25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 9 Aralık 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Ülkücü ‘çatlağı’ haber 5 Bakan Selçuk’un dönüşüm ve liyakat programı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki dini cemaatlere aidiyeti bulunanlarla ülkücüleri karşı karşıya getirdi SİVİL GÜVENLİK HARCAMALARI Norbert Hofer Julian King AB’de dikkat çeken bütçe Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk’un göreve geldiği günden itibaren bü rokraside başlattığı dönü şüm bakanlıkta çatlaklara neden oldu. Selçuk’un Milli Görüş geçmişi olan isim OZAN ÇEPNİ ler yerine ülkücü geçmişi ile bilinen kadrolarla çalışmak iste mesi, sessiz tartışmalara dönüştü. Selçuk’un bazı üst düzey bürok ratlar ile çalışmayacağını belirte rek göreve gelmesinin ardından bakanlık müsteşarı, genel müdür leri ve daire başkanlarını görevden alması ile devam eden süreçte, gö reve yeni gelen isimler MEB içinde kamplaşma yarattı. Bakanlık ko ridorlarında başlayan sitemlerin AKP Genel Merkezi’ne de taşınma sının ise MEB’de dönüşümü yavaş lattığı öğrenildi. ‘Bizim çocuklar’ Tartışmaların odağında iktidar partisinin geçmişten taşıdığı Milli Görüşçü kadrolar yerine ülkücü kimliğini öne çıkarmayı seçen isimlerin üst düzey görevlere atanmasının olduğu belirtildi. Bakanlık kulislerinde görevden alınanların dini cemaatlere olan aidiyetleri ve bunu kullanarak, “Bizim çocuklara hoyratça davranıldı” değerlendirmesi yaptıkları konuşuluyor. Bakanlık kaynakları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakan Selçuk’a MEB’in yeniden dönüşümü için tam yetki verdiğini belirtirken, muhalif ekipleşmenin ise bir süre daha süreci izlemek noktasında tavır aldığı öğrenildi. Ayrıca, MEB’de yeni yönetimin eski ekibe karşı soruşturma ve dava açabileceğinin konuşulmasının da rahatsızlık yarattığı aktarıldı. Ancak Bakanlık kaynakları, Selçuk’un MEB’de hedeflerinin dönüşümü il ve ilçe yönetimlerine hatta okul yönetimlerine kadar taşıma niyetinde olduğunu vurguladı. Özellikle Selçuk’un ‘atamalarda adalet ve liyakat’ vurgusu da dikkat çekiyor. Ancak bu çapta büyük bir dönüşüme 15 yıldır MEB içinde yerleşen kadroların ayak direteceği de yorumlar arasında yer aldı. Bunun odağında da alt kademe yöneticilerinin neredeyse tamamının iktidara yakınlığı ile bilinen Eğitim Bir Sen üyesi olması gösteriliyor. Kaynaklar, Selçuk ve ekibinin dönüşümü görev süresi sonuna kadar kademeli olarak yayma planı ile süreci iktidara zarar vermeden yönetme hesapların yaptığını aktardı. l ANKARA HÜSEYİN HAYATSEVER Paris’teki, “Sarı Yelekliler” eylemi Avrupa’da toplumsal hareketleri yeniden gündeme getirirken şimdiden “sivil güvenlik” bütçelerine yansımaya başladı. AB’nin fonladığı sivil güvenlik projeleri arasında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. AB, güvenlik güçlerinin toplumsal olaylarda sosyal medyayı nasıl kullanabileceği, ‘terörle ilişkili’ internet içeriğinin nasıl tespit edilebileceği, dış sınırların korunması gibi projeler geliştiren şirketlere 2 milyar Avro kaynak aktardı. Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle Belçika’nın başkenti Brüksel’de 56 Aralık’ta Güvenlik Araştırmaları Konferansı düzenlendi. “Avrupa’yı daha güvenli bir yer haline getirmek: AB tarafından fonlanan güvenlik araştırmalarının etkisini göstermek” başlığıyla düzenlenen ve AB Komisyonu’nun Güvenlikten Sorumlu Üyesi Julian King ve AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Teknoloji Bakanı Norbert Hofer’in açılışını yaptığı konferansa aralarında araştırmacılar, şirket temsilcilerinin de bulunduğu 800’den fazla kişi katıldı. 80 milyar Avro’luk bütçe AB’nin araştırmageliştirme ve inovasyon projelerini destek programı olan Horizon 2020’nin (Ufuk 2020) 20142020 dönemi için ayrılan 80 milyar Avro’luk bütçesinin 1.8 milyar Avro’su, ‘Güvenli Toplumlar Çalışma Programı’ başlığı altında güvenlik araştırmalarına ayrılmış durumda. Brüksel’deki konferansta, sınır güvenliği, terör ve organize suçlarla mücadele, afetlerle mücadele, kritik altyapıların korunması ve siber güvenlik alanında projelere destek verildiği bilgisi aktarıldı. AB, Güvenli Toplumlar Çalışma Programı kapsamında bugüne kadar üç bin 451 şirket ve kuruluşa, 600’den fazla proje için toplamda 2 milyar Avro ödedi. Bu miktarın 2020’ye kadar 3 milyar Avro’ya ulaşması bekleniyor. AB’nin yaklaşık 2 milyon Avro destek verdiği Media4Sec projesi, toplumsal olaylarda yurttaşların sıklıkla kullandığı sosyal medyanın güvenlik güçleri tarafından nasıl kullanılacağı konusuna eğiliyor. AB’nin 772 bin Avro destek sağladığı BioAX projesi ise güvenlik güçlerinin kullanabileceği anlık çekim yapan giyilebilen kamera teknolojisinin geliştirilmesini amaçlıyor. AB’nin 4 milyon Avro destek sağladığı Forensor projesi ise kırsal bölgelerde ve sahil kesimlerinde suçu önleme amacıyla gözetleme sistemleri kurulmasını öngörüyor. l BRÜKSEL Erdoğan, Üsküdar’da toplu açılış törenine katıldı. Fransız polisini eleştirdi ‘Bizim polisimiz insaflı’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa’da ‘Sarı Yelekliler’in eyleminde polisin sert müdahalesini eleştirirken, Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren 8 kişiyi görmezden geldi. Gezi Direnişi sırasında Kadıköy’de bir duvara yazılan ancak hiçbir grubun sahiplenmediği, “Zulüm 1453’te başladı” yazısına göndermede bulunan Erdoğan, “Bizim polisimizle alay edenler, polisimizin zulmettiğini söyleyenler, kendi polisleri şimdi bak neler yapıyor. Umarım ‘Zulüm 1789’da başladı’ yazısı görmeyiz” dedi. Savcıya yüklendi Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Üsküdar’da dün toplu açılış törenine katıldı. Açılışta konuşan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) türban takılmasına ilişkin Danıştay’da görülen davada bir üyenin uygulamanın anayasada yer alan “laiklik ilkesi”ne aykırı olduğu yönündeki karşı yazısına da tepki gösterdi. Aynı yönde görüş bildiren Danıştay savcısına da yüklenen Erdoğan, “Bir savcı çıkmış, sen kim sin ya? Sen savcı olabilirsin ama her şey yasalarla bir yere oturmuşken, anayasayla, yasalarla her şey yerine oturmuşken, sana ne oluyor da, bunlara aykırı bir şekilde bu uygulamanın iptalini isteyebiliyorsun. Çünkü bunlar eski Türkiye’den kalma ürünler. Neyse ki Danıştay’ın ilgili dairesi bu girişimi boşa çıkardı. Şimdi buradan soruyorum; bu tartışmayı yeniden açmanın kime ne faydası var? Biz bu ülkede ordumuzda başörtülü personel var yok meselesini mi tartışmalıyız yoksa dünyanın en iyi tankını, topunu, uçağını, gemisini, insansız hava araçlarını, silahlı insansız hava araçlarını, tüfeğini, füzesini, mühimmatını, radarını, motorunu nasıl üretebiliriz, onu mu tartışmalıyız” dedi. Hak talebine karşı değiliz Erdoğan Paris’te yaşanan ‘sarı yelekliler’ protestosuna polis müdahalesine dikkat çekerek “Avrupa’da yaşananları görüyorsunuz değil mi? 15 Temmuz’da bunlar bize yapılanlar karşısında sessiz duranlardır. Bizim polisimizle alay edenler, polisimizin zulmettiğini söyleyenler, kendi polisleri şimdi bak neler yapıyor. Bizim polisimiz insaflı. Biz hak taleplerinin hiçbir zaman şiddet yoluyla dile getirilmesini tasvip etmedik. Her türlü düşünce ve talep demokrasi içinde dile getirilebilir, mücadelesi verilebilir” dedi. Türkiye’de seçilenler cezaevinde Almanya’daki ziyareti sırasında çeşitli temaslarda bulunan CHP Lideri Kemal Kılıcdaroğlu’na da yüklenen Erdoğan, “Bay Kemal, Almanya’ya gittin, yanındaki o hanım, o neyin nesiydi? O YPG paçavralarıyla Alman parlamentosunda çıkıp görüntü veren kadınla senin ne işin var? Çıkmışlar utanmadan bunlar Almanya’da seçilmiş olanlar’ diyorlar. Seçilebilir, Türkiye’de de seçilenler var. Bak şu anda çoğu cezaevinde, niye? Çünkü onlar bizim Yasin Börü’lerimizi, Güneydoğu Anadolu’daki saf temiz yavrularımızı öldürenler. Bizim onlarla yürüyecek yolumuz yok” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ölülere de borç çıkarıyorlar İntibak yasasından faydalanarak zamlı maaş alan emekli yurttaşlar öldükten sonra, çocuklarına borç çıkarıldı. SGK’nin batırıldığını belirten CHP’li Kasap, “Garibanın üç kuruş parasına göz dikiyorlar” dedi Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), mezar taşına borç de 3 bin 71 liranın ödenmesi gerektiğini tebliğ etmişti. Son çıkarıyor. CHP Kütahya Millet olarak, Mürşide Bayrak isimli vekili Ali Fazıl Kasap, “Hazi yurttaşın ölümünün ardından ne ve SGK, tarihinin hiçbir dö oğluna borç bildirim belgesi neminde bu kadar küçülmedi. Garibanın üç beş kuruş para ŞEYMA PAŞAYİĞİT gitti. Yine “yersiz ödeme” olarak gerekçe sunan SGK, bir ay sına göz dikiyorlar. Ölüden de içinde 5 bin 29 liranın ödenme diriden de para almaya çalışıyorlar. sini istedi. Bayrak’ın oğlu ise “yersiz Herhalde yakında mezarlığa da tebli borcu” ödemek istemediğini bildire gat yapılacak” dedi. rek, “Yaklaşık bir yıl önce vefat eden SGK, önce, emekli yurttaşları bir insana borç tahakkuk ettirilmesi Meclis’ten geçen intibak yasasın hayatın doğal akışına aykırıdır” ifa dan faydalandırdı; maaşlarını zam deleriyle itiraz dilekçesi verdi. lı alan yurttaşların ölümünün ardından da çocuklarına borç çıkardı. Zey Hatanın faturası nep Gürsel isimli emekli bir yurtta SGK yetkilileri tarafından yakla şın ölümüyle intibak parasını “yer şık beş yıl önce intibak zammından siz” bulan SGK, oğluna bir ay için kesinti yapılmayacağı hatta günde me dahi alınmayacağı söylenmişti. Emekli olanlar da intibak zammı için bekleme sırasına girmişti. SGK’nin tam tersini söyleyen ilgili maddede ise şu ifadeler yer almıştı: “Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanan fazla ve yersiz her türlü ödemeler, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren 24 ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, 24 aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa ge nel hükümlere göre geri alınır.” Mezarlığa tebligat Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP’li Ali Fazıl Kasap, Cumhuriyet’e konuştu. BAĞKUR ve SGK’nin sistem güncellemesi yaptığını ve geriye yönelik borçlandırma çıkardığını belirten Kasap, “Hazine ve SGK, tarihinin hiçbir döneminde bu kadar küçülmedi. Ölüyü bile borçlandırdılar. Herhalde yakında mezarlığa da tebligat yapılacak” dedi. SGK’nin battığını belirten Kasap, “Garibanın üç beş kuruş parasına göz dikiyorlar. SGK’nin buna tenezzül etmesi Hazine’nin bitmesi anlamına geliyor. Ölüden de diriden de para almaya çalışıyorlar” diye konuştu. AKP’nin mucizeleri! Siyasette mucize diye bir şey yoktur. Atılan her adım toplumsal karşılıkla ölçülür. Bu karşılığın da genel kabul gören bir gerçekliği vardır. Örneğin şu saptamalar siyasetin anayasa maddeleri olarak kabul edilebilir: Siyaset umut üretme sanatıdır. Umut üreten kazanır. Her ekonomik krizin siyasal bir karşılığı vardır. Vaatlerini yerine getiremeyen iktidar, gider! AKP, genel siyaset doğrularını elinin tersiyle itti, kendi “doğrularını” üretti. Bunlar da mucize gibi bir şey.  Şöyle bir soru sorsak: Halkı fakirleştikçe iktidarı güçlenen bir ülke var mıdır? Demokrasisi rayına oturmuş bir ülkede böyle bir soruya yanıt aranmaz. Sormak bile abestir, bizde serbesttir. Zira yaşıyoruz! HHH Bu bağlamda AKP’nin yarattığı mucizeleri sıralayalım: Emeklilerden başlayalım... Enflasyonun yıllardır iki haneli olduğu bir ülke düşünün... Emekli olanların maaşları her yıl düşüyor. 2008 yılında emekli olan bir kişiye bağlanan maaş ortalama bin beş yüz lirayı geçerken, her yıl düşürülen maaş bağlama oranlarıyla bugün bin liranın altına indi.  Toplumun en geniş kesimi olan emeklilere maaş bağlama oranı düşüyor, bunu yapan iktidarın oy oranı yükseliyor. Buna mucize denmez de ne denir! Enflasyon rakamları en sıcak örnek. İşvereninden asgari ücretlisine her kesimin kabul ettiği gerçekçi enflasyon yıllık yüzde 30’un üstünde. Rakamlar kasım ayında da arttı. İktidarın ilan ettiği enflasyon oranı ise yıllık yüzde 20. Kasım ayında da düşmüş. Fiyatlar füze gibi yükseliyor, enflasyon ise düşüyor.  Buna mucize denmez de ne denir! Hayat pahalılığının en ciddi hissedildiği tüketim, ekmek. Yüzde 35’lik artış bile sofraya yansıyor. Bütün girdiler artıyor, ekmek fiyatı artmıyor. Nasıl oluyor? Şöyle: Fiyat sabit tut, gramı düşür. Aslında fiilen zam yapılmış oluyor ama, halk adet olarak bakıyor. Ekmekler o kadar hafifledi ki, yakında torbadan sofraya bırakırken düşmeyecek, havada asılı kalacak. Al sana Newton’un yerçekimine meydan okuyan bir AKP icraatı. Halkın ekmeği küçülecek, iktidarın oyu büyüyecek. Buna mucize denmez de ne denir! Türkiye’de vergi sistemi öteden beri şu ilke ile işler: Vergiyi vereni mahvet, vermeyeni affet. AKP bunu katmerledi. Vergi borcu milyarı aşan holdinglerin tüm borcu silindi, normal vergi borcu olan esnafsa piyasadan silindi. Kamuoyu yoklamalarına göre bu kesimin oy kullanma eğiliminde büyük değişiklik yok. Ödediğin vergi kadar, oy veriyorsun. Buna mucize denmez de ne denir! HHH Önümüzdeki yerel seçimler, bu mucizelerin sonuçlarını ortaya koyacak. Girişte vurguladığımız siyaset kuralları bir yana...  Eğer muhalefet böyle bir iktidara karşı seçenek haline gelemezse... Bu da bir muhalefet mucizesi olur! Nazarbayev konferansı Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ile Türk Tarih Kurumu, Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Günü kapsamında “Nursultan Nazarbayev, Büyük Bozkırın Manevi Dirilişi” konferansı düzenledi. Konferansa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbakulı, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, KazakistanTürkiye Dostluk Grubu Başkanı AKP milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Seyfettin Erol, Prof. Dr. Hasan Ünal ve Doç. Dr. Kürşat Zorlu’nun yanı sıra bürokratlar, bilim insanları ve üniversite öğrencileri katıldı. Konferansta Nazarbayev’in TürkiyeRusya uçak krizinin çözümlenmesi, Suriye krizinin çözümüne yönelik Astana mutabakatı gibi süreçlerde aldığı roller de ele alındı. Konferansta ayrıca Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği ile Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından hazırlanan “Nursultan NazarbayevBüyük Bozkırın Manevi Dirilişi” adlı kitabın tanıtımı da yapıldı. Etkinlik, resepsiyonla sona erdi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle