24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 9 Aralık 2018 16 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY Ayna ayna gerçeği söyle Sayın Başkan’a! En sonunda beni delirttiniz; bir zamanlar Boğaz’da viski içen sosyalistlere takmıştınız, şimdi tümden ülkenin en eğitimli, en vicdanlı, en sorumlu insanlarının yaşadığı (oylarıyla kendilerini belli ederler) bölgelere çamur atmaya başladınız. Her gün konuşmayı huy haline getirmiş Cumhurbaşkanı’nın danışmanları, iş yükünden iyice bunaldıklarından, çalakalem yazdıkları metinlerle bunları daha önceden bir kez bile okumayan Tayyip Erdoğan’ı oyuna getirdiler. Ve bizlere ülkenin kaymağını kimler yiyor konusunda söz etme fırsatı doğdu. Çok çalışmaya gerek yok. Başlayalım: Önce şu milletin “a… koymayı” iş edinmiş sözüm ona bir işadamının, Mehmet Cengiz’in kurduğu Cengiz Holding artı Kolin ve Limak ortaklığından başlayalım. Bu üçlü, iktidarın en sevdikleridir. Nükleer santral yapımından elektrik santrallarına, oradan büyük havaalanı ve yol inşaatlarına ihaleler, bu üçlü ortaklığa devlet tarafından otomatik olarak adeta hediye edilmektedir. Hiçbir denetimin olmadığı bu projelerde zaman zaman büyük iş kazaları meydana gelir, üstü örtülür, en son Gebze’deki iş kazası gibi. İstanbul Havaalanı’nda işçilerin sapır sapır ölmeleri de bu şirket patronlarını hiç ırgalamaz ve vergi borçları da devlet tarafından silindiği için, vallahi de billahi de ülkenin en lezzetli kaymağını bunlar yer. Kimi acayip apartman gibi yatlarda dolaşır, kimi tüm ailesine Londra gibi çok pahalı bir merkezde ev değil mahalle satın alır, çocukları Amerika’da doğar, ora vatandaşı olur ve her zaman en iyi eğitimleri görürler. Evleri mi? Eh başkanları saraylarda oturur da onlar minik saraylar yaptırmazlar mı? Altını öyle çok severler ki, evlerinin duvarlarını altın varaklarla kaplatırlar. Çocukları için tek bir dadı yetmez, bir de İngilizce, Almanca bilen bakıcıları vardır. Oğlanlarının kızlarının Ferrarileri vardır. Aşağısı kurtarmaz. Şimdi Sayın Tayyip Erdoğan, ben Kadıköy’de oturuyorum ve ülkenin kaymağını ben de yemek istiyorum ama ben sizin kaymak sevenler gibi bunu tek başıma yemeyi istemiyorum. Bütün yurttaşların kaymağı bala katık edip evden öyle çıkmalarını istiyorum. Fakat elimde bir elektrik faturası var, sayaç yazma ücreti 28 lira. Hangi elektrik şirketi mi? Sizin hem holdingin hem de kendi kişisel vergilerini (milyonlarca lira) bir kalemde sildiğiniz Sabancı Hanım’ın şirketi. Öyle ki, sanki sayaç okuma işçisi, bir taksiye binmiş benim eve gelmiş ve sayacımı okumuş. Helal olsun vallahi, Sabancı Hanım’ın işçilerinin bile parasını ben ödüyorum, yani bana kaymak alacak para kalmıyor. Şikâyetçiyim Sayın Başkanım! Devam edelim, kaymak iştahının özellikle hacı hoca kısmında tavan yaptığını söyleyebiliriz. Diyanet’in de katkısıyla, hacı hoca takımı ülkenin seks hayatını düzenlemeye soyundu, öyle ki, hacılar, hocalar bir yandan göbek üflerken bir yandan da dünyalığı yapıp, bu ülkenin nimetlerinden sınırsızca yararlanıyorlar. İşleri yurttaşların seks hayatını düzene sokmak olduğundan, en önemli önerileri “bir gecede iki kez cinsel ilişki kurmanın helal yollarını” millette anlatıyorlar. Yıkanın diyorlar ama bu yurttaşlar çok tembel, bu nedenle Saray’ın bir numaralı yandaşı Orhan Gencabay’ı bir kamu spotu gibi hazırlanmış reklamlara çıkarıp, deodorant reklamı yaptırıyorlar. Slogan şöyle: “Burnunuzun selameti için deodorant!” Gülmeyin Sayın Başkan, siz bize “kaymak tabaka” diyorsunuz, “ülke şaha kalksa, yıkılsa umurlarında olmaz” diyorsunuz. Sakın ola yanlışlıkla ters gösteren bir aynaya bakıyor olabilir misiniz? Bir yazar olarak benden söylemesi, o “Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı?” sözündeki aynalar sadece masallarda olur, gerçek dünyada aynalar gerçeği şak diye gösterir. Sizi bilmem ama ben mahallemdeki yoksul çocukların koruyucusuyum, Sur’daki çocuğunu buzdolabında saklayan annenin sözcüsüyüm, çocuklarının kemiklerini isteyen Cumartesi Anneleri’nin yanı başındayım. Sizi bir kere Berkin Elvan’ı yuhalattığınız Antep mitinginde izlemiştim ve kederimden bayılmıştım. Yapmayın, danışmanlarınız belli ki artık yeni yalanlar uyduramıyorlar. Eskilerin de hükmü kalmadı, bence bir sokağa çıkın ve korumalarınızı bir yana bırakıp yürüyün, yurttaşlarınızla konuşun. Böylece danışmalarınızın oyununa gelmez, gerçeği tüm çıplaklığıyla görürsünüz. Ayrıca bu kaymak meselesini devam ettirmeyin. Çünkü eşinizin 35 bin lira verip çanta aldığı dükkân bile iflasını ilan etti. Sadece İstanbul’da 581 bin evde su akmıyor, parası ödenemediği için. Binlerce insan işten atıldı ve ev kirasını bile ödeyemiyor. Bence siz artık gerçekten bu ülkenin kaymağını yiyen ahaliyle bir hesaplaşmaya başlamalısınız. Çünkü ülkenin iflasını söylemek gibi son derece onur kırıcı bir iş de size düşebilir. Düşecek de! 21. yüzyılın belki de en önemli sosyolojik özel kaotik bir istem listesi eşliğinde nedeni belli, ama yönü belirsiz patla liği, insanlığın bizzat malarla sürüyor... yarattığı uygarlık araç HHH ları tarafından tutsak Lidersiz olması isyanı alınması, yönlendirilme sosyolojik anlamda ye si ve hatta yönetilmesi, nilikçi kılmakla birlikte; sevgili okurlar. büyüyüp gelişme olasılı Sarı Yelekli isyanYaşadığımız çağın öne çıkan uygarlık araçları, adeta üç Sezar’lı ğını zayıflatıyor. Hareketin siyasal yelpazesi, ırkçılardan bir “triumvira” oluştu anarşistlere açılan ge ruyor: Kültür aracı din, yıllardaki dünyayı Ortodoks ve nişliğiyle adeta tüm yaşamsal ihtiyaç aracı para ve Katolik diye bölen sosyolojik ideolojilerin kadük olduğuna insan nüfusunun büyük ço cepheleşme, Katolik Papalığın işaret eden bir gösterge. Ortak ğunluğunu pek yakında işlev ilk Hıristiyan Roma İmpara düşman, elbette ki yerel eko siz bırakacak, hatta gereksiz toru Büyük Konstantin’in nomiyi yıkan küreselleşme. kılacak teknoloji... tamamen sahte vasiyetine Ama o düşmanın artık belli Bu sacayağının ilk ikisi, sa dayanarak kurulması, Fransa bir vatanı yok, hepsi çokuluslu vaşta çatışmaya ve barışta re sayesinde olmuştur. ve her yerde! Üstelik en bü kabete dayalı toplumsal devi Protestanları bir gecede** yükleri, Amazon, Google gibi nimin kadim levyeleri. Üçüncü boğazladıktan birkaç yüzyıl leri vergi bile vermiyor... ayak teknoloji ise yeni olma sonra Katolik kral ve papaz Düşünün ki yalnız Londra makla birlikte insanın üretim ların kellesini uçurup dünyaya borsasında, sadece 1 saniye deki yerini alacak bir evreye devrim ihraç eden de Fransız de ortalama 33 milyon para girdi: On yıl içinde yayılması lardır, dünya gençliğini Mayıs transferi işlemi gerçekleşiyor beklenen robotizasyonun, top ’68 isyanıyla ateşleyenler de... ve sanal ortamdaki bu işlem lumları din bayraklı, ama para Sarı Yelekliler hareketi, baş ler, vergiye tabi değil! odaklı bir çatışmaya, hem de langıçta para odaklı; çünkü Ve küresel kapitalizmin kü küresel çapta kaçınılmaz bir yıllardır küçülen kamu hizmet çülttüğü devletler, ayakta ka çatışmaya sürükleyeceği artık lerine, azalan alım gücüne ve labilmek için dar gelirli halkın gün gibi aşikâr. artan gelir eşitsizliğine karşı sırtına biniyor; emdiği kanıyla Tarihte din ayrımcılığı hep başlatılan bir isyandı. besleniyor. Aynı küresel ser önemliydi, ama komünizm Fransa’nın bir özelliği, en maye üretimde robotizasyonu ile kapitalizmin rekabet ettiği ücra köşesinde bile bulunan tamamlayınca, zaten insan yıllarda sönmeye yüz tutmuş altyapı ve kamu hizmeti iken; nüfusunun büyük çoğunluğu tu. İran devrimiyle ateşlenen küresel ekonominin baskısıy da işsiz ve işlevsiz kalacak. İslami şeriatçılık ve SSCB’nin la yoksullaşan devlet, küçük Şimdi olduklarından bile daha yıkılmasıyla küreselleşen kapi yerleşim birimlerindeki okul, yoksullaşacaklar... talizmin rakip/düşman yarat hastane, postane, hatta tren Kıyametin ilk eskizi, elbette ma ihtiyacı, din ayrımcılığını da istasyonu vb. gibi kamu ku ki Fransa’da çizilecekti! körükledi... rumlarını zarar ediyor gerekçe Bu eskiz silinebilir, ama tu Tarihte para hep önemliydi, siyle kapatmaya başladı. Taş val boş kalmayacaktır. Belki ama insan davranışları hiç ra halkına, “Araba alın, kamu kalkışmalar birbirini izleyecek, bugün olduğunca para tarafın hizmetine arabanızla ulaşın!” hiç benzeşmeyecek; ama kı dan biçimlenmemişti. dedi. yamet tablosu 21. yüzyılda bi Aslında din ve paranın Si Başlangıçta, kolayca kredi çimlenecek ve mutlaka kültür, yam ikizi olduklarını, kâh biri verilen halk aynı kolaylıkla yani din boyutlu çatışma da nin ötekinin hizmetinde, ama araba satın alabiliyor, uzaktaki içerecektir. iktidarda olmak ve kalmak için kamu hizmetine gidebiliyordu. Bugün, Sarı Yelekliler’in son daima birbirlerini kullandıkla Ama daralan ekonomiyle bir günü olabilir. rını düşünürseniz; 21. yüzyıla likte, alım gücü küçüldü. Artık Ama her son, yeni bir baş damgasını vuracak kıyametin ne kolayca kredi alabiliyor, ne langıç değil midir? resmi ortaya çıkar. de araba. İşte bu yüzden isya HHH nın fitilini taşra halkı, akarya * Kırmızı Kedi, 2014 ‘Bir Hıristiyan Masalı’nı* kıta yapılan zam gerekçesiyle ** SaintBarthélemy katliamı, okuduysanız, bilirsiniz: 700’lü ateşledi. Sarı Yelekli kalkışma, 1572 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] 9 ARALIK 2018 SAYI: 34031 Türk’ün jest ile imtihanı Kul başkasında ayıpladığı günahı işlemeden ölmez!. Hadisler böyle diyor. Eskilerin yaygın inancı da budur. Tayyip Bey, Tanrı uzun ömürler versin, acaba ahret hazırlığı mı yapıyor? HHH İstanbul Reisi iken, Zincirlikuyu Mezarlığı girişine malum ayeti o yazdırmıştı. “Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ayetin, “Külli nefsin zaükatül mevt” tam meali “Her nefis (ruh) ölümü tadacaktır”dır. Maydanoz da canlı. Ama nefsi, ruhu yok!.) Uzunca bir süre koalisyonları lanetledi. “Koalisyon millet için şerdir” dedi durdu. Aslında hiç durmadı. “Tek Adamlığa giden yolu” bu söylemleriyle döşedi. Baktı ki bu yolun sonu çıkmaz. Bu kez kurtuluşu kendisi gibi, kendi ölçeğinde, o da tek adamlık tutkunu Bahçeli ile koalisyonda buldu. Günah dediği fiili, şimdi iştahla, coşku ile onunla birlikte işliyor. İkisi de tam birbirlerine göreler. Hem öfkeli, hem hoşgörülüler. İkisi de nükte, latife hatta tebessüm yoksuludurlar. Biri diğerine sokakta söylense, kan çıkacak sözler söylemekte mahirdirler: “Bak sayın Erdoğan, (...) benim böyle bir beyanatım varsa ve sen de bunu  açıklayamaz isen, tekrar ediyorum, alçaksın, şerefsizsin. Sen nasıl bir Müslümansın? Hadi Cumhurbaşkanı olmanı geçtik de, nasıl bir insansın?” (02.06.2015 Milliyet) Benzer sözleri Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir siyasi lider bir başka lider için söylemedi. Böylece birlikte tarih yazdılar. Bahçeli, belli ki Erdoğan’ın daha önce kendisi için söylediği “Zürriyetsiz, çoluk çocuk aile nedir bilmez!” sözlerinin intikamını alıyordu. Gençler sosyal medyada birbirlerine sorup duruyorlar: “Biri size ‘Irkçı, alçak, adi, namert, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez, ... acınacak halde, kafatasçı, zürriyetsiz!’ derse ona dostum der, ittifak kurar mısınız? (Ekşi Sözlük) Bunlar toy, cahil çocuklar. Ülkemizdeki güncel siyasetin ve “ebed müddet” lider olma aşkıyla yanan siyasetçinin meşrebinden habersiz çocuklar. İnşallah öyle de kalırlar. HHH Tezeğini adı değişmekle kokusu değişmez diye bir söz var Anadolu’da. Diploma konusu derin. “Beyan esastır!” diyelim. İkisi de “iktisadi ticari bilim” okumuş. Ama birlikte fizik kimya ve beka deneyine giriştiler. “Koalisyon”, “uzlaşma”, “ittifak” gibi kavramlar uygar siyaset için elbette kaçınılmaz. Teşbih için bile tezek denemez. Sarmısak diye değiştirelim. Onlar da zaten birlikteliklerinin kokusunu değiştirmeye çabalıyorlar. Yapıştırıcı diye de “beka”yı kullanıyorlar. Tek amaçları belediye seçimlerinden birlikte “nema” üretmek... Reis, “Ne istediler de vermedik?!” noktasında değil. Bahçeli’nin eti ne butu ne? Ama makul “jestler” de şart. Çünkü “Türkiye’nin bekası söz konusu!”. Ama bir belediye AKP veya MHP’nin olmaz ise ülkemizin bekası nasıl ve ne biçimde tehlikeye girer açıklayan yok. “Şerefsiz, alçak, zürriyetsiz” hepsinin üstüne, eskilerin deyimiyle “kasap süngeri” çekildi. “Birlikte büyümeye” yöneldiler. Koalisyon, Latince “coalitio (beraber büyüme)” anlamında bir sözcük. Resmiyeti olan, açık ve şeffaf bir ortaklık demek. “Jest” de yerli ve milli bir laf değil. O da Latinceden evrilme Fransızca bir sözcük. Derdini meramını el kol mimiklerle anlatmak gibi anlamı var. Muhteremler arada bir buluşup el kol işareti ile birbirlerine neyi nasıl anlatıyorlar ki? Ve birinin olmayacak bir isteğine, öteki “olmaz!” derken hangi el kol jestini kullanıyor? Şahsen, çok merak ediyor insan. Son haber, memleketi Osmaniye’yi kazansın diye Tayyip Bey’in Bahçeli’ye jest yapacağı. “Şerefsiz, alçak!” dediği kişinin jesti ile doğduğu ilin belediyesini ancak kazanabilen bir siyasetçinin, ülkemizin bekasına nasıl hizmet edeceği hususu ise Milli Bakiye Tarihi’ne geçecek bir mevzudur. HHH AKP Sözcüsü’nün açıkladığına göre “Bu seçimler çevre dostu olacak. Daha çok sosyal medya kullanılacak”mış. Yani Twitter, Youtube vs.. Daha önce ayıp günah saydığına sarılmak, sığınmak Reis’in alın yazısı. “Twitter denen bir bela var!” demişti. Çok geçmeden birkaç koldan Twitter hesabı açtı. Şimdi milyonlarca takipçisine 7/24 mesaj verip duruyor. Bahçeli’nin sözleri de Google’da taptaze duruyor: “Twitter’ı engelleyen, YouTube’u kapatan, hak ve hürriyetleri budayandan, hukuka saldırandan, hırsızlara kol kanat gerenden villalara balya balya dolar yığandan, evdeki parayı sıfırlarken haysiyeti de sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz.” (18.06.2014 Gerçek Gündem) HHH Bal gibi oldu. Bahçeli belki de yanılgısının bedelini ona şimdi jest yaparak ödüyor. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 06:38 Ankara 06:21 İzmir 06:2 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:10 13:02 15:22 07:51 12:47 15:09 08:10 13:10 15:37 Akşam 17:43 17:30 17:58 Yatsı 19:09 18:55 19:20 T.C. ÜSKÜDAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NDAN (TC: 19102966688) Ayşe ÇETİN’e ilanen duyurulur; İstanbul, Acıbadem mahallesi, Çınar Sokak, 168 pafta, 160 ada, 19 parsel, 10/1 kapı sayılı 6306 sayılı yapı için Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Çevre Şehircilik Bakanlığınca lisanslandırılmış kuruluş tarafından düzenlenen Riskli Yapı Tespit Raporu ilgi (a) dilekçe ekinde Müdürlüğümüze iletilmiş olup Müdürlüğümüz teknik elemanlarınca incelenerek onaylanan rapor, 6306 sayılı Kanunun 3.maddesinin 2. fıkrası, Uygulama Yönetmeliğinin 4. maddesi 4. fıkrası uyarınca riskli yapı hakkında gereği yapılmak ve bilgilendirilmek üzere Üsküdar Tapu Müdürlüğü’ne ilgi (b) yazımız ile bildirimde bulunulmuştur. Üsküdar Tapu Müdürlüğü’nün ilgi (c) yazısı ile söz konusu taşınmaz üzerinde riskli yapı belirtmesinin yapılarak ilgililerine tebligat yapıldığı bildirilmiştir. İlgi (ç) yazımız ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 8. maddesinde “(1) Riskli yapı olarak tapu kütüğüne kaydedilen taşınmazların maliklerine, altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenilir. (2) Riskli yapıların birinci fıkra uyarınca verilen süre içinde maliklerince yıktırılıp yıktırılmadığı, Müdürlükçe mahallinde kontrol edilir ve riskli yapı, malik tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulur.” hükmü uyarınca yapının 60 (altmış) gün içinde yıkılması için tebligat yapılmış, ancak söz konusu binanın verilen süre içerisinde yıkılmadığı tespit edilmiştir.6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve bu kanuna istinaden yürürlükte bulunan Uygulama Yönetmeliği gereği söz konusu yapıda varsa kiracı ve ayni hak sahiplerinin tahliyesi hususunda tarafınızca bildirim yapılarak binanın eşya ve nüfustan tahliyesi, Yıkım Ruhsatı alınarak yapının 30(otuz) gün içinde tarafınızca yıktırılması gerekmekte olup aksi takdirde yıkım ve tahliye işlemleri mahalli idare ve mülki amir tarafından yürütüleceği hususunda bilgi ve gereğini rica ederiz. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 906272) T.C. ESKİŞEHİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN / BAŞKANLIĞI’NDAN ESAS NO: 2018/466 Esas DAVALILAR: 1 GÖNÜL ÖZEN Yeni Mah. 3. Dere Sok. Melis Apt. No:11/6 Eskişehir Merkez/ ESKİŞEHİR 2 HÜSEYİN ÖZEN Yeni Mah. 3. Dere Sok. Melis Apt. No:11/6 Eskişehir Merkez/ ESKİŞEHİR 3 TAMER ÖZEN Yeni Mah. 3. Dere Sok. Melis Apt. No:11/6 Eskişehir Merkez/ ESKİŞEHİR Davacı Mürvet Özen tarafından aleyhinize açılan Mirasçılık Belgesinin İptali davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce dahili davalı dilekçesinde belirtilen adresinize çıkartılan tebligat adresinizden taşındığınızdan bahisle yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi, dahili davalı dilekçesi ve tensip zaptının ilanen tebliğine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.’nun 122 ve 127. ve 129 maddeleri gereğince dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde cevap dilekçesini sunmanız, HMK.’nun 116, 117. maddeleri gereğince varsa ilk itirazlarınızı cevap dilekçesinde ileri sürmeniz, HMK.’nun 128. maddesi gereğince bu süre içerinde cevap dilekçesini sunmadığınız taktirde davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş ve HMK.’nın 131 maddesi gereğince ilk itirazları ileri sürme hakkını kaybetmiş sayılacağınız, yokluğunuzda yapılacak işlemlere itiraz edemeyeceğiniz hususu dava dilekçesi, dahili davalı dilekçesi ve tensip zaptı yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 911362) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle