26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 7 Eylül 2017 2 ‘Madde kullanımı ülkenin hali ile ilgili’ 2 SENTETİK UYUŞTURUCUYA BAĞLI ÖLÜMLERDE TÜRKİYE BİRİNCİ Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç İle Mücadele Dairesi’nin (UNODC) raporuna göre dünya üzerinde 29.5 milyon kişi uyuşturucu bağımlısı. Sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde ise Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer Özkan Pektaş alıyor. İstanbul Balıklı Rum Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma Tedavi ve Eğitim Merkezi Kurucu Hekimi Prof. Dr. Özkan Pektaş, uyuşturucu madde kullanımında en önemli konunun “toplumsal rüzgârlar” olduğunu söyleyerek, “Toplumsal rüzgârlar, antisosyal, psikopatik girişimlerin bu ülkede kolaylaşmasıdır. Mesela; çalmak, yaralamak, dayak atmak, şortla geziyor diye birine saldırmak... Bütün bunlar kabalaşmayı ve şiddeti artırıyor. Madde kullanımı ülkenin hali ile fazlasıyla ilgilidir” dedi. Pektaş, Türkiye’de uyuşturucu madde satışında ciddi bir artış olduğuna dikkat çekerek, “Çok fazla madde ülkeye girmeye başladı. Madde çeşitliliği de arttı. Şu an toplumda en bilinenlerden biri bonzai olsada skunk, salvia, gubar var. Bu maddelerin girişi de çok artmış durumda. Bunun en önemli nedenlerinden biri uyuşturucu maddenin ekonomik olarak büyük getirisinin olması. Durum böyle olunca Türkiye’deki işsizlik oranları, bir de bunun yanında 3 milyon mültecinin ülkemize gelmesi madde kullanımını daha da artırdı. Bu insanların satacakları malın daha fazla tüketilmesi ve ucuz olması gerekiyor. En pahalı uyuşturucu kokain. Ama bonzai 510 TL. Günde altı defa alınınca 60 TL yapar ve bu satıcılar için iyi bir para demek” diye konuştu. Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye gelmesinin ardından madde satışı ve ba ğımlılığında bir artış olduğunu söyleyen Pektaş, “Suriye’den zengin ve fakir olan herkes geldi. Fakir olan para kazanmak için bu işi yapıyor. Suriye’den gelen herkes uyuşturucu satıyor demiyorum. Artış var diyorum” dedi. Madde bağımlısı kişilerin başlangıçta hastaneye yatmak istemediğine dikkat çeken Pektaş, tedavi sürecini şu sözlerle anlatıyor: “Hastadan ailesi tedavi olmasını rica ediyor. Hasta hastanemize gelince önce vücudunu maddeden temizliyoruz. Vücutta uyuşturucu maddeyi bloke eden ilaçlar kullanmaya başlıyoruz. Yani panzehirini veriyoruz. Böylelikle hasta tedaviden sonra dışarı çıkıp tekrar madde kullandığında ondan hiçbir zevk almıyor. Daha sonra da psikolojik tedavileri başlıyor. Maddesiz hayata uyum sağlayabilme gibi konuların üzerinde duruyoruz. ‘Telefonunu değiştir, arkadaş ortamını değiştir’ gibi tavsiyelerde bulunuyoruz.” Pektaş, bir hastanın tedavinin ardından bir daha madde kullanmayacak demenin imkânsız olduğunu vurgulayarak, “Tekrarlama durumları oluyor. O zaman hasta yeniden bize geliyor. Bu da genelde çevreyle, arkadaş grubuyla ilgili oluyor... Bizim için önemli olan bir hastanın maddeyi bırakma sebebinin ne olduğudur. Bir hastaya maddeyi niye kullanıyorsun sorusunu sormak çok yanlıştır. Neden bırakmak istiyordur esas mesele... Hastanın bedeninden maddeyi temizliyoruz. Ama kişinin kendi kafasında da bitirmesi lazım” ifadelerini kullandı. Pektaş, ailelerin çocuklara suçu çağrıştıracak şeylerden uzak durmaları konusunda uyarıda bulunduklarını anlattıklarını kaydederek, çocuğun akademik başarıda düşüşü, hal ve gidişindeki değişiklikler, kurallara uymada sorun, aileye okula karşı isyan varsa dikkatli olunması gerektiğini söyledi. BM tehlikeye dikkat çekiyor 4 Dünya genelinde 1564 yaş arasında 250 milyon kişi en az bir kere uyuşturucu madde denedi. 4 2016 yılında dünyada 207 bin kişi uyuşturucu nedeniyle hayatını kaybetti. 4 10 madde kullanıcısından biri maddeye bağlı hastalıklara maruz kalıyor. 4 Uyuşturucu maddeyi ilk kullanma yaşı ortalaması 13.8 olarak tespit edildi. 4 Yatarak tedavi gören bağımlıların yaklaşık üçte biri 1524 yaş grubunda. 4 Gençler arasında doğrudan kana karışan uyuşturucu madde kullanımı daha yaygın. 4 Sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı. 2015 yılı verilerine göre 580 kişi yüksek dozda uyuşturucu kullanımı nedeniyle yaşamını yitirdi. Psikolog Şahin: Hastalara ve ailelere terapi şart Balıklı Rum Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılı olduğunu bilmiyor. Ama bağımlılık bir hastalık. Şeker hastalığı gi ğı Araştırma Tedavi ve Eğitim bi... Ancak ilaçlarla kontrol altına Merkezi’nde psikolog olarak çalı alınabilir. Terapiler sayesinde ise şan Özge Şahin, madde bağımlılı isteklerle nasıl başa çıkılabilir? ğının her zaman aileden kaynak Maddenin boşluğunu nasıl doldu lı olmadığına dikkat çekti. Şahin, rabilirsin? Maddeyi insanın haya ailede kopuk bir ilişki veya kav tından aldığında büyük bir boş ga ortamı olmadan da çocukların luk oluşuyor. Bu nedenle bu tür madde kullanabileceğini söyleye konuları konuşuyoruz. rek, “Aile ilgisizse, ilişkilerde ko Hastaların birçoğunun yalan pukluk varsa, zemin hazırlamış söylediğine dikkat çeken Şahin, oluyor. Ama aile ilgiliyse de mad “Hastalar yalan söylüyor. Kendi de bağımlılığı ola leri de bunun farkın biliyor. Burada ya da. Maddeye ulaşmak tan çoğu hastanın ai için eşini, ailesini gö lesi ilgili, ilişkiler zü görmüyor çünkü de kopukluk yok. Yi uyuşturucu duygula ne de kişi meraktan rı sıfırlıyor. Hasta eğ ve ortamın etkisiyle lenmiyor, gülmüyor, uyuşturucu madde ağlamıyor... Nötr ya kullanabiliyor” dedi. ni. Ama uyuşturu Madde kullanan in cu madde kullanma sanların stresle başa çıkma olasılığının Özge Şahin dığı zaman, hem fizyolojik hem de psilo çok düşük olduğunu jik olarak yaşadıkla vurgulayan Şahin, rı gün yüzüne çıkıyor. “Hastalara stresle başa çıkma Diyor ki mesela belim ağrıyor. Fı yı öğretmeye çalışıyoruz. Herke tık çıktı... Yani madde ağrıları da sin bir maddi sıkıntısı ya da eşiy sıfırlıyor, hissetmiyor. Bu son le, sevgilisiyle sorunu olabiliyor ra ortaya çıkıyor. Psikolojik ola diyerek anlatıyoruz. Ama mad rak da bu böyle. Ağlamaya başlı de kullanan kişi, stresle başa çık yor. ‘Aileme n’aptım? Pişmanım’ mak yerine maddeye sığınıyor” diyorlar..” ifadelerini kullandı. diye konuştu. Ailelerle ile yaptıkları terapile ‘Bağımlılık hastalıktır’ re de değinen Şahin özetle şunları söyledi: “Aileleri daha çok bi Şahin hastalara uygulanan te linçlendirmeye çalışıyoruz. Aile rapi yöntemlerini ise şu sözler ler çocuklarının zevk için uyuş le anlattı: “Burada yatan hasta turucu madde kullandıklarını dü lara bir haftalık bir terapi uygu şünüyorlar. Onlara zevk için de luyoruz. Yatışa geldiklerinde ilk ğil artık bir bağımlılığa dönüştü olarak bilgi alma ile işe başlıyo ğünü anlatıyoruz. Çocuklarının ruz. Kişilerin hikâyelerini, aile ve çok iradesiz olduklarını ifade edi iş hayatlarını öğreniyoruz. Daha yorlar. Bunun iradeyle alakalı ol sonra tedavinin faydalarını anla madığını bunun bağımlılıkla ilgi tıp ilaçların etkilerinden söz edi li olduğunu söylüyoruz. Uzaklaş yoruz çünkü hastalar, ‘İlaçları ma imkânları varsa uzaklaşmala kullandım. Bitti. Kurtuldum’ diye rını, tatil yapmalarını falan söy rek ilaçlarını bırakıyorlar. Bizler lüyoruz. Çocuklarına güveniyor bu hastanede kanı temizliyoruz. gibi yapmalarını ama asla güven Görüşmelerde ise bağımlılığın memelerini, denetim altında tut ne demek olduğunu, bunun nele maları gerektiğini, nereye gidip re yol açtığını konuşuyoruz. Ço geldiklerini kontrol etmeleri ge ğu hasta bağımlılığı bir hastalık rektiğini söylüyoruz.” haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Danıştay Başkanı görevden ayrılmalıdır Toplumdaki adaletsizlikler o denli yaygınlaştı, adalet arayışı o denli güç kazandı ki, AKP/Erdoğan iktidarı adalet konusunda tam bir savunmaya geçti! HHH Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Başbakan Yardımcısı, eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şöyle bir tvit attı: “Kim ne derse desin, Türk yargısı, AB ülkeleri yargısından da ABD yargısından da hem daha fazla hukuka bağlı ve hem de daha fazla adildir.” HHH Bozdağ’ın Twitter’den paylaştığı bu sözlerin sosyal medya mecralarındaki en terbiyeli ve nazik karşılığı “Şaka yapmış” biçiminde oldu. HHH Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi 1976 mezunu, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ise şöyle demiş: “Yargıyı bu şekilde malzeme yapmak, töhmet altında bırakmak bütün Türkiye’ye zarar verir. CHP eski yargı düzeni değiştiği için çok rahatsız. Bakın, yargı taraflı deniyor. Ben Danıştay Başkanı olarak sizi temin ederim ki yargı şimdiye kadar hiç bu kadar tarafsız ve bağımsız olmamıştı. Şundan emin olun ki, şimdiye kadar herhangi bir kararımızla ilgili en ufak bir telkin, telefon, uyarı almadım, almadık. CHP, Adalet Kurultayı’ndan sonra yayınladığı bildirgeyle ne yapmaya çalışıyor? Aslında ben biliyorum. Tek başlarına güçlü siyaset yapamadıkları için eskiden onların imdadına yargı yetişiyordu. Şimdi artık yargı bunu yapmıyor. O nedenle rahatsızlar.” HHH Anayasamız, idarenin, yani iktidarın, yani hükümetin, bütün işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtir. Danıştay, vatandaşların, hem bireyler, hem de elbette siyasal partiler başta olmak üzere, örgütler olarak, hükümet kararları aleyhine başvurularının son inceleme merciidir. Daha açık bir ifadeyle, Danıştay, iktidarı yargılar: Danıştay, hükümeti “şikâyet edilen” taraf olarak yargılar; Demokratik Rejimi, temel hak ve özgürlükleri, kamu çıkarlarını, idareye, yani siyasal iktidara karşı korur. Bu kurumun başında bulunan kişinin, açıkça iktidardan yana tavır koyması, Ana Muhalefet Partisi ile siyasal polemiğe girmesi Demokratik Rejimlerde Anayasal açıdan kabul edilebilir bir tutum ve davranış değildir. Bu tutum ve davranış doğrudan doğruya Demokratik Rejime, Anayasa’ya aykırıdır ve bu nedenle de, Danıştay Başkanı’nın derhal görevinden ayrılmasını gerektirecek niteliktedir. HHH Her zamankinden daha güçlü bir biçimde: DİREN İDARİ YARGI... DİREN ADLİ YARGI... DİREN ADALET... DİREN DEMOKRASİ! İlkyardımın ABC’si İlkyardım uygulamaları yaralı kişinin sağlık kurumuna ulaşma sürecinde hayatta kalmasını ve oluşabilecek sakatlıkların önlenmesini sağlıyor. Her gün kaza ve yaralanma riskleri ile karşı karşıyayız. Kaza sonrası ilk müdahale olan ilkyardım uygulamaları yaralı kişinin sağlık kurumuna ulaşma sürecinde hayatta kalmasını ve oluşabilecek sakatlıkların önlenmesini sağlıyor. Uzmanlar, bu nedenle ilkyardımın hayat kurtarıcı olduğuna vurgu yapıyor. 39 Eylül İlkyardım Haftası. Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı ve Acil Servis Sorumlusu Uzm. Dr. İbrahim Tokalak, kazaları önlemek kadar, oluşan kaza sonrası ilkyardımın da önemli olduğunu belirterek “Özellikle ölüm ve yaralanmaları azaltan ilkyardım, çocukluk çağından itibaren dikkat edilmesi gereken konuların başında gelir. Çocukların ve yetişkinlerin alacağı ilkyardım eğitimleri birçok hayatın kurtulmasını sağlar” diyor. ‘Tehlikeyi ortadan kaldırın’ Kaza ve yaralanmaların sıklıkla yaşam alanlarımız olan ev, iş ve okullarda yaşandığını vurgulayan Tokalak, şöyle devam ediyor: “Genellikle çarpışma, düşme, kesik, yanık gibi yaralanmalar görülür. Bu yaralanmalar kimi zaman kişinin sağlığını çok fazla olumsuz etkilemezken kimi durumda ölüme varan olumsuz etkilere neden olabilir. Ev, okul ve işyeri gibi sıklıkla kullanı lan alanlarda kaza sonrası ilkyardım önemlidir. ” Tokalak, ilkyardımın öncelikli amaçlarını ise şöyle sıralıyor: 4 Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak, 4 Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak, 4 Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek, 4 İyileşmeyi kolaylaştırmak. 1 saatlik uykuda 132 kez solunumu durdu Uyku apnesi sorunu olan 41 yaşındaki İlhan Paşaoğlu, robotik cerrahi ile bu hastalıktan kurtuldu 41 yaşındaki İlhan Paşaoğlu, bir süredir uyku apnesi sorunu ile karşı karşıyaydı. Yapılan uyku testinde 1 saatlik uykuda 132 kez nefessiz kaldığı ortaya çıktı. Robotik cerrahi yöntemiyle ameliyat edilen Paşaoğlu, bu sorundan tamamen kurtuldu. Aşırı horlama ve uykuda solunum durması olarak adlandırılan uyku apnesi toplumda sık görülen bir problem. Hastalık, orta ve ileri düzeyde ise iş, aile ve sosyal hayatı olumsuz etkiliyor, iş hayatında başarısızlıklara neden olabiliyor. Uyku apnesi sorunu yaşayanlardan biri de özel bir otomotiv şirketinde yönetici olarak görev yapan İlhan Paşaoğlu’ydu. Horlama, uykuda nefes durması, yorgun uyanma, gündüz uykululuk hali, bağ ağrısı yaşayan Paşaoğlu’nun son zamanlarda tansiyonu da yükselmeye başlamıştı. KBB Uzma nı Prof. Dr. Fatma Tülin Kayhan, hastaya uyku apnesi ön tanısıyla polisomnografi adı verilen uyku testini yaptıklarını belirterek “Tablo, tıkayıcı uyku apnesi adını verdiğimiz ileri tabloydu, hayatını tehdit ediyordu” dedi. Kayhan, bu kadar ileri uyku apnesi hastalarında cerrahi tedavi pek yapılmadığını anımsatarak “Da Vinci Robotik cerrahi ile özellikle alt solunum yolunda dil kökü ve gırtlak seviyesindeki tıkanıkları açabiliyoruz. Aynı anda, yumuşak damak, küçük dil, bademcikler, dil kökü ve gırtlağa tıkanıklıkları açıcı işlemler gerçekleştirildi. Bu işlemleri yaparken klasik yöntemlerde uygulanan trakeotomi (solunum yoluna delik) açma işlemi de uygulanmadı. Ameliyat sonrası hastanede 4 gün kaldı” diye konuştu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle