05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, tepkilere karşın füze denemelerinden geri adım atmadı. BM’den Kuzey Kore’ye ağır yaptırımlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), uluslararası tepkilere rağmen nükleer ve balistik füze denemelerini sürdüren Kuzey Kore’ye yeni yaptırımlar uygulanmasına karar verdi. BMGK’de ABD tarafından hazırlanan, Çin ve Rusya’nın da desteğiyle kabul edilen karar, Kuzey Kore’nin gerçekleştirdiği rafine petrol ürünü ithalatının yıllık 500 bin varille sınırlandırılarak yaklaşık yüzde 90 oranında kesilmesini, ham petrol arzının da yılda 4 milyon varilde tutulmasını öngörüyor. Karara göre yurtdışında çalışan Kuzey Kore vatandaşlarının 24 ay içerisinde ülkeye dönmesi gerekiyor. ABD’nin, işçilerin mevcut çalışma izinlerinin sona ermesinin ardından Kuzey Kore’nin yıllık 500 milyon dolarlık döviz girişinden mahrum kalacağını hesapladığı belirtiliyor. Pazar 24 Aralık 2017 Haşdi [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET Şabi sınırda [email protected] 7 “UUmudunu kaybetme... muda yolculuğun” belki de en yaşlı ismi Leyla Salih... Yakınlarına göre 110 yaşındaki Suriyeli Salih, geçen kasım ayında torunu, küçük oğlu, gelini ile birlikte ölümü göze alarak derme çatma bir tekneyle Ege üzerinden Yunanistan’a geçen on binlerden.. Şimdilerde ailece sığındıkları Yunanistan’ın başkenti Atina’da yeni bir hayat kurma çabasında. 1907 yılında Kobani’de doğduğu belirtilen Salih, Almanya’da bir sığınmacı kampında olduğunu söylediği torunu Nesrin’i bir gün görmeyi umduğunu dile getiriyor. Trump’tan YPG’ye silaha devam AnkaraWashington hattında yük sek tansiyona yol açan YPG/ PYD konusunda, ABD’nin Türkiye’nin sert muhalefetine karşı silahlandırma adımlarını sürdürdüğü belirtiliyor. DHA’nın haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, “Pentagon’un Suriye’deki ortaklarına gönderilmek üzere hazırladığı 393.3 milyon dolarlık silah listesini” onayladı. Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) doğrudan listede atıf yapılmadığı ancak bunun yerine “incelemeden geçmiş Suriye muhalefeti” ifadesinin yer aldığı kaydedildi. Bu çerçevede de ABD’nin gelecek yıl da binlerce ağır silahı Suriye’ye yollayacağına işaret edildi. Trump’ın listeye imzasını attığı tarihin ise 12 Aralık olduğuna dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la 24 Kasım’da telefonla görüşen Trump’ın “YPG’ye bundan sonra silah gitmeyecek” şeklindeki sözleri hatırlatıldı. Ayrıca “Suriye’deki eğitdonat programı için ayrılan 500 milyon dolarlık bütçenin de onay aldığı” kaydedildi. Pentagon’un 2018 stratejisi içinde SDG bünyesindeki “Arap varlığını da artırmak olduğu” savunuldu. ‘Desteğe ayarlama’ Öte yandan Trump’ın IŞİD’le mücadele özel temsilcisi Brett McGurk Rakka’daki operasyonların önemli aşamasının tamamlanmasıyla birlikte YPG’ye atıfla “yerel güçlere verdikleri desteğin düzeyinde ayarlamalar yapılacağını” söyledi. Düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin Ankara’nın YPG’ye verilen silahlara yönelik tepkisine işaret eden sorusuna da “bazı teçhizatları sınırlı şekilde verdiklerini, bu süreçte NATO müttefiki Türkiye’ye karşı çok şeffaf olduklarını” söyledi. BAE’nin ‘casus imparatorluğu’ Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan’ı “hırsız” olarak niteleyen mesajına Ankara’nın sert tepkisiyle siyasi krizin yaşandığı Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Körfez’de bir “casus imparatorluğu” kurmak için eski Washington ve CIA çalışanlarını işe aldığı öne sürüldü. ABD’nin Foreign Policy (FP) dergisinin haberine göre BAE, ABD’nin eski istihbarat, askeri ve hükümet yetkililerine büyük meblağlar ödüyor. Hedef ise hem İran hem de İran ya da İhvan bağlantısıyla suçlanan muhalifler. Haberde, başkent Abu Dabi’nin Zayed Limanı yakınında yüzme havuzlu bir villada Batılıların BAE’lilere istihbarat eğitimi verdiği, Abu Dabi’ye 30 dakika mesafedeki “Akademi” adlı merkezde de BAE’lilerin CIA’in “Çiftlik” lakaplı Paery Kampı’nda yapıldığı gibi çatışma eğitiminden geçirildiği aktarıldı. Eğitimlerle ilgili resmi belgeleri gördüğünü ve sürece müdahil olan eski ABD yetkilileriyle görüştüğünü belirten FP, BAE’nin ABD ordusu ve istihbaratında on yıllarca görev yapılarak elde edilmiş becerileri satın almasının, ABD açısından yasal soru işaretleri doğurduğunu vurguladı. Haberde, dergiye konuşan iki kişinin Suudi Arabistan’da da benzer bir programın gerçekleştirilmesi için yıllardır uğraşıldığı iddiasına dikkat çekildi. Silah bırakması yönünde çağrıların arttığı milis gücünün, Suriye’den Irak birliklerinin hedef alınması üzerine bölgeye konuşlandırıldığı duyuruldu IŞİD’e yönelik nihai zafer ilan eden Irak’ta tüm milis güçlerin silahlarını teslim etmesi yönünde tartışmalar sürerken Şii Haşdi Şabi’nin Suriye sınırında konuşlandığı belirtildi. Haşdi Şabi’nin Batı Anbar bölgesi komutanı Kasım Mesleh, son günlerde Suriye’den sınırdaki Irak birliklerine ateş açıldığını söyledi. Reuters’ın haberine göre Mesleh, “Irak sınır noktalarına yönelik füze saldırıları sonrasında, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) 13. Tugayı bölgeye konuşlandı, saldırının geldiği yeri hedef aldı” ifadesini kullandı. Suriye’den gelecek ateşe karşı sınırda düşmana karşı pozisyon aldıklarını söyleyen Mesleh’in diğer yandan bu bölgeye konuşlanmanın görevlendirme sahalarında olmadığına işaret etmesi dikkat çekti. Buna karşın Mesleh “Ancak tüm güvenlik güçlerine destek vermek görevimiz” diye konuştu. Düşman kim? Haşdi Şabi komutanı Suriye’den ateş açan “düşmanın” kim olduğuna açıklık getirmezken haberde, daha çok sınır bölgesinde sıkışan IŞİD’in etkinliğini korumak amacıyla gerilla tarzı vur kaç taktiklerine başvurabileceği yorumları aktarıldı. Irak merkezi ordusundan General Yahya Resul da Haşdi Şabi’nin sınıra konuşlandığını doğrularken bunun geçici olduğunu savundu. Ayrıca Haşdi Şabi’nin görevinin hükümet güçlerine destek vermesi olduğunu, bu çerçevede de görevlendirmenin normal görülmesi gerektiğini kaydetti. Irak güçlerinin, sınır güvenliği için Suriye ordusu ve onları destekleyen Rusya’yla, İran’ın arkasında olduğu Şii milislerle, ayrıca ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri ile koordineli olduğuna da değindi. Resul, Suriye’nin Irak’la sınırının ÜSKÇOANYVRIULAŞTULAR... Süheyla, Rosa, Büşra üç kızkardeş... IŞİD vahşetinin hedefi olan çoluk tarafından katledildiği sanılıyor. Erbil yönetiminden kayıp Ezidile çocuk binlerce Ezidi arasındalar. Onla rin bulunmasına yönelik çalışmalar ya rın trajedisi üç yılı aşkın süre önce IŞİD pan yetkili, Rosa ve Süheyla’nın IŞİD ta saldırısı, ardından kaçırılmalarıyla başla rafından Telafer’de kaçırılıp Suriye ve dı. Uzun uğraşlar sonunda kardeşler ge Türkiye’ye götürüldüklerini belirtiyor. çen hafta Irak’ta Dohuk’taki kampta bir Süheyla’nın sığınmacı kampında bulun birine kavuştu. Kaçırıldıkları sırada Ro ması sonrasında yetkililer arasında kar sa 11, Büşra 9, Süheyla ise 4’lerindeydi... şılıklı bilgilendirmeyle geri dönüşü Yaşadıkları, IŞİD’e karşı Irak’ta zafer ilan nün sağlandığına işaret ediyor. Dövül edilirken insani trajedilerin yol açtığı ya düklerine, isimlerinin zorla değiştirildi raların izlerini sarmanın kolay olmadığını ğine de.. Şimdi üç kızkardeş yeniden, da gözler önüne seriyor. Reuters’ın ha ağabeylerinin de bulunduğu kampta bir berine göre, Telafer’de saldırıya uğra araya gelirken yüzlerinde ise kırık bir malarının ardından anne babalarının IŞİD gülümseme var... kimi bölgesinde hâlâ IŞİD’in kontrolü elinde tuttuğunu kaydetti. Tartışmalar sürüyor Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin geçen haftalarda “IŞİD’i yendik” yönündeki zafer ilanının ardından ülkedeki milis güçlerin durumuna ilişkin tartışmalar bir kez daha alevlendi. Bu çerçevede, Irak ordusu bünyesinde meclis kararı ile yer alan Haşdi Şabi’nin silahlarını teslim etmesi çağrıları özellikle Sünni ve Kürtlerden destek buluyor. Şiilerin kimi önde gelen din adamlarından da ülkenin birliği, mezhep, etnik ayrılıkların son bulması adına bu çağrılara destek geliyor. Ancak Sünniler ve Kürtlerden sık sık Haşdi Şabi’ye yönelik kendilerine karşı hak ihlallerinde bulunduğu suçlamaları yükseliyor. Trump’ın Kudüs kararına karşı protestoların sürdüğü Filistin’de ‘Öfke Cuması’ eylemlerinde İsrail güçleri ile çatışmalarda hayatını kaybeden iki gençten 29 yaşındaki Mohammed Mohaisen dün gözyaşlarıyla toprağa verildi. FPielisktinin’ddeenv‘bleatği’ımvusrızgusutÇeimAnBgbsDaöibkılrşcaaüiinsşlşe’lıtıe,rnüiriile ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına siyasi tepkiler devam ederken Filistin’de düzenlenen protesto gösterilerinde can kaybı artıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı geçen pazar Gazze’deki gösterilerde yaralanan 28 yaşındaki bir gencin dün hayatını kaybettiğini açıkladı. Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de göstericiler ile İsrailli güçler arasında yaşanan çatışmalarda bugüne kadar 11 kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. ‘Barış süreci hızlanmalı’ Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, başkent Pekin’de Filistin Dev let Başkanı Mahmud Abbas’ın özel temsilcileri Ahmet Majdalani ve Nabil Shaath ile bir araya geldi. Çin’in resmi haber ajansı Şinhua’nın haberine göre iki devletli çözümü benimsediklerini belirten ve bu konuda uluslararası topluma harekete geçme çağrısı yapan Wang, “1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan tam bağımsız ve egemen Filistin devletini desteklediklerini” de söyledi. BM Genel Kurulu’nda kabul edilen Kudüs kararının uluslararası fikir birliğindeki kesin tavrı yansıtmasının yanı sıra Ortadoğu’da barış sürecinin hızlandırılması için de bir çağrı anlamına geldiğinin altını çizdi. 3 Türk serbest Belçika’dan İsrail’e giden bir grup Türk vatandaşının Haremül Şerif’e girmek isterken İsrail polisi tarafından engellendiği, giydikleri Türk bayraklı tişörtleri çıkarması istenen grubun tepki göstermesi sonucu gözaltına alındıkları basına yansımıştı. Mehmet Kargılı, Abdullah Kızılırmak ve Adem Koç isimli Türk vatandaşları için Belçikalı ve Türk makamların devreye girdiği kaydedilirken, mahkemeye çıkarılan üç Türk’ün kefaletle serbest bırakıldığı açıklandı. ‘LibyaAvrupa arası insani koridor’ İtalya’ya getirilen 162 kişilik grupta çocuklar da bulunuyor. Eritre, Etiyopya, Somali ve Yemen’den kaçarak Avrupa yolculuğunda ilk durak olarak Libya’ya sığınan162 mültecinin Birleşmiş Milletler aracılığı ile önceki gün İtalya’ya getirildiği duyuruldu. Mülteci grubun, dağılmış aileleri, yalnız anneleri, yanlarında bir büyük olmayan çocukları içerdiği kaydedilirken İtalya İçişle ri Bakanı Marco Minniti “Libya ile Avrupa arasında ilk defa insani bir koridor açıldı. Bu tarihi bir gün” ifadelerini kullandı. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Akdeniz Özel Temsilcisi Vincent Cochetel de diğer ülkelerin de aynı yolu izleyeceklerini umduğunu belirterek İtalyan yetkililere teşekkür etti. Strasbourg’un ‘mavi noeli’ M STRASBOURG atbaanın mucidi Gutenberg’in heykelinin bulunduğu Gutenberg Meydanı’na koca bir “mavi ağaç” kondurmuşlar... Ağacı, elinde gururla “Ve ışık doğdu/ Et la lumiere fut” mesajını teşhir eden Gutenberg’in heykelinin tam önüne yerleştirmişler. Burası, Strasbourg’un en merkezi meydanı. Meydanın bir cephesi, kentin bin yıllık katedraline ve katedral etrafında noel süsleriyle bezeli dar sokaklara açılıyor. Öbür yanı, Strasbourg’un en göz alıcı meydanı olan “Place Keleber”e çıkıyor. Meydanların her birinde, birbiriyle yarışan noel çarşıları ile ağaçları bulunuyor. Ama Gutenberg Meydanı’ndaki “mavi ağaç” en tılsımlı olanı... Etrafa kobalt mavisi bir ışık saçan ağaç, loş bir odadaki romantik gece lambası gibi tüm meydanı aydınlatıyor... Gizemli ışığın tutsak aldığı meydanın ortasına bu yıl ayrıca küçük bir İzlanda kulübesi koymuşlar. İzlanda, her yıl bir konuk ülkeye ev sahipliği yapan Strasbourg noelinin bu yılki konuğu. Mumları çağrıştıran yalın, zarif, beyaz ışıklar, beyaz mobilyalar ve beyaz kürklerle döşeli ev, bizi alıp kuzeyin uzun kış gecelerine götürüyor. Bu ufak kulübenin yamacına da sırayla İzlanda’nın el yapımı süveterleri, içkileri ve damak tatlarını sunan standlar dizilmiş... ‘Zaman ağacı’nın yıldızları Strasbourg’a her yıl bu mevsimde Türk film şenliği günleri için gelirim. Strasbourg’un noel çarşısını hiçbir zaman bu yılki denli sakin gezmedim. Bunun ilk nedeni iklim değişikliği... Orta Avrupa kara ikliminin tipik örneği olan Strasbourg’da aralık gecelerinde yürüdüğünüzde eliniz ayağınız hemen buz keser. Ama burası da ılımanlaşmış. Katedralin karşısındaki “kafe”lerde, İstanbul kafelerinde olduğu gibi insanlar artık rahatlıkla kaldırımda oturup biralarını yudumluyorlar. Terör korkusunun yarattığı tenhalık da etrafı ayrıca kolay gezebilmeyi mümkün kılıyor. Birkaç yıl öncesine dek sokakları adam almazdı. Strasbourg’un tarihi merkezindeki dar yollarda, iş çıkışında metrobüse biner gibi yoğun bir kalabalık içinde dirsek dirseğe yol alır, çoğu kez yörenizdeki başlardan renkli noel tezgâhlarını göremezdiniz... Bu defa böyle bir durum yok. Nice ve Berlin noel pazarı saldırıları sonrasında, Strasbourg’da güvenlik maksimuma çıkarılmış. Her köşeden bu masal atmosferi ile hiç ilgisi olmayan, dişlerine dek silahlı üniformalı askerler çıkıyor. Kent merkezine motorlu taşıtların girmesi bu meyanda, araç saldırılarını önlemek için engellenmiş. Neredeyse bir dağ köyü sükuneti içinde bu yüzden istediğiniz yerde istediğinizce sıcak şarabınızı ve sıcak çikolatanızı içiyorsunuz. Bir sokak çalgıcısının “Anonimo Veneziano” notaları eşliğinde yavaş yavaş Katedral Meydanı’ndan, şehrin en görkemli noel ağacının bulunduğu “Place Kleber”e doğru yol alıyorum. Kleber Meydanı’nın ortasında mis gibi toprak ve çam kokan noel ağacının yanına künyesini de iliştirmişler. Bu yarım asırlık çam, Voj dağlarından getirilmiş. Ağacın renkli topları arasında iri beyaz yıldızlar göze çarpıyor. Her bir yıldız farklı bir yüzyıla adanmış. Üzerlerinde el yazısıyla, 18., 19., 20. yüzyıl.. yazıyor. Yıllar da değil, bu “zaman ağacı”nın üzerinde anlayacağınız koca koca yüzyıllar kırpılıp kırpılıp yıldız yapılmış. ‘Yapabilirsin’in ışığı Noel gezim her yılki gibi burada Türk filmleri şenliğine ev sahipliği yapan Odyssèe sinemasında bitiyor. Bu yıl Odyssèe’de 29.’su yapılan ve “Öteki Taraf”, “Albüm”, “Sen Kiminle Dans Ediyorsun?”, “Aile Arasında”, “Ayla”, “Kırık Kalpler Bankası” filmlerinin yer aldığı şenlikte çarpıcı bir kadın belgeseli de gösteriliyor. İsmi: “Yapabilirsin”... Tuluhan Tekelioğlu’nun sıcak ve samimi belgeseli “Yapabilirsin”, kendilerini yoktan var eden cesur ve güçlü kadınların öykülerini anlatıyor. Türkiye’nin ilk kadın F16 pilotu Berna Şen’den Kars’ın ilk kadın girişimcisi, “Kaz Evi”nin kurucusu Nuran Eryılmaz’a dek her biri ayrı film ve dizi konusu olabilecek kadınların yaşamlarına ayna tutan Tuluhan’ın belgeseli içimizi umutla dolduruyor. Gutenberg’in “Ve ışık doğdu” müjdesi gibi, Tuluhan’ın belgeseli de Türkiye’nin en olmadık köşelerinden ışığı bulup çıkaran kadınların müjdesini taşıyor. Bu ışığı söndürmemek hepimizin görevi olmalı. Rusya’yı kızdıran silah satışı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Ukrayna ordusuna “savunma amaçlı geliştirilmiş silah” temin edilmesine karar verildiğini açıklaması Rusya’yı kızdırdı. Moskova hükümeti, Washington’un Ukrayna’nın doğusunda daha fazla kan dökülmesine destek verdiği uyarısında bulundu, ABD’yi “sınırı aşmakla” suçladı. Rusya, hükümete bağlı birliklere karşı savaşan Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçılara destek veriyor. ABD medyası söz konusu silahların tanksavar füzeler olduğunu iddia etmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle