18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler 16 [email protected] EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA Pazartesi 4 Nisan 2016 Şeytanın kör gözüne Tahir Elçi cinayetiyle start verilen Sur çatışmasının ardından günler geceler geçti. Gece gündüz durmadan devam eden, ilk başlarda gök gürültüsü zannettiğimiz, daha sonra yalanı olmayan bir savaşın uluorta yerinde olduğumuzu anladığımız bitmeyen, bir mevsim süren gerçek bir zaman. Bunca gürültü patırtının ardından bir nebze de olsa normale döndü hayatımız. Ama taşımaktan yorulduğumuz ruhumuzun, normale dönmesi mümkün mü bilemem. Benim gibi kaybı büyük bir insanın normale dönmeyeceği kesin. Kesin çünkü önemli uzuvlarını kaybedenler, normal insanlar gibi yollarına devam edemezler, kördürler, topaldırlar. Savaş artığı mahallelere, sokaklara muhtemelen yakın zamanda yasakların kalkmasıyla vatandaşların girmesine izin verilecek. Korunaklı hayatlarında tumturaklı sözcükler bulup göz boyama gailesi içinde yanıp tutuşanların, yıktılar, harabeler karşısında gözleri yaşarmış gibi olacak. Kameralarıyla, korumalarıyla gelenlerin ceplerinde yazılı replikleri vardır. Replikler ki onları ölümlerdeki paylardan uzaklaştırma çabasıdır. Yaşamın ağır yükü omuzlarına yüklenen, bir zamanların göç mağduru, şimdiki zamanların Sur mağduru insanlar, evlerinin yıkıntılarında birkaç ay öncesine ait hayatlarının izlerini arayıp duracak. Kalp ile acı arasında kısalmış bir zamanda. Acının olmuşluğuna tanıklık etmişlerin şahitliği. Daracık sokaklarda, KONUK YAZAR kocaman yüreklerin beraber ve mutlu TÜRKAN ELÇİ yaşayabilmişliğine tanıklık etmişlerin şahitliği. Geçmişin büyüsünün bazalt taşlarda saklı en acı olduğu bir zamanda. olduğuna, geleceğin Mağduriyetiyle tarihin sağır de bu büyünün kudretiyle inşa sayfalarına berceste bir satır edileceğine inananlar, geçmişin olacak Sur mağdurları. Tarih, bu yerle bir oluşuna can sızısıyla ışıltılı satırlarla yükünü yüklerken, tanıklık yapmak istemeyecektir. mağdurun gözlerindeki hayata Geçmişin yıkıntıları üzerinde dair ışıltı kör bir kuyuya dönecek. mutlu bir gelecek hayal etmenin Un ufak olmuş hayatları, zorluğuna kanaat getirilince işte avuçlarında soğuk bir taş o an, umutlar da dar sokaklarda parçasından ibaret olacak. Kendi dara girecektir. Dara girmiş emeğiyle inşa etmiş olduğu bir zamanda şeytan kulaklara hayatlarının bir moloz yığınına fısıldayacak. İnceldiği yerden nasıl döndüğünü, kepçelerle kopsun, inceldiği yerden çöplüklere nasıl taşındığını keder kopsun. Ama tarihin ezelinden içinde yine Sur mağdurunun ta gelen ruhların azametiyle kendisi izleyecek. şeytanın kör gözüne göstere Kanın bulaştığı daracık göstere inceldiği yerlere yeniden kadim sokaklara giremeyecek ipler bağlayacağımızı fısıldamak olanlardan biri de ben isteyecek belki de insanlar. olacağım. Ömrünü insan Tahir Elçi’nin “Çatışma hakları mücadelesine adamış istemiyoruz” sesine tanıklık bir adamın, yaşadığı toplumun etmiş Dört Ayaklı Minare’nin insanları için huzur, sağduyu, dört ayağına sıkı sıkıya sarılı çatışmasızlık isteyen bir adamın çığlığı duymak için minarenin kanının bulaştığı daracık eski bir taşlarına sarılacağım. Ne yazık ki sokağa. bir panayıra gider gibi, insanlık Diyarbakır’ın taş sokaklarına dramının yaşandığı açık hava âşık olanlar, geçmiş zamanlarda müzesine doğru, insanlar o sokaklarda farklı ırk ve belki de akın akın gidecektir. kökenden gelen insanların bir Çoğu insan, yıkıntılar arasına arada yaşamışlığına şahitlik gömülüp kalan kol parçalarının, yapmışlar, maalesef ki yürek kemik parçalarının görüntülerini acısına dayanamayacağı hafızalarından çabucak silip yok için o sokakları görmek edecek. Belleğimizde derin izler istemeyecektir. Bir zamanlar bırakması beklenilen hadiseleri, masal tadında fırıncının adının çarçabuk silme maharetine sahip Thomas, kuyumcunun adının vatandaşlar olduğumuz için, bize Dikran, kasabının adının Etyen her türlü kötülüğü reva görenlerin iştahı, bizim bu eksikliğimiz yüzünden kabarınca işte o zaman umutlarımızın boynu bükülecek. Yetimlik, öksüzlük ve kimsesizlik bu anlarda kendi kendini besleyecektir. Çaresiz bir halkın munisliği ve mülayimliği halleri de diyebilirsiniz buna. Oysa bazılarının adı bilinmeyen vicdanlıların yüreğinden diline uzanan korkulu yolda vicdanla tanışmış sözcükler dökülecek. Yürekle dil arasındaki mesafede mevzilenen korku kısaldıkça insanlığa olan mesafemiz de kısalacak. Kim bilir belki de “Coğrafya kaderdir” cümlesine olan inançla başlar sunak taşına usulca uzatılacak. Oysa coğrafya kader değildir başkaldırısıyla insanoğlunun yaşam hakkının kutsallığını tekrarlamaktan bıkmayan Tahir Elçi’nin sesi, kulaklarda çın çın çınlayacak. Coğrafya kader değildir, coğrafya kader değildir. Coğrafyaya, kadere, elimizdeki ipleri gösterip incelen yerleri bağlayacağımızı bir daha tekrarlayacağız. Coğrafyada yaşamak kader olabilir ama o kaderi değiştirmenin bizim ellerimizde olduğuna inanarak elimizdeki ipleri şeytanın kör gözüne göstereceğiz. Ve Tahir Elçi durmadan bağıracak. Sedasını, Hevsel Bahçesi’ndeki aylarca barut kokusunu solumuş ağaçlar dinleyecek. Hür olmanın kadrine ulaşmış ve hürlüğü cesaretle haykıran Tahir Elçi’nin sesine ses verecek Hevsel’deki yapraklar. “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” diyecek. KONUK YAZAR AYŞE KULİN Cumhurbaşkanı’na açık mektup Sayın Cumhurbaşkanım, Şu sıralar size açık mektup yazmak pek moda. Bir mektup da benden olsun dedim, izninizle. Ben, basın ve ifade özgürlüklerine, hukuk devleti olmanın zaruretine, süregelmekte olan iç savaşın açtığı yaralara değinmeyeceğim. Ben size, önemseyeceğinizi umarak, bu toz dumanda gözden kaçmakta olan bir hususu arz etmek üzere yazıyorum bu mektubu. Siz ki 2023 yılına dair, ülkemiz için çok büyük bir beklenti içindeydiniz ya; sizi hayli üzecek bir haberim var. Beklentinize gem vurmanız gerekecek, efendim. Ya da daha gerçekçi bir yaklaşımla bekleyin o tarihi diye, kaleme alıyorum bu mektubu. Çünkü ben Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde, yaş haddinden dolayı, muhtemelen burada olup sizi teselli edemeyeceğim. Bari sizi uyarmış olayım. Sayın Cumhurbaşkanım; dindar ve kindar gençler yetiştirme gayretiniz iyi netice vermedi. Gençler dökülüyorlar, tabiri caiz ise! 1 Nisan 2016 tarihli yazısında İsmet Berkan, YGS (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavlarının) sonucunu, belgelere dayanarak vermiş. Berkan ayrıntılarla işlemiş konuyu. Ben kestirmeden neticeyi sunuyorum size. Sınava katılan 2 milyon 84 bin kişiden 912 bin 797’i, liseden bu yıl mezun olanlarmış. Lise mezunu olarak katılanlar, Türkçe bölümünde sorulan toplam 40 sorudan ancak 19.31’ine; fen bilimlerinde ise sorulan 40 sorudan ancak 3 soruya doğru yanıt verebilmişler. Bu durum fazla bir değişim göstermeden 12 yıldır böyle devam ediyormuş. İşte bu tablo, eğitimde dibe vurduğumuzun ve oradan çıkamadığımızın çok acıklı ve açık resmidir. Sayın Cumhurbaşkanım, otoyol, gökdelen, köprü, AVM yaparak elbette bir yere varılır. Ekonomi gelişir, ülke zenginleşir. Ama insana doğru yatırım yapılmazsa, eğitimde bu sonuçlarla varılacak yer, cehalette feraset arayan kafaların yeridir ki, Türkiye’ye çok yazık olur ve olmakta Cumhuriyetin eğitim sistemi, kurulduğu tarihte sadece yüzde10’u okuryazar olan toplumu (ki bu yüzde 10’nun yüzde 9’u gayri müslimdi) onca zorluklara ve yoksulluğuna rağmen, çağdaş ve eşit eğitim seferberliği ile eğitmiş; tarlalarında, köylerinde, kasabalarında mahsur kalmaya mahkum, sizin de arasında olduğunuz nice Anadolu evladının önünü açarak, onları devleti idare edecek mevkilere taşımıştır. Bu olgu dahi tek başına, hepimizin Cumhuriyet kurucularına saygı duymamızı gerektirecek bir husustur. Cumhurbaşkanım, bir an önce, tercihiniz olan dindar ve kindar kuşaklar yetiştiren sistemi dikkatle gözden geçiriniz. Batı’ya karşı önyargılarınız varsa, örneğin Güney Kore’yi, Hindistan’ı örnek alıp, bilimsel verilerle eğitilen, irfanı hür, çağdaş kuşaklar yetiştiren bir sistemi kurunuz. Ülkelerin en büyük değerleri, iyi eğitilmiş, çağına ayarlı insanlarıdır. Benden söylemesi, yoksa 2023 yılında, gelişmiş ülkeler sıralamasında, ülkemizin varacağı noktayı değiştirmede, ben aralarında olsam da, size melekler bile yardım edemez. JAPON FUTURİST KAKU’DAN GELECEĞE YÖNELİK TAHMİNLER İnternetin yerini ‘beyinnet’ SMS’in yerini ‘duygu’ alacak Yaşayan en zeki insanlardan biri olarak anılan Japon futurist Prof. Michio Kaku Ankara’da Eğitim Forumu’nda konuştu: İnternetin yerini yakın gelecekte ‘beyinnet’ler alacak. SMS’nin yerini duygu, anı ve his aktarımı alacak FİGEN ATALAY Dünyanın en zeki insanları arasında gösterilen, kuantum fizikçisi ve fütürist Prof. Dr. Michio Kaku, Ankara’da hafta sonu düzenlenen “Türkiye’nin Geleceğine İnanıyoruz: Geleceği Okuyoruz” konulu IV. Uluslararası Eğitim Forumu’nda bir konuşma yaptı. Geleceğe yönelik tahminleri sorulan 300 bilim insanından biri olduğunu hatırlatan Michio Kaku, “Biz fizikçiler tahminleri severiz. Yazdığım kitaplarda 500 yıl içinde ne olacağını anlamaya çalıştım. Burada da 1520 yıl içerisinde yaşayacağımız değişimlere odaklanacağım. Bir fizikçinin tahminiyle yüksek kültürün ve toplum sanatının egemen olacağı dev bir forum halini alacak olan internetin yerini yakın gelecekte ‘beyinnet’ler alacak. SMS gönderimlerinin yerini duygu, anı ve his aktarımı alacak. Anılarımızı bile artık internete yükleyebiliyoruz” dedi. Akıllı duvar kâğıdı Günümüzde teknolojinin geldiği noktanın muazzam etkilerine dikkat çeken ünlü bilim insanı, “Bilgisayarların kuvveti 18 ayda bir iki kat yenileniyor. Günümüzde kullandığımız cep telefonları NASA’nın 1960’ların sonunda uzaya gönderdiği uzay araçlarından daha güçlü. Geçmişte bir odayı kaplayan bilgisayar dediğimiz şey, gelecekte tamamen ortadan kalkacak. İnternet artık camların, gözlüklerin, kontakt lenslerin içerisinde olacak” diye konuştu. İnsanların artık birbirlerini takacakları akıllı gözlüklerle tanıyacaklarını söyleyen Kaku, kişilerin yüzlerini tanıyabilen cihazlar sayesinde bir insanın yüzüne bakmakla onun özgeçmişini tüm ayrıntılarla öğrenmenin, evlerdeki akıllı duvar kâğıtlarıyla tüm bilgilere anında erişimin mümkün olabileceğini belirtti Kaku, “Teknoloji öğretmen kavramını ortadan kaldırmayacak ancak öğretmenin rolünü bir hayli değiştirecek. Pakistan’daki öğrenciler bu dersleri indirebiliyorlar fakat gerektiği seviyede ilerleyemiyorlar. Bunun sebebi onlara yol gösteren bir rehber, denetim, ev ödevi ve akran baskısı gibi kavramların olmayışı. Dolayısıyla okulu bırakıyorlar. Öğretmen işte bu nokta önemli bir role sahip. Öğretmenler artık öğrencilerini yönlendiren, onların gelişimini denetleyen akıl hocalarına dönüşecek. İşte geleceğin öğretmeni bu” ifadelerini kullandı. Evlerin duvarlarına yerleştirilecek akıllı duvar kâğıtlarının internet bağlantısıyla tıp, hukuk ve eğitim gibi alanlarda tüm bilgileri anında ve etkileşimli olarak aktarabileceğinin altını çizen Kaku, doktorların ve avukatların da bu teknolojik devrim nedeniyle ortadan kalkmayacağını, rollerininse öğretmenlerde olduğu gibi danışman ve akıl hocalığı temelinde gelişeceğini vurguladı. Alzheimer cihazı DNA analizi ve kök hücre alanındaki çalışmaların gelişmesiyle insanlara yeni organlar üretilebileceğini söyleyen Kaku, “Artık kemik üretebiliyoruz. Burun, kulak ve insan yaşlandıkça daha çok ihtiyaç duyduğu yeni eklemleri geliştirebileceğiz. Kalp rahatsızlığı olanlara yepyeni bir kalp sunulabilecek” dedi. İnsanın en karmaşık organı olan beyinin de teknoloji sayesinde artık daha iyi anlaşılabildiğini vurgulayan Michio Kaku, teknolojinin beyin gücünü kullanılabilir hale getirmesi sayesinde tüm bedeni felçli insanların bile sosyal yaşamlarını idame ettirebilecek hale gelebileceğinin altını çizdi. Beyinde depolanan insan hafızasının kaydedilip internete aktarılabildiğini söyleyen Michio Kaku, tıpkı işitme cihazlarında olduğu gibi Alzheimer hastalarına da hatıra desteği sunabilecek makineler geliştirileceğini ifade etti. Tümör tarih olacak Kaku, “Dijitalleşme sağlık harcamalarını düşürecek. Çipler ve kameralar hap boyutuna getirildiğinde kolonoskopi gibi tahlil yöntemleri de tarih olacak. Kansere nanotıbbi malzemelerle saldıracağız ve “tümör” sözcüğünü tıp literatüründen sileceğiz. İnsanlar tuvaletlerine kuracakları likit biyopsi sistemleriyle kanser hastalığını 10 yıl önceden tespit edebilecekler” dedi. Michio Kaku kimdir? Yaşayan en zeki insanlardan biri olarak anılan Prof. Michio Kaku (68) Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü’nü 1968 yılında bitirmesinin ardından 1972 yılında University of California, Berkeley’de doktorasını tamamladı. City College of  New York’ta teorik fizik alanında Henry Semat profesörü olan Kaku, akademik yaşamı içerisinde süper sicim teorisi, süper yerçekimi, süper simetri, hadronik fizik dahil olmak çeşitli konularda 70’in üzerinde makale yayımladı. Sicim alanı teorisinin mucitlerinden biri olan Kaku, aynı zamanda Harvard, Princeton ve New York gibi prestijli eğitim kurumlarda fizik dersleri verdi. EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ SANATTA BU HAFTA ÖOğznrauşrÇolak SERGİ İSTANBUL nKamil Masaracı’nın “Rötarlı Aşklar’’ adlı sergisi 14 Nisan’a kadar Ürün Sanat Galerisi’nde izlenebilir. n Çağdaş Erçelik’in sergisi 9 Nisan 3 Mayıs tarihleri arasında Galeri Eksen’de görülebilir. n Vesaire Tasarım Galerisi’nde 7 Nisan 20 Nisan tarihleri arasında Dilşad Atasoy’un “Masal Diyarlar” isimli resim sergisi. n Tolga Eti Sanatevi’nde 30 Nisan’a dek Zeynep Sarıoğlu’nun “Afrodisias Suluboyaları” isimli suluboya resim sergisi. n Mehmet Sönmez’in sergisi 16 Nisan’a kadar Bodrum Oasis Sümbül Sokak Sergi Alanı’nda. n Ayşe Öztürkmen’in seramik heykellerinden oluşan sergisi “Müsaadenizle delirme hakkımı kullanıyorum” 10 Nisan’a kadar Arnavutköy Join+idea’da görülebilir. n Füsun Onur’un “Siz de Bilirsiniz” adlı sergisi 23 Nisan’a kadar Maçka Sanat Galerisi’nde izlenebilir. n Binnur Çavuşoğlu’nun suluboya resim sergisi 6 Nisan’a kadar VENÜS Sanat Galerisi’nde izlenebilir. n Nalan Solmaz Bayar’ın 17. kişisel resim sergisi 12 Nisan’a kadar Artev Sanat Galerisi’nde görülebilir. n Birce Yıldız’ın “Mistik Aarayış’’ adlı sergisi 13 Nisan tarihine kadar Gama Sanat Galerisi’nde görülebilir. n Aras Seddigh’in “Danburnu ve Gece Bekçisi Uyanıklar’’ adlı sergisi 16 Nisan’a kadar Galeri Nev’de görülebilir. n Avrupa’nın sanat merkezlerinden Barbican Centre’ın yarattığı Digital Revolution sergisi 12 Haziran’a kadar Zorlu Holding’in desteğiyle, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde, yeni sergi alanı Sky Lounge’da açık olacak. ANKARA n Gülveli Kaya’nın resim sergisi ve KAV Genç Sanat’ta yer alacak üç genç sanatçının eserlerinden oluşan “Genç Etki 22” sergisi 16 Nisan’a kadar KAV Sanat Galerisi’nde görülebilir. ADANA n Fotoğraf sanatçısı Ali Kabaş’ın Adana’yı havadan görüntülediği fotoğrafların yer aldığı sergisi perşembe günü Divan Adana Oteli’nde açılacak. “Havadanadana” adlı sergi dört gün izlenime açık tutulacak. (0532 212 17 14). MERSİN n Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Sanat Galerisi’nde M. Ali Meriç’in, “Mersin’de 30 Yıl” adlı resim sergisi sürüyor. Sergi 14 Nisan tarihine dek hafta içi 08.30 18.00, cumartesi 10.00 17.00 saatleri arasında gezilebilir. (0324 2389500) TİYATRO İSTANBUL n İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda, “Erkek Arkadaş’’ 56789 Nisan’da 20.00’de, 10 Nisan’da 15.00’de Cevahir 1’de, “Bersisa’’ 56789 Nisan’da 20.00’de, 10 Nisan’da 15.00’te Cevahir 2’de, “Kontrabas’’ 56789 Nisan’da 20.00’de, 10 Nisan’da 15.00’de Küçük Sahne’de, “Eğer Bu Bir Film Olsaydı’’ 8 Nisan’da 20.00’de Bahçelievler Kültür Merkezi’nde, “Profesyonel’’ 8 Nisan’da 20.00’de, Kültür Üniversitesi’nde, “Çehov Makinası’’ 579 Nisan’da 20.00’de, 10 Nisan’da 15.00’de Üsküdar Tekel Sahnesi’nde, “Sessizliğin İçinden’’ 56789 Nisan’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde, “Medea Kali’’ 689 Nisan’da Üsküdar Stüdyo Sahnesi’nde, “Çiçeğim Solmasın’’ 9 Nisan’da 20.00’de Bahçelievler Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. n İstanbul Şehir Tiyatroları’nda, “Radyonun İçindekiler’’ 678 Nisan’da 20.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde, “Son(suz) Öykü’’ 69 Nisan’da 20.30’da Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde, “Oyunun Oyunu’’ 79 Nisan’da Ümraniye Sahnesi’nde, “Vakti Geldi’’ 69 Nisan’da 20.30’da Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde, “Cibali Karakolu’’ 69 Nisan’da 20.30’da ‘Ağır Roman’ Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi’nde, “Zengin Mutfağı’’ 79 Nisan’da 20.30’da Fatih Reşat nuri Sahnesi’nde, “İstanbul Efendisi’’ 79 Nisan’da 20.30’da Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde sahnelenecek. n Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda; “Hizmetçiler’’ 10 Nisan 15.30’da, “Yanlışlıklar Komedyası’’ 89 Nisan 20.30’da, “Ben O İstanbul’u Çok Sevdim’’ 7 Nisan 15.30’da Müşfik Kenter Sahnesi’nde, “Gülünç Karanlık’’ 7 Nisan 20.30’da, “Leyla, Lena ve Ötekiler’’ 8 Nisan 20.30’da Turhan Tuzcu Sahnesi’nde sahnelenecek. n Dostlar Tiyatrosu’nda, “Yaşamaya Dair’’ 9 Nisan’da 20.30’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde. ESKİŞEHİR n Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda, “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’’ 5678 Nisan’da 20.00’de Tepebaşı Sahnesi’nde, “Ağır Roman’’ 9 Nisan’da B.B. Sanat ve Kültür Sarayı’nda 20.00’de sahnelenecek. MÜZİK ADANA n Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, cuma günü 20.00’de Frederic Chopin’in, “Piyano Konçertosu No. 2” ile N. RimskKorsakov’un “SheherazadeŞehrazat” adlı eserlerini seslendirecek. Şef Antonio Pirolli’nin yöneteceği konserin solisti Piyanist Hüseyin Sermet. (0322 454 50 18) ANKARA n Emre Aydın konseri 8 Nisan’da 20.30’da MEB Şura Salonu’nda. İSTANBUL n MFÖ 5 Nisan’da 21.00’de Zorlu Performans Sanatları MerkeziAna Tiyatro’da. n İncesaz’ın eski solisti ve Devlet Türk Sanat Müziği Topluluğu solistlerinden Ezgi Köker ve Recep Alpar Çevirel, 7 Nisan’da 19.00’da Akıngüç Oditoryumu’nda düzenlenen Müzeyyen Senar’ı anma gecesinde sahnede olacaklar. n Erkin Koray konseri, 7 Nisan’da 20.30’da Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle