06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM 11 16 NİSAN 2021 CUMA İş dünyası güçlü ekonomi için döngüsel ekonomi modeline geçilmesini istiyor ‘Yeşil Mutabakat’ şart Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı Ebru Dildar Edin, “İhracatımızın yarısını AB ülkelerine yapıyoruz. Bu nedenle Yeşil Mutabakat’a tam uyum sağlamamız zorunlu” dedi. Türkiye ihracatının yüzde 50’ye yakını Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapılıyor. AB ise sürdürülebilirliği öne alarak 2030 yılını sıfır karbon emisyonu hedefi belirledi. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı (SKD) Ebru Dildar Edin, “İhracat için AB’nin Yeşil Mutabakatı’nı imzalamamazı zorunlu” diyor. Bu konunun iş dünyası tarafından henüz tam olarak içselleştirilemediğini ancak büyük bir farkındalık geliştirildiğini söyleyen Edin, mevcut ekonomik sistemin sürdürülebilir olmasını gerekli kılan en büyük etkenin gün geçtikçe azalan hammadde kaynakları olduğunu dile getirdi. “Bu nedenle kaynak kullanımını öteleyen bir ekonomik model olan döngüsel ekonomi” önemli diyen Edin, şunları söyledi: “Beraberinde Avrupa ülkeleriyle iş yapabilmek için de bir mecburiyet halini alıyor. İhracatımızda AB ülkelerinin payının yüzde 50 olduğunu düşünürsek döngüsel ekonomiye uyumu ülke olarak bizim de acilen bu alanda çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekiyor. Ticaret Bakanlığımız, AB’nin Yeşil Mutabakat’ına uyum amacıyla ilgili bakanlıkların katılımı ile bir Çalışma Grubu kurulmasını sağladı. Böylece Döngüsel Ekonomi öncelikli ele alınacak konular arasına girmiş oldu” diye konuştu. SKD Türkiye olarak, 2021 yılı ana stratejilerinin, “Yeşil Dönüşüm” prensipleri doğrultusunda yeni işbirlikleri olduğunu da söyleyen Edin, “2016 yılından bu yana Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) işbirliği ile hayata geçirdiğimiz Türkiye Materials Marketplace projesi kapsamında, Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu (TDEP) adını verdiğimiz bir oluşuma imza attık. Platformun şu anda 24 farklı sektörden 160 üyesi bulunuyor. Platform, 110’dan fazla sektörel uzman ve danışmandan oluşan bir havuz aracılığıyla şirketlerin malzemeleri yeniden en iyi şekilde kullanabilmelerine ve israfı önlemelerine destek olmak için teknik destek ve uzmanlık da sağlıyor. Bugüne kadar toplamda 600 bin Avro’luk bir bütçeyle yaklaşık 30 şirket teknik destek için hibeden faydalandı” dedi. İş dünyasında emisyon sözü Dünya çapında gittikçe artan “Karbon ayak izini azaltma” girişimine Türkiye iş dünyasının da kayıtsız kalmıyor. Edin, SKD üyelerinden Turkcell’in 2050, Vodafone’un 2040, Abdi İbrahim’in 2030, Sabancı Holding ve Shell’in 2050 yılında karbon nötr olma hedeflerini açıkladıklarını dile getirdi. Yine SKD üyelerinden TSKB’nin Türkiye’nin ilk karbon nötr bankası olduğunu da hatırlatan Edin, “Garanti BBVA ise Bilime Dayalı Hedefler kapsamında hedef veren ilk Türk şirket olmuştu. 2020 sonunda, 2035 için verdiği karbon emisyonlarını yüzde 71 azaltma hedefinin çok daha ötesine geçerek karbon nötr banka oldu” diye konuştu. Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu (TDEP), 1 milyon 250 bin Avro değere karşılık gelen 10 bin tona yakın malzemenin geri kazanılması sağlandı. Nisan aynın başında sıfır atık projesinde yeni bir döneme geçildi, 10 milyar TL’ye yakın evsel atığın ekonomiye kazandırılması için çalışmalara başlanacak. Plastik kullanımını azaltma taahhüdü İş dünyasında plastik kullanımının azaltılması için de girişimlerde bulunduklarını belirten Edin, “2019’da Global Compact Türkiye ve TÜSİAD işbirliğinde plastik kirliliği ile mücadeleyi bir adım öteye taşımayı hedefleyerek, İş Dünyası Plastik Girişimi’ni (İPG) kurduk. Şirketleri imzacı olmaya ve 2021 yılı Mart sonuna kadar plastik taahhütlerini belirleyerek kamuoyu ile paylaşmaya davet ettik. Şu anda 50 imzacısı bulunan girişime taahhüt veren imzacılara yol gösterici olması amacıyla, Plastik Taahhütleri Rehberini hazırladık. 31 Mart 2021 itibarıyla 36 şirket, 2023’e kadar gerçekleştirmek üzere plastik azaltım taahhütlerini verdiler” dedi. İş LeasIng’den güneş desteği Son dönemde sayıları giderek artan öz tüketime yönelik pek çok çatı üstü Güneş Enerjisi Sistemi (GES) yatırımını finanse eden İş Leasing, kurumsal firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de enerji yatırımlarına desteklerini artırdığını duyurdu. Çatı üstü GES kurulumu sağlayan EPC firmaları ile birlikte geliştirdiği çözümler ile müşterilerine nakit akışlarında destekler veren İş Leasing, son olarak Niğde merkezli Hüseyin Durak Petrol Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ait üretim tesisinin çatılarına öz tüketim amacıyla kurulan Güneş Enerjisi Santralı yatırımını finanse etti. Hüseyin Durak Petrol firması yetkilileri, 780 kWp kurulu gücüne sahip santral ile elektrik tüketimini güneş panellerinden sağlayarak önemli bir maliyet avantajı sağlayacağını ve elektrik faturası ödemek yerine leasing taksitlerini ödeyerek kendi elektrik üretim santralına sahip olacağını belirtti. Konu ile ilgili olarak İş Leasing’den yapılan açıklamada, “Enerji maliyetlerini azaltan, doğa dostu çatı üstü güneş enerjisi santralı finansmanı alanındaki uzmanlık ve tecrübe ile bu alanda yatırım yapmayı planlayan sanayicilerimize destek verilmeye devam edilecek” ifadelerine yer verildi. Demirdöküm’de sürdürülebilir büyüme hedefi Son 5 yılda 200 milyon TL’lik yatırım gerçekleştiren DemirDöküm’ün sürdürülebilir büyümeye ve uzun vadeli hedeflere odaklandığını belirten DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, “ Merkezi doğalgaz sistemi ile ısınan apartman, site, plaza gibi mekânlar için kaskad cihazların önemi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Geçen yılki yatırımımız ile Türkiye’yi kaskad cihazlarda üretim üssü yaptık. Üretimini yaptığımız binlerce cihaz, Avrupa ülkeleri, Çin ve Rusya’nın da dahil olduğu geniş bir coğrafyada 29 ülkeye ihraç ediliyor” diye konuştu. Nestlé, iklim değişikliğiyle mücadele için önümüzdeki 5 yılda 3.2 milyar frank YATIRIM YAPACAK Geleceğimiz için çalışıyoruz İklim krizine karşı bir aksiyon planı hazırladıklarını belirten Nestlé Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, “Nestlé, 2030’a kadar faaliyetlerinin çevreye olan etkisini yarı yarıya azaltmayı, 2050’de “Net Sıfır” emisyona ulaşmayı taahhüt etti” dedi. Sungu, Nestlé’nin sürdürülebilir yaşam için attığı adımları, Türkiye’de yürüttüğü projeleri ve gelecek planlarını anlattı. n Dünyanın gündemindeki en önemli konulardan biri iklim krizi. Şirket olarak bu konuya yaklaşımınız nedir? Yatırımlarınız veya projeleriniz var mı? İklim değişikliği gezegenimizin ortak sorunu. Bu sorunla mücadelede kolektif bilincin önemine inanıyoruz. Her gün 1 milyardan fazla tüketiciye ulaşan bir marka olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Bu bilinçle, “Ortak Değer Yaratma” vizyonumuzla sürdürülebilir çalışmalara imza atıyoruz. Sürdürülebilirlik perspektifinde üzerine çalışılması gereken en kritik konunun “iklim değişikliği” olduğunu biliyoruz. Nestlé’nin, gıdanın geleceğinde büyük risk oluşturan iklim değişikliğiyle mücadele için bir aksiyon planı bulunuyor. Global plan kapsamında Nestlé; 2030’a kadar faaliyetlerinin çevreye olan etkisini yarı yarıya azaltmayı; 2050’de ise “Net Sıfır” emisyona ulaşmayı taahhüt etti. Bu kapsamda, önümüzdeki beş yıl içerisinde iklim değişikliğiyle mücadele için 3.2 milyar İsviçre Frangı ayıracak. n Nestlé global bir şirket. Sadece Türkiye’ye özgü ya da sadece Türkiye’de yürütülen uygulamalarınız, resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği ya da çalışmalarınız var mı? Nestlé Türkiye olarak çalışmalarımızın etki alanlarını ve güçlerini büyütmek için bakanlıklar, resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyoruz. Güçlerini işbirliklerinden alan üç büyük projemiz bulunuyor. Türkiye uygulaması özel oluşturulan “Sağlıklı Adımlar”ın global bir çatısı bulunmakla birlikte; diğer iki projemiz, “Fıstığımız Bol Olsun” ve “Artan Gıda Geleceğimizdir” sadece ülkemizde yürütülüyor. 2030’a kadar dünyada 50 milyon çocuğun daha sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olma hedefiyle hayata geçirilen Sağlıklı Adımlar; Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 2012’den bu yana yürütülüyor. Pandemi ile dijital platformlara taşıdığımız, dijital oyun ve çizgi filmle zenginleştirdiğimiz projemiz; çocukların beslenme, sağlık, fiziksel aktivite, hijyen ve çevre temizliği konularındaki bilinç düzeyini artırmayı amaçlıyor. Proje ile bugüne kadar 117 bin öğrenciye, 234 bin aileye ve 4 bin öğretmene ulaştık. Dijital dünyanın olanakları sayesinde, 81 ilimizdeki çocuklara ulaştırabildiğimiz projemizle her yıl 100 bin öğrenciye temas edebilmeyi hedefliyoruz. Kırsal kalkınma alanında, 2011’de, Nestlé DAMAK öncülüğünde, TEMA Vakfı iş birliğiyle Gaziantep’te başlattığımız Fıstığımız Bol Olsun projemiz bulunuyor. Antepfıstığı üreticilerinin, verimi ve kaliteyi yükselten doğru tarım uygulamalarına ilişkin farkındalığını artırmayı amaçlayan projemiz sayesinde tarımla uğraşan yaklaşık 210 bin kişinin refahına katkı sağlıyoruz. Proje kapsamındaki üreticilerin tarlalarında, komşu bahçelere kıyasla yüzde 149 üretim artışı yaşanıyor. Vizyoner teknoloji çözümleri üreten bir sosyal girişim olan Fazla Gıda’yla bütüncül atık yönetimi kapsamında çalışıyoruz. Bütünsel atık yönetimi dahilinde, artan gıda ürünlerimizin tamamını Fazla Gıda’nın uzmanlığıyla çevreye ve topluma geri kazandırıyoruz. Bugüne kadar 2 bin 605 ton gıdanın israf edilmesini ve bin 248 ton karbon emisyonunun açığa çıkmasını engelledik. İşbirliğinde olduğumuz kurumlar sayesinde yarattığımız değeri büyütüyoruz. Gelecekte de bu işbirliklerinin artarak süreceğine inanıyorum. n Sürdürülebilir yaşam konusunda çalışanlarınıza yönelik programlarınız var mı? Eğitimler, toplantılar düzenliyor musunuz? Her hedefte çalışanlarımızla birlikte yol alıyoruz. Sürdürülebilirlik, Nestlé Türkiye ailemizin özel ilgi gösterdiği alanların başında geliyor. Nestlé Cares çalışan gönüllülük kulübümüzle toplumu bilinçlendirmek ve değişimin parçası olmak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik Akademisi işbirliğinde konuya özel eğitimler alıyor, kurumsal yaklaşımı desteklemek adına bireysel farkındalığımızı yükseltiyoruz. Karbon ayak izimizi yüzde 18 azalttık n Sıfır atık ve geri dönüşüm konusunda ne gibi uygulamalarınız var? Ülkemizin “Sıfır Atık” hedefi doğrultusunda ortaya koyduğu yaklaşımı takdir ediyoruz. Aynı vizyonu paylaşarak yaptığımız geliştirmelerle, Bursa Karacabey ve Kestel’deki tesislerimiz için “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazandık. Sıfır atık bilincini kurum dışına da taşıyarak 2019 yılında, çeşitli bölgelerde çevre temizliği etkinliği düzenledik ve 17 ton atığın geri dönüştürülmesini sağladık. Yine bu kapsamda, az önce bahsettiğimiz, Fazla Gıda işbirliğimiz ile artan gıda ürünlerimizin etkili bir şekilde çevreye ve topluma kazandırılmasını sağlıyoruz. Net Sıfır taahhüdümüz kapsamında, süreç ve faaliyetlerimizde sürekli olarak iyileştirmeler yapıyoruz. 2018 yılında tedarik zinciri süreçlerimizde başlattığımız “Karbon Salımı Azaltımı Projesi” ile karbon ayak izimizi yüzde18 azaltarak, 130 bin ağacın bir yılda oksijene çevirebileceği miktarda karbon salımını engelledik. Ürünlerimizin, fabrika sonrası serüveni de bizim için hayati önem taşıyor. Bu kapsamda Nestlé 2025’e kadar ambalajlarının yüzde yüzünü geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir hale getirmeyi taahhüt etti. Türkiye’de halihazırda ambalajlarımızın minimum yüzde 77’si geri dönüştürülebilir plastik materyalden oluşuyor, yüzde 92’si ise geri dönüştürülmeye uygun şekilde tasarlanmış durumda. 2022 hedefimiz geri dönüştürülebilir plastik oranını yüzde 85’e, geri dönüştürülmeye uygun şekilde tasarlanmış plastik oranını ise yüzde 98’e çıkarmak. BU BİR İLANDIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle