24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖKBİ LİM BİLİM KÜLTÜR İki uzay aracı Mars yolunda Uzay araçları Mars'ta iklim koşullarını inceleyecekler ve küçük bir kapsülü gezegenin üzerine indirecekler. apılan deneme kusursuz gerçekleşirse, Mars'ın uydusu olan 25 km. çapındaki Phobos'un sakinleri 19891 un ortalarında bir UFO'yu hemen hemen elle tutulur yakınlıkta görecekler. Uzay aracı, Mars'ın uydusunun 3080 metre üzerinden geçecek ve saniyede 5 metre sürat yaparak 20 dakika süreyle bu yıldızın ölçümlerini belirleyecek. Gönderilen UFO'nun sahibi Sovyetler Birliği. Planlamaya göre iki araçtan oluşan filo 1988 temmuzunda Mars'ın uyduları olan Phobos ve Deimos çjezegenlerine gidecekler. Bu sırada, kuçük bir kapsül Mars'ın üzerine indırılecek. Elektronik cihazlarla donatılmış olan bu kapsül Mars'ta yüzey araştırmaları yapacak. Bu arada, gezegenin çeşitlı yerlerinden toprak örnekleri alacak ve bunların doğrudan tahlilini yapacak. Ana uzay araçları da Mars'ta iklim ve hava değışımleri ile ılgili çalışmalarda bulunacaklar. Uzay araçları 120 gün süreyle Venüs'ten sonra Dünya'ya en yakın planetler etrafında dönecekler. Daha sonra bu iki araçtan biri Phobos'a Kokunun gizli dili Seks kokusunun kimyasal özellikleri araştırılıyor. Erkek kokusunun kadınların menopoz sürelerini düzenlediği anlaşıldı. Bu gizli gücün ortaya çıkarılması ile uygulamada çok ilginç yararlar sağlayacak yeni araştırmalar yapılıyor. VehbiBelgil Y yönelecek. Bilim adamları bu casuslardan güneş sisteminin oluşumu hakkında yeni veriler bekliyorlar. Ancak bu girişim daha büyük bir projenin de ön deneyi: İnsansız bir uzay aracını Mars'a indirmek. Mars'ın her iki uydusu da 1877 yılında ABD'li astronom Asaph Hall tarafından keşfedilmişti. U H Uzaydaki en büyük cısım merikalı gökbılimcılerin gözlediği iki parlak mavi kuşak, bugüne kadar evrende rastlanmış en büyük nesneleri oluşturuyor. Düzgün yaylar biçimindeki kuşaklar, 300.000 ışık yılı uzunluğunda ve Samanyolu'nu kolayca sarabilecek büyüklükte. Kuşakları, Vahe Petrosian ve Roger Lynds adlı iki gökbilimci, Tucson (Arizona) yakınlarındaki Kitt Peak Ulusal Gözlemevi'nde, Mayall teleskopuyla çalışırken gözlemiş bulunuyorlar. Lynds, "Kuşakların geometrik mükemmellik derecesinin inanılmaz" olduğunu belirtiyor. Çemberin 110°'lik bir parçası şeklindeki kuşaklar, yeryüzünden 5 milyar ışık yılı uzakta iki eliptik galaksiyi çevreliyor. Lynds, 10 yıl önce de benzer kuşaklar görmüş olabileceğine inanıyor. Ancak geçen yaz Kitt Peak'te en yeni elektronik ışık birleştırici gereçlerle çalışırken, yeterli veriyi elde ederek kuşakları tamamlamayı başarabilmiş. Gökbilimciler, kuşakların, genç yıldız sistemlerinden oluştuğunu sanıyorlar. Ancak başka olasılıklar da var. Lynds'e göre elektrik yüklü parçacıkların ürettiği senktron ışınları kuşakların oluşmasına neden olabilse de, gözün algılaya ayvanların konuşma araçlarından biri de koku çıkarmak. "Pheromone" deniyor çıkarılan kokuya. Özellikle karınca, an... gibi sosyal hayvanlarda büyük rol oynuyor koku ile konuşma. Karınca, antenlerindeki görünmez çukurlarla, başka karıncaların çıkardıkları kokuları duyuyor, kendi tutumunu ona göre belirliyor. Çıkarılan kokunun türüne, miktarına göre karınca kendi kümesine veya düşman kümeye bağlı karıncaları tanır. Uzakça bir yerde besin bulan karınca, yuvasından oraya kadar kokudan bir çizgi çizer; öbür karıncalar bu yolu izler. Dedığim gibi, çeşitli tür ve miktarlardaki kokular çeşitli anlamlara gelir. Kimi koku tehlike çanıdır. Kimisi savaşın başladığını bildirir ve tabii yardıma çağırır. Bazı kokular sekşe, bazıları ise yuva yapmaya çağrıdır. Özel kötü kokular düşmanı ya uzaklaştırmaya ya öldürmeye yarar. Kraliçe karıncanın çıkardığı koku işçi arıların gelişip kraliçe olmasını, yani rakip yetişmesini önler. Tabii, kümenin tehlike ile karşılaştığı zamanlarda durum tersine döner. O zaman birden çok kraliçeye gereksinme duyulabilir. Hayvanlar koklaşa koklaşa Bir atasözümüz, "Hayvanlar koklaşa koklaşa, ınsanlar konuşa konuşa" der. İletişimin önemini belirtir bu söz. Anlamı, "Hayvanlar birbirlerinin maksatlarını koklaşarak, insanlar konuşarak anlar" demektir. Acaba söz insanlar için bugün hâlâ doğru mu? Yüzde 99 doğru. Ancak son günlerdeki bir buluş, kokunun insanlar arasında da büyük önem taşıdığını gösterdi. Amerika'nın Philadelphia kentindeki Monell Kimyasal Duyular Merkezi (Monell Chemical Senses Center) bilginlerinden George Pretı ve VVinnifred Cutler, erkek vücudundan çıkan gizli bir kokunun kadınlarda menopozu düzenlediğini ortaya koymuştur. Araştırmacılar, erkeklerle bir arada çalışan kadınlarda, bunun sonucu sürelerin tam bir düzen içinde geçtiğini saptamışlardır. Nasıl? Şöyle: Menopoz süreci normal olarak 29,5 gündür. Bılgınler, sözünü ettiğimız erkek kokusu karıştırılmış alkolü, süreleri bundan 3 gün eksik veya fazla kadınların burun altlarına sürdüklerinde işin düzene girdiğini görmüşler. "Kokulu" alkol haftada birkaç kez olmak üzere üç ay sürülmüş. Alkol sürülmemiş kadınlar eskisi gibi kalmışlar. İş daha da derinleştirilince, yalnız erkeklerin değil, kadınların da seks düzenleyici koku yaydıkları görülmüş. Bu yolla, tıbbın o zamana kadar çözümleyemediği bir olay açıklığa kavuşmuş. Olay, yatakhanelerde bir arada yatan kadınlarda, sürenin doğa düzenine uygun biçimde görülmesi idl. Bunun denemesi de yapılmış. Bir kadının alkole karıştırılmış kokusu 10 kadının burnunun altına sürülmüş. Bunların hepsinin A bildiği dalga uzunluklarında yalnızca yıldızları görebildiğimiz için bu savın geçerliliği kuşkulu. Diğer bir yaklaşıma göreyse kuşaklar, çarpışan galaksılerın patlamalarının oluşturduğu şok dalgalarının yayılması sonucu ortaya çıkıyor. Ancak kuşakların oluşması için gerekli enerji 100 milyon süpernova (patlayanyıldız) eşit olduğundan bu olasılık da değerini yitiriyor. Bir başka yaklaşıma göre de, kuşaklar, bir galaksi tarafından aniden çekilmiş, diğer bir galaksinin yıldızlarının uzun kuyruklarının birleşmesinden oluşuyor. Bu varsayım da, kuşakların parlaklığını ve gücünü açıklayamadığından önemini yitiriyor. Her kuşak 100 milyon güneşin yayacağı nicelikte ışın yayıyor. Kuşaklar 100 milyondan fazla yaşlarıyla, astronomik standartlara göre genç sayılıyor. Gençlıklerı de, nasıl hâlâ simetrilerini koruduklarını açıklamaya yardımcı oluyor. Ancak ilerde, öbür galaksilerin etkileriyle ayrı ayrı yönlere çekılecek kuşaklar düğumlenıp dolanacak, daha sonra dağılıp yeni galaksiler oluşturacak. Lynds ve Petrosian, yeryüzünden 5 milyar ışık yılından daha uzaktaki galaksileri inceledikleri zaman, daha çok sayıda kuşak bulacaklarına inanıyorlar. surelerının, kokusu alınan kadınıri suresine göre kendiliğınden ayarlandığı anlaşılmış. Koku sürülmemiş 10 tanık kadında ise hiçbir değişiklik görülmemiş. Olası neden Bu esrarengiz olayın sırrını, bazı bilginler, doğanın "türü sürdürme" yasasında aramışlar. Bunlardan birinın izahı şu: "insanoglu yüzbinlerce yıl önce doğanın amansız güçleri karşısında daha korunmasızdı. Erkek kokusunun birden çok kadının sürelerini düzenlemesi, daha çok yumurta ve dolayısı ile daha çok çocuk sonucunu doğuruyordu. Türün sürmesi ise daha çok çocukla mümkündür." Doğanın bu gizli gücünün ortaya çıkarılması, uygulamada çok ilginç yararlar sağlayacak gibi görünüyor. ilk uygulama, zararlılarla savaşta denenmiş: Seks kokularını aradıgı böceğın kendisi sanarak koşan zararlılar toptan yok edilmiş. Şimdi bilginler, insan seks kokusunun kimyasal oluşturanları üzerinde çalışmalara başlamış. Bu yolla koku, sentetik olarak yapılacak ve süre düzenleyici ilaçlarda kullanılacak. Bunun sonucu olarak da, süre düzensızlığı yüzünden evlat sahibi olamayan çiftler için yeni bir umut doğacak. U
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle