15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 6 OCAK 2019 PAZAR EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER ‘Atatürk’ün izindeCHP Beşiktaş aday adayı Leyla Ünver şeffaf, katılımcı bir belediyecilik vaat ediyor aydınlık bir Beşiktaş’ LEYLA KILIÇ İstanbul Belediyesi’nde 1982 yılında açılan bir sınav ile belediyeciliğe adım atan Leyla Ünver, bir süre belediyede başkanlık basın müşaviri olarak görev yaptı. 1989 yılında girdiği müfettişlik sınavının ardından önce müfettiş yardımcısı ve ardından da müfettiş olarak görevine devam eden Ünver, 2014 yılına kadar Teftiş Kurulu’nda çalıştı. Maltepe, Şişli, Beylikdüzü ve Beşiktaş belediyelerinde davet üzerine başkan yardımcılığı görevlerinde bulunan Leyla Ünver, tecrübelerini sahaya yansıtmak amacıyla 31 Mart yerel seçimlerinde Beşiktaş’ta başkanlık için aday adayı oldu. Ünver, siyasette kadının yeri ve eski belediye başkanı Murat Hazinedar’ın suçlamalarına karşı sorularımıza şu yanıtları verdi: n Siyasette kadın oranının azlığı konusunda ne düşünüyorsunuz? Yurttaşlardan ne tür dönüş alıyorsunuz? 36 yıllık iş hayatımda kadının sistemi çalıştırması, işleri düzene koyması, takip etmesi ve disiplin içinde bitirmesi erkeklere göre daha farklı. Hangi siyasi parti olursa olsun seçim dönemlerine bakın bütün kapıları çalan hep kadınlar oluyor. Siyasi ‘Davet edildim’ Leyla Ünver n Görevden uzaklaştırılan eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın hakkınızdaki iddiaları ile ilgili ne söylersiniz? Bana yönelik yaptığı açıklama için ona bazı bilgilerin yanlış aktarıldığını düşünüyorum. Şu ana kadar görev yaptığım Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcılığı da dahil görevimden dolayı hakkımda açılan herhangi bir soruşturma bulunmuyor. Ayrıca görev aldığım hiçbir belediyeden kendim giderek görev istemedim. Başkanlarımın davetleri ile görevleri kabul ettim. Aslında başkan yardımcılığı görevi benim için bir tenzili rütbe oldu. Çünkü belediye de denetlerken denetlenen durumunu kabul ettim. O yüzden Hazinedar’ın eksik bilgilendirildiğini düşünüyorum. ler bu durumu erkeklere kapıyı herkes rahatlıkla açmaz olarak yorumluyor. Bu durum bu kadar açıkken siyasetin de bütün kapıları kadınlara sonuna kadar açılmalı. Hatta 39 ilçenin ya da meclis üyelerinin büyük çoğunluğu da kadınlara verilmeli. O zaman çok daha farklı bir yerel yönetimin sergileneceğine inanıyorum. Bunun yanı sıra sahada konuştuğumuz görüştüğümüz insanlardan olumlu dönüşler alıyoruz. Beşiktaş’ta bir de kadın belediye başkanı görmek iste yenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Çünkü kadın adaylara büyük bir umut yükleniyor. Bu çok güzel bir şey. Sorunların çözümünde de kadınların işbaşında olması güven veriyor. Çünkü kadın duyarlılığı erkeklere göre daha fazla. n Peki aday gösterilmeniz ve seçilmeniz halinde nasıl bir başkan profili sergileyeceksiniz? Bizim anlayışımız şeffaf bir belediyecilik olacak. Her ay ve yıl sonunda hem internet sayfamızda hem de belediyemizin çeşitli birimlerinde büt çemizi göstereceğiz. Yurttaşlar gelirimiz ve giderimizin nereden alınıp nereye gittiğini bilecek. Denetleme olmazsa olmazımdır. Denetleme belediyelerin bir çeşit kendini görmesi ve kendine ayna tutmasıdır. Aday gösterilir ve kazanırsak denetim ve teftiş kurulunu daha aktif hale getireceğim. Kendim de müfettiş olduğum için bu konuya daha duyarlıyım. Katılımcı demokrasi de yönetim anlayışımız içinde yer alacak. Belediyede alınacak kararlar bölgedeki yurttaşlara sorulmadan hayata geçirilmeyecek. Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, öğretim üyeleri, öğrenciler, kanaat önderleri ve mahalle muhtarları karar alma sürecinin içinde olacak. Kadınların sosyal yaşamından tutun da güvenliğine kadar projeler ürettik. Belediyecilik bilgi, hizmet sevgi ile olur. Buradan yola çıkarak Beşiktaş’ı kültür ve sanatın merkezi yapacağız. İnsanların beyinlerine bilgiyi, gönüllerine sevgiyi verebilmek için kültür merkezlerimizin ışıklarını 24 saat açık tutacağız. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe’deki çalışma odasında bu ülke için çizdiği yol haritası benim yol haritam olacak. Beşiktaş kültür, sanat ve eğitim alanında Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olacak. l İSTANBUL İmamoğlu Romanlarla buluştu ‘İstanbul’un gerçek sahibini arıyorsanız, Roman vatandaşlarına bakın’ diyen İmamoğlu, İstanbul’u yönetirken oy veren vermeyen ayrımı yapmayacağını yineledi İLAYDA KAYA CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Roman yurttaşlarla buluştuğu sempozyumda “Tespitlere göre, 500 yıla yakındır Roman vatandaşlarımız İstanbul’da yaşamakta. Yani İstanbul’un gerçek sahibini arıyorsanız gidin Roman vatandaşlara bakın” dedi. İmamoğlu dün, Beylikdüzü’nde yapılan ‘Romanlar Köklerini Arıyor’ temalı Uluslararası Romanların Milenyum Sempozyumu’na katıldı. İmamoğlu’na, CHP’den Şişli Belediyesi başkan aday adayı Mustafa Sarıgül, ilk Roman milletvekili CHP’li Özcan Purçu, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Sinan Karaca Öztürk eşlik etti. Sempozyumda konuşan İmamoğlu, İstanbul’da 400 binin üzerinde Roman yurttaşın yaşadığını söyleyerek “İstanbul’da Romanların sorunları görmezden gelinemez. Önemli hemşeri grubumuzun sorunlarına çözüm aramayan hiçbir belediye başkanı ya da adayı, sadece Roman vatandaşlara karşı değil bence 16 milyona karşı haksızlık etmiş olur” dedi. İmamoğlu, Türkiye’deki siyasi anlayışın, ‘oy verenler’ ve ‘oy vermeyenler’ olarak ikiye ayrıldığını söyleyerek “Demokrasinin ana kuralı; seçmeyen insanların ya da oy vermeyen insanların bile mutluluğunu azami şekilde düşünmektir” dedi. ‘Hep yanımızda’ Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Öztürk, “Ekrem İmamoğlu tanınmıyor sanıyorlar. Romanların evi yıkılırken, İmamoğlu bizim olduğumuz her yere geldi. Biz de sandıkta yanında olacağız” dedi. Öte yandan TBMM Başkanı ve AKP’nin İBB başkan adayı Binali Yıldırım’ın, İmamoğlu’nu arayarak ‘hayırlı olsun’ dileklerinde bulunduğu öğrenildi. İYİ Parti 99 aday daha gösterdi SELDA GÜNEYSU İYİ Parti, 99 belediye başkan adayını daha açıkladı. Antalya’nın Alanya ilçesinde Abdullah Sönmez, Gündoğmuş’ta Sultan Çetin, Korkuteli’nde Halil Kara, Serik’te ise Yusuf Mecek aday gösterildi. CHP’nin de bu 4 ilçede “İYİ Parti’li isimlerin destekleyeceği” belirtildi. İYİ Parti, Aksaray’da Özhan Türemiş’i, Ardahan’da Mete Özdemir’i, Bayburt’ta Yunus Özyılmaz’ı, Karaman’da Zühtü Bahadır Bayraç’ı, Kilis’te Ahmet Nalçıoğlu’nu, Siirt’te ise Ahmet Özgür’ü aday gösterdi. CHP ile ittifak kapsamında İYİ Parti’ye bırakıldığı belirtilen Düzce’de Ömer Küçük’ün aday oldu. Bilecik’in Söğüt ilçesinde mevcut Belediye Başkanı Halil Aydoğdu da yeniden aday gösterildi. l ANKARA Kılıçdaroğlu, Gürsel Erol’u yalnız bırakmadı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un annesi Nurten Erol’un cenaze törenine katıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi ve Cemevi’ndeki törende Erol ailesinin yanı sıra Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanvekili Levent Gök, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP’li Muharrem İnce ile bazı milletvekilleri ve partililer hazır bulundu. Kılıçdaroğlu, cenaze namazının ardından bir süre Erol’un tabutunu taşıdı. Erol’un cenazesi, Gölbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi. l ANKARA SEYYAR SANDIK GENELGESİ 24 Haziran’da alanlar tekrar rapor almayacak 31Mart seçimlerinde engelli ve yatağa bağımlı hastalar için yürütülecek “seyyar sandık” uygulamasına ilişkin genelge Sağlık Bakanlığı’nca yayımlandı. Aile hekimlerince 24 Haziran seçimlerinde “yatağa bağımlılığı kalıcıdır” raporu düzenlenen kişilerin seyyar sandıkta oy kullanabilmeleri için tekrar rapor düzenlenmeyecek. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzasıyla 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde engelli ve yatağa bağımlı hastalar için yürütülecek “seyyar sandık” uygulama sına ilişkin esasları içeren genelge yayımlandı. Buna göre, hastalığı ve engeli sebebiyle yatağa bağımlı seçmenlerin bir yakını tarafından YSK’nin internet adresinden alınacak “seyyar sandık kurulu talep formu” ile 417 Ocak arasında ilçe seçim kurulu başkanlığı veya buraya gönderilmek üzere muhtarlıklara başvurulacak. “Engeli/hastalığı nedeniyle yatağa bağımlı olduğu” ibaresinin yer aldığı aile hekimlerince düzenlenecek raporlarda, yatağa bağımlılığın tıbbi sebebi, kalıcı olup olmadığı, yatağa ba ğımlılık süreci belirtilecek. eRapor’la düzenlenecek Aile hekimlerince “Yatağa Bağımlı Kişiler için Durum Bildirir Tek Hekim Sağlık Raporu” formatına uygun şekilde Sağlık Bakanlığı eRapor sistemi üzerinden elektronik rapor düzenlenecek. Aile hekimlerince 24 Haziran 2018 seçim döneminde “yatağa bağımlılığı kalıcıdır” ibareli rapor düzenlenen kişiler için tekrar rapor düzenlenmeyecek. Bu kişilere düzenlenen raporlar hekim ekranlarından görülebilecek. l ANKARA ‘Bugünkü zorluklarımızın tarihimizdeki kaynakları’ 4Ocak 2019 tarihli yazımda, Kemal Tahir’i “çelişmen = mütenâkız” olarak tanımlamıştım. Çünkü Osmanlı hayranı Devlet Ana ile Notlar/Osmanlılık/Bizans’da (*) yer alan Osmanlı karşıtı yazıları yazan aynı yazar olmaz. Çelişki (tenakuz) işte burada. Notlar’dan okuyalım: HHH [“Anadolu Türklüğü Tarihi, şimdiye kadar, içerde olsun, dışarda olsun, ekonomi, sosyoloji, tarih bilimleri bakımından gereğince incelenememiştir. Oysa bugünkü zorluklarımızın nedenleri gibi çıkış yolları da temel gerçeklerimizin bilimsel metotlarla incelenmesi sonucunda aydınlanacaktır. Osmanlı İmparatorluğu, çok yanlış olarak bir ‘Anadolu Türk İmparatorluğu’ sayılmakta böylece de, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, yanlış olarak Anadolu Türklüğü Tarihi’yle karıştırılmaktadır. Oysa, Anadolunun Türkleşmesi, Osmanlıların tarih yüzüne çıkmaları olan Onbirinci Asır’dır. İmparatorluğun Anadolu Türklüğü’ne maledilmesi çabalaması da ancak 18’inci yüzyılda, diğer milletler ayrılma isteği gösterdikleri zaman, Anadolu Türklüğü’nü aldatmak, oyalamak, kendi zararına kullanmak için başvurulmuş bir kalpazanlıktır. Anadolu’da kurulmuş yeni Türk Cumhuriyeti olarak bugün en önce, Osmanlılıktan devraldığımız şu zorluklarla boğuşacağız: 1Osmanlılık, neyi, nerde, nasıl bulmuşsa onu, orada, öylece bırakmayı, çıkarını buna göre kurmayı becermiştir. 2Değişmemeye çabalar, değişmek zorunda kalırsa temel değişmelerden şiddetle kaçar, sonra biryerde, istemese bile kabukta birşeyler yaparak işi idare etmekten başka şey elinden gelmez. Böylece insanı değil, onun kullandığı eşyaları, yarım yırtık, azar azar değiştirir, böylece, bütün değişmeleri kısa zamanda, kabuktayken çürütür. 3Bildiği biricik iktisat sistemi, hırsızlıktır. Bu sebeple hukuk devletini istese de kuramaz. Büyük hırsızlıkları zamanla meşru şekle çeviremez. Ondaki hırsızlık bunun için süreklidir. 4Hırsızlığa başlarken cesur, atılgan, doğru sözlü gibidir. Hırsızlıktan sonra ödlek, yalancı, pısırık olur. Anadolu Türkünün Osmanlı kelimesini hem yiğityırtıcısilâhşör, hem kaltaban, yalancı, uyuşuk anlamına kullanması bundandır.”] (s.139141) HHH [“Anadolu Türk Toplumu’nun ekonomik temelindeki mülkiyet anlayışı özelliği onu her bakımdan sosyalizme zorlar. Bu zorlayışta karşısına çıkacak gerici kuvvetler hiçbir sınıf özelliği taşımazlar. Bu sebeple bugünkü ekonomiksosyal boğuşmayı, batı anlamıyle bir sınıflar boğuşması gibi düşünmek yanlıştır. Türkiye’deki boğuşma, hırsızlıkları meydanda olan hırsız güruhu ile, gündüz gözüyle açıktan soyulanlar boğuşmasıdır. Bu boğuşmayı, pazarlıklar, plânlar sonuçlandıramaz. Bu bir kanun kuvvetlerinin işe karışması meselesidir. Bunu başka türlü düşünmek, çaldıkları ceplerinde, aşırdıkları ellerinde, suçüstü tutulan hırsızlıkları batılı anlamda meşru saymak olur.”] (s.139141) HHH “Anadolu Türk Toplumu’nun ekonomik temelindeki mülkiyet anlayışı özelliği onu her bakımdan sosyalizme zorlar”ın Kemal Tahir’e göre anlamı şu: “Doğuda devletçilik, devletin varolma şartıdır. Batıdaki gibi sınıf çatışmaları sonucu meydana gelen ve hâkim sınıfların istemeden katlandıkları dengeden ibaret değildir. Çünkü Doğu’da devletçi devlet olmasa toplum olmaz.” Çok tuhaf! Bunu da açmamız gerekirse: Batı’da toprak özel mülkiyete ait, oysa Osmanlı’da toprağın tamamı Padişah’a (devlete) ait. Üretim aracı olan toprakta özel mülkiyet yok. Demek ki sosyalizm bir adım ötede. Oysa Feodalite kaynaklı özel toprak mülkiyetinin egemen olduğu Avrupa’da sosyalizm hâlâ ütopya ve Türk solunun tamamı, TİP’in 1965’te aldığı oy oranına (% 3) hâlâ ulaşamadı. Çelişki bu!   (*) Kemal Tahir, Notlar/Osmanlılık/ Bizans, Bağlam Yayıncılık, 1992. Hedef gösterilen Çakır’a soruşturma İstanbul’da bir mekânda oturan başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddia edilen oyuncu Deniz Çakır hakkında soruşturma başlatıldı. Oyuncu Deniz Çakır’ın geçen pazar günü bir kafede yan masada sohbet eden 6 başörtülü kadına “Burası Arabistan mı? Ne ge Deniz Çakır ziyorsunuz burada!” diyerek sözlü tacizde bulunduğu iddia edilmiş, alkollü olduğu ileri sürülmüştü. Çakır, iddia sonrası iktidara yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterilmişti. Çakır’ın menajeri Seda Sertbaş, haberin gerçek olmadığını belirterek “Deniz Hanım şu an kızıl ve kısa saçlı! Peruk takıp olay çıkaracak bir sanatçı da değil. Kendisi şu anda sette” demişti. Ancak Çakır’ın hakaret ettiği öne sürülen kadınların şikâyeti sonucu ‘hakaret’ suçu kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldığı öğrenildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle