19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 12 EYLÜL 2019 PERŞEMBE HABER/YORUM Pazarlıklı ön hazırlık Suriye’de askeri kuvvet bulunduran ülkelerin ve onların denetimindeki pek çok örgütün elbette farklı farklı hedefleri ve o hedeflere ulaşmak üzere belirledikleri stratejileri, çizgileri var... Fakat son tahlilde, aslında Suriye’de iki cephe var: Birincisi Atlantik kuvvetlerinin, ikincisi de bölge kuvvetlerinin cephesi... Her iki kuvvetin de hedefleri ve stratejileri farklıdır. İnceleyelim: Suriye’nin bütünlüğü Atlantik kuvvetleri Suriye’nin parçalanmasını hedefliyor. ABD, parçalanmış Suriye ile birincisi bölgeye dair temel hedefi olan “Büyük Kürdistan”ın bir ayağını daha inşa etmeyi, ikincisi İsrail üzerindeki Suriye ve İran/Hizbullah basıncını düşürmeyi, üçüncüsü İran ile Suriye bağını koparmayı ve İran’ı yalnızlaştırmayı, dördüncüsü enerji koridorunu tam denetleyerek Çin ve Rusya’yı sıkıştırmayı hedefliyor. Bölge kuvvetleri ise Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasal birliğini sağlayarak, ABD’nin bu hedeflerinin gerçekleşmesini önlemeye çalışıyor. ABD, Suriye’nin kuzeyinde, tıpkı Irak’ta olduğu gibi ileride kopmayı hedefleyen özerk bir Kürt bölgesi inşa etmeye çalışıyor. ABD bu amaçla “kara ordum” dediği YPG’yi askeri olarak eğitiyor, donatıyor... Bölge kuvvetleri ise Suriye’nin üniterliğini savunuyor. Suriye’de etnisiteye ya da mezheplere dayalı bir federasyonun, ülkeyi hızla parçalayacağını görüyor. Ancak özellikle Rusya, Kürtleri tamamen ABD denetimine kaptırmamak için, kültürel düzeyde bir özerkliği kategorik olarak reddetmiyor. Türkiye hangi cephede? Çok kısaca özetlediğimiz bu tablo göstermektedir ki, Suriye’de esas olarak birbirine karşı konumlanmış iki cephe vardır. Peki, Türkiye hangi cephede? Türkiye en başta Esad rejimini yıkmayı ve Suriye’de bir İhvan rejimi kurmayı hedefledi. Bunun olmayacağı anlaşılınca, kurduğu ÖSO’ya dayanarak Suriye’den nüfuz bölgeleri elde etmeye koyuldu. Bu hedefi gerçekleştirmek için de ABD’ye dayanarak Rusya’dan, Rusya’ya dayanarak ABD’den taviz koparma taktiği uygulamaya başladı. Özetle Ankara, Fırat’ın batısında Rusya’yla, doğusunda ABD’yle hareket ederek nüfuz bölgeleri ele geçirmeye çalışıyor. İki cephede birden yer alınmaz Fakat mesele şudur: Yukarıda da belirttiğimiz gibi iki cephe birbirine karşı konumlanmış durumda. Hal böyleyken, Türkiye hem o cephede, hem bu cephede bulunabilir mi? Yani Türkiye hem Rusya ve İran’la Astana sürecini, hem de ABD’yle güvenli bölge anlaşmasını aynı anda sürdürebilir mi? Başından beri Türkiye’de pek çok kişi bunun mümkün olmadığını ve sürecin felakete gittiğini belirtiyor ve uyarıyor. Dahası, ABD ile AKP arasında güvenli bölge müzakerelerinin başlamasından itibaren pek çok kişi, bu güvenli bölge anlaşmasıyla, PYD devletçiğinin inşa edileceği uyarısını yapıyor. Sonuç? Erdoğan artık şöyle diyor: “Müttefikimiz (ABD) bizim için değil terör örgütü için güvenli bölge oluşturmanın peşinde.” ErdoğanTrump zirvesi Peki, bu kadar ortada olan bir gerçeği iktidar yeni mi görüyor? Bazı yorumcuların belirttiği gibi bu bir “kandırılma” vakası mı? Değil! Şundan: PKK’ye güvenli bölge kurmakla suçlanan ABD’nin üst düzey generalleri Ankara’da ve Urfa’da çalışmalar yürütüyor... PKK’ye güvenli bölge kurmakla suçlanan ABD’nin ticaret heyeti Ankara’da beş gün boyunca çeşitli bakanlarla ve cumhurbaşkanıyla görüşüyor, bazı şirketlerle bir araya geliyor… ABD’nin Türkiye’yi F35 programından çıkardığı ve S400 nedeniyle yaptırım uygulamayı bir kart olarak elinde salladığı bir süreçte, Ankara’da ABD ticaret heyetiyle AKP beş gün boyunca hangi anlaşmalar üzerinde çalışıyor acaba? Aslında olan şu: ABD durumdan faydalanıp Türk ekonomisinden parça koparmaya çalışıyor, Erdoğan da bu tavize karşılık ABD’den güvenli bölge konusunda derinlik ve tek başına kontrol tavizi koparmaya çalışıyor. Yani olanlar, aslında ay sonunda yapılacak ErdoğanTrump zirvesi için pazarlıklı ön hazırlık! 12 EYLÜL 2019 SAYI: 34308 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:07 04:54 05:19 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:34 13:06 16:39 06:19 12:50 16:23 06:43 13:13 16:46 Akşam 19:27 19:11 19:33 Yatsı 20:49 20:31 20:51 n Dünyanın en iyi sanatçısının şup, satış yapıp, o para ile yeni re veya en zengin adamının şayet simler ürettikleri için bunu gerçek zekiyse, ancak mütevazı bir varlık leştirebiliyorlar. Ama pazarlık ya olduğunun farkına varabileceğini parken “para sahibi” olarak şıma unutmayın. rıklık yapmayın, sanatçıyı ezmeye n Koleksiyonerliğin “borsa” ile kalkışmayın. Saygı çok kolay kay bir ilgisi olmadığını anlayın. bolur, ama asla kolayca yerine ge Gençn Sanatsal değeri anlayarak zamanla koleksiyonunun içeriğiyle o sanatçılarla birlikte benzer ri konamaz. n Mühim olan alışverişiniz bittik ten sonra sanatçıların size içlerin saygıdeğer statüye ulaşacak olan SİZSİNİZ. koleksiyonerleren Etrafınızda pervane olup “Şunun fiyatları yükselecek, bu öğütler...nun fiyatları alçalacak” diyen de gerçek saygıyı duymalarıdır. Buna önem verecekseniz koleksiyoner olun. n Paraya ihtiyacı olduğunu gördüğünüz veya hissettiğiniz bir sa herkesi içinizden acıyarak iz natçının bu durumunu suiistimal et leyin. “Siz Menkul Kıymetler n Müzayedelerde satılan çoğu ese meye kalkışmayın! Borsası’nda harika bir portföy yöne rin pazarlanma yöntemlerinin, sanat n Yıllar sonra topladığınız sanat ticisi olursunuz” diye iltifat edin ve çılar tarafından lanetlenmiş, koleksi eserlerine baktığınızda hepsinin bir uzaklaşın. yonerin bir sebeple elinden çıkarmak hikâyesi olsun. İlk gördüğünüz andaki n Eserleri ister tutkuyla beğendiği istediği için çaresizce giriştiği, sü hisleriniz, neden çok hoşunuza gittiği, niz için, ister evinizi dekore etmek için rümden kazanmak için piyasaya ucu nasıl aldığınız, sanatçısı ile olan diya alın, yeter ki eserleri ya çok iyi anla za sunulan, sanatçının ve koleksiyo loğunuz, eserin size çağrıştırdıkları... yın, ya çok sevin ya da içgüdüsel bir nerlerinin ticari ve manevi itibarını ze Ünlü sanatçı veya piyasanın size da mıknatısla onları iç derinliklerinizde deleyen, sanatsal haklarını hiçe sa yattığı sanatçılardan, sırf o da bulun hissettiğiniz çekim alanını yaşayın.  yan yöntemler olduğunu hiçbir zaman sun diye, arada “değer kazanmış mı” n Kendinizi sürekli geliştirin, haya unutmayın. Çevrenizde müzayedeler diye bakmak için eser almayın. tınızı sanatla doldurun. Sergi gezip ki de satılan ve ardından eser sahibine n Resim size hemen yarın para ka tap okuyun, yapıtların fotoğraflarını parası ödenmeyen kaç isimle ilgili kaç zandırmak için bir yatırım değildir; si çekin, kendinize bir defter edinin. Ki dava olduğunu araştırın! zin onurunuzdur, zevkinizdir, kimliği taplarda ilginizi çeken bölümlerin al n Orijinallik sertifikası ve nizdir, prestijinizdir! Salt yatırım gö tını en pahalı sayfalara zerre acıma Epiveron’u (Eser Piyasaya Veriliş züyle bakarsak olsa olsa çocuğunuz dan çizin, yanına not alın. Hiçbir ki Onayı) olmayan işlerden uzak durun. veya torununuz için “muhteşem” ola tabın dokunulmazlığı, sizin kendiniz n Dedikodulardan ve başkaları bilecek bir yatırımdır. Zengin olmak le kurduğunuz sanat serüveninin geli nın değer yargılarından etkilenmeyin. için koleksiyon yapmayın, kültürel şiminden ve bırakacağı izlerden daha Zevkiniz, ruhunuz ve zekânız başka zenginliğiniz için yapın. değerli değildir. Zaten, kendi düşün larına bağlı olamaz. n Koleksiyonerliği başkalarına hava celerinizle gelişecek olan ilgi alanınız n Bir sanatçı çok ünlü diye ondan atmak için değil, kendiniz için yapın. da kendinize güvenerek ilerleyemi yapıt almayın, anlarsanız ve severse Bu sizin içsel gururunuz olsun. Sos yorsanız, gerçekten bu işi ciddi ola niz alın. yal medyada “like” biriktirmeye me rak yapmayın! n Tam tersine bir genç sanatçı ünlü raklı yuppie’lerin triplerine girmeyin. n Kendisine “sanat danışmanı” sı değil diye ondan yapıt almazlık etme n “Yalnız yabancı sanatçılardan re fatını layık görüp, sözde koleksiyoner yin. “Onu ilk ben anladım” diye kendi sim al” diye size baskı yapmaya kal çıkarlarını korumak için müzayedeci nize haklı bir kredi açın. kışan bahtsızlara, “Ben geceleri iç lerin türkülerini söyleyenlerden uzak n Makul ölçülerde pazarlık yapın. ki sofrasında Atatürk’e hesap veriyo durun. Sanat eserinin daha az para Sanatçı ile para konuşmaktan, hatta rum, ‘Kültür emperyalizmine, sömür ödenecek olanını değil, en kalitelisini, vade ya da takas teklif etmekten bi geciliğe dur demek için ne yaptın bu en “sanat tarihsel kilitaçarını”, zevki le çekinmeyin. Sanatçılar size çeşit gün’ diye soruyor” deyin. Kendi ülke nize, kültürel birikiminize en çok hitap li eserler sunabiliyorlarsa, daha önce nizin sanatçısını ve sanatını yok sayıp edenini arayın. başka koleksiyonerlerle para konu satın aldığınız yabancı eserlerle övü nürken, gerçek eğitimli “yabancı” koleksiyonerler sorarlar, “Sizin ülkenizde hiç mi sanat yapılmıyor, hiç mi destek vermiyorsunuz gelişmesi için” diye, yanıt bulamayabilirsiniz! n Bir galerici veya sanatçı ile bir resim üzerine el sıkışıp anlaştıysanız, hiçbir gerekçeyle sözünüzden dönmeyin. Şunu unutmayın ki, el sıkıştıktan sonra artık o resim sanatçının değildir, bahsedilen para da sizin değildir. Burada sözünden dönmek ve anlaşmaları iptal etmek her iki taraf için de affedilmez bir bayağılıktır. n Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın: Hayat tesadüfleri farklı akabilirdi ve siz koleksiyoner, sanatçı veya galerici olacağınıza, ayakkabı boyacısı olabilirdiniz. Bunun farkına varıp her meslekten her insana da saygılı davranmayacaksanız sanat işine zaten girmeyin. Sanatın gerçek içeriğini hiç anlamamışsınız demektir. n Ne kadar paranız olursa olsun, bir sanatçının, bir şairin, bir yazarın, bir sinemacının kalıcılığına ulaşmanız mümkün değil. 19. yüzyılın zengin şirket ve banka sahipleri, şimdi çoktan toprak oldular. Ama Delacroix, Rimbaud, Pissarro, Osman Hamdi, Toulouse Lautrec ve Nâzım Hikmet hâlâ güncel ve gözdeler! n Bir eser alırken sanat tarihinin bir sayfasının tapusunu aldığınızı unutmayın. n Bir eser alırken, sanatçının o ödemeyle günlük hayatını sürdürdüğünü aklınızdan çıkarmayarak, hiçbir eserin satış kararını uzun süre muallakta bırakmayın, satışının önünü kapatmayın ve kararınızı nazik bir şekilde bir an önce verin. n Çocuklarınıza, koleksiyonunuzdaki eserler hakkında anlatacak hikâyeleriniz olsun. Sanatçısıyla, eserle, o günün koşulları ya da sizin nelere rağmen o eseri elde ettiğinizle ilgili. Kimin kolunu nasıl büküp, hangi işi nasıl bedavaya getirdiğinizi anlatacağınız alan sanat olmamalı. Bence zaten hiç olmamalı. Bakan israfta ısrarlıTHK uçakları dururken Rus uçaklarına 175 milyon dolar ödenecek TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Türk Hava Kurumu’nun (THK) elindeki 20 yangın söndürme uçağı dururken Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yeni uçak alımı için Rusya’ya gitti. Rus uçaklarının manevra kabiliyetlerini öven Pakdemirli, “Bu uzun süredir takip ettiğimiz bir uçak. Kumandaları yumuşak, manevraya gelebiliyor” dedi. Pakdemirli’nin “beğendiği” Be200 tipi yangın söndürme uçaklarının tanesi 35 milyon dolar. Pakdemirli 5 uçak satın almak için pazarlıklara başlamış. Orman yangınlarına THK uçaklarıyla müdahale edilmemesine ilişkin eleştirileri yanıtlarken “Bu sene 4 milyon Avro vermedik diye mi oluyor bunların hepsi?” diyen Pakdemirli, toplam 175 milyon doları bulan bir harcama planıyor. Oysa Türk Hava Kurumu’nun elinde Türkiye koşullarına uygun çeşitli tipte 20 adet yangın söndürme uçağı bulunuyor. 6’sı hazır durumda, 3’ü bakım gerektiren Kanada yapımı, dünyanın en iyi ve en çok kullanılan 9 adet CL215 tipi yangın söndür me uçağının yanı sıra daha küçük kapasiteli ancak manevra kabiliyeti yüksek, dağlar arasında azami derecede alçalabilen Polonya yapımı Dramodor tipi, 11 uçak var. ‘Niye yok ediyorsunuz?’ Pakdemirli’nin Rusya ziyaretini eski Türk Hava Kurumu Başkanı, emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş ile konuştuk. Karakuş, “Atatürk’ün kurduğu Türk Hava Kurumu’nu kalkındırmak varken neden yok olmasının önünü açıyorsunuz?” diye soruyor. Rus uçaklarının satın alınmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen Karakuş, şöyle devam ediyor: “İstikbal göklerdedir diyen Atatürk, THK’yi kurup 39 kalem gelir yaratıp bu kuruma bağlamıştır. Mesela şeker fabrikalarının ürettiği ilk ürünün belli bir tonajı THK’ye ayrılmıştır. Atatürk’ün milli uçak yapalım diye kurduğu THK’nin içine sürüklendiği durumu kabullenmek zor!” Orman Bakanlığı’nın “THK’den uçak kiralamak zorunda değiliz, THK de ticari bir kurum” anlamına gelen açıklamasına da tepki gösteren Karakuş, “THK de tıpkı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gibi bir kurumdur. Aselsan için, Havelsan için, TAİ için ticari işletmedir diyebilir misiniz? THK’ye de bunu diyemezsiniz. THK milletin malıdır. Tüm malları kamuya aittir. Yetkililer bunu bilmiyorlar mı?” diyor. Pakdemirli’nin övgü ile söz ettiği uçakların Türkiye için uygun olup olmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Rusya’nın arazileri düz. Be200 uçakları büyük tonajlı, çok ağır uçaklar. Düz arazide sonuç veriyor. Türkiye’de ise ormanlarımızın büyük bölümü dağlık arazide. Bize en uygun uçağı Kanadalılar üretti ve THK’de bulunan 6 adet uçak, dünyanın en iyi yangın söndürme uçağı. Diğer 11 uçağımızı da biraz para harcayarak uçuşa hazır hale getirebiliriz.” 20 uçaklık bir filoya kavuşması mümkün olan THK dururken, 175 milyon dolar bütçeli Rus yangın söndürme uçaklarını satın alma gerekçesini bakanlık açıklamak zorunda. Bu uçakları satın aldığında hangi pilotlarla uçuracağını da. l İZMİR KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Kurt’u vuran polise bir indirim daha Muğla’da polis Gültekin Şahin tarafından öldürülen 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şerzan Kurt ile ilgili dava dün yeniden görüldü. Muğla’da 2010 yılında polis Gültekin Şahin tarafından vuŞerzan Kurt rularak öldürülen Şerzan Kurt ile ilgili dava, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Savcı da mütalaasında Şahin’in kasten öldürme suçundan değil, neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama suçundan cezalandırılmasını talep etti. Yargıtay’ın bozduğu 16 yıllık cezanın ardından yeniden yargılanan Şahin’e mahkeme, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan 12 yıl hapis cezasına hükmetti ve haksız tahrik nedeniyle 1/4 indirim yapılarak 9 yıl ve iyi hal indirimiyle neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezasına karar verdi. Şahin’e davanın en başında müebbet, daha sonra 16 yıllık ceza verilmişti. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İzmir yö 1 resine özgü 2 bir kayısı 3 cinsi. 2/ Otto Preminger’in, “Kanlı Gölge” adıyla da bilinen ünlü filmi... Kayınbirader. 3/ 4 5 6 7 8 9 SEKARET O OTOKAR A T Ğ KAFKAS UKALA T İ P KARADUL L LUT ALAZA UN ANASON KORT M ME SA İ TABAT Orta Asya gö çebelerinin barınağı olan bir tür çadır... Sanat, hüner. 4/ Değeri yükselmek, fazlalaşmak... Fas’ın plaka imi. 5/ Sodyum elementinin sim gesi... İhsan Oktay Anar’ın bir romanı. 6/ Kendini beğenmiş kimseler için kullanılan bir alay sözü. 7/ Eski Türklerde at, köpek, keçi gibi evcil hayvanların mumyalarına verilen ad... Artvin’in Şavşat ilçesinde bir Gürcü kilisesi. 8/ Yarı, yarım... İnce talaş. 9/ Plak dinlemekte kullanılan aygıt... Kastamonu yö resinde yufka ekmeğine verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çipura balığına verilen bir başka ad. 2/ İtal yan şair Petrarca’nın, yazdığı aşk şiirlerine konu olmuş sevgilisi... Küçük erkek kardeş. 3/ Kalınacak, barınılacak yer... Kahramanlık, savaş gibi konuları işleyen şiir türü. 4/ Gere ğince harcandıktan sonra bir miktar geri kal mak... Eski dilde su. 5/ Olumsuzluk belirten bir önek... Akdeniz Bölgesi’nde yetişen bir incir türü. 6/ Rütbece büyük olanlar, ileri ge lenler. 7/ Uygun, tıpatıp gelen... Dünyamızın damı. 8/ Genellikle kibrit çöpleriyle oynanan bir oyun... Menteşe. 9/ Küçük kamyon... Deri den sızan tuzlu sıvı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle