02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 20 NİSAN 2021 SALI Merkez’in eriyen rezerviyle ilgili tartışmalar, iktidarın ilginç savunmalarıyla sürüyor O madde artık yok! Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ile Hazine Bakanı Elvan’ın, 128 milyar doların “arka kapı”dan satılmasına dayanak gösterdiği yasa maddesi 2018’de KHK ile kaldırıldı. Günlerdir kimlere, nasıl, hangi da gerçekleştirdi, taraflar birbirini bilkurla satıldığı tartışılan 128 mil miyor. Kasım ayından bu yana böyle yar dolarlık Merkez Bankası re bir dövizalım satım işlemi yapmadık. zervinin akıbetine ilişkin Merkez Ban Yöntem eleştirilebilir ama ‘yolsuzluk kası (TCMB) Başkanı Şa var’ denilemez. Bu işlemler dolayısıyhap Kavcıoğlu’ndan son la kimse yolsuzlukla suçlanamaz, yolra, dün Hazine ve Maliye suzluk söz konusu değildir.” MUSTAFA ÇAKIR Bakanı Lütfi Elvan da dikkat çekici açıklamalar yaparak tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Yasa ismi değişti Ancak TCMB Başkanı Kavcıoğlu ile Hazine ve Maliye Bakanı Elvan’ın Bir televizyon progra protokolün yasal dayanaklarından bimına katılan Hazine ve Maliye Bakanı risi olarak gösterdikleri 4059 sayıElvan, 2017’de HazineTCMB arasın lı Hazine Müsteşarlığı’nın Teşkilat ve da protokol yapıldığını, böylece döviz Görevleri Hakkında Yasa’nın 2. madalım satımına ilişkin yeni bir kanal desi artık yok. Öncelikle 2 Temmuz açıldığını hatırlatarak şu noktaya 2018 tarihli ve 703 sayılı kanun dikkati çekti: hükmünde kararnamenin (KHK) Kasım 2020’de bitti 16. maddesi ile bu yasanın adı “Fiyat İstikrarı ile Bazı Düzen“Bu protokol çerçevesinlemeler Hakkında Kanun” olade Hazine hesapları üzerinrak değiştirildi. Aynı KHK’nin den alımsatım gerçekleştiriaynı maddesi ile protokole daliyor, bu protokol yasalyanak olarak gösterilen 2. dır. TCMB muhabir maddesi de yürürlükbankası olan katen kaldırıldı. mu bankaları araAyrıca bu yasacılığıyla bu işlem Hazine Bakanı Elvan, TCMB’nin bilgi kirli nın ismi 2019 yıleri elektronik iş liğini ortadan kaldırmak için ilgili verilerin lında bir kez dalem platformunyayımlanmasını önerdi. ha değiştirildi. YeHazine Bakanı Elvan’ın verdiği bilgiye göre satılan rezerv API ve swap üzerinden bankalara kullandırıldı. ni adı, “Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun” oldu. 4059 sayılı yasaya mevzuattan girilip bakıldığında da yasanın isminin değiştirildiği, protokole dayanak olarak gösterilen 2. maddesinin de 2018 yılında KHK ile mülga olduğu belirtiliyor. 2017’de protokol imzalanılırken belirtilen madde vardı. Ancak KHK ile kaldırıldığı için Temmuz 2018’den itibaren yok. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın açıklamalarında bu detayın yer almaması dikkat çekti. Ayrıca iktidar 2018 yılında Hazine Müsteşarlığı’nı da Maliye Bakanlığı ile birleştirmiş, bakanlığın yeni ismi Hazine ve Maliye Bakanlığı olmuştu. l ANKARA ‘2018’den sonra satış sürdü mü?’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, dün konuyu “Bu protokolün yasal dayanağı olarak TCMB Başkanı, 2 Temmuz 2018’den sonra yürürlükten kalkmış bir kanun maddesine atıf yapıyor. Bu durumda Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu tarihten sonra kamu bankaları eliyle döviz satmaya devam etti mi? Ettiyse hangi yetkiyle etti?” şeklinde değerlendirirken, ekonomist Uğur Gürses Elvan’ın açıklamasını şöyle yorumladı: “TCMB’nin 32 yıllık döviz ‘dealing room’u, döviz alımsatım ve müdahale deneyimi varken, niye ‘Hazine hesapları’ ya da kamu bankaları üzerinden örtülü yapmıştır? Neden saklamıştır?” PİYASA DALGALANDI Borsa İstanbul yüzde 2.2 düştü Mali piyasalar yeni haftaya yatay bir seyirle başlarken, Borsa İstanbul’daki aşağı yönlü sert dalgalanma dikkat çekti. Dolar/TL, TCMB’nin yüzde 19’daki politika faizini sabit tutan ancak önümüzdeki dönemde faiz indirimlerine kapı aralayan kararı sonrası 8 liranın üzerindeki yatay seyretti ve 8.048.12 lira arasında dalgalandı. Küresel piyasalarda doların zayıf seyrine devam etmesi ve indirim beklentilerine rağmen yüzde 19’luk faiz TL’yi destekleyen ana unsur. Borsa İstanbul ise yatırımcıların halka arza odaklandığı haftanın ilk işlem gününde düşük işlem hacminin de etkisiyle negatif bir performans kaydetti. Endeks günü yüzde 2.2 düşüşle kapattı. Hazine’nin dün düzenlediği 2 yıllık sabit kuponlu tahvili yeniden ihracında ortalama bileşik faiz ise yüzde 17.98 oldu. l Ekonomi Servisi MERKEZ BANKASI VERİSİ ‘Yurtdışı varlıklar’ 249 milyar dolar Merkez Bankası’nın dün açıkladığı “Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) GelişmeleriŞubat 2021” raporuna göre Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, şubat ayı itibarıyla 2020 yıl sonuna kıyasla yüzde 3.4 oranında artışla 248.9 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 1.4 oranında azalışla 636 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP açığı, 2020 yılı sonunda 404.5 milyar dolar iken, 2021 Şubat sonunda 387.1 milyar dolar oldu. l Ekonomi Servisi Yurtdışına en çok işçi gönderilen 2. ülke Katar AKP iktidarı ile Katar yönetimi arasında son yıllarda her alana yayılan ve tartışma konusu olan ilişkiler, bu yıl yurtdışına gönderilen işçiler konusuna da yansıdı. İŞKUR’un mart ayıyla ilgili yayımladığı veriler, emekçilerin “gurbet”teki iş arayışlarında önemli sorunlar yaşandığını bir kez daha ortaya koyarken, Katar en çok işçi gönderilen ikinci ülke konumuna geldi. Yılın ilk 3 ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yurtdışına yüzde 34.3 azalışla 2 bin 678 işçi gönderilirken, Katar’a gönderilen işçi sayısı 17’den 418 kişiye çıktı. Geçen yılın tümünde ise Katar’a gönderilen işçi sayısı 2019’a kıyasla yüzde 94 azalarak 20 kişiye düşmüştü. İlk 3 ayda en çok işçi gönderilen ülke yüzde 14.9 ve 468 kişiyle Almanya oldu. Üçüncü sıradaki Irak’a ise yüzde 16.5 azalışla 227 işçi gönderildi. l Ekonomi Servisi DİSK: EMEKLININ BAYRAM IKRAMIYESI ASGARI ÜCRETE GÖRE 763 TL ERIDI En az 1800 TL olmalı Ramazan Bayramı yaklaşırken emeklilere üç yıldır verilmekte olan ikramiyeler de tartışılıyor. 2018 yılında bin TL olarak belirlenen, enflasyon ve asgari ücret artmasına rağmen üç yıldır aynı kalan ikramiyelerin yükseltilmesi isteniyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) emekli ikramiyelerindeki erimeye ilişkin bir araştırma yaptı. Türkiye’de 13.3 milyona yakın emekli ve hak sahibi olduğunu belirten DİSK, AKP hükümetinin 2018 yılında emekli maaşlarını artırmak yerine Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda biner TL tutarında bayram ikramiyesi verilmesine karar verdiğini hatırlattı. DİSK araştırmasında şu bilgilere yer verildi: n İkramiye belirlendiğinde asgari ücret 1603 TL idi. Bin TL’lik ikramiye asgari ücretin yüzde 62’si tutarındaydı. n 2018 yılında görülmeye başlayan ekonomik kriz ve 2020 yılında başlayan Covid19 salgını sebebiyle enflasyon tırmanır ve gelir kayıpları yaşanırken emekli ikramiyeleri yerinde saydı. n Genel enflasyondan daha yüksek seyreden gıda enflasyonunu ikramiye ile karşılaştırdığımızda gıda enflasyonunda Mart 2018’den Mart 2021’e yüzde 68 oranında artış oldu. n Bin TL’lik emekli bayram ikramiyesinin alım gücü üç yılda 596 TL’ye düştü. Oysaki emekli bayram ikramiyesi gıda enflasyonu kadar artırılmış olsaydı 2021 yılı için en az 1677 TL olması gerekirdi. n Böylece emeklilerin gıda enflasyonu karşısındaki kaybı bir yıl için toplamda 1354 TL oldu. n Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücrete göre 763 TL, ortalama enflasyona göre 556 TL eridi. Emekli bayram ikramiyesi asgari ücrete paralel artsaydı 1763 TL olmalıydı. n Yaklaşık her bayram için 1800 TL olması gereken bayram ikramiyesi üç yıldır bin TL olarak yerinde sayıyor. İki bayramda emeklilerin kaybı 1500 TL’li buluyor. HÜSEYİN AYDIN SONRASI Bankacılar ‘yeni başkanı’ seçiyor Hüseyin Aydın’ın Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nden ayrılması ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yönetim kurulu başkanlığı görevi de sona ererken, TBB Yönetim Kurulu yarın toplanarak yeni yönetim kurulu başkanını seçecek. Dünya gazetesinin internet sitesindeki habere göre TEB Genel Müdürü ve halen TBB Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan Ümit Leblebici’nin, yeni genel kurula kadar TBB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilmesi muhtemel görünüyor. Normal şartlara göre seçimli genel kurul 2022 Mayıs ayında yapılacak. l Ekonomi Servisi ‘Tarım politikası iflas etti’ Tarım Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) tarihinde ilk kez ayTarım ve Orman Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle soru önerçiçek yağı satmaya başladığıgesi veren Gürer; TARİŞ, Trakyanı açıklayan CHP Niğde Milletve birlik, Antbirlik gibi bitkisel yağ kili Ömer Fethi Gürer, “Rusya ve işleyen kooperatiflerin tesisleri Ukrayna’nın gümrük vergilerini varken, neden bu hale gelindiğini artırması sonucu, iktidar temmuz sorguladı. Marketlerde 40 TL’ye ayına kadar ham yağda gümrük satılırken birkaç ayda 80 TL’ye vergisi oranını sıfırlamıştı. Buçıkan 5 litrelik ayçiçeği yağının, na rağmen ayçiçeği TMO aracılığıyla yağının fiyatı bir yıl 60 TL’den satıldıiçinde 2 kat arttı. ğını ifade eden GüAKP iktidarının aldırer, Türkiye’deki ğı tedbirler yetersiz tüketim oranı yüzkaldı. TMO’nun ayde 85’i bulan ayçiçeği yağı satması çiçeği yağında fiAKP’nin tarım poliyatların bu şekilde tikasının iflas ettidengelenemeyeceğinin göstergesidir” ğini vurguladı. dedi. Ömer Fethi Gürer l Ekonomi Servisi Salgın bahanesiyle 1 Mayıs yasaklandı İstanbul’da pandemi nedeniyle kent genelindeki tüm eylem ve etkinliklerin, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı da kapsayacak şekilde 17 Mayıs’a kadar yasaklandığı duyuruldu. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, 15 Nisan’da toplanan İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin Cumhurbaşkanlığı kabinesinde alınan kararlar ve İçişleri Bakanlığı’nın 14 Nisan’da yayımladığı genelge doğrultusunda “kısmi kapanma” kararları aldığını aktarıldı. Açıklamada, “Bu kapsamda sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatifler gibi sendikaların da genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinliklerine 17 Mayıs 2021 tarihine kadar izin verilmemesine karar verilmiştir” denildi. Geçen günlerde Kocaeli, Aydın ve Denizli valilikleri de 1 Mayıs’ı kapsayacak şekilde kararlar almıştı. l Ekonomi Servisi Siyasi karar otoritesi çıldırmış olmalı.. Dünün en sıcak gelişmelerinden gündeme girmeye çalışan uzmanların ister virüse ilişkin gelişmeler, isterse siyasetin en sıcak gündemi Karadeniz üzerinden ülkemizi en çok ilgilendiren yaşamsal tartışmaların bütünlüğünden, söylediklerinin özetlerinden bulabildiğim en uygun sonucu başlığa taşıdım. Geçerlilik kazanan medyatik alışkanlıkta, tartışmaları düzenleyen programcılar, göreceli dengeli tartıştırma, sonuç görüşlerin ortaya çıkmasını sağlama adına karşıt görüşler vitrininde, en azından uzmanlık alanlarından isimleri taşımış olmada özenliler. Kaçınılmaz marka isimler, uzmanlardan birisi beyaz derken diğeri siyah demiş oluyorsa da madalyonun gösterilmek istenen yüzünden seçilmiş veriler bile kaçınılmaz pek çok gerçeğe de ayna tutmuş oluyor.. Dün sabahın Karadeniz krizinde gelinmiş son dakika gelişmelerinin tümü üzerinden tartışmalarında da karşılıklı örneklemelerle karşı tarafı yenme adına çıkışlarda işler sarpa sarmıştı ki.. Sağduyusu, bilgisi ile öne çıkan bir uzman, dayanamayıp kestirmeden sonuç değerlendirmesini yaparken: “Türkiye’nin, bir yandan Rusya, diğer yandan Ukrayna üzerinden kurduğu ilişkilerinin bütünlüğünde, Amerika, İngiltere’nin, AB’nin zorlamalarında Karadeniz’de kolay kolay altından çıkabileceği pozisyon olamaz” cümlesini kurdu. Dikkat ettim karşıt görüşlerden itiraz cümleleri gelemedi. En sıcak Yunanistan, Akdeniz, Kıbrıs, Mısır, Libya bağlantılı gelişmelere geçiş yapıldıktan sonrasında ise çelişkiler, çatışmacılıkların artışı ile bağlantılı söz, Yunanistan’ın damdan düşercesine Osmanlı’ya karşı bağımsızlık yıldönümünü görkemli törenler, NATO’dan silahlı güç destekçiliğinde şova dönüştürmesine gelince, mizah katma tadında bir çıkış yaşandı: “Ben olsam sıradan dışişleri temsili ile törene katılmakla yetinmem, en güçlü bir denizaltı ya da askeri donanımlı gemimle kutlamaya katılırdım” cümlesini kurdu. Karşı görüşten önce şaşkın, zayıf sesle “Ama zaten kurtuluş bayramları bize karşı” itirazı geldi. Gülümsemeler dikkatini çekmiş olmalı “Silahlı tehdit, ipleri koparmaz mı? Daha ağır sonuçları olur” sözleriyle devam etmeye çalışırken gülümsemeler derinleşince, ortada bir kara mizah şakası olduğunu kavrayıverdi.. HHH Kestirmeden hangi gündem üzerinden tartışma yapıyorsak yapalım, ister en sıcak siyasal gelişmeler, isterse virüs, teke tek başkaca gündemler üzerinden olanları olsun.. Kişisel görüşümü, “Uzun yıllara yayılacak gerçekçi çıkarlarımızı unutun, orta vadeli çıkarlarımız üzerinden bakmaya çalıştıklarımızı da atlayıverin, kısa dönemlere dönük birbirlerinden daha ağır bedelleriyle yüz yüze kalıyoruz..” cümlesi ile noktalayabilirim.. HHH Her gündeme dönük, dünya gelişmelerinden, dünya çapında yaşananlardan örnekler alarak kendi kendimizi çok kolay da aldatabilir, bir tık ileri, dünyada iyi bir yerlerde olduğumuz havalarına bile girebiliriz..“Gemisini kurtaran kaptan” özdeyişimizi, ellerimize kalkan kılıç almış havalarında benmerkezci egolarımızla şişirmiş olarak yükseklerden uçabiliriz.. Virüste, ölümler, hastalığa yakalananlar, bulaşıcılığın rengi üzerinde kıpkırmızı noktada olmamızı yoka sayıp “Ama bana bir şey olmaz” havalarına bile girebiliriz. Bile bile cinayet boyutlarında kötü yapılanlar ile yapılmayanlar üzerinden hesap sormayı suç bile sayabiliriz. Baksanıza cezaların kesildiği taraflara, bedel ödetilen sınıfların ağırlığına? Hâlâ yüzümüz kızarmadan, hiç değilse aşılamayı başardıklarımızın içinde çoğunlukta olan yaşalmışlar ile yakalanmada oransal en şanslı olan çocuklarımız için sokağa çıkma, açık havada nefes alma yasakları gündemde. Öte yandan sınıfsal baskı gücü olanlar adına, önlemsiz koşullarda çoğunluğu en yoksul en çaresizleri en ucuz ücretlerle çalıştırmadan ödün verilemiyor. Sonra da hiç yüzümüz kızarmadan, utanmadan lebaleb kalabalıkların sorumluluğundan sıyrılmış olarak, bilimsel doğrular olan maske, mesafe yanında en iyi çözüm olarak “evlerinizden çıkmayın” dayatmasında diretiyoruz. Hiç utanılmadan, bilim adına bile evlere gönderilen hastalar için ayrı tuvaletler, herkesler için çok pahalı asla ulaşılamayacak kaliteli beslenmeler.. çözümler dayatılıyor. Bulaşa karşı eve kapattığımız yaşlısı, en kötü koşullarda çalışıp eve geleni, çocukları ile nüfusumuzun çok ama çok yüksek oranlarda çoğunluğunun, çok kötü koşullarda biriki odaya sıkışmış kalabalığının metrekarelik mesafelerle yaşamalarını isteyebiliyor, onurlarını kırıyor, alay ediyoruz. İstanbul’daki en yüks ek oranlı nüfus, bulaş gerçeğinde bir evde yaşayan nüfusun yüzde kaç oranının, söz konusu koşullarda dairelerde yaşayabildikleri hakkında bir fikrimiz var mı? Utanmadan halkımızın yüzde 8090’larını, çaresiz düştükleri koşullarıyla apaçık tiye alıyoruz..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle