06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 NİSAN 2021 CUMA BAŞKAN ARDA’DAN EYLEM Çernobil’e karşı duracak Gaziemir Emrez Mahallesi’ndeki İzmir’in Çernobili olarak bilinen ve normal değerin 219 katı oranında radyasyon yayan radyoaktif atıklar 14 yıldır temizlenmiyor. Öncelikle alanın kamulaştırılıp, atıkların temizlenmesinin ardından nükleer temalı bir park yapılması için bakanlığa çağrı yapan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, sorunun çözümü için eylem başlatma kararı aldı. Arda, 30 Nisan’dan itibaren her cuma günü saat 11.00’de atıkların bulunduğu yerde 10 dakikalık “duran adam” eylemi yapacak. Başkan Arda, nükleer atık probleminden dolayı bölgede yaşayan insanların sağlığının tehdit altında olduğunu, buna rağmen hiçbir çözüm üretilmediğini söyledi. Arda, “Tesisin 70 dönümlük bahçesinde tonlarca nükleer atık tespit edilmişti. Ölçümlerde radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştı. Bölgede yaşayanlar başta olmak üzere tüm İzmir büyük bir risk altında” dedi. 12 yıldır cevap yok TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan ise konuyu bir kez daha Meclis gündemine taşıdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a bir soru önergesi veren Bakan, “Tehlikeli atıkların bulunduğu bu alan hem çevre hem canlıcansız yaşam hem de halk sağlığı açısından tehlike saçıyor. Bu alandaki toprağın için için yandığı, çıkan dumanının halk sağlığı açısından çok büyük tehlike yarattığı ifade ediliyor. Burası zehir ve ölüm saçıyor. Yetkilileri bir an önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Defalarca gündeme getirdik, sorduk ama hiçbir sonuç elde edemedik. Ne desek olmadı, olmuyor. 12 yıldır neden cevap yok!” ifadelerini kullandı. l İZMİR / Cumhuriyet Dünyanın sadece yüzde 3’ü bozulmadı Yapılan yeni bir araştırma yeryüzündeki toprakların yalnızca yüzde 3’ünün ekolojik olarak bozulmadan kaldığını ortaya koydu. Yeşil Gazete sitesinde yer alan The Guardian’ın makalesine göre insan faaliyetlerinden zarar görmeyen vahşi doğa parçaları çoğunlukla Amazon ve Kongo tropikal ormanları, Doğu Sibirya ve Kuzey Kanada orman ve tundraları ile Sahra’nın bazı bölümlerinde yer alıyor. Araştırmacılar az sayıda kalmış fil ve kurt gibi türlerin hasar görmüş bölgelere yeniden kazandırılmasının bir çözüm olabileceği görüşünde. Makalede bu sayede ekolojik olarak bozulmamış toprak oranının yüzde 20’ye çıkarılabileceği belirtiliyor. Daha önce yapılan araştırmalar büyük ölçüde uydu görüntülerine dayanarak vahşi yaşam alanlarını tanımlamıştı. Bu sebeple de dünya yüzeyinin yüzde 20 ile 40’ının insanlardan çok az etkilendiğini tahmin ediyorlardı. Yeni araştırmada ise ormanların, savanların ve tundranın uydu görüntülerinde iyi gözükebileceği ancak zeminde bir ekosistemi sürdürmek için gerekli olan türlerin sayısının çok az olduğu iddia ediliyor. Örnek olarak da fillerin ormanlarda tohumun dağıtılmasında kurtların ise geyik popülasyonlarının kontrol edilmesinde etkili olması veriliyor. Bu sebeple araştırmada uydu görüntüleri ile hayvanların orijinal aralıklardan kaybolduğu haritaları birleştiriyor. Kurbağalar için yol kapandı Estonya’nın başkenti Tallinn’deki işlek bir cadde, binlerce kurbağanın güvenli bir şekilde üreme yerlerine gidebilmesi için bu ay boyunca her akşam araç trafiğine kapatıldı. Bahar aylarında kurbağaların yolun karşı tarafında bulunan kışlık mekânlarından, yolun diğer tarafındaki göletlere güvenli bir şekilde taşınması işlemini üstlenen gönüllüler, geçmiş yıllarda toplam 97 bin kurbağayı kurtardıklarını söylüyorlar. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl bu tarz bir gönüllü faaliyetin yürütülmesi mümkün olmadığından çözüm olarak yol kapatıldı. EGE’DE ART ARDA İKİ DEPREM Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlı rem, 7 kilometre derinlikte gerçekleşti. Depremde can ve mal kaybı yağı (AFAD), Ege Denizi’nde İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında Richter öl şanmadı. Çarşamba günü ise Datça açıklarında 5.1 şiddetinde deprem çeğine göre 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu. Dep meydana gelmişti. l İZMİR/ Cumhuriyet eposta: [email protected] Akdeniz için sorumluluk zamanı Doğu Akdeniz bölgesindeki plastik kirliliğine dikkat çekmek için Plastiksiz Doğu Akdeniz Platformu adı altında bir araya gelen 15 kurum ve kuruluş ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride “Akdeniz’in eşsiz kıyılarının plastik çöplerden kurtarılması elzemdir” denilerek herkese plastik tüketimini azaltma ve atık yönetim altyapısını geliştirmek için sorumluluk alma çağrısı yapıldı. Doğu Akdeniz kıyılarında Samandağ’dan Anamur’a kadar uzanan sahil şeridinin, eşsiz güzellikleri barındıran önemli bir biyoçeşitlilik merkezi olduğu belirtilen bildiride “Bölgedeki yoğun tarımsal faaliyetler, sahillere vatandaşların bıraktığı atıklar, özellikle geri dönüşüm tesislerinden ve diğer endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan mikroplastikler ve atık yönetim altyapısındaki eksiklikler bu kirliliklerin ana kaynaklarındandır” ifadelerine yer verildi. Kuyucak köyündeki meralar üzerine altın arama projesi için başvuru yapıldı Tokat’a ‘altın’ hançer Vahşi madencilik vurgusu Bölge sakinlerinden Üzeyir Uludağ dilekçesinde, maden arama sırasında yol açma ve sondaj çalışmalarında orman alanlarının ciddi zararlar göreceğini vurgulayarak “Yeşilırmak Havzası ve Kelkit Vadisi ekosistemi yok olacaktır. Bölgenin tarım ve hayvancılık uğraşı dikkate alınarak üniversitelerden bilimsel görüş alınmalıdır. Maden araması yapılacak alan 1.derecede deprem bölgesidir. Sahip olduğu termal özelliğinden dolayı birçok hastalığın tedavi edildiği termal su, maden aramaları sırasında yapılacak patlatmalar ve siyanür havuzlarından kaçaklar sonucu kullanılmayacak hale gelecektir. Vahşi madencilik olarak adlandırdığımız siyanür ile ayrıştırarak altın üretimi, bölgemiz ve ülkemizdeki orman alanlarını, su kaynaklarını ve havasını olumsuz olarak etkileyecektir” ifadeleri kullanıldı. Bölgedeki meralar zarar görecek. Datça’ya dokunma Datça ilçesi Kargı Koyu’ndaki Hazine’ye ait 128 dönümlük arazinin Özelleştirme İdaresi’ne devredilerek turistik tesis yapılmasının önünün açıldığını öne süren yaklaşık 300 kişilik grup eylem yaptı. Datça Demokrasi Platformu’nca Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen eyleme 300’e yakın kişi katıldı. Katılımcılar, ‘Datça cennet kalsın’ yazılı pankart eşliğinde, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Kargı halkındır, satılmaz” diye slogan attı. Polisin geniş güvenlik önlemi altında gerçekleştirilen eyleme CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı. Datça Demokrasi Platformu Temsilcisi Melda Omay tarafından okunan basın açıklamasında, imar planı değişikliğinin iptali istendi. Açıklamada; eşsiz denizi ve doğal güzellikleri ile ünlü Kargı Koyu’nun, 2 bin yıllık Antik Karya Yolu’nun güzergâhında yer aldığı belirtilerek, “Betona kurban edilmesini istemiyoruz” denildi. Açıklamada ayrıca, “Mücadelemizi, bu karar, iptal edilene kadar sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde imza kampanyası, hukuksal girişimler, sosyal medya kampanyaları, sokak eylemleri ve etkinliklerle bu direnişi büyüteceğiz” ifadelerine yer verildi. l DHA ÇEVRE Tokat’ın Reşadiye Kuyucak köyü mera arazileri siyanürlü altın madenciliği tehdidi altında. Bölgede altın arama için ruhsat alındı ve projenin Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) süreci başladı. Çok sayıda bölge sakini projeye itiraz ederek projenin ÇED sürecinin sonlandırılmasını istedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuran TÜPRAG Metal Madencilik şirketi “yarma yöntemiyle maden arama projesi” tanıtım dosyasını sundu. Dosyada şirketin ilgili bakanlıklardan maden arama ruhsatı aldığı belirtilerek proje kapsamında 7 adet yarma (kanal) hattı açılacağı belirtildi. Dosyaya göre metrelerce uzunlukta yapılması planlanan hatlar için 2 metre derinliğinde de kazı yapılacak. ÇED alanı ise toplam 28,31 hektar. Yarma hatlarının hepsi mera arazisi üzerinde, bir kısmı ise orman arazisi. Yarma alanlarının 1. Derece arkeolojik sit Alanına yakınlığı ise 330 metre mesafede. ‘Zarar görecek’ Bölge sakinlerinden Üzeyir Uludağ, itiraz dilekçesinde tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetlerinin ciddi zarar göreceği belirtilerek “Faaliyet alanı olarak gösterilen Kuyucak köyü yerel halkının proje üzerine görüşlerine, hazırlanan proje tanıtım dosyası içeriğinde gereği gibi yer verilmemiştir. Yalnızca tarım ve hayvancılık ile geçinen Kuyucak halkının yaşama ve çalışma hayatı göz önüne alındığında söz konusu maden arama faaliyeti halkın hayat koşulunu derinden etkileyecektir” ifadelerini kullandı. ‘Mera alanları daralacak’ Maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin yapılacağı alanın mera arazisi olduğuna dikkat çekilen dilekçede şu sözlere yer verildi: “Reşadiye ilçesinin mera varlığı yaklaşık 253 bin dekar olup, Tokat’ın meralarının yüzde 20’ini kapsamakta. Meraların ekosistem faydalarının ortadan kalkması ile bölgenin çatı ekosistemine bağlı alt havzalarda katlanan ekonomik ve ekolojik zararlar oluşması kaçınılmaz görülmekte. Maden arama faaliyetleri hayvancılık, toprak koruma, su üretimi ve biyolojik çeşitlilik bakımından büyük önemi olan mera alanlarını daraltacaktır. Tokat Valiliği’nce başlatılan ve olumlu olarak değerlendirdiğimiz yüz bin koyun proje çalışması, meralarımız ve yaylalarımızda yapılmak istenen madencilik faaliyetleri ile çeliştiğinden karar verici kurumların, başlattıkları projeye sahip çıkması gerekliliği çok açıktır. Raporda gerçekleştirilmesi planlanan 7 adet yarma faaliyeti Kuyucak köyü sınırları içerisinde yer alacak. Bu bölgede tescilli Kuyucak Höyüğü, Tepedibi Höyüğü ile Kodaman Tepe Höyüğü mevcuttur.” AKP’Lİ VEKİLLERDEN, MECLİS İKLİM KOMİSYONUNDA SERT ELEŞTİRİLER: Madenlerde ciddi tahribat var SARP SAĞKAL TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu, AKP Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda, madencilik faaliyetleri gündeme geldi. AKP Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, Türkiye’de çevreci madencilik yapılması gerektiğini belirterek, “Özellikle kıymetli madenlerde ‘galeri yöntemi’ dediğimiz tabiatı tahrip etmeden tünellerle giriyorsunuz, cevheri alıp çıkarıyorsunuz. Enerji Bakanlığımızın bunlara dikkat etmesi lazım. Hakikaten bazı yerlerde gördük, maden arama sahalarında ciddi ağaç tahribatı var. Bir kere bunun kesinlikle önüne geçmemiz lazım” dedi. AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan da TEMA’nın verileri üzerinden eleştiriler getirdi. Ceylan, şunları söyledi: “Bazı illerdeki maden ruhsatlarıyla ilgili alan araştırması yapılmış. Mesela Afyon ilinin yüzde 52’sine ruhsat verilmiş. Genel olarak ihale ruhsatı verilmiş, arama ruhsatı verilmiş ama işletme ruhsatı henüz o seviyede değil, son derece düşük. Yine, Kaz Dağları ve civarında yani Çanakkale, Balıkesir, İzmir’e kadar olan o bölgede yüzde 79 maden ruhsatı verilmiş. Yine, aynı şekilde bunların içinde ihale ruhsatı, arama ruhsatı var, son safhaya gelmiş olan işletme ruhsatı düşük. Artvin’in yüzde 71’ine ruhsat verilmiş. Yani Türkiye geneline bakılırsa sanki Türkiye’nin çok büyük alanına maden ruhsatı verildiği görülüyor, bunun hangi anlayışla verildiğini bilemiyorum.” ‘Adım başı taş ocağı...’ Maden işletmeleri için izin verilmesi gerekliliğini de belirten Ceylan, “Ama değersiz madenlerimiz var, onlardan bir tanesi de taş ocakları. Adım başı taş ocağı... Mermer izinleri verilmesinin de tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Çok yakın sahalarda taş ocağı ruhsatının verilmesinin, birbirlerine yakın olan sahalara verilmesinin, o bölgedeki doğa tahribatına önemli oranda katkı sağladığını görüyoruz” dedi. ‘SALYA’ TEHDİDİ Kartal’da 3 gündür görülen deniz salyası çevre sakinlerinin endişelenmesine neden oldu. Sahili saran ve dibe çöktüğünde deniz canlıları için büyük tehlike oluşturan deniz salyası havadan da görüntülendi. Hakan Akbaş adlı yurttaş, “Kaynağını bilmiyorum ama çok pis duruyor. İlerlerde çok fena kanalizasyon kokusu geliyor ve nefes almakta güçlük çektim” dedi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle