06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 16 NİSAN 2021 CUMA 65 yaş üstü isyanda: Bize kısıtlama hak ihlalidir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kabine toplantısının ardından 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için yeniden kısıtlamalar getirmesi tepkilere neden oldu. Yurttaşlar sosyal medyadan “Alzheimer ve demans olanların hastalığı ilerledi, ölenler oldu, her gün yürüyüş yapması gerekenlerin başka fiziksel rahatsızlıkları oluştu, yaş depresyonu başladı. Daha birçok olumsuzluk. Yapılan, insan hakkı ihlalidir” paylaşımı yaparak 65 yaş üstüne yönelik kısıtlamaların kaldırılması çağrısında bulundu. Türk Tabipleri Birliği’nden yapılan açıklamada, 65 yaş üstünün aşılanarak riskinin azaldığına dikkat çekilerek “Sağlık Bakanı’nın ‘ölümler içindeki oranı düşüyor’ dediği aktif çalışma yaşamında olmayan 65+ yaşa yönelik yasaklar, halk sağlığının değil ekonomik kaygıların önemsendiğinin göstergesidir. Bu grup aşılanmamış mıydı?” sorusu yöneltildi. ‘Ekmek de vermeyin’ Gazetemiz yazarları Emre Kongar ve Ataol Behramoğlu da tepkilerini sosyal medyada dile getirdiler. Kongar, “65+ vatandaşların hafta içi veya sonu ayrımı olmaksızın sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde özel araç veya toplu ulaşım araçlarıyla yapacakları şehirlerarası toplu ulaşım faaliyeti izne tabi olup seyahat izin kurullarından izin alınması. Fırıncılara da talimat yollayın da, 65 yaş ve üstü vatandaşlara ekmek de vermesinler” paylaşımında bulundu. Behramoğlu da “65 yaş üstüne bir kez daha kamu araçlarına binme yasağı akıldışılık ve hukuk tanımazlıktır. Emre Kongar Hoca’nın önerdiği gibi fırıncılara da bu yaş grubuna ekmek verme yasağı getirin ve bu iş kökünden çözülsün. Salgını böyle mi önleyeceksiniz? Yazıklar olsun!” paylaşımında bulunarak tepkisini dile getirdi. l Haber Merkezi İktidarın önlemleri gevşeterek başlattığı normalleşme sürecinin faturası ağır oldu 44 günde 6 bin 165 ölüm 1 Mart’tan, 14 Nisan’a kadar olan 44 günde toplam 6 bin 165 vatandaş koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. 1 Mart’ta 69 olan günlük vefat sayısı 14 Nisan’da yüzde 404 artışla 279’a ulaştı. ERDEM SEVGİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Türkiye’de mart ayında uygulanan normalleşme sürecinin faturasının ağır olduğunu belirterek “Pandemi karşısında ekonomik tedbirleri alacak gücü olmayan Saray yönetiminin tedbirleri zamanından önce gevşetmesinin faturası ağır oldu. ‘128 milyar doların 7’de 1’i ile hallolurdu’ İlgezdi, “Defalarca açıkladık. Bir an önce ekonomik ve sosyal koşulları sağlanmış, gelir güvenceli 28 günlük tam kapanma çağrısı yaptık. Kapanma için gereken kaynağı da hesaplayıp açıkladık. MB’nin kaybolan 128 milyar dolarının 7’de 1’i ile bu kapanmanın finansmanı sağlanabilecekti” dedi. İlgezdi, “1 Mart’tan 14 Nisan’a kadar olan 44 günde toplam 6 bin 165 vatandaş koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. 1 Mart’ta 69 günlük vefat sayısı 14 Nisan’da yüzde 404 artışla 279’a ulaştı. Yoğun bakımlarda boş yatak kalmadı. 1 Mart’ta yüzde 7.57 olan testpozitif vaka oranı 14 Nisan itibarıyla yüzde 20’ye çıktı” dedi. İlgezdi, iktidarın tedbirleri kademeli olarak gevşettiği ve “yerinden önlem” olarak adlandırılan döneme geçtiği 1 Mart’ta, günlük 645 hasta sayısının 14 Nisan’da yüzde 434 artarak 2 bin 802’ye ulaştığına işaret etti. l ANKARA ‘AŞIDA PATENT KALDIRILSIN’ EYLEMI Halkevleri üyeleri, koronavirüs aşılarından BioNTech’in üreticisi Pfizer şirketinin İstanbul Ortaköy’deki ofisi önünde, “Aşıda patent öldürüyor, kaldırılsın” pankartını açarak eylem yaptı. Açıklamada “Doha Deklarasyonu’na dayanarak jenerik aşı üretimine derhal başlanmalıdır. Covid19 aşısı insanlığın ortak malı olarak üretilip insanlığa ücretsiz olarak ulaştırılmalı. Bunun için boykot ve protestolar yürütülmelidir” denildi. Prof. Melih Aktan yaşamını yitirdi İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Twitter açıklamasında “İstanbul Tıp Fakültesi 1979 mezunlarından, üyemiz, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Aktan’ı geçirmiş olduğu Covid19 sonrası kaybettik. Değerli meslektaşımızın ailesi başta olmak üzere yakınlarının derin acısını paylaşıyor, tüm hekim camiasına başsağlığı diliyoruz” denildi. l Haber Merkezi Emniyet’ten ‘maske’, MEB’den ‘tablet’ uyarısı Emniyet Genel Müdürlüğü, dolandırıcılar tarafından cep telefonlarına “Hakkınızda Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. maddesi kapsamında 985 TL maske cezası uygulanmıştır” ifadeleri ile bağlantı linkinin yer aldığı mesaj gönderildiğini belirtip linke tıklanmaması uyarısında bulunuldu. Milli Eğitim Bakanlığı ise “MEB ve EBA ücretsiz tablet dağıtıyor. Başvuru için tıklayınız” şeklindeki linklere giriş yapmayınız” açıklaması yaptı. l ANKARA SAĞLIKÇILAR 81 İLDE EŞZAMANLI SOKAĞA ÇIKTI, İSTANBUL’DAKİ EYLEME POLİS MÜDAHALE ETTİ KURTULUŞ ARI KAFTANCIOĞLU’NDAN ÇAĞRI Çemberlitaş’ta yapılan açıklamaya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP Milletvekili Oya Ersoy, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve pek çok siyasi parti ile dernek temsilcisi destek verdi. CHP’li Kaftancıoğlu, İstanbul için kapanma çağrısında bulundu. ‘Ölümleri durdurun!’ Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) nin çağrısıyla salgında gerekli adımların atılması için 81 ilde sokağa çıkan sağlık örgütü temsilcileri iktidara “Her gün çaresizlik içerisinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz” diye seslendi. İstanbul Tabip Odası ve birçok sağlık meslek örgütü “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” diyerek İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yapmak için dün Çemberlitaş tramvay durağında bir araya geldi. Polis, sağlıkçıların tramvay durağından İl Sağlık Müdürlüğü önüne yürüyerek burada açıklama yapmasına izin vermedi. Bu sırada polisle sağlıkçılar arasında çıkan arbedede, sağlıkçılar fiziksel müdahaleye uğradı. ‘Çığlığımızla geldik’ Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlıkçılar ve yurttaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. “Bütün sorumlu sizsiniz. Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” yazılı pankart açan sağlıkçılar, “Salgını değil, algıyı yönetiyorlar”, “AKP sağlığa zararlıdır” ve “Bütün anlattıkları KOCA bir yalan” dövizleri taşıyarak “Yaşamak, IZIN, ISTIFA VE EMEKLILIK HAKKINA ENGEL SARP SAĞKAL Cumhuriyet’e konuşan Genel SağlıkSağlık Bakanı Fahrettin İş Başkanı Zekiye Bacaksız, izinlerin idaKoca’nın imzasıyrenin keyfine bırakılla 81 ile “esnek mesai ve idari izin” geBacaksız masına tepki göstererek “Sağlıkçıların nelgesi gönderildi. Buna göre, hayatını planlaması engelsağlık çalışanlarının izinleri, leniyor. Esnek çalışmaya en istifa ve emeklilik başvuruları çok bizim ihtiyacımız vardı. iptal edildi. Covid19 hastalığı Çünkü sağlık çalışanları 24 için risk grubunda olan kan saat, 16 saat kesintisiz çalıser hastaları ve organ nakli şıyor. Bu, sağlık ve bağışıkolan sağlık çalışanlarının izin lık sistemi için olmazsa oldurumları üst amirlerinin de maz bir ihtiyaç. Yeni persoğerlendirmesine bırakıldı. nel görevlendirmesiyle bu Süt izni kullanan persone sağlanabilirdi” dedi. lin idari izin kapsamında değil, süt izni hakkı kapsamın ‘Keyfiyet yetkisi’ da izinli olacağı belirtildi. Ka Kanser hastası ve organ muda diğer gruplara verilen nakli hastalarının izinleri10 yaş ve altı çocuğu olan nin idari amire bırakılmasını kadın çalışanların idari izin eleştiren Bacaksız, “Biz kenli sayılması ve esnek mesai di yandaşlarına ayrımcılık yaçalışma saatleri sağlık çalı pıldığını, kendilerinden olmaşanları için değiştirilmedi. yanların sınırsız bir şekilde çalıştırıldığını görüyoruz. Bu ‘el insaf’ dedirtiyor. Çok ciddi, ölümle sonuçlanabilecek bir keyfiyet yetkisi” ifadelerini kullandı. Kamuda 10 yaş altı çocuğu olan kadın personelin izinli sayılmasının kendi başına sorunlı bir uygulama olduğuna dikkat çeken Bacaksız, “Bir laik hukuk devletinde iktidar tutup da kadın memurlar demez” dedi. Çocuğu olan hiçbir sağlık personeline izin verilmediğini belirten Bacaksız, “10 yaş altında çocuğu olana Cumhurbaşkanı ya da Sağlık Bakanı mı bakacak? İzinlerimizi düzenli kullanmak, bağışıklık sistemimizi koruyacak düzenlemeler istiyoruz. Yoksulluk sınırının üzerinde maaş bekliyoruz. Sağlıkçıların ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir genelge bekliyoruz” dedi. l ANKARA yaşatmak istiyoruz” sloganları attı. Ortak açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç, “İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Tedbirler halkı oyalamak için. Toplumun ve sağlık çalışanlarının canını ve sağlığını riske atan vurdumduymazlığına tahammülümüz kalmadı. Siyasi ve ekonomik çıkarları değil, insanı önceleyin. Artık tükendik, söylenecek sözümüzü tükettik. Çığlığımızla buradayız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Oruç bozulur’ diye randevu alan kişi sayısı azaldı, sağlıkçılar tedirgin Aşı olmaktan kaçıyorlar Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, kentte koronavirüs aşısı için randevu alan kişi sayısının azaldığını açıkladı. Ramazan ayı öncesi aşılamada artış olduğunu ama son iki günde düşüş yaşandığını ifade eden Uçan, 15 NISAN PERŞEMBE 318 BIN 217 61 BIN 400 42 MILYON 828 BIN 122 35 BIN 31 % 3.3 2 BIN 845 297 54 BIN 894 4 MILYON 86 BIN 957 3 BIN 80 3 MILYON 535 BIN 40 “Her gün 3040 aşı randevusu vardı. Şimdi hiç yok. Çoğu, aşının orucu bozduğunu düşündüğü için aşı olmaya gelmiyor. Bu yanlış düşünce” dedi. İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da “65 yaş üzeri grupta yüzde 85 aşılama oranı ile neredeyse dünya rekoru kırarken 6064 yaş grubunda halen yüzde 60’a bile ulaşamadık. İstanbul’da aşı randevu kapasitemizin yüzde 2030’u dolu. İftar sonrası ve hafta sonu da dahil aşılar uygulanıyor. Lütfen vatandaşlarımız bir an önce randevularını alıp aşı olsun” çağrısı yaptı. Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta ise kentte 6064 yaş aralığının aşıdan kaçındığını söyledi. Usta, “Bu grupta yüzde 38’e varan aşı yapılmayan var. ‘Yarın yaptırırım’ dürtüsü olduğunu gözlemliyoruz” dedi. l Haber Merkezi KAZAN PATLADI: 8 YARALI Kocaeli’nin Körfez ilçesinde bulunan Anadolu Döküm Fabrikası’nda meydana gelen patlamada 2’si ağır 8 personel yaralandı. Patlama sebebiyle çatıya sıçrayan alevlerle çıkan yangın olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü. Yaralılardan 2’sinin durumunun ağır olduğu ve Mesut T’nin Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yanık ünitesine sevk edilerek tedavi altına alındığı öğrenildi. Polis, patlamayla ilgili inceleme başlattı. l İHA Hakaret Mersin Operası’nın bulunduğu bina aslında Mersin Halkevi’dir. Yapımına 1944 yılının şubat ayında kenti imar eden “Büyük” vali Tevfik Sırrı Gür zamanında başlandı. 29 Ekim 1946 günü açılışı yapıldı. Mimar Ertuğrul Menteşe tarafından inşa edilen yapı Cumhuriyet mimarisinin bir başyapıtıdır.. Halkevi binasının açılışından sonra etkinlikler başlamış, 1 Mart ve 4 Mart 1947 tarihlerinde Madama Butterfly operası temsil edilmiştir. 14 Mayıs 1950’de demokrasi fatihi (!) Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile “karşıdevrim” süreci başladı ve o süreç günümüzde de devam ediyor. Seçimden önce “devri sabık” yaratmayacağını ilan eden Demokrat Parti neredeyse bir “intikam alayı”na dönüştü, yıkıcı girişimlerine başladı. TBMM’de 8 Ağustos 1951 tarihinde kabul edilen ve 11 Ağustos 1951 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5830 sayılı kanun ile Türkiye genelindeki bütün halkevleri kapatılarak malları Hazine’ye devredildi. Opera için yapılan Türkiye’nin ilk hareketli sahnesinin önüne beyaz perde çekildi ve opera, sinemaya dönüştürüldü. 1991 yılında binanın restorasyonu yapıldı, kültür merkezi olarak yeniden hizmete açıldı. HHH Bu sinemada dönemin çok önemli filmlerini gördüm. Bunlardan biri de yönetmenliğini Ömer Lütfi Akad’ın yaptığı, başrollerini Ayhan Işık, Gülistan Güzey ve Muzaffer Tema’nın oynadığı Kanun Namına’dır (1951). Ayhan Işık otomobil tamircisi Nazım Usta, Gülistan Güzey zengin kızı, Muzaffer Tema kötü adam rolündedir. Ayhan Işık’ın sevgilisi Gülistan Güzey’e Muzaffer Tema da âşıktır. Bir cinayet işlenir... Filmin öyküsü budur. Şimdi kendi öykümü anlatacağım ve sözü “hakaret”e getireceğim. HHH Filmin bir yerinde iki rakip tanıştırılır. Muzaffer Tema: Müşerref oldum efendim, der. Ayhan Işık: O şeref bana ait, der. Bu cevap üzerine Muzaffer Tema düşmanı Tekdiş Özdemir’in içi rahatlar. Çünkü oğlan (Ayhan Işık) şerefini Muzaffer Tema’ya vermeyip kurtarmıştır. Oysa durum başkadır. Özdemir’in sorunu dildedir. “Müşerref oldum” diyen Muzaffer Tema günümüz Türkçesi ile “Sizinle tanışmaktan onur duydum” demektedir. Ayhan Işık’ın söylediği “O şeref bana ait”in anlamı “Ben de onur duydum”dur. Ayhan Işık’ın yanıtının “Şerefimi sana vermem” diye bir anlamı yoktur. Bir yazımda bir yanlış anlama yüzünden kavganın eşiğine gelen iki beden eğitimi öğretmenini anlatmıştım. Ali, Veli’ye “Yahu sen çok septik (kuşkucu) adamsın” demiş. Dil kullanımında sadece “fosseptik”i “bok çukuru” olarak bilen Veli, kendisine hakaret edildiğini sanarak Ali’ye horozlanmıştı. Hakemlik yaparak kavgayı önlemiştim. HHH Sözlüklere göre (birine karşı) “Onur kırma, onura dokunma. 2. Küçültücü söz veya davranış” hakaret oluyor. Bu tanıma göre “hakaret” çok görece bir eylem. Ceza yasalarında hakaretin tanımı ve cezası bellidir. Örneğin beceriksiz birine karşı “beceriksiz” sıfatını kullanmanın hakaret olmaması gerekir ama demokrasi ile yönetilmeyen ülkelerde bir yöneticiye “beceriksiz” demek, yargı tarafından hakaret kabul edilebilir. Türkiye’de şu anda böyle bir aşırı yorum dönemini yaşamaktayız. “128 milyar dolar nereye gitti” sorusunu sormak hakaret sayılabiliyor. Karşımızda tam anlamıyla bir “Ördek Mahmut durumu” var. Yani, “Yağmur yağacak” dediğiniz zaman Mahmut Bey’in “Vay bana sen ördek dedin!” alınganlığı. Tam anlamıyla psikolojik bir terör ortamı. Kişiye tapınç olgusu. Katlanılması zor, hastalıklı bir durum. Jestlerin, mimiklerin, konuşmaların, yazılı metinlerin anlamı alımlayıcının (récepteur) kimlik, kişilik ve varoluşuna, kültür durumuna göre değişebilir. Nâzım Usta “Müşerref oldum”u Tekdiş Özdemir gibi anlasaydı cinayet çıkardı. Geçmişte, bir Fransız soylusu (asili) bir başka soylunun suratına mendil fırlatsa bu, düelloya davet olurdu. Aynı soylu (olmaz ya) bir köylünün yüzüne mendil fırlatsaydı, köylü mendille burnunu silerdi. HHH 2. Abdülhamit günlerinde vatan, Cumhuriyet, inkılap, burun, murat, istikbal, hal, ah, birader, adalet, müsavat, parlamento, mebus, Meclisi Mebusan, meşrutiyet, idareyi meşruta, intihab, seçim, Kanunı Esasi, sosyalist, ihtilal gibi sözcüklerin yasak olduğu söylenir. Bu türden sözcükler ya Sansür Kurulu tarafından sansürlenir ya da otosansürün hışmına uğrardı. Şimdi durum çok daha kötü. “Günaydın” sözcüğü bile hakaret sayılabilir. Benim bu cümlem bile hakaret sayılabilir. CHP’li Tezcan’ı vuran sanığa 6 yıl hapis cezası CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ı 5 yıl önce tabancayla bacağından vurarak yaralayan tutuksuz sanık Alpaslan Sargın’a (42), 6 yıl 15 gün hapis ve 9 bin TL para cezası verildi. Hâkim, Sargın’a yardım ettikleri ileri sürülen sanıklardan İrfan Türkmen’e ‘Suçluyu kayırma’ suçundan önce 6 ay hapis cezası verdi, indirime gidip 5 aya düşürdü, ardından da 4 bin 500 TL paraya çevirdi, Fatih Yeşilyurt’u da ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan önce 6 ay hapis, ardından da indirime gidip, 3 ay 22 gün hapis cezasına çarptırdı. Tezcan’ın avukatı Celal Çelik, “Bize göre öldürmeye teşebbüs. Ancak mahkeme yaralama suçundan hüküm kurdu. Bu saldırı AK Partiliye yapılsaydı, çok farklı olacağının inancıyla karara itiraz edeceğiz” dedi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle