Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tl P AIDS salgını küçümsenmemeli Ölüm oranı hâlâ % 100 tanmıştır Bu rakam tum orneklerın % 1 5'unu oluşturmaktadır Tum bu bılgı ler vırusun 2025 yıllık bır geçmışe sahıp olduğunu, ancak etkılerını 7O'lı ve 8O'lı yıllarda gostermeye başladığını açıkça ortaya koymaktadır AIDS vırusu saptandığı yıllarda vırusun gerçek kımlığını tanıyan uzmanlar, 1985 yılında AIDS vakalarının ABD'de 10000'e ulaşacağını bılımsel yontemlere dayanarak tahmın edıp soyledıklerınde, o zaman bu tahmıne "ınanılmaz" gozu ıle bakılmıştır Oysa 1985 yılında ABD : de kayıtlı AIDS vakası 15000'e yukselmış, bugun ıse bu sayı 40000'ı aşmıştır Bu hastaların % 8O'ı teşhısten sonrakı 2 yıl ıçerısınde yaşamını yıtırmıştır Ozetle soyleyebılırız kı, AIDS teşhısı konulan hastaların lyıleşme şansı yoktur Tarıhın değışık dönemlerinde ortaya çıkan ve ınsanlığı kasıp kavuran veba, kolera, tıfus çıçek, verem ve frengı gıbı hastalıkların hıçbırınde olum, AIDS vakalarında olduğu gıbı °/o 100 olmamış tır Bu durum karşı karşıya olduğumuz korkunç gerçeğın en çarpıcı ıfadesıdır AIDS belırtılerının ortaya çıkmasına neden olan hastalık etmenı vırus, sureklı değışken bır yapıya sahıptır Sadece bır hastada 14 değışık şeklı saptanmıştır Gunumuzde dunyanın değışık bolgelerındekı laboratuvarlarda 3000'ı aşan şeklı kulturle çoğaltılabılmıştır Bunların hıçbırı bırbırıne tam olarak benzememektedır Her değışık vırusun vucutta yerleştığı bolge ve etkı mekanızması farklıdır AIDSbelirtileriile eşcinselliğin özdeşleştirilmesi büyük hatadır, tarihin değişik dönemlerinde ortaya çıkan salgın hastalıkların hiçbirlnde ölüm, AIDS'te olduğu gibi % 100 olmadı. Prof. Dr. Sabahattın Oğun AIDS virusu, mılimetrenm onda bırı kadar buyuktur Vırusun dış zarı yağ moleküllerlnden oluşur ve ıçlerınde proteınler vardır Vlrusun ıçınde, vlruse aıt genetik bılgılen taşıyan RNA molekulleri bulunur (kırmızı) Çevreslndekl enzımler (san) vırusun çoğalmasını sağlar K ısaca AIDS (acquıred ım mune defıcıency syndrom) olarak tanınan hastalık belırtılerının tumu, kaynağını vucudun savunma sıstemının zayıflamasından alır Dolayısıyla AIDS kavramı bellı bır hastalığı tanım lamaz, çok değışık hastalık behrtılerıntn kumesını oluşturur llk kez 1981 yılında ABD'de Kalrfornıya ve New York'ta eşcınsel geçmışe sahıp ınsanlarda saptanan bu belırtıler ıle AIDS kavramı tum dunyada adından soz ettırmıştır Ancak ılk buyuk hata da aynı tarıhte yapılmış, hastalık belırtılerı ıle eşcınselhk ozdeşleştırılmıştır Bu tarıhten sonra boylesıne vakalar daha sıkça ortaya çıkmış, hatta bazılarında eşcınsel geçmış gorulmemıştır AIDS vakalarının hemofılı hastalarında, uyuşturucu alışkanlığı olan kesımde de saptanması olaya yenı boyutlar kazandırmıştı Bıraz geç de olsa AIDS'ın sadece eşcınsel bıreylerde gorulmedığı, bunun kan ıle doğrudan ılışkısı olan dığer ınsanlarda da ortaya çıkabıleceğı kamuoyuna açıklanmıştır Ancak ne var kı "ılk ıntıba son ıntıbadır" ozdeyışı burada da geçerlı olarak AIDS kavramı, ılk açıklamaların doğrultusunda kamuoyu belleğıne yanlış bır şekılde yerleşmıştır Hastalık belırtılennın saptanmasından kısa sure sonra bu belırtılere neden olan etmen gun ışığına çıkarılmıştır Etmen bır vırustur ve boyu çok kuçuktur Bu vıruse kısaca HIV (human ımmunodefıcıency vırus) adı verılmıştır Bır şekıl oluşturma açısından soylemek gerekırse, bır ınsanı ayakları Istanbul'da başı Orta Avrupa'da olacak şekılde bır buyutmeye tabı tuttuğumuzda, bu vırusun boyu ancak 1 cm'ye erışır Hastalık etmenı vırusun saptanmasından sonra, bu vırusun gerçekten o tarıhlerde mı gundeme çıktığı araştırılmıştır Gunumuzden gerıye doğru kayıtlı olan tum hastalık belırtılerı yenıden, ıncelenmış, tum dondurulmuş serum orneklerı analıze tabı tutulmuş ve vıruse aıt antıkor, Zaıre'de 1959 yılı kayıtlı bır kan örneğınde tespıt edılmıştır Aynı çalışmalarla, 1976 yılında 72°C'de dondurulmuş bır kan orneğınde saptanan vırus, 1986 yılında kultur ortamında yenıden çoğaltılabılmıştır Devam eden araştırmalar Fransa'da ılk AIDS vakasının 1972 yılında Parıs'te, 1976 yılında Almanya'da Köln'de görulduğunü ve Belçıka, Danımarka'da da AIDS vakalarının ortaya çıkışının aynı tarıhlere rastladığını ortaya koymuştur ABD'de 197172 yıllarına aıt 1129 dondurulmuş kan örneğının 17'sınde HIV sap Bu karmaşık yapı, bılım dunyasının daha uzun bır sure bu vıruslerle uğraşacağını gostermeye yeterlıdır Bu arada, Batı Afrıka ve Avrupa'da değışık soydan bır HIV 2 vırusu ortaya çıkartılmıştır Bu vırusun de sayısız değışık şekıllerı mevcuttur Ne yazık kı gunumuzde kullanılan en hassas yontemler dahı bu vıruse aıt değışık şekıllerı saptamada yetersız kalmaktadır Kısaca, bılım adamları tanımı çok lyı yapılmış sabıt bır duşmanla karşı karşıya değıldırler Sureklı şekıl değıştıren, her değışık şeklı ıle yenı yenı karmaşık ortamlar hazırlayan bu duşmana karşı etkın bır aşı ya da bır ılaç bulabılmek ıçın yenı bılgılerın uretılmesıne gerek vardır Virüs vücudun savunma hücrelerini seviyor AIDS vakaları, virusün vucutta yaptığı tahrıbatların en son bölumünü oluşturur Vırusun vucuda gırışı ıle bu tahrı batın ortaya çıkışı arasındakı donem oldukça uzundür Bugun bu sure bılımsel yontemlerle 10 yıl olarak tahmın edılmektedır 10 yıldan önce ve sonra ortaya çıkan AIDS vakaları da vardır Ekstrem bır ornek olarak bu sure 16 yıl ola rak saptanmıştır Kısaca, 1977 yılında vırusle tanışan bır ınsan 1987 yılında AIDS belırtılerı gosterır Gunumuzde ABD'de 40000 kayıtlı AIDS vakasına karşın 24 mılyon vırusle bulaşık ınsan vardır Almanya'da bu sayı 1200 kayıtlı AIDS vakasına karşın 100000 dolayın dadır Mart 1987 kayıtlarına gore Isvıçre'de 227 AIDS vakası 20000 vırusle bulaşık ınsan, Avusturya'da 72 AIDS vakası 5000 bulaşık ınsan, Fransa'da 1632 AIDS vakası 200000 bulaşık ınsan bulunmaktadır Tahmınlere gore gunumuzde 130 değışık ulkede 612 mılyon vırusle bulaşmış ınsan vardır Bu ınsanlara her gun bınlercesı daha eklenmektedır Genelde vırusle bulaşan ınsanda hıçbır belırtı görulmez Bu sure yıllarca boyle devam eder Örneğın 3 mılyon nufusu olan bır şehrın tumunun son 3 yılda vırusle bulaştığını duşunelım Bu şehıre dışarıdan gelen bır ınsan hıçbır anormallık hıssetmez Ama o şehrın nufusunun çok buyuk bır bolumu en çok 10 sene ıçerısınde AIDS belırtılerı ıle yaşamını yıtırecektır Bulaşıcı hastalığın ılerıkı yıllardakı yayılma hızını ve değışık boyutlarını ısabetlı bır şekılde tahmın edebılmek ıçın, hastalık etmenı vırusun gerçek kışılığını çok lyı tanımak gerekır Ne yazık kı gunumuzde vırusle bulaşan bır ınsanın gerçekten vırusle bulaşıp bulaşmadığını saptamak kolay kolay mumkun değıldır Çunku vırusle bulaşan bır ınsanın kanında antıkor oluşumu aylar hatta yıllar surebılır Bu nedenle toplumda vırusle bulaşık ınsan sayısını kesın olarak saptamak mumkün değıldır insan vucuduna gıren vırus oncelıkle vucudun savunma sıstemınde görevlı akyuvar hucrelerının genetik yapısına gırerek gızlenır AIDS belırtılerıne kadar vırusun neden olduğu bırçok ara hastalık da mevcuttur Bunlar çoğunlukla akcığer hastalıkları değışık kanser turlerı ıle kendılerını gosterırler Vırus bellı bır zaman sonra beyın hucrelerınde de etkısını gosterır Sonuçta hucrelerın tahrıbatı ıle felçler ortaya çıkabılır Yorgunluk, bıtkınlık, moral bozukluğu, kışılık değışımlerı ıntıharlara kadar uzanabılır Hatta beyın hucrelerının tahrıbatı ıle ortaya çıkan dıkkatsızlık çok değışık kazalara neden olarabıiır Tum bu ara donemde vırusun neden olduğu hastalıklarla olum sayısı kesın olarak bılınememektedır Kısaca AIDS en son ortaya çıkan oldurucu belırtılerdır Konuya bu açıdan da baktığımızda vırusun nedenlı tehlıkelı olduğu daha lyı anlaşılır Gunumuzde bu epıde mının gelecek yıllarda nasıl bır durum gostereceğını tahmın eden çok sağlıklı yontemler gelıştırılmıştır Kuşkusuz boyle yontemlerde sayısız faktorler bırlıkte rol oynar Hastalığın yayılma hızı toplum ların yaşayış> bıçımlerı, orf ve adetlerı ıle yakından ılışkılıdır Her toplumda AIDS vırusu ıçın bırıncıl (prımer) rısk grubu olarak adlandırıla"1 eşcınseller uyuştu rucu alışkanlığına sahıp gruplar ve hayat kadınlarının oluşturduğu bır kesım vardır Ayrıca değışık yaşama alışkanlığına sahıp bır gençlık grubu ıle orta yaşlı ve yaşlı grup mevcuttur Heteroseksuel yaşayan toplumun bu kesımı AIDS vırusu ıçın ıkıncıl (sekonder) rısk grubunu oluşturur Vırusun yayılma hızı prımer rısk grubu ıle sekonder rısk grubu ara sındakı ılışkıterın yoğunluğuna bağlıdır Gunumuzde bazı ulkelerde, kapalı topluluk olarak adlandırılan prımer rısk grubunda vırusun yayılma hızı doyum nok tasına ulaşmıştır Şımdı asıl tehlıke açık topluluk olarak adlandırılan heteroseksuel yaşayan sekonder rısk grubunda kendını gostermektedır Bu nedenle AIDS dunya ulkelerını tehdıt eder bır ozellık taşımaktadır Çok karmaşık yapısı gereğı kısa bır sure ıçerısınde etkın bır aşının bulunabılmesı ıhtımalı zayıftır Yuzde yuz etkılı bır aşının bulunduğunu ve dunyada yaşayan ınsanları bır gecede bu aşı ıle aşıladığımızı varsaysak bıle, hastalığı kokunden kaldırabılmemız soz konusu olamaz Çunku aşılamaya kadar olan surede vırusle bulaşan ınsanlar onumuzdekı 20 yıl daha tıp dunyasını AIDS'le meşgul edeceklerdır Ne gibi önlemler alınabilir? Hassas analız yontemlerı vırusun, kan, sperma, anne sutu, tukruk, ıdrar, gözyası, ter ve daha bırçok salgıda var olduğunu gostermıştır Bu nedenle değışık kan urunlerının alışverışınde, organ naklınde, tup bebek olayında vırusun bulaşma olasılığı vardır Âz gelışmış ulkelerde yaygın olan ılkel tıbbı yontemler ve derıde dövme, kulak delığı açma, akupunktur, pedıkur gıbı doğrudan kan ıle temas sağlayan her olayda da vırusun bulaşma olasılığı vardır Insanların ozel yaşantılarını teker teker kontrol etme olanağınız da olmadığına göre, vırusun yayılma hızını duşurmek ıçın ne yapabılırız9 Bu aşamada en etkın yol bıreylerın eğıtımı olarak gorulmektedır Polıtık nedenler, yaşayış bı çımlerı, orf ve adetler, toplumu oluşturan rısk gruplarının azlığı veya çokluğu dıkkate alınmadan, konu kuçumsenmeden, vırusun kanla geçen çok tehlıkelı bır hastalık etmenı olduğu esas alınarak, her ulke toplumunu bu konuda bı lınçlendırmelı, ınsanında sorumluluk duygularını uyandırmalıdır Gelecekte belkı de bu hastalık tum dunya ulkelerınde yaşayan ınsanlara yenı bır yaşam bıçımı kazandıracak, mevcut öri ve adetlerde onemlı değışımlerı zorlayacaktır Mutlaka bu salgının da bır sonu olacaktır, ama bu sonu şımdıden kestırmek oldukça guçtur ÖĞUN S ve UMAY, A 1987 Dehşetlnl HUİ Sürdürüyor AIDS TUBITAK Blllm Teknlk Dergl•i Şayı; 234 OÖUN, S va UMAY, A 1987 Kanaar v* AIDS Akraba mı? TUBİTAK Blllm Tcknlk Darglıl Sayı Sp*ktrum d*r VVluenachatt Agusto* 1987