27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 EYLÜL 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Erdoğan ve bakanlarının sözleri, 1994 yılında İBB’yi aldıktan sonraki yaptıklarıyla uyuşmuyor İstanbul’dan önce 1) Vakıflar konusu “Koltuğa oturur oturmaz, işe öğren cilere hizmet veren vakıf ve dernekle İstanbul’dan sonra re saldırmaktan başladılar.” Cumhurbaşkanı Erdoğan “Vakıflardan çıkan gençler sizin uykularınızı kaçırır.’’ AKP’li İBB 2. Başkan Vekili Ömer Faruk Kalaycı AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden açtığı tartışmalarda Cumhurbaşkanı ve bakanların sözlerini 1994 yılında İBB’yi aldıktan sonraki icraatları tek zip ediyor. 1994 Martı’nda belediye başkanı olunca kademeli olarak binlerce işçimiyase yi işten çıkarılmailknur sını, memurların ise mobbing uygalaması ile emekli ya da istifa etmelerine neden olan Recep Tayyip Erdoğan, vakıflar konusunda da aynı çelişkili tutumu aldı. 1995 yılında Darülaceze Vakfı belediye zabıtaları tarafından basıldı, eşyalarına el konuldu ve 68 yaşındaki vakıf başkanı zabıtalar tarafından zorla odasından çıkarıldı. Vakfın açtığı iki davayı da kazanmasına rağmen Erdoğan, 1994 Mart’ında belediye başkanı olan Erdoğan; binlerce işçiyi işten çıkardı, memurlara mobbing uyguladı, vakıf yöneticisini yaka paça makamından attırdı. mahkeme kararlarına uymadı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kayyım atanan belediyelerin eski başkanlarını ziyaret etmesini eleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Seçmen belediye başkanlarını benim çöpümü topla, suyumu akıt, başıma bir iş geldiğinde çözmeye çalış diye seçti. Eğer siz kendi işinizin dışında birtakım meselelere girerseniz biz de gereğini yaparız” derken başkanların belediyecilik dışındaki konulara girmemesini öneriyor. 1996 yılında TBMM’de TMY görüşülürken dönemin belediye başkanları Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek, Burhan Özfatu ra gazetelere ilanlar vererek “Ülkeye Milli Şef dönemi geri gelecektir” uyarısında bulunarak halkı milletvekillerini telefon ve faks yağmuruna tutmasını istediler. Atama yetkisini aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyelerin yetkileri konusunda da 1994 yılında başka 2019’da başka tavır sergiliyor. İstanbul Belediye Başkanı iken 1996’da yaptığı bir konuşmada “Ulus devlet bitti. Türkiye gibi bir ülkeyi Ankara’dan yönetmek artık mümkün değildir. Yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması, merkezi yönetimin toplum hayatının birçok alanından çekilmesi gerekir” diyen Erdoğan, İstanbul’u kaybedince önce belediye iştiraklerine atama yetkisini başkanlardan aldı, ardından da “Merkezi yönetimle uyum içerisinde olmayanlar kesinlikle oradan iflaslarını ilan ederler. Halkın oy verirken merkezi hükümetle uyum içerisinde olmayan belediyeler kazanırsa bizim halimiz ne olur diye düşünmesi lazım” dedi. Başkanlığı döneminde İstanbul’a göçü önlemek için vize uygulayacağını ve başıboş insanları kente sokmayacağını belirten Erdoğan, 516 bin Suriyeli mültecinin İstanbul’a yerleşmesine karşı çıkanları eleştirerek “Elimizde bir tas çorbamız varsa, o bir tas çorbayı mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz” dedi. ERDOĞAN, 29 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIYLA BİR ARAYA GELDİ İmamoğlu’nu hedef aldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, büyükşehir belediye başkanlarıyla toplantısında isim vermeden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı. Yenikapı’da sergilenen makam araçlarını ve belediyedeki işten çıkarmaları örnek gösteren Erdoğan, “Belediye başkanlarının görevi devri sabık peşinde koşmak değildir” dedi. Erdoğan, 26 büyükşehir belediye başkanı ve 3 kayyımla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldi. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, mazeret bildirerek toplantıya katılmazken; Erdoğan’a Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile birlikte kabine üyeleri, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyeleri de eşlik etti. Yenikapı’da sergilenen makam araçlarını ve belediyedeki işten çıkarmaları örnek gösteren Erdoğan, isim vermeden İmamoğlu’nu hedef aldı. Erdoğan, “Hepimizin bulunduğu yerler polemik siyaseti değil, eser siyaseti üretme makamlarıdır” dedi. “Çalışmadan, eser vermeden yapılan siyasetin şehirlere ve insanlara vakit kaybettirdiğini, Türkiye’nin enerjisini ve imkânlarını heba etmekten öte bir işe yaramayacağını” söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye başkanlarının görevi devri sabık peşinde koşmak değil, şehirlerine en güzel, en kalıcı, en verimli hizmetleri getirmek için çalışmaktır. Medyada her gün belediyelerle ilgili sendika değiştirme baskısından işten atmalara, tehditlere kadar pek çok vicdan yaralayıcı habere rastlıyoruz. Unutmayınız, kâğıt üzerinde bir toplam olarak önünüze gelen personel sayısındaki her rakam bir insana ve onun etrafında şekillenen daha geniş bir hayata tekabül ediyor. Belediye başkanlarının kurumlarını yönetme ta Kırık Sandalye diyAloğu Toplantının gerçekleştirildiği salonda İmamoğlu’nun oturduğu sandalyenin kırılması üzerine ilginç bir diyalog yaşandı. Sandalyenin kırılması üzerine Erdoğan’ın israf tartışmasına atıf yaparak “Bak bu yaptığın israf oldu. Oturduğun sandalyeyi kırdın” diye espri yaptı. İmamoğlu da buna karşılık olarak, “İkinci sandalyeye daha sağlam otururum efendim” diye konuştu. Belediye başkanları ortak komisyon kuracak İBB Başkanı İmamoğlu, toplantı sonrası “Verimli bir buluşma oldu” dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, “İletişim açısından çok değerli bir buluşmaydı. Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyoruz. Tümüyle sorunlar konuşuldu. Bizim bir komisyon önerimiz oldu. Kendileri kabul etti. Hem CHP’li hem AK Partili büyükşehir belediyelerin den ortak bir komisyon kurulması yönünde bir karar verildi. Bu komisyon, hem yeni yasal düzenlemeler sürecine katılacak hem de sürdürülebilir iletişim kanalı oluşması noktasında böyle bir misyonu olacak diye karşılıklı bir görüş belirtildi” dedi. İmamoğlu, gazetecilerin “Cumhurbaşkanı’nın işten çıkarmalarla ilgili eleştirileri oldu…” sorusuna, “Tabii ki her eleştiri değerli. İrdeleriz, bakarız ama toplantının çok iyi tarafı var, konuşulacak. Bu tarafı çok minimumda kalıyor” yanıtını verdi. İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı’nın birkaç kötü örnek üzerinden yüzlerce kişinin mağdur edilmesiyle ilgili sözleri var” hatırlatmasına, “Sorulmadığı için bilgi paylaşımı yapmadık. Kimi kastettiğini ben bilmiyorum” yanıtını verdi. sarrufu, emekleri ile ekmek paralarını kazanma peşindeki insanların hayatlarını diledikleri gibi altüst edebilecekleri anlamına gelmiyor. Kapının önüne konan, canları yanan, yuvaları başlarına yıkılan insanların ahı üzerinde ne siyaset ne hizmet bina edilebilir.” ‘Biz uğraşmadık’ Son aylarda bazı belediyelerde yaşanan olayları “üzüntüyle takip ettiklerini” söyleyen Erdoğan, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde de önceki dönemden kalma personel olduğunu, bulunduğu yeri “gayreti ile hak eden kimseye dokunmadığını, hiç kimseyi yerinden, ekmeğinden ve aşından etmediklerini” ileri sürdü. Erdoğan, şunları kaydetti: “Şayet derdimiz hizmet etmekse, eser orta ya koymaksa, şehrimize de deruni bir aşkla bağlıysak çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Biz de teker teker her meseleyi çözüm yoluna koyarken borçlarımızı da sabırla ödedik, ne personelle, ne araçlarla ne de başka bir şeyle uğraştık. Üstlendiğimiz diğer görevlerde de hamt olsun bu çizgiden sapmadık. Tüm belediye başkanlarımızdan da aynı hassasiyeti bekliyoruz.” Erdoğan, “terörle, terör örgütleri ile hukuksuzlukla arasına mesafe koymayı başarmış belediye başkanları ile birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu” belirti. Erdoğan, 11 yıllık Başbakanlık ve 5 yılı aşan Cumhurbaşkanlığı görevi süresince “hizmet söz konusu olduğunda hiçbir belediye başkanının partisine bakmadığını” ileri sürdü. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Mali sıkıntıyı’ kabul etti Erdoğan, belediye başkanlıklarının mali sıkıntı yaşadığını da kabul etti. “Neredeyse tüm belediyelerimiz mali sıkıntı yaşıyor. Belediyelerin bugün içinde bulunduğu durumun sistemden de uygulamadan da kaynaklanan sebepleri var” diyen Erdoğan, çözüm yollarının bulunması için AKP’nin ilgili bakanlıklarının hazırlıkları olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Kanun değişikliği gerektiren konuları Meclis’te, kararname gereken konuları Cumhurbaşkanlığı’nda, diğer idari düzenlemeleri ilgili kurumlarımızda çalışabiliriz. Önemli olan bu sürece tüm belediye başkanlarımızın ve partilerinin samimi destek vermesidir” dedi. CHP’li başkanlar, sorunları ve çözümleri hem sözlü hem de dosya halinde iletti Erdoğan’a sıkıntıları aktardılar NE YAPMIŞLARDI? 18 Eylül 1994’te Darülaceze Vakfı zabıtalar tarafından basıldı. Eşyalara el kondu. 68 yaşındaki Vakıf Başkanı Cahit Özden, zabıtalar tarafından yaka paça dışarı çıkarıldı. 1919’daki Darülaceze Vakfı Nizamnamesi’ne göre Belediye ile bir ilgisi bulunmayan vakfa el konuldu. Vakıf yönetiminin İdare 11 Ağustos 1995, “Mahkeme dur dedi” başlıklı haberin görseli Mahkemesi’ne açtığı iki davayı da İBB kaybetmesine rağmen mahkeme kararını uygulamadı. 2) BAŞKANLARIN SORUMLULUKLARI “Eğer siz kendi işinizin dışında, dönüp birtakım meselelere girerseniz elbetteki biz üzerimizdeki sorumlulukları yerine getiririz demektir. İstanbul, haziran ayında bir karar verdi. Benim çöpümü topla, suyumu akıt, başıma bir iş geldiğinde çözmeye çalış bir belediye bunun için seçilir. Türkiye’yi idare etmek büyük büyük laflar söylemek için de seçilmez. İşini iyi yapmak için seçilir. Belediyeler önemli işlerdir. Türkiye’yi yönetmeye hevesli olabilirsiniz. Bunu isteyebilirsiniz ama önce işinizi yapacaksınız.” Süleyman Soylu NE YAPMIŞLARDI? 26 Kasım 1996 günü İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Yozgat ve Kızılcahamam belediye başkanları gazetelere yarım sayfa ilan vererek TBMM’de görüşülen Terörle Mücadele Yasası’nın 8. maddesi aleyhine kampanya başlatmıştı. Erdoğan ve Gökçek’in de aralarında bulunduğu başkanların verdiği ilanlarda “Tasarının kanunlaşması halinde, ülkenin bölünmesine müsait bir ortam sağlanacağı, fikir ve ifade hürriyeti ile vicdan ve adalet hürriyetinin kısıtlanacağı, Milli Şef döneminin geri geleceği” belirtilerek halkı milletvekillerini faks ve telefonla uyarmaya davet etmişledi. 3) Çıkarılan işçiler “Belediyede kimseyi işten çıkarmayacaklarını söylediler çıkardılar. Bizim de yapacaklarımız var. Ekmeklerinden edilen işçilerimizin mücadelelerine hukuki, sosyal, her türlü desteği biz vereceğiz. Biz böyle bir davanın, böyle bir medeniyetin, temsilcisi olan Ak Parti’yiz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir mesajla insanların geleceğine ipotek konulamaz. İşçi kıyımı yapılamaz.” AKP İl Başkanı Bayram Şenocak NE YAPMIŞLARDI? 24 Haziran 1991, İSTON, İSFALT ve Recep Tayyip Erdoğan 1994 yerel İSBAK işçileri eylemde. seçimlerinde Belediye Başkanı olunca hazi ran ayında İSTON’dan 139, Suser’den 1200, Metro AŞ’den 45 iş çi çıkarıldı. İşçiler Be lediye binası önün de oturma eylemi yap tı. İşe iade konusun da dilekçe vermek is tediklerinde belediye ye sokulmadı. Sözen döneminde yapılan sı 6 Şubat 1996, eski İSKİ yöneticilerine sürgün kampı. navda memuriyete hak kazananları görevlerine atama dı. Yeni memur sınavı açarken, bu sı navın ilanı bir tek Milli Gazeteye ver di. İSKİ’de Sözen döneminde görev yapan üç genel müdür yardımcısı, 8 daire başkanı ve müdürlerden oluşan 47 bürokratı Sarıgazi’de bir telefon ve dört masanın bulunduğu prefab rik bir şantiye binasına sürdü. Ser vis de tahsis edilmeyen bu üst düzey bürokratlara verdikleri cep ajandala rına hergün ne iş yaptıklarını yazma ları istendi. Arazinin ortasında hiçbir iş yapamayan bürokratlar ajandala rı boş verince sicilleri bozuldu ve bir çoğu ya emekliliğini istedi ya da isti 27 Mayıs 1995, Suser işçileri belediye fa etmek zorunda kaldı. önünde eylemde 4) Belediyelerin yetkileri Ticaret Bakanlığı’nın mayıs ayında yayımladığı genelge ile artık belediye iştiraklerine yönetici atama yetkisi belediye başkanlarından alınarak belediye meclisine verildi. “Merkezi yönetimle uyum içerisinde olmayanlar kesinlikle oradan iflaslarını ilan ederler. Halkın oy verirken merkezi hükümetle uyum içerisinde olmayan belediyeler kazanırsa bizim halimiz ne olur diye düşünmesi lazım.” Cumhurbaşkanı Erdoğan NE YAPMIŞLARDI? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında Recep Tayyip Erdoğan 18 Mayıs 1994 günü Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi’nin toplantısında “Ulus devletler için deniz bitti. Türkiye gibi bir ülkeyi Ankara’dan yönetmek artık mümkün değildir. Yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması, merkezi yönetimin toplum hayatının birçok alanından çekilmesi gerekir.” MAHMUT LICALI CHP’li büyükşehir belediye başkanları; Saray’a gitmeden önce CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. CHP’li 10 büyükşehir belediye başkanı Genel Merkez’de CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile yaklaşık 1.5 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. CHP’li büyükşehir belediye başkanları yaşadıkları ortak sorunları maddeler halinde belirledi. Toplantıda yalnızca belediyecilik ve buna bağlı olarak yaşanan mali sıkıntılar ve teknik konularla ilgili sıkıntıların dile getirilmesi benimsendi. Erdoğan ile hiçbir şekilde siyasi konulara girilmemesi kararlaştırıldı. Toplan tıda ortak sorunlar olarak şunlar belirtildi: 4 Büyükşehir Belediye Yasası’ndan kaynaklı sıkıntılar çözülmeli. 4 Bakanlıklar ve genel müdürlüklerin CHP’li belediyelere yaklaşımı sorunların çözümüne yönelik değil. 4 Alacak ve vereceklerin mahsuplaştırılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmalı. 4 CHP’li belediyelerin projelerine ilişkin finansman desteğinde ayrım yapılmamalı. Saray’daki toplantının ardından açıklama yapan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP’li başkanlar adına sözcülüğü İmamoğlu’nun yaptığını kaydetti. Büyükerşen, İmamoğlu’nun özetle ana konulara değindiğini, daha sonra CHP’li başkanların söz alarak hangi engellerle karşılaştıklarını anlattıklarını dile getirdi. CHP’li başkanların sorunları içeren dosyaları hem Erdoğan’a hem de bakanlara ilettiğini kaydeden Büyükerşen, şunları dile getirdi: “Cumhurbaşkanı bizzat not aldı. Toplantının sonunda, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun değişmesi konusunda, yeni bir sistem nasıl olmalı konusunda ilgili bakan ve bürokratlarla çalışmaların sürdürülmesini, TBMM’ye yasa teklifi şeklinde intikal ettirildiğinde, bunu görüşecek komisyonların çalışmalarında da belediyeleri temsilen bazı belediye başkanlarından oluşan bir komisyonun görüşlerinin alınması gerektiği ne işaret etti.” CHP’li belediyeler adına kendisinin yanı sıra İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın da komisyonda yer alacağını dile getiren Büyükerşen, iktidar partisinden de temsilcilerinin de komisyonda yer alacağını ifade etti. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da, “Bugünün en önemli teması seçimden beri gerilen, gerginliği devam eden Türkiye’nin Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bugünden sonra yumuşuyacağını beyan etti” görüşünü dile getirdi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de, “Bu bir başlangıç. Bundan sonra devamı gelebilirse bu toplantılar faydalı olabilir” diye konuştu. 5) İSTANBUL’A GÖÇ 31 Mart 1995 günü Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü’nün düzenlediği “Yerinden Yönetiminin Güçlendirilmesi ve Yaygınlaştırılması” konulu toplantıda konuşan dönemin İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İstanbul’a başıboş kimseyi sokmam. Ancak İstanbul’a almaya değil, vermeye gelenler girebilir” demişti. CUMHURBAŞKANI OLUNCA NE DEDİ? Belediye Başkanı iken “İstanbul’a başıboş kimseyi sokmam, almaya değil vermeye gelenler girebilir” diyen Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca İstanbul’a 546 bin mültecinin gelmesini eleştirenlere şöyle seslenmişti: “Elimizde bir tas çorbamız varsa, o bir tas çorbayı mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz. Kardeşlerimizin içerisinde inanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyenler var. İçişleri Bakanlığımız oluşturduğu bir ofisle Suriyeli kardeşlerimize bu yardımı, bu desteği yaparak, onlara vatandaşlık imkânını vereceğiz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle