma süreclnde Lacan'ın eli fazla değmemiş. Tıpkı psikiyatrinin ve psikanalizin bir başka çok önemlisi H.S.Sullivan gibi... Lacan için bir tür rehberliği Anika Lemaire'in kitabı epey bir süre üstlendi. Ama yapısalcı dilbilimle bu denli iç içe bir kişinin dilinin içerdiği önem, rehberliği bir noktada imkânsız kıldığı için, bir doyumsuzluk kaldı. Tam o sırada, L. Althusser'in Freud ve Lacan yazısı Felsefe Yazıları. (1982) de yayımlandı. 1964'te kaleme alınmış olan su makalenin Ingilizce çevirmenine 1969'da yazdığı bir mektupta, Althusser bazı yanlış anlamalara karşı uyarılarda bulunuyordu. Makaleyi yazmaktaki maksadı, FKP üyelerini psikanalizin ve Freud'un çalışmalarının bilimselliğini ve Lacan'ın getirdiği yorumun önemini kabul etmeye zorlamaktı. Bu felsefi müdahale, 1950'lerde psikanalize yapıştırılan "gerici ideoloji" yaftasını sökmeyi hedefliyordu. Tarihsel materyalizm temeline oturtulmadan (ailesel ideolojinin oluşumunu anlamadan), hiçbir psikanaliz teorisi üretilemeyeceği vargısıyla bitiyordu Althusser'in mektubu. S.M.Tura, Lacan'a Althusser kanalıyla ulaştığını söylüyor. Gerçekten, olağanüstü güç anlaşılır olan Lacan'ı "demistifiye" etmek gibi bir amaçla yola çıkmakta olan bir kişinin kullanacağı en sağlam kanal bu. S.M.Tura, Althusser'i sindirmişliğiyle kalkıştığı işi ne ölçüde başarıyor? Freud'dan Lacan'a Psikanaliz (Ayrıntı yay. 1989) Lacan'ın, Freud ve psikanaliz geleneği içersine yerleştirilerek anlatıldığı bir kitap. Ama kolay yutulur bir lokma değil Olması da imkânsız zaten. Yazarın besinini aldığı kaynaklarla tanışıklık bir önkoşul. Türkçe'nin günümüzdekı koşullarının, özellıkle terimier düzeyinde çıkardığı güçlüklerle mücadele, kitabın meslekten olmayan okur kitlesini yeterince kararhysa tedirgin etmez, sanırım. "Mücadele" "kararlılık" gibi sözlerin bir kitap tanıtımında ne yeri var? 'Zor' bir okumadan söz edince bu klişeler hemen dilimin ucuna geliyor. Zor, çünkü içersinde ezberlenip, tekrarlanacak replikler pek fazla yok. Zor, çünkü haciminin çağrıştırdığından çok daha fazla bir süreye mal oluyor. Zor, çünkü bu kitapla Lacan'ı ve psikanalizi öğrenmiyorsunuz. Bir öğrenme partısinin açılışı sadece S.M. Tura, bu noktaya kadar elimizden tutuyor. Sonrası, bize kalmış. G . öyle ki Kanada, ABD ve Güney Amerika'ya hizmet verecek olan o kritik yay içerisine yalnızca ylrml iletişim uydusu sığabilmektedir. Bugün artık bu durağan uydu yörüngesınin tıpkı petrol ya da su benzeri bir doğal kaynak gibi değerli olduğu kavranmış bulunuyor Ûrneğin Kanada, genış toprakları ve bundan kaynaklanan iletişim zorluklan nedenıyle, bu iletişim tunelinin birkaç millik bir bölümünün kendl mülkü olarak kabulünü talep etmektedir. ^ Uluslararası Telekomünıkasyon Uydu Konsorsiyumu (INTELSAT) üyesi devletlerın bu konuda bır anlaşmaya varabilmek ıçin p zorlu tartışmalar yapması, "gerekiyor... Ancak bu pazarlık sonucu boş uzayın hangi oranda klme ait olduğu belırlenebılecektır. Ve başka ülkeler de Tjükı nuda kendi çıkarları doğrultusunda baskı yapmaya baslamışlardır. 14