18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 4 Nisan 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Erdoğan: PKK, YPG, Asala, Paralel Devlet Yapılanması temsilcilerinin hepsinin iç içe yan yana olduklarını gördüm Beş günlük ABD ziyaretinin ardından dün yurda dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde açıkla Hepiniz iç içe malar yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’deki Brookings Enstitüsü’nde verdiği konferans öncesi yaşananlara ilişkin yaptığı değerlendirmede “PKK terör örgütünün tem yan yanaydınız silcileriyle, YPG’nin temsilcile riyle ASALA’yı ve onun yanın da da ülkemizden kaçıp şu anda Amerika’da yaşayan paralel devlet yapılanması temsilcilerinin hepsinin iç içe yan yana oldukla EN UZUN DANIŞMAN Erdoğan, TürkAmerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nde Müslüman üniversite öğrencilerini kabul rını gördüm. Bu bir ispattı, delil etti. Erdoğan’a danışmanı Hidayet Türkoğlu da (sol başta) eşlik etti. di. Paralel devlet yapılanmasına gönül vermiş olan saf, temiz kar deşlerime sesleniyorum: Kimler le beraber olduğunuzun farkında olun” dedi. Brookings gerilimi ABD’de Brookings Enstitüsü’ndeki konferansı öncesinde yaşanan olaylara ilişkin konuşan Erdoğan, “Konferansın öncesinde yaşadığım tablo gerçekten çok çok manidardı. Ülkemde bazı şeyleri boşuna anlatmıyoruz, boşuna konuşmuyoruz” değerlendirmesini yaptı. k‘Güafrzeettmeceiklikd eğ il’ Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizdeki terör örgütünün Amerika’daki ayaklarının orada özellikle Paralel Devlet Yapılanması’yla nasıl iç içe olduğunu bilmeniz gerekiyor. Bunlar orada maalesef ülkemde şehit olan bizim Mehmedimiz, polisimiz, köy korucumuz için ağlamıyor. Ama Maryland’da bir olay daha yaşadım. O olay çok daha manidardı. Orada Azeri bir gazetecinin yanıma yaklaşarak dün ErmenistanAzerbaycan sınırındaki çatışmalar neticesinde ölen 12 Azeri kardeşimizle ilgili sorduğu soruya ‘Siz ne diyorsunuz?’ diye bana sordu ve cevabını verirken gözlerinden akan yaşları gördüğümde hakikaten orada duygulanmamak mümkün değildi. O da gazeteci bizdekiler de gazeteci. Ben tabii buradaki medya mensuplarını tenzih ediyorum. Gazetecilik bu ülkenin Cumhurbaşkanına küfretmek değildir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanının ailesine küfretmek değildir. İşte oradaki gördüğüm o tablo aslında ders niteliğinde bir tablodur. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum.” l İSTANBUL BIDEN MAÇTAYDI AÇILIŞTA yalnızdı Washington’daki Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin ardından Erdoğan Maryland eyaletindeki diyanet camisinin açılışını yaptı. Obama’nın daha önceden katılmayı reddettiği açılışta ABD hükümetini kimin temsil ettiği sorulunca, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Mark Stroh, “Erdoğan’ın cami ziyaretiyle ilgili detayları lütfen kendilerine sorunuz’’ cevabını verdi. ABD yönetiminden üst düzey bir yetkilinin açılışa gelmediği sanılıyor. Biden’ın tercihi final Erdoğan’ın Washington’a gelişinde Obama yerine Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın cami açılışında yer alabileceği haberleşmişti. Ama Biden cami açılışı yerine Teksas eyaletinde yapılan kolej basketbolu final maçına gitti. Görüldüğü kadarıyla Erdoğan ile birlikte Türk camisi açmaya, şehirde zirve için bulunan 50 civarındaki yabancı liderden katılan olmadı. Yayınlanan resimlerde Erdoğan’ın yanından yabancı bir ülke lideri veya ABD yetkilisi görülmüyor. lİLHAN TANIR / WASHINGTON DAMAT EL ÖPTÜ Erdoğan, açıklamalarının ardından Halkalı’daki Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi devam eden dünürü Özdemir Bayraktar’ı Erdoğan İstanbul’un Fatih ilçesinde, hastanede ziyaret etti. Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’la nişanlanan Ensar Apartmanı’nda oturan bir Şelçuk Bayraktar, Erdoğan’ı hastane girişinde karşıladı ve elini öptü. Gıyabımda konuştuyakınınıdünziyaretetti.lDHA Erdoğan, yaklaşık 40 dakika kaldıktan sonra hastaneden ayrıldı. üzüldüm AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Erdoğan’ın kendisini hicveden Alman mizah programına tepkisini eleştirdi ‘Sevgili Erdoğan çok ileri gittin’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hicveden şarkının Türkiye ve Almanya arasında diplomatik krize yol açmasına son eleştiri Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) geldi. Alman Bild gazetesinin krize dair sorularını yanıtlayan AP Başkanı Martin Schulz, “Siyasiler hicivle yaşamak zorunda, Türkiye Cumhurbaşkanı da” dedi. Sosyal Demokrat partili Schulz, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı karikatürize edilişinden rahatsız oluyor diye Almanya’da demokratik hakları sınırlamamız kabul edilemez. Erdoğan’a bir şeyi net olarak söyleyelim. Bizim ülkemizde demokrasi var. Nokta” diye konuştu. ‘Demokrasinin El Dorado’su’ “Bir hiciv klibi yüzünden büyükelçiyi Dışişleri’ne çağırtan biriyle Avrupa’nın en önemli anlaşması yapılabilir mi” sorusuna ise Schulz şu yanıtı verdi: “Sığınmacı politikamızda demokrasinin El Dorado’su olmayan bir dizi ülkeyle işbirliği yapıyoruz. Anlaşmayı da Erdoğan’la değil Türk hükümetiyle yapıyoruz. Başbakan Davutoğlu, oldukça güvenilir bir partner.” Erdoğan’ın açık konuşmayı sevdiğini ve açık konuşanları anladığını belirten Schulz, doğrudan cumhurbaşkanına da seslendi: “Sevgili Erdoğan, bir adım fazla gittin. Böyle olmaz. Mizah demokratik kültürün temel unsurlarındandır.” Sığınmacı işbirliği yüzünden Türkiye’deki temel hak ihlallerine sessiz kalmayacaklarını ifade eden Schulz, “Cumhurbaşkanının bir davayı izlediler diye açıkça diplomatlara saldırdığı bir ülkeyi kınamalıyız. Keza Kürt meselesinde askeri bir çözüm olamaz, Türkiye barış sürecine dönmelidir” diye konuştu. l Dış Haberler İLHAN TANIR ABD Başkanı Barack Obama’nın baş başa görüşme sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın demokrasi siciline yönelik eleştirilerini kamuoyu önünde dillendirmesi, Erdoğan ile Beyaz Saray arasında yeni bir söz düellosu yarattı. Erdoğan’ın Obama’nın kendisi hakkında yaptığı ağır eleştirilere karşı ABD’de yanında bulunan Türk gazetecilere şunları söylediği öğrenildi: ‘’Gıyabımda o tür bir açıklama yapıldığını duyunca üzüldüm. Sayın Obama’yla yüz yüze görüşmemizde o konular gündeme gelmedi. Kaldı ki, bizler daha önceki telefon görüşmelerimizde, basın üzerinden konuşmak yerine karşılıklı konuşmanın daha faydalı olacağını da konuşmuştuk.’’ Haberlere göre Erdoğan “Hakaret ve tehdide Batı’da da müsaade edilmez” diyerek Obama ve Merkel’i tehdit eden bazı zanlıların tutuklanmasına dair örnekler sıraladı. Cumhurbaşkanı “Obama, görüşmemizde bu konuları gündeme getirmiş olsaydı, tüm bu örnekleri önüne koyar, bunları ona da söylerdim” vurgusu yaptı. lWASHINGTON BEYAZ SARAY: OBAMA’NIN SözlerinİN arkasındayız Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Mark Stroh “Biz Başkan Obama’nın zirvenin ardından basın toplantısında söylediği sözlerin arkasında duruyoruz. Daha fazla bir yorumumuz yok’’ dedi. Obama, Erdoğan’ın demokrasi vaadiyle işbaşına geldikten sonra bu sözlerini unutup demokratik tartışma ortamını bitirdiğini söylemişti. Obama’nın bu çıkışıyla ilgili Washington’da “Ev sahibi bir ülke liderinin, konuğu hakkında bu tür ağır eleştirileri yapması çok sık görülen bir durum değil. Erdoğan’ın korumalarının Washington’da estirdiği saldırgan hava ABD yönetimini birşeyler söylemeye mecbur bıraktı” yorumları yapılıyor. lWASHINGTON Bono, MÜLTECİLER İÇİN KÖŞKE çıktı Başbakan Ahmet Davutoğlu, U2 grubunun solisti nın çoğunluğu şehirlerde yaşı diye konuştu. Ünlü İrlandalı soyor. Öğleden önce Türk öğrenci list Bono, Türkiye’nin mülteci Bono’nun da yer aldığı ABD Kong lere, öğleden sonra Suriyeli öğ leri ağırlama konusunda dünya re üyelerinden oluşan heyeti, Çan rencilere eğitim veren okulları da zirvede olduğunu belirterek, kaya Köşkü’nde ağırladı. mız var. 100 binden fazla Suriye “Bu sizin yaptığınız aslında sı Davutoğlu, Suriyeli öğrencile li bebek hastanelerimizde doğdu. ra dışı bir şey, bir nezaket der ri ziyaret etmek üzere Türkiye’ye Onlar da ailemizin birer üyesi ve si. Açtığınız okullar, tüm dün gelen heyete, “Kamplarda 300 inanıyorum sizin oraya gitmeniz yaya ders niteliğinde” dedi. Bono Davutoğlu bin insan mevcut. Geri kala le sesleri daha çok duyulacaktır” l ANKARA / Cumhuriyet haber 5 Berbat iktidar, berbat muhalefet Memleket tam bir çıkmaz içinde; ortalık toz duman. Ana muhalefetin, eğer varsa, “Ortado runa ölen varsa vatan” edebiyatı bunun en güzel işaretleri değil mi? “Kan”ın, “ölüm”ün kutsandığı bir ülkede, gidiş nereye bel ğu ve genelde uluslararası siya li değil mi? set, Kürt meselesi, yeni anaya Bir yandan, “Hayır efendim, sa ve başkanlık sistemi konula şehit olmak yerine kardeş ola rında tavrı nedir?”, hâlâ anlata lım”, “vatan uğruna ölmek ye biliyor, gür bir ses çıkarabiliyor değil. Muhalif çevreler, hâlâ Rıza Sarraf davası, ObamaErdoğan görüşmesi, muhtemel rine, yaşamaktan mutlu olunan yer olmalı”, “bayrağın rengi gelincik kırmızısı olsun” cesareti göstereceklerin sayısı az. Ama ekonomik kriz etrafında fal tutu mesele sadece cesaret mesele yor. Diğer taraftan, Kürt siyase si değil, tam “artık kimse ölme ti, gerçek dünyadan bağını tümüyle koparmış gibi üst perdeden atıp tutmayı siyaset sanıyor, bazısı hâlâ iktidarın olumlu bir adım atacağı ümidi peşinde. Hepsi, ülkede yaşanan kaos durumunun iktidarı zayıflatmasının çare olduğunu sanıyor. sin” diyecekken, bırakın “bombalı eylemler”i, sayısı her gün artan şehit haberlerinin sesimizi kısmaması mümkün mü? Bu koşullar altında, iktidarın “bizden bir’e karşı onlardan sekiz” mantığına,“hayır bir’e sekiz dokuz can eder” sesini nasıl top Daha baskıcı olacak lumsallaştıracağız? Son olarak, Türkiye’nin ulus Kürtler sanıyor ki, iktidar daha fazla zaafa düşerse, süngüsü düşüp masaya oturacak, pazarlık yeniden başlayacak, olmazsa “halkların devrimi” devreye girecek. Diğerleri sanıyor ki, iktidar içerde ve uluslararası düzlemde daha fazla sorunla karşılaşınca, aklı başına gelecek veya gücünü yitirip oyundan düşecek. Hepsi sanıyor ki, iktidar zayıflayınca kaybedecek, kaybedince karşısındakiler kazanacak. Oysa Türkiye çoktan herkesin daha fazla kaybedeceği bir yola gir lararası planda daha fazla dışlanmasının çıkış yolu olmak bir yana, mevcut iktidarı daha uç noktalara iteceğini kavramak gerek. Bugüne kadar liderleri, başkanları “diktatör” ilan edilen hangi ülke selamete çıktı? Bu ülkelerin sonlarının ne olduğunu görüyoruz. Doğru, böylesi bir gidişten en çok iktidarda olanların kaygılanması gerekiyor, ama iş onunla kalmıyor, böyle durumlarda iktidar ile birlikte tüm ülke çöküyor; “anahtar teslim demokrasi” diye bir şey yok. miş vaziyette, ciddi bir çıkış siyaseti kurgulanamadığı sürece Tehlikeli bir gidiş bu böyle olacak. Hal böyle diye, “İyi kötü bu ik Hiç kuşkunuz olmasın, zayıf tidara ses etmeyelim, beterin layan iktidar daha baskıcı, daha beteri var” demiyorum. Tam ter acımasız, daha hak hukuk tanı sine, ciddi bir demokrasi müca maz olacak, olmazsa kendi hu delesi vermeden, sadece iktida kukunu yazacak, uygulayacak. rın zayıflamasına bel bağlaya Kürt siyaseti darboğaza girdi rak gidilecek yol, tehlikeli bir gi ği ölçüde uzlaşma yerine, ça diş diyorum. O gidişten kimse tışma siyasetlerini kamçılaya kazançlı çıkmayacak, diyorum. cak, dahası milliyetçi tepkileri Berbat bir iktidar siyasetine kar muhalefete yönlendirecek. Za şı durmanın yolu berbat muha ten halihazırda yaptıkları bu de lefet siyasetleri ile olmaz diyo ğil mi? Çoğunluk, Kürt siyaseti rum. Ne MHP’nin katı milliyetçi nin geldiği noktada, hükümetin siyasetlerini sorgulamak yerine, muhalefet eden herkesi “terörü desteklemekle” suçlayıp, hıncını bu çevrelerden çıkarmak üzere bilenmiyor mu? Bu öyle bir iktidar zihniyeti ki, ülkenin bu nok Kürt düşmanı yedekçi muhalefeti, ne CHP’nin etkisizkararsız muhalefeti, ne Kürt siyasetinin demokratik mücadeleden kopan, iktidarın baskıcı ve Türk milliyetçiliği siyasetini meşrulaştırmaktan başka sonuç verme taya gelmesinden, rahatsız de yen çabaları, ne demokratlar, li ğil, tam tersine bunu çare olarak beraller ve her tür muhalifin ça görüyor, badireyi böyle atlatma reyi iktidarı zayıflatan her şe yı planlıyor. Şehitlik, “bayrağın ye bel bağlama tavrı, çıkış yolu kırmızısı kan rengi”, “vatan, uğ göstermiyor diyorum. Bahçeli’den ABD’ye 19 il uyarısı tepkisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin Türkiye’nin 19 ili hakkında yaptığı terör açıklamasına tepki gösterdi. Bahçeli, Nusaybin’de 6 güvenlik görevlisinin şehit olduğu saldırıların ardından yazılı açıklama yaptı. Türk milletinin her gün kahredici şehit haberleriyle sarsıldığını söyleyen Bahçeli, yaşananların ne 1980’li ne de 1990’lı yıllara benzediğini ifade etti. Bahçeli, Türkiye’nin terörle mücadele ederken, dost görünümlü ABD’nin Ankara’daki büyükelçiliği aracılığıyla kafaları karıştırmasının, kor kuları tırmandırmasının masum ve sıradan görülemeyeceğini kaydetti. Bahçeli “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de bulunduğu sırada, bu ülkenin Türkiye’ye yönelik hasmane tutum takınması, terörizm konusunda kırmızı alarm verme si kuşkulu ve oldukça da manidardır. Dahası Erdoğan’ın her ABD seyahati öncesi veya sonrası, meydana gelen terör saldırıları da mide bulandırıcı planlamaların ve düşmanca niyetlerin varlığına karine teşkil etmektedir” açıklamasını yaptı. Oğan: Obama’nın sözlerini duyunca ben utandım MHP genel başkan adaylarından Sinan Oğan, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı davayı “Basın özgürlüğüne ve Türkiye’nin imajına” darbe olarak nitelendirdi. ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisinde Türkiye’de basına yönelik baskılarla ilgili “Basına karşı benimsenen yaklaşım Türkiye’yi rahatsız edeci bir yola sürükleyebilir. Türkiye’de beni rahatsız eden eğilimler oldu Sinan Oğan ğu sır değil. Kendisine de söyledim” sözlerine dikkat çeken Oğan, “Obama’nın Cumhurbaşkanı için söylediği sözleri duyunca ben utandım, üzüldüm” dedi. l TOKAT C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle