28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 5 Kasım 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY 170/8 0 190/1 0 0 160/1 0 0 190/1 3 0 200/8 0 150/3 0 70/2 0 170/3 0 260/1 0 0 150/8 0 170/8 0 230/1 5 0 160/6 0 240/1 6 0 170/7 0 60/3 0 170/6 0 130/9 0 140/4 0 210/1 3 0 160/7 0 200/1 2 0 TARİHTE BUGÜN 2006: Türk siyasi hayatın önemli figürlerinden “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit (81) yaşamını yitirdi. AKP’li belediye ölülere borç Mezarda daçıkardı, 5 yılı geçen mezar yerleri için rahat yokpara isteniyor AHMET ŞEFİK AKP yönetimindeki Trabzon Büyükşehir Belediyesi, defin işlemi 5 yılı geçen mezarlıklar için tahsis ücreti çıkardı. Ücreti ödeyemeyenlerin mezarına yeni defin yapılacağı öğrenildi. AKP ezici çoğunluğundaki Büyükşehir Belediyesi Meclisi, 12 Ekim 2018 tarihinde, mezarlıklarda parası ödenmeyen ve tapusu bulunmayan yerlerle il gili Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nu görüştü. Meclis, raporu kabul ederek 01.01.2019 tarihinden sonra uygulama yapılmasına karar verdi. Uygulama duyuruda açıkça belirtilmedi. Ancak mezarlıkta yakınları bulunan vatandaşların Sülüklü Mezarlığı yetkililerine başvurması sonucunda kararın içeriği anlaşıldı. Buna göre mezarlıklarda yakınları bulunanlar tahsis ücreti ödememişlerse, 1 Ocak 2019’a kadar bu bedelleri ödemeye çağırılıyor. Üstelik faiziyle birlikte. Sülüklü Mezarlığı’nda kimisi 50, kimisi 40 yıl önce ölmüş 3 akrabası bulunan Y.K. adlı vatandaştan, faizleriyle birlikte 5 bin TL civarından para isteniyor. Bu paranın yatırılmaması halinde mezar yerinin “kimsesiz mezarlığı” statüsüne geçirileceği ve üzerine yeni defin işlemi yapılacağı belirtiliyor. Öte yandan mezarlıklarda yakınları bulunanlara herhangi bir tebligat yapılmadığı, mezarlığa gelenlerin müdürlüğün camında asılı yazıyı görmesi sonucu durumu öğrenebildiği, isteyene de bir fatura çıkarılmadığı öne sürüldü. Trabzon’un eski mezarlıklarında 50, hatta 100 yıllık mezar bulunuyor. Bu insanların yakınlarına nasıl ulaşılacağı, yakınlarının borcu kabul edip etmeyeceği belirsizken, herhangi bir yakını olmayan ölüden nasıl para tahsil edileceği anlaşılamadı. l TRABZON ATA’DAN ANA’YA KOŞTULAR 20 YARALI Yolcu minibüsü boşluğa uçtu Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde Şehitler Mahallesi mevkisinde T.I. idaresindeki Şirinköy şehir içi yolcu minibüsü, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu iki bina arasındaki boşluğa devrildi. Gölcük Kaymakamı Mustafa Altıntaş, yaralanan 20 kişinin hayati tehlikesinin bulunmadığını ve hastanede tedavi altına alındığını açıkladı. l AA URLA ‘DUR’ DEDİ Taşocağına karşı sandık mesaisi İzmir’in Urla ilçesine bağlı Balıklıova mahallesinde yaşayan yurttaşlar, mahalle yakınına kurulması planlanan taşocağına ilişkin dün ‘halkoylaması’ gerçekleştirdi. Seçimde yaklaşık 500 kişi taşocağına karşı oy kullandı. Ayrıca taşocağına karşı İdare Mahkemesi’nde dava açıldı. l AA Dayakçı öğretmen açığa alındı İzmir’de Kahramanlar Mustafa Öğütveren İlkokulu 1. sınıf öğrencisi T.K. (6), iddiaya göre ders sırasında yazıları okuyamadığı gerekçesiyle öğretmeni M.N. tarafından ‘Haydar’ adını verdiği sopayla vurularak dövüldü. Ailenin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturmada M.N’nin açığa alındığı bildirildi. l AA İdlBKZeüaezeodmblbşkeüueeaidrzysdti’euyddıilyn”eıeemenlseHMtaicneatıue1lan7iasnnrı2rtmata“9AifkfA’ıınaknantaodlaKikyşna’edauainnmbacsdnrau8aiünl0AMkzeA.aneeyttuanyaııl’llldydateıüaaşınn.rtneeSkKıılnd’’aaanüeyrkrdn.nşgoaEıiışyynnuaka gkyÖşrkiıüoaenyzçşrlceaeıüuişlkn,ğcomaİuüklzmaBlama1ce0tarıiıl,akrleeı’4midkinnçaibciybyntıielnüıaaltıynBr2emaüıa0rsğşmt0dıüekröaamaşikdesnbeteaküitYklrr.8yçaüeE0aorrltdsikkkyeııimkatventeşetlciiı.narkınsiltptdlıtdeteaMAai.ntA1uübK7rmi2aa9rt Cumhuriyet kadınları İZMİR’DE KADINA SAYGI MÜZESİ AÇILDI İzmir’deki “Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı” Karşıyaka Belediyesi tarafından yenilendi. Alt bölümündeki alanda, Cumhuriyet tarihine yön veren kadınların hikâyeleriyle oluşturulan “Kadına Saygı Müzesi” açıldı. Müzede Cumhuriyet tarihine yön veren ve o dönemden günümüze kadar tarihte iz bırakan 100 kadına ve onları ölümsüzleştiren hikâyelerine yer verildi. Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı ile Saygı Müzesi’nin, görev sürecinde hayata geçirdiği en önemli projeler arasında yer aldığını kaydeden Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Çocuklarımız Türkiye’nin kuruluş mücadelesinde yer alan kadınların kim olduğunu öğrenecekler. Kara Fatma’nın kim olduğunu, İdil Biret’in, Suna Kan’ın kim olduğunu öğrenecekler” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet Hüseyin Mutlu Akpınar haber 3 Arda’nın kafası, Ahmet Kural’ın yumruğu Öz ve görüntü aynı olsaydı bilime gerek duymayacaktık. Arda’nın kafasıyla, Ahmet Kural’ın yumruklarıyla görüntüyü gözümüze sokuyorlar. Biz özü arıyoruz. Tesadüf mü? Topçu Arda, popçu Berkay’ın burnunu, Ahmet Kural’ın bir kadının parmağını kırdığı yerde kırdı. Haberleri tarayın, “gizli kalsın”da olaylar hiç bitmiyor. Yalnız alkolü fazla kaçıran müşteriler mi? Medyanın “işletme dâhisi” yazdığı patronu Umut Evirgen’in vukuatı biliniyor. Sevgilisiyle fotoğrafını çeken gazetecilerin üzerine silahlı korumaları atlamıştı. “Zengin çocuğu olmamışlığı” denip geçilebilirdi. Ancak bir aile geleneği olduğu anlaşılıyor. Zira “Set Kemal” namıyla bilinen babası ve David Harvey, konut değerindeki artışın 19191925 arasında yüzde 400 olduğunu söylüyor. Alkol yasağı muhafazakârlığın alışıldık sembolü sadece. Size ders kitaplarında dini nedenlerle yapılan sansürlerden mi söz edelim? Darwin’in Evrim Kuramı’nın düşman ilan edilmesinden mi? Yoksa göçmen karşıtı yasalardan mı? Sanmayın ki insanlar bu dönemi kilisede dua ederek geçirdi. Scott Fitzgerald’ın “Muhteşem Gatsby” romanı bu dönemi anlatır. Romandaki çılgın ev partileri bu dönemin özelliğiydi. Bir ayrıntı daha var. Ön tarafı pizzacı arka tarafı alkollü eğlence mekânları da (speakeasy) işte bu alkol yasağına bulunmuş çözümdü. Kimi “caz çağı” diyor. Klasiklerin yerini cazın aldığı, ardı ardına açılan AVM’lerde bile cazın amcasının, 20 yıl önce karıştığı ci çaldığı yıllardı. Kimileri de “kanayeti arşivden öğreniyoruz. Ko yıp kuşak” adını veriyor. Hüzün nu, otopark işletme kavgası. Karşılarındakiler ise “ekmeğimizle oynadın” diyen Çavak kardeşler. Kemal Evirgen’in silahından çı lü “John’s Brown’s body” müziği yerini eğlenceli “Mr. Zip Zip Zip” şarkısına bırakıyordu. İçkinin su gibi aktığı, sabahlara ka kan kurşunlarla Çavak’lardan biri ölüyor, ikisi ağır yaralanıyor. Hapisteki “Set Kemal”i ziyaret için Mehmet Ağar da, mafya babaları dar süren şatafatlı partilerde, hayatı hiç yaşamamış gibi yaşayan bir kuşak, anlamsızlık içinde kayboluyordu. da sıraya giriyor. Uzatmayalım... Bir süredir topçu, popçu, oyuncu saldırılarıyla konuşulan mekânın sahiplerinin de işlerini silahla görmeye alıştığı anlaşılıyor. Biz mekâna geri dönelim. Şöyle düşünün, dışarıdan pizzacı. Oturup sipariş verebiliyorsunuz. İçerde bir meşrubat dolabı var. Kapısının ardından başka bir dünya açılıyor. İnsanların kendisini “serbest” hissettiği, “et ete” denebilecek kadar kalabalık gece kulübüyle karşılaşıyorsunuz. Nasıl hissetmesinler? Son dönemde sosyete fotoğraflarına dikkat etmiyor musunuz? Masada meze var rakı yok, peynir var şarap yok. “Aman görmesinler” diye bardaklar masa altına iniyor. İlk kez ABD’de çıktı İstanbul’da son dönemde artan “pizzacıdan özgürlüğe açılan kapılar” aslında bir Türk buluşu değil, hikâyesi ABD’ye uzanıyor. 1919’dan 1933’e kadar ABD’de içki üretiminin, dağıtımının, satışının yasak olduğunu biliyor muydunuz? Demokrat Başkan Wilson’a rağmen Kongre’nin marifetiydi. Sürpriz değil, muhafazakârlık artıyordu. Yasağın ardından 3 sağcı başkan; Harding, Coolidge ve Hoover, ABD’yi içki yasağıyla yönettiler. 1. Dünya Savaşı’nın ardından zengin ABD ekonomisinin tekellerle parladığı dönemdi. New York’ta inşaat patlaması yaşanıyordu. Arazi rantı arttıkça, çelik taşıyıcılar sağlamlaştıkça, gökdelenler daha da yukarı çıkıyordu. Alkol yasağıyla mafya patlaması Alkol yasaklanınca suç da bitecek sanılırken tersi oldu. Amerikan filmlerinden tanıdığınız mafya ailelerinin bu dönemde palazlanması tesadüf değil. Yeraltına çekilen eğlence dünyasının hâkimi, Al Capone’dan Şanslı Luciano’ya, çete reisleriydi. “Gizli kalsın” mekânlarını işletmekle kalmıyorlar, içki kaçakçılığını ve üretimini yapıyorlardı. Sokaklarda çatışmalar, dükkânlarda kavgalar bir klasikti. Son veren 1929’daki büyük kriz oldu. Sovyetler Birliği sosyalist kalkınmayla yoluna devam ediyordu. 1933 yılında ABD Başkanı olan Roosevelt ise devletin müdahaleci olduğu, kamu harcamaları ve ücretlerin yükseldiği bir kapitalist programı uyguladı. Altyapı yatırımları ve üretim arttı, gökdelen inşaatları da mafya da azaldı. Dükkân arkasındaki partilerin yerini, açık ve dürüst salon eğlenceleri aldı. Şimdi, biz yine bir kriz döneminde, muhafazakârlığı ve pizza dükkânları ardında “gizli kalsın” skandallarını konuşuyoruz. Sonradan görme sosyetenin, mafya kucağında eğlenirken işlediği günahları okuyoruz. Gökdelenlerin Cumhurbaşkanı ise “ülküm yükselmek ileri gitmektir” diyen 1930’lar ile hâlâ kavga ediyor. Ben ise her şeyi Muhteşem Gatsby’nin sonuyla okuyorum: “Bizler akıntıya karşı kürek çekip sularla boğuşurken aslında durmaksızın geriye, yani geçmişe doğru gidiyoruz.” Yaşamak istiyorum İzmir’de 8 yıl önce 12 yaşındayken geçirdiği trafik kazasında incebağırsakları zarar gören Gizem Kılıç (20), 2010 ve 2014’te yapılan incebağırsak nakillerinin ardından tekrar organ nakline ihtiyaç duyuyor. Sağlık durumu her geçen gün kötüleşen, 14 aydır hastane oda sından çıkamayan Gi zem, sosyal medyadan Gizem Kılıç yayımladığı video ile “Ben yaşamak istiyorum, yaşama hakkımı istiyorum. Lütfen se simize ses verin. İnce bağırsak bağışlanmı yor” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle