Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EN E R J I S A L I NC AK hedefler ise, global olarak ileriye ötelenmiş olacaktır. Kömür çağına geri dönüş Dünyayı endüstri çağına sokan kömür, zaman içınde tahtını petrole kaptırmış; ama hızlı koşan pelrol de galiba, tez yorulmuştur. Petrolün kömüre erişmesl, ellill yıllann başına doğrudur. Yetmişii yıllardan itibaren, petrolün önde götürdüğü bu yarışın geçmiş ve gelecektek! (muhtemel) bir seyri Şekil 2'de izlenebilir. Ekstrapolasyonların 1978'deki tahminler üzerine yapıldığı Şekil 2'de; yaşamakta olduğumuz yıllarda OPEC'ın çözülebileceği öngörülmemişolmalı! Yine de, kömürün istıkrarlı tırmanışı süregiderken, petrolün önce duraksayıp, sonra inişe goçişi beklenmolidir. O halde, 21. yüzyıla doğru, dünya enerji analistlerinln önemli bir işlevı, petrol ile yaşanmış ve yaşanmakta olan tabyaları, kömürün dünyasına izdüşürmek olacaktır. Dünya kömür piyasalarında, enerji üretirn sektöründe asıl kulıanılacak istim kömürünün üretimi giderek arttırılarak, 1978'deki toplam kömürün bir çeyreği olan payının, 2000 yılına doğru %70'i aşacağı beklenmektedir. Bu geçiş, zaten zengın rezervleri bulunan ABDyi; "Petrolün Suudi Arabistan'ı" durumuna getirebilecektir... Yalnız tabıı, "aslan ile fare1 nin farkı akıllarda olarak... Bilinen dünya kömür rezervlerinin neredeyse %28'i ABD; %17'si Sovyetler Bırliği, %15'i Çin Halk Cumhuriyetı, %7'si ingirtere; %30'u (kabaca aynı düzeydeki katkılarıyla) Federal Almanya, Hindistan, Avustralya, Güney Afrika, Polonya ve Kanada'da yatmaktadır. Bugün başı çeken Polonya ve Avustralya kömürü, artan dünya talebi karşısında liderliği ABD'ye kaptırabilecektir. OPEC'in yerine muhtemel bir aday "COPEC" olabilecekse, dünya rezervlerinin, nerdeyse yarısını barındıran süper güçler bu alanda başı çokeceklerdir. O halde, enerji fakiri ülkelerin elinde süperler arası denge politikalarından başka, "siyası lövye" kalmıyor olacaktır. Öte yandan, petrolün aksine, dünyanın başlıca kömür üreticileri, aynı zamanda başlıca tüketicileri olmaktadır. Dıkkate değer önemli bir huaus da; petrol krizinin akabinde kurulan, OECD'nin yan kuruluşu Uluslararası Enerji Ajansı'nın, 1979 ortalarında kömür konusunda "Hareket Prensipleri"nı (Prınclples for IEA Action on Coal") benimsemiş olmasıdtr. Bu çerçevede, artan kömür kullanım ve madenciliğini stabılize etme yönündekı adımlar aldatıcı olabilecektir... Petroldeki benzer çalkalanmadan sonra, tekel kabiliyeti olanların (ister alıcı, ister satıcı) tekel kurmayabıleceklerini düşünmek hele hele, askerı ve siyasi güçleri varsasaflık olacaktır. Gerçi kömürün "hamlesi"; madencilik, hazırlama, taşımacılık, işleme ve kullanma sahalarında ciddi bir iyileşmeye bağlı görünmektedir. Ama bugün fiyat yarışında edindiği avantajlarla, kömür, giderek söz konusu iyileşmeyi sağlayabilecek çizgıye gelmış sayılacaktır llk petrol şoku sonrası kurulan OPEC'in, yükseliş ve çöküş öyküsünden alınacak dersler, özellikle enerji fakiri ülkelerde muhtemel bir "COPEC'gırışımıne ızdüşürulse, uygun olacaktır. OPEC ve "COPEC arasındaki en temel fark ise, ılkinde üreticilerin tüketiciler karşısında askeri, siyasi ve endüstrıyel açıdan çok zayıf olmalarıdır. Dünya kömür rezervlerinin buyük bir kısmını ülkelerinde tutan ABD, Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti içinse, öyle bir duruma sıkışmak, en azından bugünden bakıldığında mümkün görünmemektedir. Kömürün hâkım olduğu bir dünyada öyleyse, uluslararası denge, genelde süperlere meyleden iki kutuplu bir denge olacaktır Okuyageldiğınız yazı, esas itibarlyle, 1721 Kasım 1986'da izmir de toplanan Türkiye 4. Enerji Kongresi'ne sunduğumuz bildiri met1 nidir. özellikle bu kongre sonrası; açıkladığımız düşüncelerin ülkemıze yansıtılmasıyla bir tartışma açmamız, mutlaka çok ilginç olurdu. Ne var ki, böyle bir uğraşın bildiri metnimizden çok daha hacimli bir çalışmayı işaret ettiği.. Buradaki sunuşumuza çizdiğimiz çerçevenin de, o nedenle, hayli dışına taşacağı herhalde teslim buyrulacaktır. Şurasını belirtmek yine de kaçınılmaz olmaktadır ki, enerji dünyamızda, tüm iyi niyetli ve olumlu katkılara karşın düşünce ve yargılar, çok kez hâlâ daha, hayli sınırlı sayıdaki "klişeler" cinsinden üretilmekte. Bunlarla ise, ne kadar "permütasyon" yapılırsa yapılsın; pırıltılı ulusal sentezlere galiba bir türlü çıkılamamaktadır. Düşünce "yapı elemanlarının" çeşit ve sayısını, gerçekçi bir yelpaze içinde çoğaltmak... Dünya konjonktürünü teknik, teknolojik, ekonomik, askeri ve siyasi tüm giderleriyle sürekli takip edip ıncelemek .. Sonuçta, özgün seçenekleri çalışmak.. Bu arada, özellikle, yerliyabancı herhangi bir "hipnoza" kapılmamak; öyle bir sentezin temel gerekleridir. Anılan toplantının da özde ortaya koyduğu, işte zaten bu nokta olmaktadır. ü TV programlarını seyirciler yapıyor apımcıların, halkın istediklerini vermeye çalışmalarına rağmen çoğu televizyon programı son derece berbattır. Bunun için Deadalus mükemmel bir TV sistemi kuruyor. Bu kablolu televizyon kanalında, izleyicilerin tepkileri anında stüdyoya yansıyacak. Çoğunluğun istekleri doğrultusunda programın akışı tamamen değışebilecek. Yapılacak bir deneme yayınında, izleyicilere "Adam kızı elde etmeli mi?" "Kötü adam mı kazansın?" türünden sorular yöneltilerek, izleyenlerin önlerindeki tuşlara basarak cevaplarmı göndermeleri sağlanacak. Sistemin çok daha önemli bir kullanılış alanı, televizyon programlannın gidişinin, gerçek/hayal oranının anında değiştirilebilmesi. Böylece şovlar, haberlerden dizilere, müzik programlarından belgesellere doğru, o ankı izleyici isteğine göre dolanıp duracak. DREADCO şovunun stüdyosu ger Y çek bir zamanla yarışla karşı karşıya bulunacak. Son derece gelişmiş bir kompütür yardımıyla, resim arşivinden yararlanılacak ve hızla değışebilecek sahneler o anki isteğe göre ayarlanabilecek. Burada program hazırlayıcıların biraz nefes almalarım sağlayacak olan olgu, çoğu programların karşılıklı konuşan insanlardan oluşması. İzleyicilerin sürekli olarak programın gidişini izlemeleri ve onaylamalan için, ner izleyici kendi cevabının demografik çoğunluğun neresinde olduğunu gösteren mesajlar alacak. Böylece oylama yapmak, kazananın kim olduğunu anlamak için oynanan bıtmeyen bir oyun haline dönüşecek. Bu şov, en fazla beğenilen ve izlenilen programlar arasına girerek reklamcıların da ilgisini çekecek. Bu arada reklamlar da anında oylandığı için, öne sürdükleri her şey her zamankinden daha az inandırıcı olacak.D Sonuç 20. yüzyılda dünya enerji sektörü; kömürün önde başladığı bir yarışta, petrolün bir ara öne geçıp, sonra da gerilemeye başlamasına sahne olmuştur. Fiyat çalkalanmaları hangi yönde olursa olsun, 21. yüzyılda kömürün tekrar başa geçmesi kuvvetle muhtemeldir. Enerji üreten ile tüketenler arasındaki ticari savaş, özellikle yüzyılımızda daima sıyasi, sık sık da askeri savaşlarla beslenmiştir. Arztalep çalkalanmalarıyla ilerl çıkan alternatif kaynaklardan nükleer, muzaffer günlerınden bozguna hızlıca geçmiştir. Çok daha farklı bir karakterde olmakla birlikte benzer akıbet genelde bir süre, yenilenebilir enerji kaynaklan için de çağrışmaktadır. Özellikle, yenı teknolojıler tabanında, bu kaynakların orta vadede çıkış yapması olasılığı, nedir ki göz ardı edilemeyecektır. 11