18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Don çiftçiye büyük zarar yazdıracak Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, martın ikinci yarısında don zararının ülke genelinde erken çiçek açan meyve ağaçlarını olum suz etkilediğini belirterek, “Don zararı birçok ilde meyve ağaçlarını vurdu. Çoğu ilde erik, kiraz, şeftali, nektarin, badem, ceviz, armut, elma, kayısı ve fındık gibi meyve ağaçları erken uyandı” dedi. Şemsi Bayraktar Artık sesinizi çıkarın8 EDİTÖR:ŞEHRİBANKIRAÇ TASARIM:BAHADIRAKTAŞ Pazartesi 4 Nisan 2016 DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Başkanı Rıdvan Budak iş dünyası örgütlerine seslenerek ‘sanayi küçülüyor, işsizlik artıyor, artık hükümete karşı sesinizi yükseltin’ çağrısı yaptı Rıdvan Budak DİSK eski Başkanı ve DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Başkanı Rıdvan Budak, güçlü bir ülkenin olmazsa olmaz üç sacayağından biri özgürlüklere ve insan haklarına dayalı bir demokrasi; ikincisi, ortak bir payda ve hedef etrafında oluşan toplumsal barış ve kardeşlik; üçüncüsü ise üretime, sanayiye ve adil bölüşüme dayalı bir ekonomi olduğunu söyledi. Barış tehdit altında Türkiye’nin son yıllarda bu üç hususta da hızla zayıfladığını, gücünü yitirdiğini, demokrasi ve özgürlükler konusunda her geçen gün dünya ülkeleri arasında daha da geriye düştüğünü vurgulayan Budak, “Toplumsal barış sürekli tehdit altında ve hiçbirimiz geleceğe güvenle bakamıyoruz. Her geçen gün ekonomik gücümüzü kaybediyoruz; sanayimiz küçülüyor, üretim azalıyor, işsizlik sürekli artıyor” dedi. Bu olumsuz tablonun tek sorumlusunun şu anki iktidar olduğuna dikkat çeken Budak “Ben bilirim, ben yaparım, bir tek benim dediğim doğrudur” anlayışı maalesef herkese zarar veriyor. İktidar yanlış üzerine yanlış yapmaya ve ülkeyi her geçen gün daha da dibe çekmeye devam ediyor” diye konuştu. Budak iş dünyasına çağrı yaparak bu gidişten memnun olmayan her kesimin kendi aralarında şikâyet etmeyi bırakıp, yanlışlara karşı güçlü bir ses vermesi gerektiğini vurguladı. Bu kesimlerin başında da iş dünyasının geldiğini anlatan Budak’ın çağrısının satır başları şöyle: 4 Bugün küçük veya büyük, hangi işi yaparsa yapsın, iş dünyasının içinde yer alan her kişi ve kurum, gidişattan şikâyetçi. Sorduğunuzda hepsi, “Hiç bu kadar zorda kalma mıştık, kötü duruma düşmemiştik” diyor. 4 Oysa iş dünyasını temsil eden güçlü kuruluşlar var; TÜSİAD, TOBB, TİSK, MÜSİAD var. Yeri geldiğinde sesleri yüksek çıkan, “Türkiye’nin en büyük gücü biziz” diyen kuruluşlar bunlar. Şimdi ise susuyorlar, konuşmuyorlar. Hükümete tek bir kelime edemiyorlar. İş dünyasına çağrı 4 İş dünyasının sayın başkanları; Üyeleriniz çok zorda. Her sektörde yüzlerce, binlerce irili ufaklı işletme kapısına kilit vuruyor; iflas eden edene. Sanayicilerin, işletme sahiplerinin feryatları ülkenin dört bir yanından duyuluyor. Üretim can çekişiyor, ekonomi kan ağlıyor. Daha da önemlisi on binlerce çalışan işini kaybediyor, gençler iş bulamıyor; ümitler tükeniyor. 4 Artık yağ, bal zamanı geç ti; deniz bitti. Bunu görün ve bir kere olsun ayağa kalkın. Üretiminize, bunca yıllık birikiminize, devlete ödediğiniz vergilere sahip çıkın. Bağırın! “Bu gidiş gidiş değildir! Bu yanlıştan dönülmelidir!” deyin. Korkmayın; sizi yemezler, size dokunamazlar. 4 İşçiler, kadınlar, gençler her gün sokakta hak aradıkları için dövülüyorlar. Siz de bir kere dayak yemeyi göze alın, ne olur? Ayağa kalkın ve Ankara’ya yürüyün. AB’ye girmek istiyorsunuz. Bir kere olsun, AB değerlerine, insan haklarına, özgürlüklere ve demokrasiye sahip çıkın. Cesaretli olun, korkmayın. 4 Yalnız, işçinin, esnafın, memurun değil; bu hükümet sizin de, hatta ülkenin de geleceğini karartıyor. Ayağa kalkın, verginize, üretiminize, geleceğinize sahip çıkın. Yoksa kaybeden hepimiz olacağız. l Ekonomi Servisi 4.5G ile cep telefonu mezarlığı oluşacak Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Hasan Atak, Türkiye’nin 4.5 G ile cep telefonu mezarlığına döneceğini belirterek, “Son 16 yılda ithal edilen 165 milyon telefonun 95 milyonu çöplüklerde yatıyor” dedi. Atak, tüketicinin 4.5G telefona geçmesinin gerekip gerekmediği konusunda iyi düşünmesi gerektiğini vurguladı. Atak, “Milyarlarca lira gereksiz tüketim yüzünden çöpe gitmemeli. Türkiye 4.5 G ile cep telefonu mezarlığına dönecek. Geçen birkaç yıl içinde bin 500 2 bin TL ödene rek alınan birçok telefon artık 4.5 G’li değil diye ucuza satılıp, 4.5 G ile uyumlu telefonlara binlerce lira para ödenecek, üstelik bu telefonların yüzde 93’ü de dışarıya döviz ödenerek alınan ithal ürünler” dedi. Son 16 yılda ithal edilen cep telefonu sayısı 165 milyon 782 bin 749’a ulaştığını anlatan Atak, “Bu telefonlardan ancak 70 milyonunun halen kullanılmakta olduğunu varsayarsak, geçtiğimiz 16 yılda ithal edilen 165 milyon cep telefonundan yaklaşık 95 milyonu çöplüklerde yatıyor” dedi. l Ekonomi Servisi ŞİRKETLERDEN Tekfen’e mükemmellik ödülü Tekfen İnşaat’ın yaptığı Baku Olimpiyat Stadı, Amerikan Mühendislik Şirketleri Konseyi’nce her yıl dağıtılan ‘Mühendislik Mükemmel lik Ödülleri’nde, ‘Diamond Award’ ödülünü kazandı. Tek fen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, “Bu, Türk müteahhitliğinin geldiği noktanın göstergesi” dedi. Deichmann çocuklarla şenlendi Alman ayakkabı şirke verdi. Şirketin erkek çocuk ti Deichmann, 2016 İlk ayakkabıları, bağcıklı model bahar koleksiyonun leriyle dikkat çeki da çocuklar için çiz yor. Ayakkabılarda, gi karakterli spor nefes alan ve rahat ayakkabılara yer kalıplar ön planda. Yoğurt ambalajları saksı oluyor Pınar, yoğurt ambalajla sı görünümünde yeniden tarının tüketiciler arasın sarladı. “Pınar Yoğurt Amba da en çok saksı olarak kul lajları Saksıya Dönüşüyor” lanılması fikrinden kampanyası kapsa yola çıkarak, Pınar mında kova yoğurt Doğal Yoğurt kova ambalajlarını ye ambalajlarını sak niledi. ‘Yanınızdayız’ kampanyası Beko, (Her gün yanınızdayız) adlı uzun vadeli iletişim platformunu tanıttı. Beko’nun bu platform kapsamında hazırladığı iletişim çalışmaları tüm dünyada aynı anda hayata geçirilirken dijital ve mağa za içi iletişim de dahil olmak üzere 360 derece pazarlama iletişimiyle desteklenecek. Beko, bu kapsamda Barcelo na takımının Premium Partneri olarak yaptığı dört yıllık anlaşmasını da geliştirecek. Deprem izolatörü Ankara’dan Bugüne kadar yurtdışından ithal edilen deprem izolatörleri artık tamamen Türkiye’de üretiliyor. ArGe, mühendislik, patent ve üretimi ile yerli deprem izolatörü üretim tesisi TİS Tek nolojik İzolatör Sistemleri AŞ tarafından 1 Nisan 2016’da Ankara’da hizmete girdi. Tasarruf için iş şart İşgücüne katılım olduğunda tasarrufun arttığını ifade eden Ümit Leblebici, “Faiz arttı, tasarruf arttı diye istatistik yok. Hem siz hem eşiniz çalıştığında geliriniz ar tıyor dolayısıyla tasarruf imkânınız artıyor. Esas işgücüne katılımı artırmak lazım. Bir ülkede tasarrufların artışı kadını işgücü piyasasına çekmekle doğrudan orantılı” dedi. Maliyet düşerse kredi de ucuzlar TEB Genel Müdürü Leblebici: Bankalar yeteri kadar sermaye getirisi elde edemiyor. Bunu yapamayınca kredi verme kapasitesi düşüyor. Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, bankacılık sis maye getirisi elde edemiyor. Bunu yapamayınca yeni kredi verme kapasitesinde düşüş ra kendisini hazırlamış durumda. Bu yıl daha az kâr üretir, yatay gideriz. Ondan sonra ba teminde yeterli likidite olmadı oluyor. Birkaç sene idare ede karız” dedi. ğına dikkat çekerek “100 milyar TL’ye yakın bilirsin de, dördüncü, beşinci sene bankacılık sektörüne ya Belirsizlik kalkmalı likidite Merkez Bankası tarafın dan sağlanıyor. Mevduat sahibi, ‘Para bende, bu PELİN ÜNKER na yüksek mevduat ver’ diyor. Likidite bol oldu ğu zaman banka rahat oluyor, ‘onu öderim, bunu ödemem’ tırımcı çekmek gerekebilir. Bu da gerekli önlemleri alarak tersine döndürülebilir. Düzenlemelerle sektörü çok fazla sıkmaya devam etmezsek sorun olmaz. BDDK ile ciddi anlamda bir iletişim var.” Şartlar zorlaştı Leblebici, iflas erteleme ko Özellikle turizm sektöründe yatırımların düştüğünü dile getiren Leblebici, “Önünü göremeyen turizmci yatırım yapmıyor. Bu sene tarım daha iyi. Demirçelikte sıkıntı yaşandı ama 2016’da bundan daha kötüye gitmez gibi görünüyor. Konutta bazı firmalarda ufak tefek problemler var. 2016 ilk çey diyebiliyor. Banka aldığını veriyor. Mevduat maliyeti düşerse kredi tarafında da düşüş olacak” dedi. Bankacılık sektöründe ulusal ve uluslararası düzenlemelerin yansımasının etkile nusunda ise “Bu sadece bankaların problem değil. Bir şirketin kötü olmasının kimseye faydası yok. İyi niyetli alınmış bir karar şimdi biraz abartılmış oldu. Ekstra önlem ne ise almamız gerekiyor. Ülke olarak zor şart rekte kısmen yavaşlama var” diye konuştu. Küresel piyasalarda endişeler yatıştıkça Merkez Bankası’nın elinin de rahatlayacağı mesajını veren Leblebici, belirsizlik ortadan kalktıkça klasik rinin de görüldüğüne değinen lardan geçiyoruz. Turizm kapa para politikasına döLeblebici, şu ifadeleri kullan site olarak aşağı gidiyor. Banka nüleceğini belirtti. dı: “Bankalar yeteri kadar ser cılık sistemi de nispeten bunla 3.5 milyon TL’lik can suyu Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclisi, Ankara’da hayatı normale döndürerek, ekonomik ve sosyal açıdan canlandırmak için bütçesinden 3.5 milyon lira kaynak ayırdı. “Biz istiyoruz ki kara sadece adında kalsın, şehrimiz ülkemizin yıldızı olarak parlamayı sürdürsün” diyen ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci “Başta Kızılay olmak üzere Ankara esnaf ve tüccarlar terör olayları nedeniyle büyük sıkıntı çektik. Esnafımıza bir nebze can suyu olmak istiyoruz. Ne yapılacaksa hep birlikte karar verelim. Esnafımıza yardımcı olalım, insanlar tekrar sokağa gelsinler, normal sosyal hayatına dönsünler” dedi. Salih Bezci Utanın Sur’daki rant iştahınızdan Bir buçuk yıl önce. Bülent Arınç başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü. Bakanlar Kurulu toplantısı ardından (15 Eylül 2014) gazetecilerin karşısına çıkıyor Arınç. Ve bundan sonra Meclis’e çok maddeli torba kanun tasarısı getirmeyeceklerini açıklıyor: “Bundan sonra bu kadar maddeli bir tasarıyı görmeyeceksiniz. Sayın Başbakanımızın talimatı budur. Artık, 3, 5, 10, 15 ne ise o iş için gerekli olan tasarılar Meclis’e gönderilecek.” Davutoğlu, başbakanlığının henüz birinci ayında. Açıklama da hayli iddialı. Doğal olarak ertesi gün gazetelerin birinci sayfasından duyuruluyor. “Artık torba yasa yok”, “Torba yasa dönemi rafa kalkıyor”. Vs vs. (haliniz varsa gülebilirsiniz) Madalyanın arkası 1 Nisan 2016 akşamı. Etkileyici isme sahip bir tasarı, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul ediliyor: “Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyası Verilmesi ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.” İlk kelimeler şahane bir makyaj. “Madalyanın arkasında” şunlar var: 15 bin polis; 2 bin 610 sosyal güvenlik denetmen kadrosu. Zorunlu trafik sigortasında değişiklik. Turizm işletmelerinin kira borcuna erteleme. İstanbul Finans Merkezi için referans faizin belirleneceği yeni bir para piyasası. Muhtaç aylığında hesap değişikliği. Nakit yardımı alana iş sağlayan özel sektöre prim desteği. Kamu sendikalarının, şehit yakını ve gazilere nakit yardımı yapma izni. Kanal İstanbul için “su yolu” tanımı ve su yollarına yasal statü. (Kanal İstanbul alanında, mera, yaylak filan varsa otomatik olarak Hazine adına tescilliyor. Mera Kanunu bypass!) Hakkında üç bakanın konuştuğu (Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Mehmet Şimşek) bir “torba”dan söz ediyoruz. HHH Akşam görüşmeler bitecekken torbadan “turpun irisi” çıkıyor. AKP’li vekiller metne eklenmek üzere, kanun değişikliği önergeleri veriyor. Şanlıurfa’ya takılacak “madalya”nın arkasına; sadece tarihi 7 bin yıl öncesine uzanan Sur’u değil, AKP’nin istediği her yeri azgın ranta açacak maddeler ekleniyor. Kutsal Kitap ayeti misali “kamu düzeni” deyince akan sular duruyor ya artık. Rant iştahı, bu önergelerde “kamu düzeni ve güvenliği” kavramlarının arasına gizleniyor. Kamu düzenigüvenliği, olağan hayatı aksatmışsa, Bakanlar Kurulu o bölgeyi riskli alan ilan edebiliyor. Ya da olağan hayat aksamasa bile, diyelim ki AKP, bir alandaki yapıların yüzde 65’inin imara aykırı olduğunu düşünüyorsa, yine “riskli alan ilan etme yetkisi” alıyor. HHH Ve sinsi mi sinsi bir hukuk tanımazlık: “Riskli alan kararına karşı dava açılabilecek, ama alandaki uygulamalara karşı dava açılamayacak” maddesi. Bir kere “riskli alan” idari nitelikli bir karar. Yargıya gidebilmek, AKP’nin lütfu değil, anayasal bir hak. Yanı sıra, “uygulama” da yargıya kapatılamaz. Ama buna yetkisi varmış gibi madde yazarak şunu söylüyor: Ben “riskli alan” ilanımı öyle hızlı yıkıp, rantımı öyle süratli yaratıp dağıtacağım ki, senin kararla ilgili davan bitinceye kadar işimi zaten bitiririm, sen de bu “uygulama” için dava açamıyor olursun. Hukuku hiçe sayan maddeler bitmiyor. Mesela, iktidarın lütfuyla açılabilen davada ihtiyati tedbir kararı isteyemeyecekmişsiniz! Yıkılacak bir taşınmazdaki, önceki ipotekler ile hacizlerin bir hükmü olmayacakmış! Özetle, gerçekten çılgın bir “torba” olmuş bu. Biz buradan “utanın bu rant iştahınızdan” diyoruz. Bir buçuk yıl önce “Torba kanun getirmeyeceğiz” diyen, iki ay önce de bir TV programında avukatlık yaptığı yılları özlediğini söyleyen Sayın Arınç’ın bir diyeceği? 8 akaryakıt şirketine ceza Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nca, 8 akaryakıt dağıtım şirketine toplamda 3 milyon 361 bin 649 lira ceza verilirken, 28 şirketten de yazılı savunma istendi. Konuya ilişkin kurul kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Otomasyon sisteminin sağlıklı çalışmaması, dağıtıcı firma dışında yakıt ikmali yapılması, ilan panosu ve pompa satış fiyatlarının birbirinden farklı oluşu, tanklarda gizli düzenek bulunması gibi nedenlerle 8 akaryakıt dağıtım şirketine, 70 bin lira ile 2 milyon 78 bin lira arasında değişen oranlarda para cezası verildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle