13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 5 Temmuz 2015 haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 6 SON 5 SEÇİMDEKİ TAKVİMİ İNCELEYEN CHP’Lİ ÖZEL’DEN ÇARPICI TESPİT: Erdoğan oyalıyor! Yeni Meclis Başkanı’nın seçilmesinin üzerinden 3 gün geçtiğini söyleyen CHP’li Özel, “Erdoğan yaptığı oyalama taktiği” dedi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 25. dönem milletvekillerinin yemin törenlerinin üzerinden 10, yeni Meclis Başkanı’nın seçiminin üzerinden de 3 gün geçmesine karşın hükümeti kurma görevini vermedi. 1995’ten 2011’e kadar kurulan 5 hükümetFIRAT te ise cumhurbaşKOZOK kanlarının milletvekili yemin töreninin hemen ardından hükümeti kurma görevi verdiği ortaya çıktı. Erdoğan, gelecek cuma Bosna Hersek gezisine çıkacak olan Ahmet Davutoğlu’nun dönmesini beklerse, “milli irade” tam 35 gün gecikmiş olacak. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, son 5 hükümet görevlendirmesi tablosunu anımsatarak, “Cumhurbaşkanı milli iradeye büyük bir saygısızlık yapıyor. Ya YAŞ’a bu kabineyle girmek istiyor ya da kafasındaki erken seçim takvimine göre oyalama taktiği yapıyor” dedi. Erdoğan’ın hükümeti kurma görevini TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşmasının ardından vereceği belirtiliyor. Bu RTEDavutoğlu çarpışıyor: İki ayrı strateji rtada iki lider ve iki ayrı strateji var. Çarpışıyorlar, farkında mısınız? İlki Cumhurbaşkanı, bütün ipleri elinde tutuyor. Hükümet mi kurulacak, seçime mi gidilecek, tek karar odağı durumunda. Davutoğlu ise koalisyon görüşme ve kurma çalışmalarına hâkim olmaya çalışıyor. Türlü çeşitli söylentiler arasında çıkışını yapıyor: Benim ağzımdan çıkmayan hiçbir şeye inanmayın... Koalisyon kurulacak mı, kimle kurulacak, uzun ömürlü mü olacak, yoksa bir seçim hükümeti mi.. Temel çatışma konusu. Şimdi nedenlerine ve gerekçelerine bakalım. Önce RTE’nin kesin pozisyonu. Ne yapmak istiyor? C Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda inşa edilen caminin açılışında bir vatandaş süs havuzunda abdest aldı. FOTOĞRAF: NECATİ SAVAŞ çerçevede AKP, üyelerini önümüzdeki hafta çarşamba günü belirleyecek. Perşembe günü de Meclis’te oylama yapılacak. Erdoğan’ın oylamanın hemen ardından görevi verebileceği düşünülebilir ancak cuma günü de Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yurtdışı gezisi bulunuyor. Ahmet Davutoğlu, cuma günü Bosna Hersek’e gidecek. Cuma gecesi bu ülkede konaklayacak olan Davutoğlu’nun ya cumartesi günü geç saatlerde ya da pazar günü Türkiye’ye dönmesi bekleniyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın bu hafta perşembe gününe kadar hükümeti kurma görevini vermemesi durumunda sürecin bir hafta daha sarkacağı yorumları yapılıyor. CHP’ye göre Erdoğan’ın bu tavrının altında iki neden yatıyor. Bunlardan birincisi, Yüksek Askeri Şura’ya mevcut bakanlarla gitmek, ikincisi de kafasın Yurtdışı oyunu da belirlediği erken seçim takvimi için süreci istediği şekilde oyalamak. Özel, son 5 seçimde yemin töreninin hemen ardından 12 gün içinde hükümeti kurma görevinin verildiğini, hatta bu seçimlerden iki tanesinden koalisyon çıkmasına karşın sürecin hızlı ilerlediğini belirterek, “Cumhurbaşkanı, bilerek ve isteyerek siyasete yön vermeye çalışıyor ve oluşan sandık iradesinin bir an önce Meclis’e yansımasına ve hükümetin kurulmasına engel oluyor” dedi. Özel, şöyle konuştu: “Başkanlık Divanı seçimini perşembe gününe kadar uzattılar. Cuma günü görevin verilmesi bekleniyordu ama bu kez de Başbakan’ın yurtdışı programı çıktı. Davutoğlu, Türkiye’ye döndüğünde görevi alırsa seçimlerin üstünden tam 5 hafta, yani 35 gün geçmiş olacak. Bunun kasıtlı olduğu konusunda şüphemiz yok. Cumhurbaşkanı’nın iki amacı olabilir; birincisi YAŞ’a bu kabineyle girmek, ikincisi de kafasındaki önseçim takvimine göre oyalama taktiği izlemek.” Özel, Erdoğan’ın teamüllere uygun hareket etmesi durumunda hükümetin kurulma sürecinin 20 gün öne çekilmiş olacağını ifade etti. O Diktatörlüğün meşruiyeti, Meclis çoğunluğu RTE: 4 yıl koalisyona tahammülü yok Kurtulmuş: Sürecin ismi ve adımları değişebilir aşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, MHP’nin ‘Çözüm sürecine karşıyız’ dediğini belirterek “İsmi değişebilir, adımların şekli değişebilir. Süreçte bazı revizyonlar yapılabilir” dedi. Kur Kurtulmuş tulmuş, önceki gün bazı gazetecilerle buluştu. MHP ile koalisyonun çözüm sürecinin bitmesi anlamına gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, MHP’nin “Çözüm B AKP’den seçim sonrası 62 atama kararı çıktı oalisyon kurulduğunda üst düzey atamalar için ortağını ikna etmek zorunda kalacak olan AKP, ara dönemde atamalara tam gaz devam ediyor. Normalde seçim nedeniyle istifa eden hükümetler, “çok zorunlu” olanlar dışında teamüller gereği, atama ya da önemli kararlar almamaya özen gösterirken, tek parti iktidarının son günlerini yaşayan AKP hükümeti ise “yangından mal kaçırırcasına” tam gaz üst düzey atamalar yapıyor. Seçimlerin yapıldığı 7 Haziran’da bile 3 atama kararı çı sürecine karşıyız” dediğini anımsatarak, “İsmi değişebilir, şu olabilir bu olabilir ama Türkiye’de MHP seçmeninin de yaklaşık yüzde 48’i çözüm sürecinin sürdürülmesini istiyor. Süreçte bazı revizyonlar olabilir, yapılabilir. İsim değişebilir, şöyle olur ama bu gidişatın zıttına ‘Bırakın tekrar silahlı çatışma dönemi başlasın’ şeklinde birşeye milletin razı olmayacağını düşünüyorum” görüşünü dile getirdi. K karan AKP, o günden bu yana da boş durmadı. Seçimden bugüne tam 62 atama kararı çıkarıldı. Bu sürede TÜBİTAK Başkanlığı’na, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’ne, Rekabet Kurumu Başkanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda genel müdürlüklere, Türkiye Elektrik İletim AŞ Genel Müdürlüğü’ne atamalar yapıldı. Ayrıca vali ve büyükelçi kararnameleri yayımlandı. 29 santral satışa çıkarıldı. l MUSTAFA ÇAKIR / ANKARA 1) Çünkü böyle bir hükümet yetkilerini sınırlar, Beştepe’ye itilir. İster MHP ister CHP ile kurulsun. Türkiye ile istediği gibi oynayamaz. Dış politikayı yönlendiremez. Hükümete istediği yasaları çıkarma talimat veremez. Üstüne üstlük, Meclis’te geçmiş hükümete ve kendisine dokunacak yolsuzluk vb. gibi girişimleri önleyemez. Koalisyon ortağı bile, Meclis’te çok haklı bazı yasa girişimlerine engel olamaz, o zaman mesela yolsuzluklara ortak olmuş olur. Erken yapılacak seçimlerde de hemen bedelini öder. Yani, Meclis’te yasama çoğunluğunun AKP dışındaki partilerde olması, RTE için her zaman önemli bir tehlikedir. O yasama çoğunluğunun hep kendi partisinde olmasını ister. Parmak çoğunluğu ve kurşun askerlerden oluşa bir Meclis, geçmişi silmenin ve geleceği yeniden kotarmanın, ana siyasi hedefidir. Unutmayın, RTE normal ve doğal bir siyaset adamı değil. 13 yıldır ülkenin yazgısını belirleyiciydi. Kendi partisine, Cemaat ortağına ve siyasi rakiplerine kadar tüm ittifak ve tasfiyeleri yapan kişi. Önemli ihalelerin hepsine, büyük devlet adamı rollerine, Rusya ile nükleer santrallarda ortaklıkları kadar, hemen her şeyde tek karar verici. Ülkede milyarlar el ve cep değiştirir, siyasi faaliyetlerin ve bütün ailelerin finansmanı sağlanır. Evet şimdi cumhurbaşkanıdır, ama tek adamlıkta “topal” konuma düşmüştür. Çünkü bütün bu süreci Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak yönetmiştir; bu, onun en büyük her şeyi yaparım meşruiyetiydi. Tek adamtek partitek devlet ve tek Meclis: Siz “meşru diktatörlüğün” deyin, başkası meşru muktedirliğin desin, yolları böyle döşendi. Başka doğru dürüst hiçbir unsurunun işlemediği demokrasiyi, “sandık demokrasisi” çerçevesinde tutarak bunu sağladı. Bu nedenle Türkiye tüm demokrasi ölçümlerinde otoriter, yarı özgür, diktatörlüğe yakın kategoride yer almaktadır (Bkz Hey Türkiye Nasılsın, Cumhuriyet Kitapları) Anayasayı bile paçavraya dönüştürmeyi göze aldı. RTE, seçimlerde kendini sahalara atmasına rağmen, ilk kez sandıktan çoğunluk diktasını çıkaramadı. (Sivil ve siyasi güçlerin sandığı örgütlenmesi de başka planları çökertti!) Bu ilk yenilgisidir. Büyük yenilgidir. Ve Türkiye’nin büyük kazancıdır! Bunu hiç unutmayın! Şimdi 13 yıldır herkesi, sistemin tüm denge mekanizmalarını tasfiye ederek, partisi dahil tüm sistemi sadece kendini destekleyici niceliğe sürükleyen böyle bir insan, tek karar verici konumunu hiçbir zaman kaybetmek istemez. Kısa bir şaşkınlıktan sonra şimdi yeniden ön planda ve seçimi tersine çevirme planında. Bu nedenle RTE, seçimleri kazanabileceğine inandığı ilk anda, hemen erken seçime gidecek kesin bir pozisyona sahiptir. Bu pozisyon için en önemli seçenek, koalisyon hükümeti kurul(a)mamasıdır. Koalisyon görüşmelerinin başarısız geçmesidir. Veya kurulacaksa da kısa ömürlü olmasıdır. Bu konuda elinden geleni arkasına koymayacağına inanın. 4 yıl sürecek bir koalisyon, ancak karabasanı olur. İki de bir “seçim hükümeti”ni gündeme getiriyor. Seçmeni ısındırıyor. MHP ile koalisyonun bile ancak seçim hükümeti olabileceğini söylüyor. Peki, Davutoğlu ne yapar, ne düşünür. Yarın... Savaş kabinesi kaygısı MAHMUT LICALI HDP’li Doğan, Cumhuriyet’in duyurduğu sürpriz görüşmenin detaylarını açıkladı. Doğan, “Ana gündem çözüm süreciydi” dedi DP Gaziantep milletvekili Celal Doğan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği ve Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu sürpriz görüşmenin parti yönetiminin bilgisi dahilinde olduğu belirtilirken; görüşmenin ana gündemini ise çözüm sürecinin oluşturduğu öğrenildi. Parti yönetiminin bilgisi dahilinde Doğan, Erdoğan’a, “AKP MHP koalisyonu savaş hükümeti anlamına gelir bu da çözüm sürecinin bitmesi çatışmaların yeniden başlamasına neden olur” kaygısını ilettiği öğrenildi. H Çözümün geleceği 7 Haziran seçimlerinde HDP Gaziantep milletvekili olarak parlamentoya giren Doğan’ın, Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ayrıntıları belli oldu. Edinilen bilgiye göre görüşme öncesi partinin yönetim organlarına bilgi veren Doğan, HDP’nin çözüm süreciyle ilgili kaygılarını doğrudan aktarmak amacıyla Erdoğan ile bir görüşme yapacağı bilgisini HDP yönetimine sundu. HDP yöneti minin onayının ardından gerçekleşen sürpriz görüşmede yaklaşık 4 aydır dondurulmuş olan çözüm sürecinin olası koalisyon senaryolarına göre geleceği ele alındı. Doğan, HDP’nin süreçle ilgili yaşanan tıkanıklık sürecin biteceği yönünde dile getirilen senaryolar ve yaklaşık iki yıldır devam eden çatışmasızlık sürecinin tehlikeye girmesi konularını Erdoğan’a iletti. Doğan, siyasi kulislerde dile getirilen olası bir AKP MHP koalisyonunun savaş hükümeti anlamına geleceğini, Suriye’de yaşanan gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde Türkiye’de devam eden çatışmasızlığın çok büyük bir kazanım olduğu görüşlerini bildirdi. HDP’li Doğan, Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi anlattı. Parti rahatsız değil DP yönetimi, sürpriz görüşmeyi Doğan’ın gerçekleştirme gerekçesini Erdoğan ve Doğan’ın geçmişten gelen bir tanışıklıkları olmasına bağladı. Çözüm sürecinin her türlü siyasi çıkar ve oy hesabından da H ha kıymetli olduğu görüşünden hareketle Doğan Erdoğan görüşmesinin HDP politikalarına aykırı olmadığı ifade edildi. Görüşmenin parti içinde herhangi bir rahatsızlık yaratmadığı da kaydedildi. HDP, 7 Haziran’dan sonra oluşan tabloda AKP CHP koalisyonuna sıcak bakmış, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, AKP CHP koalisyonu olursa HDP’nin bu hükümete dışarıdan destek verebileceğini de açıklamıştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle