24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PSİ K O L O Jİ HAFTANIN GÜNDEMİ Kadınlar daha yürekli Yankı Yazgan ir süre önce gazetede bir haber. Manisa Akıl Hastalıkları Hastanesi'nde bir yıl içinde tedavi edilen hasta sayısının % 76'sı erkek, % 24'ü kadın. ilk bakışta, "Hmmm... demek ki erkeklerde ruhsal bozukluklar daha çok ortaya çıkıyor ya da erkekler ruhsal bozukluklar nedeni ile doktora daha sık başvuruyorlar" gibi bir sonuç çıkartılabilir. Ne ölçüde doğru? Herhalde pek çok değişkenin belirlenmesi gerekir. Hastaneye başvuranlardaki ruhsal bozukluk tipleri hangileridir? Başvuranların kaçta kaçı kendllerl başvurmuş, kaçta kaçı başvurmaya zorlanmış? Üniversite kliniklerinde, özel muayenehanelerde, devlet hastanelerinde bu oranlar nasıl? Her neyse, bunu epidemiyolojik araştırmacılara bırakıp sadede gelelim. Kadınlar ruhsal bozukluklar, sıkıntı ve zorlanmalar karşısında yardım için bir profesyonele başvurmaktan, erkeklere kıyasla hemen hiç çekinmiyorlar. Erkeklerin tam tersine, "ben kendimi şöyle kötü hissediyorum" ya da "hayatın şu alanında şu yaşantıda zorlanıyorum" ya da "tarif edemiyorum, ama yardıma ihtiyacım var" derken bunu müthiş bir açıkyüreklilikle yapıyorlar. Kendilerini tehdit edilmiş, sarsılmış hissetmiyorlar. Dünyanın çeşitli yörelerinden klinisyenlerin gözlemleri bu yönde. "Türkıye'de erkekler 20'li yaşlarının sonundan 50'li yaşlara kadar psikiyatriste kendl Isteklarlyle fazla başvurmazlar. Oysa kadınlarda böyle sınırlar pek söz konusu değil" diyor, deneyimli bir psikiyatrist. Kliniklerin ve ofislerin hasta kayıt defterlerine şöyle bir göz atmak da bu gözlemi destekleyici fikirler veriyor. igara içer misiniz?" Gelişmiş ülkelerde yeni bir işe girmek için başvuranlar, artık bu soruyu da yanıtlamak zorunda kalıyorlar. özellikle Amerika'da. Sağlık üzerindeki olumsuz etkileri bilimsel açıdan birçok kez kamtlamasına rağmen hâiâ sigara içmeyi sürdürenlere pek de "makbul vatandaş" gözüyle bakumıyor. Doğaldır ki sigara içme hakkını kimsenin elinden alamazsımz. Ancak içen ve içmeyenlerin "eşit haklarından" da söz etmek olanaksız. Bu noktada sigara kullanmayanların "içmeme hakkı" öncelikle gözetilmek zorundadır. Daha önce de değindiğimiz gibi örneğin şehirlerarası otobüslerde bırakınız sigara içmemeyi, sigara dumanından uyumak imkânsızdır. • •• Bu sayımızda, sigaranın içindeki zehirli maddelerin, henüz ana karnında bulunan bebek üzerindeki etkilerini inceleyen yazı, öncelikle sigara içen anne adayları için birinci dereceden alarm niteliğindedir. Sağlıklı, beyin fonksiyonlan tamamen yerinde, bütün organları "sıfır kilometrede" ve gelişmeye açık bir bebek dünyaya geürmenin, sigara içmeyi en azmdan ertelemek gibi bazı ön şartları da olmaktadır. • •• Gelecek cumartesi buluşmak umuduyla hoşçakalmi "S B fın ister istemez gelip takıldığı yer depresyon oluyor. istatistiksel araştırmaların verdiği rakamlar da bu "takılma"yı destekliyor; kadınların depresyona tutulma sıklığı erkeklerinkinin iki katı. Yine Amerikan rakamlarınagöre, toplumda herhangi bir anda kadınların % 4.5'ten % 9.3'e varan bir kesimi depresif. Peki, ama neden kadınlar daha kolayca depresif olabiliyorlar? Bu zedelenebilirlik, bir zayıflık işareti mi? Freud'a göre, süperegolarının daha az gelişmiş ve ego sınırlarının daha zayıf olması mı? Süperego ve ego gelişimi genellikle kişinin içinde yaşadığı kültüre göre tanımlanan bir gerçeklik ve bu gerçekliğin bireyden taleplerıne bağlıdır. Kadınların toplumsal olarak idealize edilen ve pekiştirilen edilginlikleri, kimlik ve benlik saygılarını başkalarının kendilerini görüşüne göre şekillendirmeleri, bağımlılık ve bağlanma eğilimlerinin erkeklere kıyasla daha güçlü oluşu, saldırganlık dürtülerinin güvenli biçimde çıkışlar bulamayıp kolayca kadının kendisine yönelmesi... Psikiyatrik açıklamaların büyük çoğunluğu bu varsayımlara dayanıyor. Bünyeye sindirilmiş bir umarsızlık ve dış gerçekliği değiştiremeyeceği düşüncesi, kadınların depresyona daha sık yakalanma nedenleri arasında sayılıyor. ÖJL. O K U R D A N Boğaziçi taşımacılığı için kampanya gerek Bir süre derginîzde Boğaziçi trafiğinde vapur tasımacılığını kasten baltalayıcı tutumlardan bahseaiyorsunuz. Hakikaten bugün Boğaziçi'ndeki iskelelere ve bunların buıunduğu o bölgelere vapurla artık gitmek imkânsız. Bir turistik sefer 'apmıslar günde 2 kere Sirkeci'den alkıp bazı iskelelere uğruyor, dönüyor. Bileti de gidip gelme ve epey pahalı. Halbuki deniz yolu ile taşımacılığın hem kolay ve hem de daha ucuz olması gerek. iskeleler bombos duruyor. Bu baltalamayı (petrolcüler) değil (oto sanayicileri) itnalat veya imalatçıları yapıyor sanırım. Çünkü vapurlar isletilse gene mazot, fueloil yakacak. On/arın ziyanı olmaz. Elinizde Bilim Teknik gibi bir dergi var. Boğaziçi, Adalar, Yalova taşımaalığımn deniz yolu ile yapılması hakkında, bu dergide TeKnik Üniversite Trafik Kürsüsü hocalannın, diğer üniversite ve il trafik komisyonu üyelerinin görüs ve bilimsel incelemelerini öğütlerini bu konuda oralarda oturan okuyucuların da isteklerini alıp birkaç hafta birkaç sütunda ve okuyucu mektupları vs. başhklan altında nesretseniz, bu konuda yönlendirifmis (deniz tasımacılığma doğru) bir kamuoyu yaratmanız pek mümkündür sanırım. Boğaziçi yolcu taşımncılığında da bu denizotobüsleri kullanılamaz mı? Sanırım ki elinizde böyle bir dergi varken ve siz de bu Boğaziçi yolcu tasımacılığma karış kasti engeli görmüş iken bu sabotajcılana BİZE mücadele etmek pek zor değil. Arz etmeye calıstığım gibi tarafsız hoca ve teknik adam ve idarecilerin bu konudaki olumlu görüşler/'nı de alarak ve nesrederek, okuyucu dilekleri ile pekistirip, mükemmel ve Boğaziçi iskelelerinın, önceki gibi (tabii ki o zamanki nüfus ve ihtiyaçlann bugüne göre ayarlanması ile artan) deniz yolu ile köprö ve biri diğerine bağlanması gibi okılcı ve faydalı bir trafik vasıtalarına kavusturabilirsiniz diye düsünüyorum. Orhan Timur ÖZENÇ ANKARA Erdemler ne zamandan beri zaaf oldu? 'Depresyona yatkın birey nasıl birisldir' sorusuna verilen cevaplar, kadınlara ait görülen kişilik ve gelişim özelliklerini sayıyor tek tek. Kadınların yumuşak, duygusal, işbirliğine yatkın, erkeklere kıyasla daha az bencil otuşlarının hep bir zayıflık belirtisi olarak görülmesi, isyan duyguları uyandırıcı. Zira tüm bunlar hem kadınlarda bulunması gerekli özellikler olarak onların toplumsal rollerini ezberleyişlerine sindiriliyor, hem de bu beklenen özellikler aşağılık bir şeymiş gibi küçümseniyor. Sağlıklı bir erişkin tanımında böyle şeylere yer verilmiyor. Sadece biyolojik yapılarının icabı olarak "öyle" olmadıkları anlaşılan kadınların kişilik ve davranışlarına bakarken ve değerlendirirken nasıl olmaları gerektiğini bildiren "geleneksel beklentiler"in dışına çıkmak, biraz zaman alacağa benziyor. Ama kadınların yüreklerinin daha geniş olması, terapistlerle onları daha sık karşı karşıya getiriyor. Teraplstin yapacağı, ona geleneksel rolünü yeniden belletmekten farklı olsa gerek. Var olan ve azımsanan potansiyeller, yumuşaklık, duygusallık, vericilik ve yardımseverlik vs. biraz havalandınlmayı bekliyor; belki de... U Kadınlar kaybetmeye mahkum mu? Bütün psikiyatri klasiklerinde yer alan depresyonu açıklamaya yönelik teorilerden başlıcası kayıpların depresyonu doğurduğu biçiminde özetlenebilir. Kayıp kavramının basit zayiat dışında akhnıza getirdiği her tür anlamı kullanabilirsiniz. Toplumsal yapı, kadınları kayıplara uğramaya daha yakın kılıyor. Eşinden boşanan ya da eşi ölen bir kadın bu durumun getirebileceği sonuçlardan bir erkeğe göre daha fazla etkilenebilir. örneğin ekonomik bir sıkıntıya düşmesi ya da çevreylejlişkilerinde kısıtlanmalarla karşılaşması "dul bir kadın" için ayrılığın ya da ölümün bizzat kendisinin getirdiği acılara ek kayıplar olacaktır. Bir önceki yazıdan da hatırlanabilir. Kadınlar ve ruhsal sıkıntılar, bozukluklardan söz ederken en çok üstünde durulan, la i Her konu heyecan yaratıyor Bilim ve Teknik o kadar gu'zel bir dergi ki sizi ne yönden köşeye nkıştırabilirim, hangi açığtnızı bulabilirim diye derin derin düşünmem hiçbir sonuç vermiyor. Çünkü kolayca anlasıldığı gibi yazdıklarımdan, bir bilim dergisinde olması gereken bütün özellikler Cumhuriyet Bilim Teknik'te var. Okuduğum her yeni bilimsel konu bende büyük bir heyecan yaratıyor. Acaba daha, çok daha aktif olarak BilimTeknik'e katılabilir miyim diye düsönmekten kendimi alamıyorum. Artık siz düsünün biraz da, bu sözün arkasında gizlenen o "anlam" ne?.. Bülent AYDIN ANKARA Cumhuriyvt Blllm Ttoknlk • Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketl adına Nadlr Nadl • Genel Yayın Mudürü: H M M C«mal • Muessese Mudurü: Ernln» Uşaklıgll • Yazı Işlerl Müdürü: Okay OöiMnsln • Yavın Yönetmenı: Orhan BurMlı. Grafik Yönefmen: T Û I M HaMtomlr Cilt kapağı2 hazırlandı Dergimizin 2752. sayılarını kapsayan 2. cildinin cilt kapakları hazırlandı. Cilt kapakları 2500 TL. karşılığında Cumhuriyet Gazetesi bürolarından, Cumhuriyet Kltap Kulübü temsilciliklerinden edinilebilir. Büro ve Kitap Kulübü'nün bulunmadığı kent ve yörelerde yaşayan okurlarımız, "Bilim Teknik Cilt Kapağı" koduyla, 2500 TL'yi 148 784 Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik, posta çeki numarasına gönderdikleri takdirde, cilt kapakları adreslerine postalanacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle