18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 6 Nisan 2018 4 Vatan haini ve vatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tayyip Erdoğan’ı vatan hainliğiyle suçlayan sözleri karşısında çok rahatsız olduğumu söylediğimde gösterilecek tepkileri şimdiden tahmin edebiliyorum. “Adam geçirmiş devletin bütün erklerini eline, bütün yandaş medyanın sayfalarını ve ekranlarını tekeline, kuşanmış dokunulmazlık zırhını, karşısına kim gelirse verip veriştiriyor, ne teröristlik bırakıyor ne vatan hainliği, her gün, her saat, her dakika konuşuyor, yerli yabancı ayırımı yapmadan verip veriştiriyor. Bunları es geçiyor, ses çıkarmıyorsun da, dokunulmazlıkları paspas hale getirilmiş, temel hak ve özgürlükleri lime lime edilmiş ana muhalefetin, demokrasiden başka talebi olmayan lideri Kılıçdaroğlu’nun yanıtına mı takıyorsun? El insaf!” denilmesini kim haksız görebilir? Ama ben yine görüşümde ısrar edeceğim ve son sözlerinin Kılıçdaroğlu’na yakışmadığını söyleyeceğim. Çünkü bugün toplumca en fazla muhtaç olduğumuz husus, herkesin karşısındakinin vatanını kendisinden başka türlü sevmesinin, onun için kendisininkinden değişik dileklerde bulunmak hakkına sahip olmasının demokrasinin normal bir sonucu olduğu gerçeğini kabul etmesidir. HHH Kemal Bey bu gerçeği bilen, yüksek sesle haykıran ve yaşama geçmesi için her zaman mücadele eden bir kişi olduğundan, “vatan haini” ibaresini kullanırken dikkatli olmalı, hatta içerdiği tehlikeler de göz önünde bulundurulduğunda hiç kullanmamalıdır. Kullanmamalıdır, çünkü vatan için en büyük tehlike “vatan haini” kavramının bizatihi kendisidir. Vatan hainliği kavramına çok dikkat etmek gerek. Çünkü vatan hainliği bulaşıcı bir kavramdır. Bir ülkede halkın yarısı, kendini büyük vatansever olarak görürken, kendi gibi düşünmeyen öbür yarısının vatan haini olduğunu düşünüyorsa, kaçınılmaz olarak, öbür yarısının da karşıtlarının gözünde vatan haini olmasına yol açacak demektir. Kısacası kural şudur: “Eğer bir toplumun bir yarısı vatan haini ise, o zaman öbür yarının da kaçınılmaz olarak, karşısındakine göre durumu böyle olacağından yarısı değil, tümü vatan hainidir.” Bu vatan hainliği tuzağına düşmemek için kendi gibi düşünmeyeni vatan haini olarak görmemek gerekir. Demokrasi ortamında herkesin değişik görüşüne saygı göstererek barış içinde birarada yaşamanın birinci koşulu budur. Kamuoyunu etkileyen kişilerin de bunun gerçekleşmesi için el ele vermeleri gerekir. Böyle düşünmeyi sağlamayı mümkün kılana kadar geçen süre içinde hiç değilse bu tür vatan haini deyiminin telafuz edilmesinden kaçınılmalıdır. HHH Vatan sevgisinin çok keskin olduğu, bu yüzden vatanını çok sevenlerin, kendi gibi düşünmeyenleri vatan haini olarak gördüğü dolayısıyla da herkesin vatan haini olduğu ülkelerde gerçekte üzerinde yaşanılan toprak parçası da vatan değildir. “Bayrağı bayrak yapan al kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dönemi artık geride kalmıştır. Artık toprağı vatan yapan, uğrunda ölenler değil, üstündekilerin bir arada barış içinde yaşamak konusundaki mutabakalarıdır. Artık toprağı vatan yapan akan kanlar değildir. Üzerinde yaşayan insanların ya sürekli birbirleriyle çatıştıkları ya da çatışmasalar bile barış içinde bir arada değil, çatışmaya evrilmesi kaçınılmaz bir çatışmama hali içinde oldukları toprak parçası vatan değildir. Herkesi birbirinin kurdu olmaktan, bütün vatandaşları vatan haini olmaktan çıkaracak olan bu mutabakat sayesinde herkesin vatansever olması mümkün olabilecektir ancak. Şu sırada toplumsal yaşamımızda en fazla ihtiyaç duyulan “kimse vatan haini değil” kampanyasıdır. Burada ilk adımı atmak, uzun adalet yürüyüşünün bütün adımlarını atmış olana düşer. Kılıçdaroğlu’nun vatan haini çıkışını işte bu yüzden yadırgadım. MHP’DEN DİKKAT ÇEKEN ÖNERİ: İmam nikâhı kıyanlara ceza istemi haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Evet’ bloku kan kaybediyor Geçmişte yüzde 50’leri yakalayan AKP, bu kez MHP’yi yanına almasına karşın eski oyunun üzerine çıkamıyor. Anketler 16 Nisan sonuçlarına yakın Seçim hazırlıklarıyla birlikte partilerin oy oranlarını ölçen anketler, AKP’nin yaşadığı farklı bir sorunu ortaya koydu. En son 1 Ka sım 2015 seçimlerinde tek başına yüz de 50’yi gören AKP, bu kez MHP ile it tifaka girmesine karşın yüzde 50’yi aşmakta zorlanıyor. Partilerde bugünlerde en çok seçimlerle birlik te anket sonuçları konu şuluyor. Cumhurbaşka ERDEM GÜL nı seçiminde artık yüzde 50+1 oy gerektiği, partilerin tek tek oyla rının değil ittifakların oranının belir lenmesi gerektiği için anketler daha da kritik işlev kazandı. Şu ana kadar resmi tek ittifak AKP ile MHP arasın da kurulduğu için, anketler daha çok bu ittifakın oyunu ölçmeye yönelik olarak yapılıyor. AKPMHP ittifakının rakamsal duru muyla ilgili ilk analiz, AKP’ye de an ketler yapan ANAR Araştırma Şirke tinin genel müdürü İbrahim Uslu’dan geldi. Uslu, “Referandumda parti ta Uslu: AKPMHP oyu parlamentoda daha yüksek ANAR Genel Müdürü Uslu, AKPMHP ittifakının cumhurbaşkanı seçiminde referandumdaki düzeyde olmasına karşın, parlamento seçiminde daha yüksek oy alacağını söyledi. Uslu, “Şu an için biz parlamento oylarına baktığımızda bu ittifakın yüzde 55’lerin üzerine çıkabileceğini görüyoruz. İki partinin oy toplamları, yüzde 5556 arasında bir rakama ulaşıyor” dedi. banları nasıl tepki verdilerse aşağı yukarı o tepki ya da tutumlarını sürdürüyor” diyerek, referandumdaki sonuçların büyük oranda korunduğunu belirtti. Uslu, ittifakın “cumhurbaşkanı seçiminde 1+1=2 etmeyeceğini” vurgularken, “cumhurbaşkanı seçimlerinde Erdoğan’ın oyunun yüzde 51.5 52 arasında olduğunu görüyoruz” dedi. Bu tespit, iktidar partisi açısından en son 1 Kasım 2015 seçimlerinde tek başına yüzde 50 oy oranını yakalarken, şimdi MHP’yi de yanına almasına karşın aynı oranlara ancak sahip olması gibi bir sıkıntıya işaret ediyor. Yüzde 43 sesleri AKPMHP ittifakının durumu, henüz resmen bir ittifak içinde olmamalarına karşın muhalefet partilerince de yakından izleniyor. Muhalefete göre AKPMHP ittifakı rakamları referanduma göre daha da aşağılara çekildi. CHP kurmayları, kendilerine ulaşan bilgileri paylaşırken “Şu ana kadar ölçümlerin hiçbirinde AKPMHP ittifakı yüzde 50+1’i aşamıyor” rahatlığı içinde konuşuyor. Son günlerde muhalefet kulislerinde son anketlerde AKPMHP oy oranının yüzde 43 olduğu bilgisi de ses lendirilmeye başlandı. Yüzde 43 rakamının kaynağının iktidar çevreleri olması, bu bilgiyi muhalefet açısından daha da önemli hale getiriyor. Muhalefetin, AKPMHP ittifak oylarında erime olduğu tespiti, bir başka analize daha dayanıyor. Muhalefeti, 2019 cumhurbaşkanı seçimi için umutlandıran bu analiz şöyle ifade ediliyor: “Referandumdaki evet ve hayır oylarında geçen bir yıllık sürede bazı değişimler oldu. Anketler bunu gösteriyor. Bu değişim hayır lehine. Bir yıllık sürede önemli oranda seçmen evet tercihini değiştirmiş durumda. Bu seçmen grubu, evet vermesinin hata olduğunu düşünüyor. Bu nedenle aslında referandumun rövanşı olarak gerçekleşecek 2019 seçiminde hayır blokuna geçmeyi düşünüyor. Ama asıl olarak dikkat çekici olan referandumdaki hayır tercihini değiştiren neredeyse kimse yok. Referandumda hayır diyen seçmenlerin tamamı hâlâ hayır diyor. Bu hayır blokunun büyümesi demektir.” l ANKARA ‘OHAL hâlâ ihtiyaç’mış! OHAL’in 7. kez uzatılacağı sinyalini veren Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Erdoğan istemediği sürece seçimlerin zamanında yapılacağını söyledi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Saray’da düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın, ekonomide ciddi bir büyüme yaşandığını belirterek, yurtiçi ve yurtdışı yatırımların giderek hız kazandığını söyledi. Kalın, faizlerle ilgili Saray’da Erdoğan başkanlığında bir toplantı yapıldığına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine “Cumhurbaşkanımız ekonomiyi yakından takip eden bir lider. Bu, başbakanlığı döneminde de böyleydi, cumhurbaşkanlığı döneminde de böyle. Bu yeni bir şey değil” dedi. Ruhani Afrin’i istedi Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin görüşmesine ilişkin olarak Kalın, Ruhani’nin, Türk askerinin Afrin’den çekilmesi ve Suriye ordusuna Afrin’in bırakılması şeklindeki talebini de doğruladı ve “Af MHP, AKP’ye sunulmak üzere çalışmalar yürüttüğü “cinsel istismar” raporunu tamamladı. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nin resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyan imam ile çiftlere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilen maddesinin iptal edilmesine tepki gösterilen raporda, “Aracı kişilerin de cezalandırılması gerekmektedir. Türk hukukunda temel sorun imam nikâhı kıyan kişilere ilişkindir. Bu kişiler de cinsel Kalın, ünlülerin sınır ziyaretini savundu Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarıyla kıyasladı rin’deki mevcudiyetimiz şu anda devam edecek, o sınır bölgesinde ve Afrin içinde güvenlik ve asayiş bütünüyle sağlanana kadar. Şehrin yönetimi de ağırlıklı olarak Afrinliler tarafından yürütülmekte” diye konuştu. ‘Şov için gitmediler’ Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirileri karşısında Cumhurbaşkanı’yla birlikte Hatay sınırına giden sanatçıları savunurken “Geçmişte de bunun örneklerini pek çok defa gördük. Hiç kimse oraya şov amacı ile gitmedi” görüşünü savundu. Kılıçdaroğlu’nu bu konuda “seviyesiz şekilde olaya müdahale olmakla” suçlayan Kalın, Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı’na da dönemin sanatçılarının götürüldüğünü ifade etti. Kalın şunları söyledi: “1915 yılında Çanakkale Deniz ve Kara Savaşlarının kazanılmasından birkaç ay sonra bir grup yazar, Çanakkale’ye davet edilir. Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, İbrahim Çallı, Ömer Seyfettin, Celal Sahir Erozan, Hamdullah Suphi Tanrıöver, İbrahim Alaattin Gövsa, Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek gibi dönemin önde gelen yazarları, şairleri, edipleri, Çanakkale’ye gitmişler, döndüklerinde de çeşitli eserler ortaya koymuşlardır, yazılar yazmışlardır” dedi. Kurtuluş Savaşı’nda da benzerlerin yaşandığını vurgulayan Kalın, “Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat kendisinin sanatçılarla her zaman yakın temas içerisinde olduğunu biliyoruz. Örneğin Safiye Ayla gibi, Müzeyyan Senar gibi, İsmail Galip Arcan gibi, Behzat Butak gibi, Mesut Cemil, Falih Rıfkı Atay, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halide Edip Adıvar, Ruşen Eşref Ünaydın gibi birçok dönemin önde gelen yazar, ressam, müzisyenlerinin İstiklal Harbi ve sonrasındaki süreçte ülkenin gelişmesine katkı sağladığını görüyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet istismar suçuna katılmış olup iştirak eden sıfatıyla yargılanması gerekmektedir” de nildi. MHP raporunda ayrıca, “kimyasal kastrasyonla birlikte psikolojik tedavi” de önerdi. MHP’nin öneri ve görüşlerini içeren bir raporda özetle şu görüşler yer aldı: “Hem kentsel hem de kırsal bölgelerde, çocuklara yönelik istismar araştırmaları yapılmalı. Yapılan araştırmalar raporlaştırılmalı ve kayıt altına alınmalı. Okula devam edemeyen çocukların sayıları ve se bepleri araştırılmalı. Erken yaşta evliliklerin 1617 yaş kriteri konmaksızın saha çalışmasıyla tespiti yapılmalı ve risk haritası oluşturulmalı. ‘18 yaşına kadar herkes çocuktur’ temel kuralı çocuklara yönelik cinsel istismar halinde de temel kural olarak kabul edilmeli. Kimyasal kastrasyonun yanı sıra alacağı psikiyatrik tedavi ve terapi süreçleriyle desteklenmiş bir programın uygulanması, suç işleyen kişinin daha sonra tekrar suç işleme ihtimalini ortadan kaldırabilir.” l ANKARA / Cumhuriyet Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, seçimlerin erken yapılıp yapılmayacağı ile ilgili sorulara yanıt vermekten “yorulduğunu” belirtti. Bozdağ’ın “Erken seçimi kim yapacak? Cumhurbaşkanımız derse olur. E, şimdi diyor ki, yok. Zamanında olacak. Herkes hesabını ona göre yapsın” ifadeleri dikkat çekti. Bozdağ OHAL’in 7. kez uzatılacağının da sinyalini verdi. Bozdağ, HaberTürk TV’nin sorularını yanıtladı. Bozdağ, önceki gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir araya geldiği toplantıyı değerlendirdi. Erdoğan’ın kontrolü için üçlü koordinasyon önerdiği Tel Rıfat için Bozdağ, “Afrin’den nasıl temizlendiyse şimdi Tel Rıfat’tan temizlenecek ki orada da sona doğru yaklaşıldı. Arkasından Mınbiç, arkasından Fırat’ın doğusu” dedi. ‘OHAL uzatılabilir’ Bozdağ, OHAL için de “Türkiye terörle etkin bir mücadele yapıyor. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı Harekâtı, İdlib’de gerginliği azaltma bölgeleri, Mınbiç ve Fırat’ın doğusu konusu devam ediyor. Bir yandan FETÖ ile PKK ile DEAŞ’la, DHKPC gibi terör örgütleriyle de yurtiçinde mücadele devam ediyor. bu mücadelenin etkin ve kararlı bir şekilde sürmesi gerekmektedir. O nedenle de, OHAL’in uzama ihtiyacı ortadadır” dedi. Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiye kararının, Bakanlar Kurulu kararına dönüşmesi gerektiğine vurgu yapan Bozdağ, “TBMM de bunu kabul ederse, olağanüstü hal yeniden uzatılabilir. Ben olağanüstü halin bir ihtiyaç olduğunu yeniden uzatılabileceğini değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı. ‘Erken seçim yok’ Erken seçim olasılığı ile ilgili olarak Bozdağ, “Ben cevap vermekten yoruldum. Ama bu erken seçim yaptırma koalisyonu yorulmadı. Şimdi Cumhurbaşkanımız açıklıyor, ‘erken seçim yok’, Başbakanımız açıklıyor, ‘erken seçim yok’, parti yetkilileri açıklıyor, ‘erken seçim yok’, Hükümet Sözcüsü olarak ben de, diğer arkadaşlarım açıklıyor, ‘erken seçim yok.’ Erken seçimi kim yapacak? Cumhurbaşkanımız derse olur. E, şimdi diyor ki, yok. Zamanında olacak. Herkes hesabını ona göre yapsın” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle